İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/2403 Esas 2023/355 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2403
Karar No: 2023/355
Karar Tarihi: 07.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2020/2403
Karar No: 2023/355
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 25/06/2020
Numarası: 2015/537 (E) 2020/353 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 7/3/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ...'ın yönetimindeki, davalı ... AŞ'ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı ... plakalı araçla seyir halinde iken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 56/1-A maddesine aykırı davranmak suretiyle neden olduğu kazada, ... plakalı motosikletle seyir halindeki polis memuru ...'in öldüğünü belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze giderlerinin tahsiline, davalı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için de 20.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 18/12/2019 günü sunduğu bedel artırım dilekçesi ile davacı ... için talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatı 36.684,89 TL'ye, davacı ... için talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatını ise 34.367,56 TL'ye yükseltmiştir. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; cenaze ve defin giderlerinin sigorta kapsamında olmadığını belirterek, toplanmasını istediği kanıtları bildirmiş, davanın reddini savunmuştur. Davalılar ... ile ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya müvekkili şirkete ait ... plakalı aracın herhangi bir etkisinin olmadığını, kazanın havanın yağışlı olmasından ve ölenin trafikte dikkatsiz biçimde hızlı seyretmesinden kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete kasko poliçesiyle sigortalı ... plakalı araç için maddi ve bedeni ayrımsız 75.000,00 TL limitle sınırlı olarak İhtiyari Mali Mesuliyet sigortası teminatı verildiğini belirterek toplanmasını istediği kanıtları bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince, davacı ...'in maddi tazminat davasının kabulüne, 36.864,89 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ..., ... ve ... Sigorta AŞ'den müteselsilen tahsil edilerek adı geçen davacıya verilmesine; davacı ...'in maddi tazminat davasının kabulüne, 34.697,56 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ..., ... ve ... Sigorta AŞ'den müteselsilen tahsil edilerek adı geçen davacıya verilmesine; cenaze defin giderine ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 1.000,00 TL cenaze defin gideri tazminatının, davalılar ..., ... ve ... Sigorta AŞ'den müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine; davacılar ... ve ...'in İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası poliçesini düzenleyen davalı ... AŞ'ye karşı açtıkları maddi tazminat davasının reddine; davacı ...'in manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ... Sigorta AŞ'den müteselsilen tahsil edilerek, adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; davacı ...'in manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ...z Sigorta AŞ'den müteselsilen tahsil edilerek, adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı ... AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün davaya konu kazada kusurunun bulunmadığını, otopsi tutanağı içeriğine göre, künt kafa travmasına bağlı kafatası kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti nedeniyle ölen ve kask takmadığı anlaşılan motosiklet sürücüsünün müterafik kusuru nedeniyle hükmolunan tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiğini, zararın hesaplanmasında TRH 2010 Ulusal Mortalite tablosunun esas alınması gerekirken PMF 1931 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmış olmasını kabul etmediklerini, dolaylı zarar niteliğindeki cenaze ve defin giderlerinin teminat dışında kaldığını, hesap bilirkişisi raporunda desteğin gelirinin %100 tutarı üzerinden davacılara paylaştırılmasının yerinde olmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) ve desteğin polis memuru olması nedeniyle İçişleri Bakanlığından davaya konu kaza nedeniyle davacılara ödeme yapılıp yapılmadığını, ödeme yapıldıysa rücuya tabi olup olmadığı sorulmadan eksik incelemeyle karar verildiğini, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olmasına karşın, müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılar ... ile ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda kusur ve ihmalinin bulunmayan davalı ... hakkındaki İstanbul 75 inci Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1100 (E) sayılı dava dosyasının henüz kesinleşmediğini, müvekkili şirkete ait aracın kazaya herhangi bir biçimde etkisinin bulunmadığını, gözden kaçırılan İstanbul 5 inci Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/150 D. İş sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda ... plakalı araçta, ölen desteğin motosikletine herhangi bir müdahale izine rastlanmadığının açık biçimde belirlendiğini, kazaya havanın yağışlı, ölenin hızlı ve kasksız biçimde seyir halinde bulunmasının neden olduğunu; motosikletin kasksız kullanılması ile ölüm arasında nedensellik bağı bulunduğunu, müvekkili işleten şirketin sorumlu olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 12/9/2017 tarihli raporda; davalı sürücü ...'ın yönetimindeki araçla seyir halinde iken yol ayrımına gelmeden sağa dönmek için yeterli mesafeden sinyalini vererek geriden gelen trafiği denetimi altında bulundurup ayrım şeridine yerleşmesi ve sağa dönüşünü bu şeritten gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara özen göstermediği, geriden gelen trafiği yeterince kontrol altında bulundurmadan kısa mesafeden sağa yönelmek suretiyle yolun sağını takiben geriden gelen çakarları yanık durumdaki polis motosikletinin seyir dengesini bozduğu gerekçesiyle %75 oranında asli, ölen sürücü ...'in ise olay yerinde seyrini kontrolsüz biçimde sürdürdüğü, olay yeri yol ayrımına yaklaşırken hızını azaltmadığı, mevcut hızıyla yolun sağını takiben olay yerine geldiğinde yol ayrımına girmek üzereyken sağa manevrayla gidiş yönünü kapatan araçtan kaynaklı yol ile uyum sağlayacak biçimde fren ile birlikte tedbir almakta yetersiz kalması, kontrolsüzce aldığı sağa direksiyon tedbiri sonucu duramayıp orta refüj ayırıcısına çarpmasıyla karıştığı kazada %25 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiş; İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyelerinden oluşturulan bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen raporda ise, yönetimindeki ... plakalı araç ile seyir halinde iken son anda ve dikkatsiz biçimde sağa doğru dönüşe geçen davalı sürücü ...'ın %75 oranında asli, yoğun trafikte seyri sırasında dikkatli ve tedbirli olması, geçiş üstünlüğü bulunsa dahi bu üstünlüğünü kullanırken trafik güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlardan kaçınması gereken ölen sürücü ...'in ise dalgın ve dikkatsiz seyretmesi nedeniyle önüne gelen araca çarpmamak için kontrolsüzce sağa yönelerek orta bariyere çarpmasıyla sonuçlanan olayda %25 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiş; aktüerya uzmanı bilirkişinin raporunda ise, destekten yoksun kalma tazminatının; kazanın meydana geldiği 9/12/2014 tarihi itibarıyla PMF 1931 yaşam tablosunda öngörülen olası yaşam süresi ile en son kazanç unsurunun dikkate alınarak, gelirin her yıl için %10 artırım, %10 iskontoya tabi tutularak, bekar öldüğü anlaşılan desteğin 29 yaşında evleneceği, ikişer yıl ara ile asgari iki çocuğunun olacağı, evleninceye kadar kazancının %50 sini anne ve babasıyla paylaşacağı varsayımına dayanılarak evleninceye kadar dönem için her bir davacı için 1/4, evlendikten sonra her bir davacı için 1/6, birinci çocuğu olduktan sonra her bir davacı için 1/7, ikinci çocuğu olduktan sonra her bir davacı için 1/8 oranında gelirinden pay ayıracağı kabul edilerek hesaplandığı anlaşılmıştır. Bilirkişiler kurulu ile ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin raporunda; davalı sürücü ...'ın yönetimindeki otomobil ile davacıların desteği ölen ...'in yönetimindeki motosikletin seyir yönleri ve kaza sırasındaki konumları ile adları geçen sürücülerinin davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranlarının; yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında bulunan nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde; dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığı anlaşılmış; aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda, davacıların desteği ölen ...'in yaşı, destek süresi, kazanç durumu ile desteğin muhtemel süresi ve destek gelirinin paylaştırılması suretiyle, davacıların destekten yoksun kalmalarından kaynaklanan zararın Kanuna ve Yargıtay'ın süreklilik gösterilen kararlarına uygun biçimde belirlendiğinin anlaşılması karşısında, HMK'nin 279 uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan kusura ilişkin bilirkişiler kurulu raporu ile aktüerya uzmanı bilirkişinin raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiş; Yargıtay'ın süreklilik kazanan uygulamalarına göre cenaze ve defin giderinden ölüm teminatı kapsamında ZMSS poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının yerinde olduğu kabul edilmiş; KTK'nin 85 inci maddesinin 1 inci ve son fıkraları ile 88 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, davaya konu trafik kazası nedeniyle oluşan zarardan, davalı işleten ...nin davalı sürücü ... ile birlikte adı geçen sürücünün kusuru oranında müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 74 ve devamı maddeleri karşısında İstanbul 75 inci Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/1100 (E) sayılı davasının kesinleşmesinin bekletici sorun yapılmamasında isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Yargıtay 17 nci Hukuk Dairesinin 23/3/2021 gün ve 2021/2772 (E) - 2021/3174 (K), 2020/6173 (E) - 2021/3121 (K) sayılı kararlarında açıklandığı gibi; destekten yoksun kalma tazminatı davasında gerçek zararın miktarı, davacıların olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edecekleri kazanç toplamından oluşmaktadır. Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin daha önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH-2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Özü itibarıyla varsayımlara dayanan gerçek zararın hesaplanmasında, en doğru sonuca ulaşılması için gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu itibarla TRH-2010 yaşam tablosunun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH-2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı anlaşılmakla birlikte, davacı ...'in bakiye ömrünün, PMF-1931 yaşam tablosuna göre TRH-2010 yaşam tablosunda öngörülen yaşam süresinden kısa olduğu, bu itibarla hesaplanacak tazminatın da fazla olacağının anlaşılması karşısında, davalı ... AŞ vekilinin bu nedene dayalı istinaf kanun yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Mağdurun, makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına birlikte kusur denilmektedir. (Prof. Dr. M.Kemal Oğuzman, Prof. Dr. M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Genişletilmiş 11'inci bası, 2'nci cilt, sayfa 120) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan birlikte (müterafik) kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 52'nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Birlikte kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin birlikte kusurunun tespiti halinde TBK'nin 52 nci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, kolluk tarafından düzenlenen Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı içeriğinde ...'in kask takıp takmadığına ilişkin bölümün boş bırakıldığı ve dosyaya toplanan kanıtlarla adı geçen desteğin kask takmadığının kanıtlanamadığının anlaşılması karşısında, birlikte kusur nedeniyle hükmolunan tazminattan indirim yapılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında 2330 Sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesi hükümlerine göre, bu kanun hükümleri uyarınca ödenecek maddi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı; uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olup yargı mercilerinde maddi ve manevi zararların karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında, bu kanun hükümlerine göre ödenen maddi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıkların göz önünde tutulması gerekmektedir. Somut olayda dosya kapsamından davacının polis memuru olduğu ve davaya konu trafik kazasının davacının görevini ifası sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Mahkemece 2330 Sayılı Kanun uyarınca davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmamış ise de, Dairemizce İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen yanıtta, ödenen tazminatın maddi ve manevi tazminata ilişkin olduğu konusunda açıklamaya da yer verilmeksizin şehit polis memuru ...'in babası ...'e 78.930,00 TL ödendiği bildirilmiş; Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla yapılan incelemede ise, davacı ...'in ilk derece mahkemesinin nihai kararından sonra 9/12/2022 günü öldüğü anlaşılmıştır. Bu durumda, ölen davacı ...'in mirasçılarına davaya devam edip etmeyecekleri konusunda uyarıyı içeren davetiye tebliğ edilmesi, adı geçen davacının mirasçılarının davaya devam etmeleri durumunda ise ölen davacıya ödenen nakdi tazminatın maddi ve manevi tazminattan hangisi için ödendiğinin Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde sözü edilen "nakti tazminat komisyonu"nun tazminata ilişkin dosya örneği de celp edilip incelenerek, hangi tür tazminat için ödeme yapılmış ise mahkemece hükmedilen aynı tür tazminattan indirilmesi, nakdi tazminatın maddi ve manevi tazminattan hangisi için ödendiğinin saptanamaması halinde ise hakkaniyet ilkesi gereğince nakdi tazminat ödemesinin takdiren %50’sinin maddi tazminat, %50’sinin de manevi tazminata karşılık yapıldığı kabul edilerek, davacı ... için hesaplanacak maddi ve manevi tazminattan bu miktarların mahsubu ile belirlenecek bakiye tazminata karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek davalı ... AŞ'nin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu ile kısmi ödeme itirazının sonucundan etkilenecek olan diğer davalıların istinaf başvurularının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalılar ... vekilinin, ... Sigorta AŞ vekilinin ve ... vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurularının kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK'nin 353/1-a/6 ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusunda bulunanlarca yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü sarf edilen yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK'nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nin 362/1-a, 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 7/3/2023

Full & Egal Universal Law Academy