İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/46 Esas 2023/1459 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/46
Karar No: 2023/1459
Karar Tarihi: 11.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/46
KARAR NO: 2023/1459
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/05/2022
NUMARASI: 2021/234 E - 2022/387 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tesiste kuyu suyuna ait ... numaralı ve yüzeysel sulara ait ... nolu, 2 adet İSKİ aboneliği olduğu, ... nolu abonelikte, kuyu suyunun ön arıtmadan geçirildikten sonra evsel tüketim amaçlı olarak tesiste kullanıldığı, evsel olarak su tüketiminden oluşan atıksuların, tesis içinde biyolojik arıtma tesisinden geçirildiğinden sonra, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 31.12.2004 tarihli ve 25687 sayılı Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Tablo 21.1. Evsel Nitelikli Atık Suların Alıcı Ortama Deşarj Standartları kapsamında belirtilen deşarj standartlarını sağlayarak, Çayağı deresine deşarj edildiği ve ... nolu abonelikleri ile ilgili herhangi bir talepleri olmadığı; Tesiste kireç söndürme ve emisyon bastırma amaçlı olarak yağmur kaynaklı yüzey suyu kullanıldığı, atıksu deşarjı yapılmadığı, kullanılan suya ilişkin ... nolu aboneliğin iptali gerektiği, 19.07,2017/17.08.2017 okuma tarihli, ... nolu, ... numaralı ve 9,241,00 TL tutarındaki fatura nedeniyle ve KSUB yönünden davalı kuruma borçlu olunmadığı ... nolu aboneliğin iptali, haksız surette tahsil edilen bedellerin iade edilmesi gerektiği ileri sürülerek iş bu dava açılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından yapılan başvuru üzerine, İSKİ elemanlarınca şirketin faaliyet gösterdiği mahalde inceleme yapıldığı, yapılan incelemede tesiste bir adet toplama havuzunun bulunduğu, toplama havuzunda drenaj ve zemin suları ile birlikte yeraltı, yüzeysel suların havuza dolduğu tespit edildiği, İSKİ Tarifeler Yönetmeliği 22. Madde gereği KSUB bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, Aynı yönetmeliğin 4. maddesinde "Yalnız bahçe sulama amaçlı açılan ve sadece bahçe sulamada kullanılan kuyu aboneliklerinden kullanılmış suların uzaklaştırılması bedeli alınmaz" denilmesinden anlaşıldığı üzere KSUB bedelinin alınmasının kuralının istisnasının açıkça belirtildiği, davacı durumunun bu hükme uymadığını, İSKİ Abone Hiz. Yönergesinin 32/3 maddesine göre değerlendirildiğinde; Organize Sanayi Bölgesi kapsamında olmadığından, bu maddenin uygulanamayacağını ve davacının idare ile akdettiği sözleşme gereği, ilgili bedelleri ödemekle mükellef olduğu ileri sürülerek haksız ve dayanaksız davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından; "... nolu abonelikle ilgili suyun, yüzeysel suların ve yağmursularının düşük kottaki ocakta toplanması ile elde edildiği, elde edilen suyun pompa vasıtasıyla havuzda toplandığı, sahaya göre oldukça düşük seviyede ocak olarak kullanılan alanda yağmur suyunu toplayan biriktirme havuzundan pompa vasıtası ile bir miktarının tesis içinde kaynaklanan tozumayı önlemek amacıyla madenlerde, kırma eleme tesisinde ve kireç tesisinde kullanıldığı ve hava emisyonunu bastırma amaçlı saha sulamasında kullanıldığı, elde edilen suyun havuzdan alınıp, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde tozumaya karşı önlem amaçlı olarak tesis içerisinde alanın sulanmasına ve kırma eleme tesisine harcandığı, geriye kalan suyun pompa vasıtası ile havuzlara aktarıldığı, 2 adet havuza aktarılan suyun bir kısmı arıtma tesisinde geçirilerek evsel kullanma suyu olarak kullanıldığı, diğer havuzdaki suyun kireç tesisine gönderilerek proses amaçlı kullanıldığı, proses kaynaklı herhangi bir atıksu oluşumu söz konusu olmadığı, kalan suyun üretim içinde (kireç söndürmede) kullanıldığı, burada kullanılan sudan kaynaklanan herhangi bir atıksu deşarjı söz konusu olmadığı tespit edilmiştir. ...nolu abonelik kapsamında, atıksu deşarjı oluşmadığı tespit edildiğinden, davalı şirket tarafından davacı şirket hakkında yönetmelik hükümleri uyarınca kullanılmış su uzaklaştırma bedeli tahakkuk ettirilmesi hukuka aykırı olup, davacı tarafından ödenen ... nolu fatura bedelinin davacıya iadesi gerektiği, ayrıca ... nolu abone sözleşmesinde atık su deşarjı yapılmadığı tespit edildiğinden sözleşmenin iptali gerektiği " gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, Davacı ile davalı arasındaki ... nolu aboneliğin iptaline, ... nolu faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 9.241,00 TL'nin 05/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 04.03.2021 tarih ve 2019/1206 E-021/653 K sayılı kararımızla; " davacının abonelik sözleşmesi yapma zorunluluğu bulunduğu, bilirkişi raporuna göre de tesis içerisinde alanın sulanmasına ve kırma eleme tesisine harcandığı, geriye kalan suyun pompa vasıtası ile havuzlara aktarıldığı, 2 adet havuza aktarılan suyun bir kısmı arıtma tesisinden geçirilerek evsel kullanma suyu olarak kullanıldığı, diğer havuzdaki suyun kireç tesisine gönderilerek proses amaçlı kullanıldığı, yönetmelikte belirtilen bahçe sulama koşulunun gerçekleşmediği birada değerlendirildiğinde bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Buna göre; mahkemece, dosyanın konusunda uzman üçlü bilirkişiye tevdiyle, Tarifeleri Yönetmenliğinin ilgili hükümleri değerlendirilerek, taraf ve yargısal denetime elverişli bir rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir." gerekçeleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemiz kararı sonrası İlk Derece Mahkemesi tarafından; "Mahkememizce istinaf kararı da dikkate alınarak dosyanın İSKİ tarifeleri konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetine tevdi edilerek, keşif yapılmak suretiyle yapılan inceleme sonrasında rapor tanzimi istenmiştir. Mahkememizce bilirkişinin de refakat ettiği keşif kararı icra edilmiştir. Keşif incelemesi sonrası bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen rapor mahkememizce de denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülerek hükme esas alınmıştır. Buna göre, Davacı işletmenin gerek yağmur suyu hasadı yoluyla elde edilen gerekse de su kuyusundan elde edilen suyu İski Tarifeler Yönetmeliği'nin 22.Maddesinde anılan istisnalar kapsamında bulunan şekilde kullanmadığı, işletmenin bulunduğu konum itibariyle atık su arıtma tesisi işleten bir Organize Sanayi Bölgesinde bulunmadığı, İSKİ tarafından konulan sayaçların gerekli ölçümler için doğru yerlere konumlandırıldığı, anılan Yönetmelik hükümleri çerçevesinde kullanılmış suların uzaklaştırılması bedelini ödemekle yükümilü olduğu" gerekçeleriyle
1-DAVANIN ... NOLU SAYAÇ YÖNÜNDEN REDDİNE, 2-Diğer Talepler Yönünden Hüküm Kurulmasına Yer Olmadığına karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkilinin yağmur sularının birikimiyle maden sahasında oluşan suyu, havuzda toplamakta ve tozu önlemek amacıyla saha sulamasında ve kireç söndürmede ürün içinde kullanmakta olduğunu ve suyun dejarjının söz konusu olmadığını, bu nedenle davalı Kurumun, davacıdan, kullanılmış suların uzaklaştırılması bedeli talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, İSKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 4. maddesinde belirtildiği gibi „bahçe amaçlı açılan ve sadece bahçe amaçlı sulamada kullanılan sudan bedel alınmaz“ dendiğini, kaldırma kararı sonrası yeniden mahalinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış ise de, bilirkişi heyeti raporunun hükme esas alınacak nitelikte ve yeterlilikte olmadığını, yapılan tespitler ile varılan sonuç çelişkili olduğunu, kök ve ek rapora karşı itirazlarının karşılanmadığını, dava konusu sayacın davalı tarafından hukuka aykırı şekilde re’sen takıldığını ve re’sen abonelik oluşturulduğunu, keşif esnasında, bilirkişi heyetince dava konusu sayaçtan geçen ve kullanılan suya ait bir atık salımının tespit edilmediğini, mahallinde detaylı bir inceleme yapılmadığını, bilirkişi heyetinin evsel kullanım için dava dışı ikinci bir sayacın kullanılmakta olduğunu göz ardı ettiğini, dosyadaki fotoğraflardan, davacının fabrika alanı içerisindeki sulama gerektiren ağaçlık ve yeşil alanların bahçe niteliği ve ne denli büyük bir yüzölçüme sahip olduğu net olarak görüldüğünü, bu denli büyük yüzölçümüne sahip yeşil alanların, ağaçlıkların , tozumanın önlenmesi için sulanması gereken yolların ve alanların önemli miktarda su sarfiyatına sebebiyet vereceğini, bilirkişi heyetinin iptalini talep ettikleri faturadaki bilgilerden; zaman aralığı , sarfedilen su miktarı ve sulanması gereken bahçelerin ve tozumanın önlenmesi için sulanması gereken alanların yüz ölçümü verilerinden hareketle sayaçtan geçen suyun ne miktarda bu sulamalarda sarf edildiğini tespit etmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafından kuyu suları nedeniyle yapılan aboneliğin iptalinin yerinde olup olmadığı, davacının su ihtiyacını karşılamak üzere kuyudan temin ettiği su için atıksu bedeli talep edip edemeyeceği ve düzenlenen faturaları ödemiş olması nedeniyle istirdadının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamından; ... nolu abonelikle ilgili suyun, yüzeysel suların ve yağmursularının düşük kottaki ocakta toplanması ile elde edildiği, elde edilen suyun pompa vasıtasıyla havuzda toplandığı, sahaya göre oldukça düşük seviyede ocak olarak kullanılan alanda yağmur suyunu toplayan biriktirme havuzundan pompa vasıtası ile bir miktarının tesis içinde kaynaklanan tozumayı önlemek amacıyla madenlerde, kırma eleme tesisinde ve kireç tesisinde kullanıldığı ve hava emisyonunu bastırma amaçlı saha sulamasında kullanıldığı, elde edilen suyun havuzdan alınıp, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde tozumaya karşı önlem amaçlı olarak tesis içerisinde alanın sulanmasına ve kırma eleme tesisine harcandığı, geriye kalan suyun pompa vasıtası ile havuzlara aktarıldığı, 2 adet havuza aktarılan suyun bir kısmı arıtma tesisinde geçirilerek evsel kullanma suyu olarak kullanıldığı, diğer havuzdaki suyun kireç tesisine gönderilerek proses amaçlı kullanıldığı, bölgede davalıya ait kanal sisteminin olmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/20708 E- 2018/9058 sayılı kararında belirtilip dairemizce de benimsenen emsal nitelikli kararında "...2560 sayılı Yasaya göre kurulan ASKİ Adana'da kullanma suyu ve atık sular için tesisler kurmak, tarifler hazırlamak ve bu sular için para tahsil etmek görev ve yetkisi ile donatılmıştır. Nitekim ASKİ Tarifeler Yönetmeliği'nin 16.maddesinde; "Şehir şebeke suyu haricinde, kendi imkânları ile kuyu vb. yerlerden elde ettikleri suyu, kullanıp kanalizasyona atan özel ve tüzel kişiler de, türlerine göre KSUB bedeli ödemek durumunda olduklarından, ASKİ'ye müracaat ederek abone sözleşmesi yapmak zorundadırlar. Bu tür abonelerin KSUB tüketimi, su kaynağının çıkışına takılan sayaçla ölçülür. ASKİ'nin vereceği süre içinde sayaç takmayan aboneler, sayaç takılıncaya kadar ASKİ' tarafından yapılan KSUB miktarı tespitini kabul etmiş sayılırlar. Kuyusu bulunup da kullanmayan aboneler, ASKİ'ye müracaat ederek kuyu aboneliğini iptal ettirmedikleri sürece, tahakkuk edecek KSUB bedelini ödemek zorundadırlar. Sayaç olmayan yerlerde KSUB miktarının tespiti, aşağıda belirtilen esaslara göre yapılır. a) Konut abonelerinde, ayda 30 m3 su tüketildiği kabul edilir. b) Konut dışı abonelerde, çalışan insan sayısı, aboneliğin özellikleri, emsal abonelerin tüketimleri veya varsa daha önceki şebeke suyu sarfiyatı gibi ölçüler dikkate alınarak KSUB tahakkukuna esas alınacak tüketim miktarı bulunur. Tahakkuka esas teşkil edecek fiyat KSUB tarifesine göre hesaplanan değerlerdir. Bu abone türlerine uygulanacak diğer esasları belirlemeye, Yönetim Kurulu yetkilidir. Kanalizasyon şebekesi yoksa, 2872 Sayılı Çevre Kanunun 11. Maddesi ve ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 18. Maddesi uygulanır.” şeklinde belirtilmiştir. Yine Yönetmeliğin 18.maddesinde “ASKİ Genel Müdürlüğünün görev ve hizmet alanı içerisine giren yerleşim yerleri ile orman köylerinde kanalizasyon şebekesi bulunup bulunmamasına bakılmaksızın, bu yerlere uygulamadaki geçerli KSUB tarifesinden tahakkuk dönemlerindeki su tüketim miktarına göre Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Bedeli tahakkuk ettirilir. Ancak, verilecek olan vidanjör hizmetinden ücret talep edilmeyecektir.” denilmek sureti ile davaya konu yerde kanalizasyon sistemi olsun olmasın davacının atık su bedelinden sorumlu olacağı açıkça belirtilmiştir, denmektedir. Kaldırma kararı sonrası bilirkişi heyeti raporlarında " gerçekteştirilen keşifte davacı işletmenin havuzda toplanan suyu sadece bahçe sulamma ve yangın söndürme amaçlı kullanmadığı görülmüştür. Yağmur suyu hasadı yoluyla elde edilen suyun ve tesis bünyesinde kullanıları ve su kuyusundan elde edilmiş suyun, paket arıtma neticesinden Çayağzı Deresine deşarj edildiği tespit edilmiştir. Söz konusu adreste İSKİ Genel Müdürlüğüne ait altyapı kanalizasyon tesisi bulunmadığı ve dolayısıyla kanalizasyon sistemi yoluyla davacı işletmeye ait herhangi bir atık suyun tesisten uzaklaştırılmasının mümkün olmadığı ve davacı işletmenin abonelik başvurusu yaptığı tarihte de altyapı kanalizasyon tesisi bulunmadığı, bu durumun davacı işletme tarafından bilindiği, işletmede İSKİ aboneliği bulunan sayaçlardan ... nolu sözleşmeye bağlı olan; deşarj miktarınt tespit etmekte ve İski Tarifeler Yönetmeliğindeki muafiyetlerin dışında evsel kullanım amacıyla kullanılan suyun miktarını da tespit ettiğinden abonelik iptalini gerektirecek bir durum olmadığı, İşletmede İSKİ aboneliği bulunan sayaçlardan ... nolu sözleşmeya bağlı olan; havuzda toplanan ve kireç tesisine aktarılan suyun miktarını tespit etmekte, su havuzdan tesise gönderilmekte burada kullanılmayanı kısmı havuzlara aktarılarak arıtmadan geçirildikten sonra evset amaçlı kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu abonelikte de İski Tarifeler Yönetmeliğindeki muafiyetlerin sağlanmadığı görülmekte ve abonelik iptalini gerektirecek bir durum olmadığı değerlendirilmektedir. İSKİ tarafından konulmuş aolan her iki sayacında doğru tespit adına bulunması gereken yerlerde olduğu değerlendirilmiştir. Davacı işletmenin gerek yağmur suyu hasadı yoluyla elde edilen gerekse de su kuyusundan elde edilen suyu İski Tarifeler Yönetmeliği'nin 22.Maddesinde anılan istisnalar kapsamında bulunan şekilde kullanmadığı, işletmenin bulunduğu konum itibariyle atık su arıtma tesisi işleten bir Organize Sanayi Bölgesinde bulunmadığı, İSKİ tarafından konulan sayaçların gerekli ölçümler için doğru yerlere konumlandırıldığı, anılan Yönetmelik hükümleri çerçevesinde kullanılmış suların uzaklaştırılması bedelini ödemekle yükümlü olduğunu" mütalaa etmişler, ek raporda da görüşlerinde değişiklik olmadığını belirtmişlerdir. 2560 sayılı Yasaya göre kurulan İSKİ kullanma suyu ve atık sular için tesisler kurmak, tarifeler hazırlamak ve bu sular için para tahsil etmek görev ve yetkisi ile donatılmıştır. Yönetmeliğin 19. Maddesinde Kullanılmış suların uzaklaştırılması tarifesi ve uygulama usul ve esasları MADDE 19- (Değişik: 14.11.2018 Tarih, 15 Sayılı G.K.K Yönt.eki 3. md.) (1) İdare ile sözleşme yapmak şartıyla yeraltı ve yüzeysel suları temin ederek kullanan abonelere kullanılmış suların uzaklaştırılması bedeli tarifesi uygulanır.(2) Ait olduğu abone grubu için belirlenen kullanılmış suların uzaklaştırılması bedeli, tarifesi üzerinden ücretlendirilir.(3) Bahçe sulama amaçlı tanker ve kuyu suyu kullananlardan bedel alınmaz. Bahçe sulama amaçlı şebeke suyu kullananlardan ise tarifesi üzerinden Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Bedeli (KSUB) minha edilir. (4) İdarenin atıksu altyapısı bulunmayıp yatırım programında da olmayan yerlerdeki atıksu altyapı sisteminin ilgilisi tarafından kurulduğunun, işletildiğinin, atıksularının arıtıldığının, İdarenin kanalizasyon altyapı sistemine hiçbir şekilde deşarj yapılmadığının İdarece tespit edilmesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınmış alıcı ortam deşarj izin belgesinin bulunması halinde bu abonelerin işyeri tarifesi üzerinden Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Bedeli (KSUB) minha edilir..." şeklinde düzenlenmiştir. Yönetmelikte dayanak olarak belirtilen Çevre Kanununun 11.maddesinde de “Atıksu altyapı sistemlerini kullanan ve/veya kullanacaklar, bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın, arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme harcamalarının tamamına kirlilik yükü ve atıksu miktarı oranında katılmak zorundadırlar. Bu hizmetlerden yararlananlardan, belediye meclisince ve bu maddede sorumluluk verilen diğer idarelerce belirlenecek tarifeye göre atıksu toplama, arıtma ve bertaraf ücreti alınır. Bu fıkra uyarınca tahsil edilen ücretler, atıksu ile ilgili hizmetler dışında kullanılamaz. ” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, mahkeme heyetince yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda, davacı şirkete ait havuzda toplanan suyun sadece bahçe sulama ve yangın söndürme amaçlı kullanmadığı, yağmur suyu hasadı yoluyla elde edilen suyun ve tesis bünyesinde kullanılan ve su kuyusundan elde edilmiş suyun, paket arıtma neticesinden Çayağzı Deresine deşarj edildiğinin tespit edildiği, bilirkişiler tarafından dava tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapıldığı anlaşılmakla mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL'nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy