İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2020/1908 Esas 2023/535 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1908
Karar No: 2023/535
Karar Tarihi: 28.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2020/1908
KARAR NO: 2023/535
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI: 2014/993 Esas - 2019/1042 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve bileşen dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK'nın 46 (6098 sayılı TBK'nın 54). maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 18/12/2019 tarihli kararıyla; "1-Esas davanın kısmen kabulü ile, 39.407,97 TL'nin davalı 28/08/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... Sigorta AŞ'den tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin kısmın reddine, 2-Birleşen dava bakımından taraflar sulh olmakla konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, " karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı ... Sigorta AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava öncesinde, davalı ... Sigorta AŞ. tarafından müvekkiline ödenen 11.789,60 TL'nin güncellenmeden 57.500 TL'lik limitten düşülmesi gerekirken, güncellenen tutarın limitten düşürülmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle ıslah dilekçelerinde belirttikleri 45.710,40 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilesi gerektiğini belirtmiştir. Davalı ... Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tek bilirkişi tarafından hazırlanan kusur raporuna istinaden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, davacının, meydana geldiği iddia edilen maluliyeti ile kaza arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığını, davacının iki kez trafik kazası geçirmiş olması yönünden maluliyete ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan maluliyet raporunda davacının 15/07/2016 ve 12/10/2018 tarihlerinde olmak üzere iki kez trafik kazası geçirdiği, bu kazaların her ikisinde de sol ayak bileğinde eklem hareketlerini etkileyecek şekilde kırıklar meydana geldiği, bu nedenle sol ayak bileğinde meydana gelen hareket kısıtlılığının hangi kazaya ait olduğunun tıbben belirlenemediğinin belirtildiği, raporun bu haliyle hükme esas alınamayacağını, bu nedenle, ayrıntılı, gerekçeli ve özellikle davacının yaşamış olduğu her iki kazayla illiyet bağının kurulduğu ve denetime açık bir rapor alınması gerektiğini; davacanın, E sınıfı sürücü ehliyetine sahip ve motosiklet kullanması için gerekli ve yeterli ehliyete sahip olmayan sigortalı araç sürücüsünün aracına bile bile binmesinin müterafik kusur oluşturduğunu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirtmiştir. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 15/07/2006 tarihinde, davalı ... Sigorta AŞ. tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı ... plakalı motosiklet ile davalı ... Sigorta Şirketi tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı ... plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde, ... plakalı motosiklette yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı; eldeki davada davacı tarafça, davalı ... Sigorta AŞ. tarafından yapılan tazminat ödemesini yetersiz görerek bakiye güç kaybı tazminatı talebinde bulunduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Dava öncesinde davalı Sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek, azami poliçe limiti teminatından indirilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki itirazı yerinde görülmemiştir. B-Davalı ... Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 28/10/2018 tarihli kusur bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde ... plakalı motosiklet sürücüsünün %75, ... plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK'nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, trafik kazası tespit tutanağındaki oluşa uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin kusura yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Mahkemece karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 01/08/2018 tarihli raporunda; davacının 15/07/2006 ve 12/10/2008 tarihlerinde olmak üzere iki kez trafik kazası geçirdiği, bu kazaların her ikisinde de sol ayak bileğinde eklem hareketlerini etkileyecek şekilde kırıklar meydana geldiği, bu nedenle sol ayak bileğinde meydana gelen hareket kısıtlılığının hangi kazaya ait olduğunun tıbben belirlenemediği, kişide meydana gelen sol ayak bileği hareket kısıtlılığına neden olan yaralanmasının; 15/07/2006 tarihinde yürürlükte bulunan 85/9529 Karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: E cetveline göre 9,1 (yüzdedokuzvirgülbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 12/10/2008 tarihinde yürürlükte bulunan 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak; E cetveline göre 9,1 (yüzdedokuzvirgülbir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin tibia kırığı nedeniyle kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. Bu durumda, ATK raporu, kaza tarihindeki yönetmeliklere uygun olarak düzenlendiğine, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğuna göre; davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazlarında isabet bulunmamaktadır. Ayrıca, olayda hatır taşıması ve müterafik kusur olduğu ispatlanamadığından, bu yönlere ilişkin itirazlar da kabul edilmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekili ile davalı ... Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,2-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 124,64‬ TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu'na göre alınması gereken 2.691,96 TL harçtan, peşin alınan 672,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.019,04‬ TL harcın davalı ... Sigorta AŞ.'den tahsili ile Hazine'ye irat kaydına,4-Davacı vekili ile davalı ... Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy