İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2171 Esas 2023/1431 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2171
Karar No: 2023/1431
Karar Tarihi: 09.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2171
KARAR NO: 2023/1431
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2022
NUMARASI: 2021/526 E - 2022/341 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirket yetkilisi ...’ın şirkete ait ... plaka sayılı aracı 12/05/2020 tarihinde davalı tarafın işletmiş olduğu tamirhaneye tamir edilmesi amacıyla bıraktığını, davalı tarafın tamirhanede çalışan ustalarının müvekkil şirket yetkilisine aracın tamirinin iki gün süreceğini ve 14/05/2020 tarihinde gelip aracı teslim alabileceklerini söylediklerini, davalı tarafın tamirhanesinde çalışan ustalardan biri olan Özbek asıllı ...’un müvekkili şirketin tamir için bıraktığı dava konusu aracı 13/05/2020 gecesini 14/05/2020 tarihine bağlayan zaman diliminde tamirhaneden keyfi amaçlı dışarı çıkardığını ve bu araçla trafik kazası yaptığını, çalışanın aracı keyfi amaçlı çıkardığını kolluk kuvvetlerine verdiği ifade de belirttiğini, müvekkili şirket yetkilisinin de uzun zamandır birlikte iş yaptıkları ...'ya güvenerek onların ve çalışanlarının mağdur olmaması için davalı taraftan ve arabaya kaza yaptıran ustalarından şikayetçi olmadığını, ...'nın kolluk kuvvetlerine verdiği ifadede gerçekleşen zararları karşılayacaklarını beyan ettiğini, yaşanan trafik kazasından dolayı müvekkili şirkete ait aracın yaklaşık iki(2) ay davalı tarafın tamirhanesinde tamir edildiğini, söz konusu olay nedeniyle müvekkili şirketin araç tamir masrafı, aracın yaklaşık 2 ay tamir edilmemesinden dolayı kazanç kaybı, aracın tamirinde geçen sürede oluşan müşteri kaybı, araç değer kaybı ve araca dava konusu trafik kazasından dolayı kesilen trafik cezalarından kaynaklı zararları olduğunu, davalı tarafın zarar kalemlerinden sadece tamir masrafını karşılamış olduğunu belirterek, müvekkili şirketin uğramış olduğu ve davalı tarafın karşılamadığı zararların (Araç Değer Kaybı için 35.000 TL, Araç Kazanç Kaybı için 40.000 TL, Araca kesilen trafik cezaları için 6.000 TL, müvekkili şirketin aracın tamir süresince çalışmamasından doğan müşteri kaybı için 15.000TL, müvekkili şirket yetkilisi ...'ın söz konusu bu zararlardan dolayı yaşadığı elem ve sıkıntılara karşılık 10.000-TL manevi tazminat tutarının) kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirkete ait ... plakalı aracın 12/05/2020 tarihinde müvekkiline ait servise getirildiğini, aracın üst ekipman kısmına ait emiş pompası olarak işlev gören parçasının tamir, bakım işlemleri için sıraya alındığını ve iş yerinin önüne park ettirildiğini, aracın anahtarının da iş yeri sahibi ...'ın iş yerinin üst katında bulunan ofis odasına götürülerek oradaki çekmecelerden birinde kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alındığını, davacı vekilinin iddia ettiği gibi adı geçen Özbek asıllı ...’un müvekkile ait serviste usta olarak çalışmadığını, adı geçen şahısın bu dava konusu olaydan birkaç gün evvel iş istemek amacıyla müvekkilinin işyerine geldiğini, kendisinin çalışma izninin olmaması nedeniyle işe alınmadığını, ertesi gün tekrar gelip maddi olarak zor durumda olduğunu beyan etmesi üzerine kendisine yardımcı olmak maksadıyla iş yerinin temizlik işlerinin yaptırıldığını, davacıya ait aracın ... isimli şahıs tarafından ne şekilde ve ne amaçla kaçırıldığının müvekkili şirket yetkilileri tarafından tam olarak anlaşılamadığını, davacıya ait aracın eski model ve güvenlik sisteminin de yetersiz olması nedeniyle ... tarafından olay gecesi işyeri kapandıktan sonra aracın yanına gelinerek aracın kilit sisteminin devre dışı bırakılarak hırsızlık amacıyla alındığının tahmin edildiğini, kullanılamaz hale gelmiş olan aracın yeniden eski hale hatta eskisinden daha iyi ve kullanışlı duruma getirilmesi için şifahi olarak davacı şirket yetkililerine söz verilerek anlaşmaya varıldığını, davacı firma yetkililerinin de aracın eski hale getirilerek teslimi karşılığında herhangi bir tazminat talebinde bulunmayacaklarını beyan ettiklerini, sözlü mutabakat sonrası davacıya ait aracın tamirat ve onarım işlemlerine derhal başlandığını, aracın ağır hasar görmüş şasesinin onarıldığını, kupa kısmının aynı şekilde tamamen yenilendiğini, motor şanzıman kısmının tamamen elden geçtiğini, hasar gören parçaların yenileriyle değiştirildiğini, aracın eski halinden dahi yeni bir görünüme kavuşturulduğunu ve daha kullanışlı hale getirilerek ömrünün uzatıldığını, bu sürecin yaklaşık 1,5 ay kadar sürdüğünü, aracın piyasa değerinin yaklaşık kaza tarihi itibariyle 50-55 bin TL civarında olduğunu, aracın müvekkillerinin servisine modelinin eski olması ve yaklaşık 15 yıldır kanalizasyon temizliği gibi ağır işlerde çalıştırılıyor olması nedeniyle kupa, kasa şase ve mekanik aksam olarak yıpranmış ve ağır bakım gerektirir bir vaziyette geldiğini, yukarıda da ifade edildiği gibi araç bu halde iken kaza nedeniyle kupasından iç döşemelerine kadar şasesinden motor ve şanzımanına kadar komple elden geçirilip onarıldığını yaklaşık 52.750-TL masraf yapıldığını, aracın değer kaybetmesi bir tarafa araca değer kazandırıldığını, çalışma ömrünün uzatıldığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın KISMEN KABULü ile; 1-Maddi tazminat talebi yönünden; 24.770,40-TL değer kaybı, 5.000-TL kazanç kaybı, 5.935,20-TL trafik cezası bedeli olmak üzere toplam 35.705,60-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 14/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE, 2-Manevi tazminat talebi yönünden; Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki husular tekrar edilerek , mahkeme dava dışı ... ifa yardımcısı olduğuna ilişkin kabulünün hukuka aykırı ve hatalı bir değerlendirme olduğu, cevap dilekçesinde de belirtildiği üzere adı geçen bu şahsın müvekkiline ait iş yerinde ne resmi ne de fiili olarak çalışmadığı, sadece olay öncesinde birkaç defa iş yerine gelip yardım amaçlı temizlik işleri yaptırılmış olduğu, dava konusu uyuşmazlığın bir hırsızlık olayı nedeniyle ortaya çıkmış ve bu hırsızlık olayının meydana gelmesinin en önemli nedeni de davacıya ait aracın eski model ve güvenlik sisteminin yetersiz oluşu olduğu, dolayısıyla olayın hukuki ve cezai sorumluluğunu taşıması gereken kişinin ... olduğu, Diğer yandan mahkemece davacı tarafça ödendiği iddia edilen trafik ceza bedelleri 5935 tl olarak müvekkiline maddi tazminat olarak yüklenmiş ise de, bu aracın hırsızlık sonucu ele geçirildiği, Anayasa Mahkemesinin yakın tarihli kararlarında da anlaşılacağı üzere davalı ve davacı taraflara trafik cezasının sorumluluğun yüklenmesinin mümkün olmadığı, Hükme esas alınan bilirkişi raporunun da eksik ve hatalı olduğu, bu incelemede özellikle üzerinde durulması gereken husus aracın kaza öncesi durumu(muadili araçlarla yapılabilir) ile onarım sonrası durumu arasında öncelikle şasi, kabin ve mekanik durum açısından bir karşılaştırma yapılması, çalışma güç ve performans farkının ortaya konulması ve buna göre bir değer belirlemesi yapılması ve iki araç arasındaki farkın ortaya çıkarılması gerekirken bilirkişi herhangi bir gerekçe ve dayanak sunmadan hasar almış kısımların aslına uygun onarılmadığını beyan etmiş ve değişken piyasa koşullarına göre hasarsız muadillerinin değerinin de 61.926,00 tl olduğunu beyan ederek değerde %40 azalma olduğunu tespit etmiş olduğu, ancak bu değerlendirmede aracın kaza öncesi durumu ile ilgili herhangi bir inceleme ve tespit yapmamış, hasar durumunu sorgulamamış ve 2006 model eski ve yıpranmış bu aracı eski haliyle peşinen hasarsız ve orijinal kabul ederek değer tespiti yapmış olduğu, ayrıca bu araçlar iş makınası sınıfında olup değer tespiti aracın çalışan ve yeni durumda olan aksamlarına göre belirlenmesi gerekirken bu hususun da göz ardı edildiği, Bununla birlikte dosyaya sunulan servis formlarından da anlaşılacağı üzere araca müvekkili tarafından neredeyse piyasa değeri kadar masraf edilmiş aracın çalışma ömrü uzatılmış olduğu, alınacak yeni bir bilirkişi raporu ile bu durumun ortaya çıkarılması halınde ,aracın piyasa değerinin 24.770 tl lik bir azalma olmadığı, realitede değer katılmış olduğunun anlaşılacağı, Yine ... plakalı davacıya ait aracın sigortacısı olan ... Sigorta AŞ nin de davaya müdahil olması ve yasal olarak kendisine yüklenecek tazminat sorumluluğunun tespit edilmesi gerekirken dava sigorta şirketine ihbar olunmamış ve kusuru olmadığı halde tazminat yükünün yalnızca müvekkiline yüklenmiş olduğu, bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. ...nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,tazminat talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere,mahkemece Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/26479 soruşturma sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden celp edilen suretine göre; müştekinin ..., şüphelinin ... olduğu, olay tarihinde müştekinin ... plakalı aracının tamir için bırakıldığı iş yerinden kullanıp tekrar bırakmak üzere alan şüpheli ...'un söz konusu araçla trafik kazasına karışması üzerine Kullanma Hırsızlığı suçundan başlatılan soruşturma sonucunda; "...suça konu eylemin takibi şikayete bağlı olan Kullanma Hırsızlığı suçunu oluşturduğu, müştekinin olayla ilgili şikayetçi olmadığı" gerekçesiyle şüpheli hakkında atılı bulunan suçtan kamu adına Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği görülmüştür. Dosyada mevcut 14/05/2020 tarihli Maddi Hasarlı Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında, İstanbul ili, Başakşehir ilçesinde, saat 00:30'da ... plakalı aracın devrilmesi nedeniyle maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği belirtilmektedir. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda özetle; davaya konu aracın incelenmesi sonucunda; kamyonun şasi aksamında düzeltme işlemlerinin yapılmış olduğu, motor ve gövde elektrik tesisatının hasar almış olduğu ve aslına uygun onarılmadığı, aracın üzerindeki kabinin şasiye uygun olmadığının tespit edildiği, aracın vidanjör olarak hizmet verecek üst yapıya sahip kamyon olduğu, kaza esnasında devrildiği ve şasi profillerinin üst yapısının ve motorunun zarar gördüğü, oluşan hasarın aracın ana taşıyıcı şasi profillerine nüksetmiş oluşu ve sonrasında gerçekleştirilen onarımın niteliği göz önünde bulundurulduğunda serbest piyasa koşullarında ağır hasarlı araçlar ile eşdeğer ikinci el fiyat düşümüne uğrayacağı, aracın mevcut hali, yapılan onarımın kapsamı ve niteliği göz önünde bulundurulduğunda aracın ikinci el piyasa koşullarında kaza tarihinde serbest piyasa koşullarında ikinci el değerinde 24.770,40-TL mertebesinde azalma olacağı, oluşmuş hasarın azami onarım süresinin 2 ay olması gerektiği, davacının onarım süresince ticari faaliyetini sürdürebilmesi için yapacağı kiralamanın (Eşdeğer ticari araç) bedelinin kaza tarihinde KDV dahil 5.000,00-TL mertebesinde olacağı, aracın tamiri süresince çalışmamasından doğan müşteri kaybının maddi değerinin tespit edilemediği, davacı yanın bedelini talep ettiği ve davaya konu trafik kazası neticesinde düzenlenmiş olduğu iddia edilen cezalara dair belgelerin dosyaya sunulmadığı ve bu nedenle bu hususta değerlendirme yapılamadığı şeklinde görüş beyan edilmiştir. Dava, TBK 470 ve devamı maddelerde düzenlenen ve konusu araç tamiri işi olan eser sözleşmesine konu aracın test sürüşü sırasında yanması nedeniyle doğan zararın TBK 112. ve devamı maddelerde düzenlenen borçlunun giderim yükümlülüğü hükümlerine göre tazmini için açılmış tazminat davasıdır. Eser sözleşmesinin ifası sırasında meydana gelen zararlar nedeniyle borçlunun tazmin borcuyla ilgili olarak TBK 112 ve devamı maddelerde düzenlenen giderim yükümlülüğüne ilişkin hükümler uygulanmalıdır. Bu konuda, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğu (TBK 112/1), borçlunun, genel olarak her türlü kusurdan sorumlu olup, bu soumluluğun kapsamının işin özel niteliğine göre belirleneceği, iş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluğun daha hafif olarak değerlendirileceği (TBK 114/1), haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanacağı (TBK 114/2) hükümleri bulunmaktadır.Kanunda yer alan borca (sözleşmeye) aykırılık nedeniyle giderim yükümlülüğünün koşulları, haksız fiil nedeniyle sorumluluk koşullarıyla benzerlik taşımakta olup, yüklenicinin eser sözleşmesinin ifasında gerekli tedbirleri almayarak işsahibinin zararına neden olması da eser sözleşmesi kapsamında giderim yükümlüğüne neden olan bir eylemdir. TBK 114/1. maddede borçlunun genel olarak her türlü kusurdan sorumlu olduğu, sorumluluğun kapsamının işin özel niteliğine göre belirleneceği düzenlenmiş olduğundan, meydana gelen zararda yüklenici kusurunun derece ve etkisinin değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Kusursuzluğunu ispat etmek borçluya ait olduğundan zarar verenin kusurunun ispatlanmasını arayan haksız fiil hükümlerine de gidilmesine de gerek olmayıp, yüklenici 114/1. maddenin sonucu olarak ispatlayamadığı kusursuzluğu ölçüsünde, kabulü gereken kusurunun derecesi yani oranına göre meydana gelen zarardan sorumlu olacaktır.6098 sayılı TBK'da eser sözleşmesiyle ilgili olarak; yüklenicinin üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorunda olduğu (TBK 471/1), yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışının esas alınacağı (TBK 471/2) belirtilmiştir. Bu özen ve sadakat borcunun da sonucu olarak yüklenici, tamir edilmek üzere bırakılan aracın korunması için de gereken tedbirleri almak zorunda olduğu gibi, kendisinden kaynaklanmayan bir nedenle zararı doğuran bir olay gelmiş ise mümkün olduğunca zararın artmaması için gereken tedbirleri de alması gerekir.Buna göre ; işinin ehli olan yüklenicinin, tamir için bırakılan aracın zarar görmemesi için gerekli tedbirleri almasının özen borcunun gereği olduğu, özen borcunun aracın tamirde kaldığı süre boyunca geçerli olduğu, davalının tamirhanesine bırakılan aracın muhafazası için de gerekli önlemleri almış olması gerektiği, somut olayda bu yönüyle kusursuz olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı yüklenicinin meydana gelen zarar nedeniyle kusurlu olduğu kabul edilerek, davacının maddi tazminatla ilgili taleplerinin ispatlanan miktarının, yöntemince hazırlanan ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılan bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabulüne karar verilmesinde, maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 2.439,04 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 610,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.829,04 TL'nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf masrafının istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy