İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1528 Esas 2023/1537 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/1528
Karar No: 2023/1537
Karar Tarihi: 10.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1528
KARAR NO: 2023/1537
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2022
NUMARASI: 2022/269 - 2022/579
DAVANIN KONUSU: Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Sebebiyle İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 353.maddesi gereğince dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafından yapılan çalışmalar esnasında gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderildiğini hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıpların müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, davalı tarafından hasardan doğan bedellerin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine ilamsız takip yapıldığını, davalının ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, takibi durdurduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davanın söz konusu çalışmaları yapan dava dışı yüklenici firmalara ihbarını talep ettiklerini, dosyada resen seçilecek elektrik mühendisi bilirkişilerce davacının altyapı tesislerinin mevzuata uygun olup olmadığı, davacının kusurunun olup olmadığı, hasar bedeli olarak belirtilen rakamın gerçek hasar bedeli olup olmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen hasar bedelinin rayice ve gerçeğe uygunluğunun şaibeli olduğunu, gerçek hasar bedelinin belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "...Dosya kapsamı ve yukarıda belirtilen yasal mevzuat hep beraber değerlendirildiğinde, davacı ile davalı şirket arasında TTK 16/1 maddesi anlamında, sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığı, davanın, davalı idare tarafından altyapı çalışmaları sırasında, davacı şirkete ait tesislere verilen zararın tazmini amacıyla açıldığı, davalının sorumluluğunun asıl kaynağının, kamu hizmeti yürütülmesi esnasında verilen zarardan doğduğu, İSKİ'nin kuruluş amacı verdiği kamusal hizmet düşünüldüğünde tacir olarak nitelendirilemeyeceği, kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka sebeple idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının tespitini gerekeceği, davanın ise itirazın iptali davası olarak değil "Tam Yargı" davası olarak görülmesi gerektiği, ancak tam yargı davalarını görme yetkisinin adli yargı değil idari yargıya ait olduğu, HMK 114/1-b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartının mevcut olmadığı, ayrıca, Uyuşmazlık Mahkemesinin 05/04/2021 tarih, 2021/28 esas, 2021/144 karar sayılı, 29/11/2021 tarih, 2021/602 esas, 2021/612 karar sayılı, 27/12/2021 tarih, 2021/608 esas, 2021/680 karar sayılı yakın tarihli ilamları ile mahkememizde görülen dava ile aynı taraf ve nitelikte bulunan davalarda içtihat değişikliğine gidildiği, her ne kadar Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının incelenen dosyalar ile sınırlı olduğu, doğrudan doğruya mahkememiz dosyasını etkilemeyeceği söylenebilirse de, yargı kararları arasında birliğin sağlanması ve hukuki güvenlik ilkesinin tesisi anlamında, Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının mahkememizce kabul edilebileceği kanaatine varılarak, davanın yargı yolu dava şartı yokluğundan HMK.114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine ..." karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İhtilafın haksız fiil hükümlerine göre adli yargıda çözümlenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi gereğince istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; Haksız fiile dayalı zararın tazmini için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları kapsamında yapmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 16'ya göre; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir.2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda, İSKİ Genel Müdürlüğü'nün genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetleneceği, yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülünde düzenleneceği belirtilmiştir.Bu kapsamda İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nün de 2560 sayılı Kanun kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edilmelidir. Davalının haksız eylem teşkil eden faaliyetinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın da yerleşik yargısal uygulamalarda görüldüğü gibi, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir (HGK’nın 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29/11/1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları).Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan sebeplerle KABULÜ ile, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 25/05/2022 tarih, 2022/269 E. - 2022/579 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a/4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a/4 ve 362-1/g. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy