İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1769 Esas 2023/1461 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1769
Karar No: 2023/1461
Karar Tarihi: 11.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/1769
KARAR NO: 2023/1461
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2022
NUMARASI: 2019/302 E - 2022/223 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin, davalı borçluya lastik tamiri ve bakım işi yaptığını, ancak davalının müvekkili tarafından kendisine verilen hizmet bedellerinin tamamını ödemediğini, bu sebeple davalıya karşı, Kadıköy ... Noterliği'nin 16/05/2018 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve davalının bu şekilde temerrüte düşürüldüğünü, davalının müvekkiline karşı Beyoğlu ... Noterliği'nin 21/05/2018 tarihli ve ... yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesini keşide ettiğini, davalının bu ihtarnamede müvekkilinden aldığı hizmetleri kabul ve ikrar ettiğini, davacıdan aldığı hizmetlerin karşılığı olan tüm bedelleri ödediğini iddia ettiğini, müvekkilinin, davalı borçludan bakiye 478.298,30-TL'lik cari hesap (açık hesap) alacağı bulunduğunu, müvekkili şirketin alacağının tahsil için İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, alacaklarının faturaya dayalı ve likit bir alacak olmasına rağmen yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edilerek takibin durmasına sebebiyet verildiğini belirterek, davalının icra takibine yaptığı haksız itirazının iptaline, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davalarında yetkili mahkemelerin davalının yerleşim yeri mahkemeleri olduğunu, davalı müvekkilinin yerleşim yerinin Büyükçekmece İstanbul olduğunu, yetkili mahkemelerin Büyükçekmece Mahkemeleri olduğunu, icra takibinin yetkisiz dairede açıldığını, açılan davanın konusuz olduğu gözeleterek dava şartı yokluğundan esasa girilmeden davanın usulden reddi gerektiğini, davacı ile müvekkilinin 2017-2018 yılları arasında, davacı tarafından müvekkiline ait araçların lastik bakımlarının ve tamirlerinin yapılması ve müvekkiili tarafından da hizmet bedellerinin belli periyotlarla verilen çekler ve bazen de banka kanalı ile nakit olarak ödenmesi suretiyle cari hesap tutmak şeklinde çalıştıklarını, müvekkili tarafından davacı tarafa hizmet bedellerinin fazlasıyla ödendiğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, davacının müvekkilinden alacağı bulunmadığını, bilakis 10/09/2018 tarihi itibari davacının müvekkiline 148.429,12-TL borcu bulunduğunu, müvekkili şirket alacağının tahsili amacı ile taraflarınca davacıya karşı İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyasıyla yasal takip başlattıklarını, söz konusu icra takibinin derdest olduğunu ve davacı tarafından iş bu takibe itiraz edilmediğini, borcun kabul edildiğini ve takibin kesinleştiğini, müvekkili şirketin borca ve yetkiye itirazının haklı olduğunu, ayrıca takip konusu alacağın da likit olmadığını, zira, alacağın likit olduğunun kabulünün ancak belirli veya basit bir hesapla belirlenebilir olmasına bağlı olduğunu, oysa dava konusu icra takibinin davacı tarafından cari hesap ekstresine dayandırıldığını ve ekstrenin de ibraz edilmediğini, bu nedenle, alacağın belirlenebilir olmadığının açık olduğunu, likit olduğunun kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek davacı tarafından açılan davanın reddine, davacı aleyhine alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; "Davalı tarafça, icra dairesi ile Mahkememizin yetkisine itiraz edilmişse de; taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması, borcun para borcuna ilişkin bulunması, 6100 Sayılı HMK 10. maddesi ve 6098 Sayılı TBK'nun 89. maddesi gözönüne alındığında, para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecek olması, davacının adresinin ... Mahallesi, ... Sokak, ... No: ... Eyüp/İstanbul adresi olması itibariyle bu adresin İstanbul (Çağlayan) Adliyesi yargı sınırları içinde kalıyor olması, bu anlamda icra takibinin ve itirazın iptali davasının yetkili icra dairesi ve mahkemede açılmış olması dikkate alınarak, davalı tarafın icra dairesinin yetkisi ile Mahkememizin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça, davalı tarafın, kendisinden almış olduğu lastik tamiri ve bakım hizmeti bedelinin tamamının ödenmediği ileri sürülmektedir. Davalı tarafsa, gerek icra takibi başlatılmadan önce davacı tarafından kendisine gönderilen ihtarnameye karşı göndermiş olduğu Beyoğlu ... Noterliği'nin 21/05/2018 tarihli ve ... yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesinde, gerek icra takibine karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde gerekse mahkememizde dava açılması üzerine dosyaya sunduğu cevap dilekçesi ve beyanlarında, davacıdan lastik tamir ve bakım hizmeti aldığını, ancak aldığı bu hizmetin bedelini ödediğini ileri sürmektedir. Davalı tarafça, davacıdan lastik tamir ve bakım hizmeti alındığı kabul edilmekte, ancak alınan bu hizmetin bedelinin ödendiği ileri sürülmekte olduğundan, alınan hizmet bedelinin ödendiğini ispat yükü davalı tarafa ait bulunmaktadır. Davalı taraf, alınan hizmetin bedelinin banka kanalıyla yapılan ödemeler ve verilen çeklerle ödendiğini belirtmektedir. Dosya kapsamında taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 30/06/2020 tarihli raporda, davacı kayıtlarına göre davacı alacağının takip ve dava tarihi itibari ile 478.298,25-TL bakiye ile kayıtlı olduğu, davacı kayıtlarında olmayan fakat davalı tarafından ödenen çeklerin fotokopilerinde, çeklerin davacı ... Oto Lastik-... emrine kesildiği, davacının kayıtlarında olmayan 620.000,00-TL çek ödemesinin eklenmesi ile bakiyenin 141.701,75-TL borca döndüğü(yani davalının alacaklı olduğu), yönünde tespitte bulunulmuş ve davacı kayıtlarında bulunmayan 14 adet çek verilmek suretiyle ödeme yapılmış olması hususunda Mahkemece araştırma yapılabileceği belirtilmiştir. Söz konusu rapordaki tespitler ve taraf beyanları dikkate alınarak, belirtilen 14 adet çekin asılları ilgili banka şubelerinden celbedilmiş, bu çeklerin bankalara ibrazına ve çekler nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin bilgi ve belgeler dosya arasına alınmıştır. Çekle yapılan ödemeler hususunda davacının isticvap suretiyle beyanı da alınmıştır. Davalı tarafça, icra takibine konu borcun davacıya çek verilmek suretiyle ödenmiş olduğu yönündeki savunması, davacı tarafın kendisine bu şekilde çek verilmediğine ilişkin beyanları üzerine, söz konusu 14 adet çek üzerindeki 1. ciranta imzalarının davacıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişi ...'dan rapor temin edilmiş, bilirkişi 07/02/2022 tarihli raporunda; arka yüzlerinde basılı “... LASTİK SERVİSİ - ...” ibareleri ile başlayan kaşe basım izleri üzerinde atılı bulunan 1. ciranta imzalarının, ... isimli şahsın belirtilen dava dosyası içerisinde mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla aralarında farklılıkların bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle ... isimli şahsın eli mahsulü olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında, davalı tarafça, davacıdan alınan hizmet bedelinin ödendiği ileri sürülmüşse de, davacı ticari defter kayıtlarında icra takibine konu borcun ödendiğine ilişkin bir kayıt bulunmayışı, davalı tarafça hizmet bedelinin çekle ödendiği belirtilmekte ise de, borcun ödenmesi amacıyla davacıya çek verildiğine ilişkin herhangi bir çek tevdi bordrosu veya başka bir delilin dosyaya sunulamaması, davacının isticvap yoluyla alınan beyanında, kendisine icra takibine konu borcun ödenmesine istinaden çek verilmediği yönünde bayanda bulunulması, davacıya verildiği belirtilen çekleri bankaya ibraz eden kişilerin davacı dışında farklı kişiler olması, grafolog bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ile, davalı tarafça davacıya ödeme amacıyla verilen 14 adet çekteki 1. Ciranta imzasının davacıya ait olmadığının tespit edilmesi hususları birlikte dikkate alınarak, davalının, davacıdan alınan hizmet bedelini ödediğini ispat edemediği... alacağın likit(belirli) olduğu..." gerekçeleriyle 1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜNE, davalı borçlunun İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın, dava dilekçesindeki talep miktarıyla bağlı kalınarak, İPTALİNE, takibin 478.298,30-TL asıl alacak miktarı üzerinden, takip talebindeki şartlarla DEVAMINA, 2-2004 Sayılı İİK'nun 67/2. maddesi gereğince, kabul edilen edilen miktar üzerinden %20 oranında belirlenen 95.659,66-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığını, müvekkilinin adresinin Büyükçekmece olduğunu,- Müvekkili şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, tarafların birlikte çalıştıkları süreçte müvekkili şirket tarafından yapılan çek ödemeleri ile banka kanalı ile yapılan nakit ödemeleri gösterir, çek örnekleri, çek tahsilat makbuzları, banka çek takas provizyonları ve banka ödeme dekontlarının sunulduğunu, dava konusu çeklerin davacı yana teslim edilmiş olduğunun davacı yanın kaşe ve imzasına havi tahsilat makbuzları ili ispat edilmiş olduğunu, - Davacının dava dilekçesinde imzanın kendisine ait olmadığı yönünde bir itirazının bulunmadığını, bilirkişi raporundan sonra imza itirazında bulunması kötü niyetli olduğunu, Adli Tıp Kurumu'ndan tanzim edilecek bir rapor ile şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerekirken Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu, - Davacıya verilen çeklerin cirantaları ile davacı yan arasında ticari ilişki bulunmakta olup, sırf bu hususun bile çeklerin davacı yan tarafından alındığını ispatlar nitelikte olduğunu, davacının ticari defterleri incelenerek, davacının çeklerde ciranta konumundaki tüm şirketlerle ticari ilişkilerinin tespiti ve davacı tarafından bu kişilere ödemenin ne şekilde yapıldığının tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme karar verildiğini, - Her ne kadar davacı tarafından çeklerin alınmadığı iddia edilse de, daha önce mahkemeye sunulmuş olan tahsilat makbuzunda bulunan çeklerin bir kısmının davacı tarafından tahsil edilmiş olduğunu, 28.12.2017 tarihli tahsilat makbuzu, ..., ... ve ... numaralı olan 3 ayrı çeke ilişkin olarak düzenlenmiş olduğunu, davacı tarafından imza-kaşe yapıldığını ve çeklerin davacı yana teslim edildiğini, davacının bu tahsilat makbuzunda yazılı ... ve ... numaralı çekleri teslim almadığını iddia ettiğini, ancak, aynı tahsilat makbuzunda yazılı olan ... numaralı 3. çekin davacı yan tarafından, bankadan tahsil edilmiş olduğunu, aynı tahsilat makbuzunda düzenlenmiş 3 çekten 2'sinin teslim alınmadığı iddiası somut gerçekliklerden ve hayatın olağan akışından son derece uzak olduğunu, davacının herhangi bir çalışanının, davacı adına imza atmış olması ihtimaline binaen, çalışanlardan davacının imzasını attıkları örnekler de alınarak, işbu örneklerin tahsilat makbuzlarındaki imzalarla mukayese edilmesi gerektiğini, davada icra inkar tazminatının şartları oluşmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, taraflar arasındaki cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İstinafa gelen uyuşmazlık ise, davalının ticari kayıtlarında belirtilen çeklerle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, imza incelemesinin usule uygun olup olmadığı noktalarındadır.Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi raporunda tarafların dava konusu dönemlere ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun şekilde yapılmış olduğu, faturalarla kayıtları uyumlu olan ticari defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu...taraflar arasındaki mutabakatsızlığın ödemelerden kaynaklandığı davalı tarafından 02/11/2017-28/02/2018 tarihleri arasında yapılan 626.727,37 TL. Ödemenin davacının kayıtlarında olmadığı belirtilmiştir.İmza incelemesi yönünden yapılan incelemede bilirkişi dava dosyası içerisinde mevcut mukayeseye edilen çek asıllarındaki 1. Ciranta olarak atılı imzaların ... eli ürünü olmadığını mütalaa etmiştir. Davalı tarafça imza incelemesine itiraz edilmiştir.Davalının rapora karşı itirazları nedeniyle Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine çek asılları ile tahsilat makbuzlarındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığına ilişkin yeniden inceleme yaptırılarak taraf veyargısal denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre yargılama yapılarak uygun bir karar verilmesi gerekirken, itiraza uğrayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması isabetli değildir.Davalı, aynı tahsilat makbuzundaki üçüncü çekin davacı tarafından tahsil edildiğini ileri sürmesine rağmen bu savunma değerlendirilmemiştir.Bunan yanısıra davalı, çekle yaptığı ödemelerin davacının ticari ilişki içinde olduğu dava dışı kişiler tarafından tahsil edildiğini ileri sürmüş olmasına rağmen bu savunma davacının ticari defterleri ve dava dışı kişilerin ticari kayıtları incelenerek değerlendirilmemiştir.Hal böyle olunca davalı tarafça dayanılan çek ve tahsilat makbuzları üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınması ve davacı ile çek üzerinde yazılı cirantaların taciri kayıtları incelenerek aralarında ticari ilişki olup olmadığı ve davaya konu çeklerle ödeme yapılıp yapılmadığının bilirkişi incelemesi ile tespiti, davacı tarafça başlatılan takip dosyasının akıbetinin sorularak değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy