İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1537 Esas 2023/1538 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/1537
Karar No: 2023/1538
Karar Tarihi: 10.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1537
KARAR NO: 2023/1538
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2022
NUMARASI: 2022/341 - 2022/593
DAVANIN KONUSU: Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Sebebiyle İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi sebebiyle, davalı borçlu tarafından; 03.03.2020 tarihinde, Silivri - ... mah - ... Sok. ... adresinde, 23.03.2020 tarihinde, Sultangazi - ... mah. ...Sok No: ... adresinde ve 06.03.2020 tarihinde ise Büyükçekmece - ... mah - ... cad. No: ... adresinde yapılan çalışmalar sırasında hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz de dahil olmak üzere toplam, 11.548,97 TL tutarında hasar verildiği ve söz konusu hasarların müvekkil şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini, anılan hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz de dahil olmak üzere, davalı borçlu aleyhine, toplam 11.548,97 TL nin tahsili amacıyla İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ..., ..., ... esas sayılı dosyaları ile ilamsız takibe geçilerek borçluya ödeme emri gönderildiğini, ancak ödeme emrini tebellüğ eden borçlunun; takibe konu borca, borç miktarına, külliyen itirazla takibi durdurduğunu, borçlu tarafından her ne kadar takibe, borca, borç miktarına külliyen itiraz etmiş ise de söz konusu hasara davalı tarafın ihmalinin sebep olduğunu, tüm bu sebeplerle davalı tarafından İstanbul ...icra Müdürlüğüne başlatılan haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takiplerin devamına, davalı aleyhine hükmolunacak meblağların %20'sinden aşağı olmamak üzere davalı borçlunun; icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takibe dayanak yapılan ve 03.03.2020 tarihinde, Silivri - ... mah - ... Sok. ... adresinde yapılan çalışma sırasında meydana gelen ve davacı ... tarafından gönderilen yazı ile talep edilen 1.941,38 TL tutarındaki hasar bedelinin, müvekkil İdare yüklenicilerinden ... Tic. Tarafından 01.02.2021 tarihinde ödendiğini, İstanbul ... İcra Müdürlüğü - ... Esas sayılı takibe dayanak yapılan ve 06.03.2020 tarihinde, Büyükçekmece - ... mah. ... cad. No: .. adresinde yapılan çalışma sırasında meydana gelen ve davacı ... tarafından gönderilen yazı ile talep edilen hasarın bedelini; 29.06.2020 tarihinde, 3.506,51 TL + KDV ve 2.830 TL olmak üzere, toplam 6.967,68 TL olarak müvekkil İdare yüklenicilerinden ... Tic. A.Ş. tarafından ödendiğini, davacı tarafından tek yanlı olarak tutulan hasar tutanakları ile hesaplanan hasar bedellerinin kabulünün mümkün olmadığını, yapılan ödemeler dikkate alındığında huzurdaki davanın, kötü niyetli olarak ikame edildiğini, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takibe dayanak yapılan ve 23.03.2020 tarihinde, Sultangazi - ... mah. ... Sok No: ... adresinde meydana geldiği iddia edilen hasara ilişkin olarak, müvekkil İdare veya yüklenicileri tarafından anılan adreste her hangi bir kazı çalışma yapılmadığını, bu sebeple iş bu takibe esas haksız davanın reddi gerektiğini, müvekkil İdare ile firmalar arasında imzalanan İhale Sözleşmesi Yapım İşleri Genel Şartnamesi m.25.4 gereği, sorumluluğun yüklenicide olması sebebiyle, husumet yokluğundan müvekkil İdare yönünden, davanın reddi gerektiğini, davacının alt yapı tesislerinin, mevzuata uygun olup olmadığı; meydana geldiği iddia edilen hasarda, davacının kusurunun bulunup bulunmadığı, hasar bedeli olarak talep edilen tutarların, gerçek zarar /hasar bedeli olup olmadıkları hususlarının ise araştırılması gerektiğini, talep edilen hasar bedellerinin, gerçeğe uygunluğu şaibeli olup, gerçek hasar bedellerinin belirlenmesi gerektiğini, davacının, alt yapı tesislerinin Elektrik Kuvvetli Akım Tesisatları Yönetmeliği' ne uygun bir şekilde döşenip döşenmediği ve meydana geldiği hasarda davacının kendi kusurunun da bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, gerek alacağın likit olmaması ve gerekse takibe yapılan itirazın haksız olmaması sebebiyle, icra inkar tazminatı da talep edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Müvekkil idare'nin, davacıya kesinleşmiş borcunun bulunmaması sebebiyle, olay tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının ancak dava tarihi itibariyle faiz talep edilebileceğini, tüm bu sebeplerle öncelikle usule ilişkin dava şartları yönünden, davanın reddine, esasa ilişkin sebeplerle davanın reddine, davacının faiz, icra inkar tazminatı ve sair tüm istemlerinin reddi ile red edilen meblağın % 20 sinden az olmamak kaydıyla, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "...Dosya kapsamı ve yukarıda belirtilen yasal mevzuat hep beraber değerlendirildiğinde, davacı ile davalı şirket arasında TTK 16/1 maddesi anlamında, sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığı, davanın, davalı idare tarafından altyapı çalışmaları sırasında, davacı şirkete ait tesislere verilen zararın tazmini amacıyla açıldığı, davalının sorumluluğunun asıl kaynağının, kamu hizmeti yürütülmesi esnasında verilen zarardan doğduğu, İSKİ'nin kuruluş amacı verdiği kamusal hizmet düşünüldüğünde tacir olarak nitelendirilemeyeceği, kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka sebeple idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının tespitini gerekeceği, davanın ise itirazın iptali davası olarak değil "Tam Yargı" davası olarak görülmesi gerektiği, ancak tam yargı davalarını görme yetkisinin adli yargı değil idari yargıya ait olduğu, HMK 114/1-b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartının mevcut olmadığı, ayrıca, Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/04/2021 tarih, 2021/28 esas, 2021/144 karar sayılı, 29/11/2021 tarih, 2021/602 esas, 2021/612 karar sayılı, 27/12/2021 tarih, 2021/608 esas, 2021/680 karar sayılı yakın tarihli ilamları ile mahkememizde görülen dava ile aynı taraf ve nitelikte bulunan davalarda içtihat değişikliğine gidildiği, her ne kadar Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının incelenen dosyalar ile sınırlı olduğu, doğrudan doğruya mahkememiz dosyasını etkilemeyeceği söylenebilirse de, yargı kararları arasında birliğin sağlanması ve hukuki güvenlik ilkesinin tesisi anlamında, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının mahkememizce kabul edilebileceği kanaatine varılarak, davanın yargı yolu dava şartı yokluğundan HMK.114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine ..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İhtilafın haksız fiil hükümlerine göre adli yargıda çözümlenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız fiile dayalı zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları kapsamında yapmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 16'ya göre; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir.2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda, İSKİ Genel Müdürlüğü'nün genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetleneceği, yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülünde düzenleneceği belirtilmiştir.Bu kapsamda İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nün de 2560 sayılı Kanun kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edilmelidir. Davalının haksız eylem teşkil eden faaliyetinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın da yerleşik yargısal uygulamalarda görüldüğü gibi, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir (HGK’nın 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29/11/1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları). Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/341 E. - 2022/593 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a/4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a/4. ve 362-1/g. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy