İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/468 Esas 2023/497 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/468
Karar No: 2023/497
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/468 Esas
KARAR NO: 2023/497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/12/2022
NUMARASI: 2022/676 Esas, 2022/954 Karar
DAVA: ALACAK (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/05//2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin 1984 yılında kurulmuş 1204 ortaklı bir kooperatif olduğunu, kuruluşundan bugüne değin birçok değişiklik geçirdiğini, üye sayısı 13 iken 1000'den fazla ortak sayısına ulaştığını, çevre ile ilgili sorunlar dışında kendi iç yönetiminde de içinden çıkılmaz sıkıntılar yaşandığını, 2019 ve 2021 yıllarında seçilen yönetimin şeffaflığa önem verdiğini, daha önceki uygulamanın dışında kararlar aldıklarını, yapılan iş ve işlemlerin hukuka uygunluğunun sağlanıp sağlanmadığının tespiti amaçlı tetkik komisyonundan raporlar aldırdıklarını, usulsüzlüklerden bu rapor ile haberdar olduklarını, davalıların, hukuki ve cezai sorumluluklarını bilmelerine rağmen kusurlu davranarak kooperatifi bile bile zarara uğrattıklarını, yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurlarının ve denetçilerinin görevde kaldıkları süre içinde kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumlu olduklarını, ortakların gerek gördüklerinde denetçilerden açıklama istemeye yetkili olduklarını, davalıların görevde oldukları süre içinde imar, tapu çalışmaları ile ilgili olmak üzere birçok firmayla sözleşmeler imzaladıklarını, edimlerin kooperatif kasasından karşılandığını, firmaların edimlerini yerine getirmediklerini, hakedişlerin hiçbir şekilde layıkıyla yapılmadığını, eski yönetim kurulu ve üyeleri ile denetçilerin kooperatifi zarara uğrattıklarını, hakediş olmadığı halde mükekerrer sözleşmeler ve mükerrer işler yapıldığını, bu nedenle usulsüz olarak kooperatiften firmalara ödenen paraların tespit edilmesini istediklerini, zararın davalılardan tahsili gerektiğini belirterek görevde bulundukları süre zarfında müvekkilini zarara uğratan davalılardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve bir kısım alacaklarının hesaplanması gerektiğinden şimdilik 3.071.096,01 TL alacağın kooperatif zararlarının doğduğu tarihlerden itibaren geçerli olmak şartıyla mevduata uygulanan en yüksek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, ibra edilmiş yönetim kurulu hakkında ibra kararı iptal edilmeden hukuki sorumluluk davası açılamayacağını, Kooperatifler Kanununda belirtildiği üzere genel kurul kararı alınmadan açılan davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, hak düşürücü sürelerin geçtiğini, 17/09/2022 tarihli genel kurulda yönetim kurulunun dava açmak için istediği yetki talebinin oy birliğiyle reddedildiğini, böyle bir karar verildikten sonra bir sonraki genel kurulda aynı konuda dava açılmasına karar verilemeyeceğini, dava şartı yokluğunun giderilmesinin mümkün olamayacağını, eski yöneticileri karalayarak kendi dönemlerindeki usulsüz harcamaları örtbas etmek isteyen bir önceki yönetimin 17/09/2022 tarihinde genel kurula birkaç saat kala 16/09/2002 tarihinde bu davayı açtıklarını, kötü niyetli olduklarını, davacı tarafın bahsettiği usulsüzlük, yolsuzluk hakkında Beykoz C. Savcılığının 2019/10381 sayılı soruşturma 2021/3162 karar sayılı dosyasında takipsizlik kararı verildiğini, davacı tarafın takipsizlik kararını gizleyerek hukuka aykırı şekilde 10 yıllık bağımsız denetim yapılması kararı çıkardığını, genel kurulun hesap tetkik komisyonuna inceleme yetkisi vermediğini, sadece bağımsız deneticiyi belirleme yetkisi verdiğini, Kooperatifler Kanununa göre hesap tetkik komisyonunun ibradan önce kurulabildiğini, ibra edilmiş yönetim hakkında hesap tetkik komisyonu kurulamayacağını, davaya dayanak yapılan raporu hazırlayanların dış denetim yapma koşullarını taşımadıklarını belirterek öncelikle davanın dava şartı yokluğundan, aksi takdirde zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; genel kuruldan yetki alınması için süre verilmesi talebinde bulunulmasına rağmen davadan hemen sonra yapılan genel kurul toplantısında dava dilekçesinde açıklanan sebeplere ilişkin olarak davalılar hakkında işlem yapılmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi talebinin oybirliğiyle reddedildiğini, söz konusu genel kurul kararının iptali amacıyla açılan davada, alınan kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesi halinde ortada yine alınmış bir karar olmayacağı gibi kararların iptali durumunda da aynı şekilde ortada sorumluluk davası açılması yönünde alınmış bir kararın bulunmayacağı, genel kurul kararlarının iptali davasının reddi halinde ise, zaten sorumluluk davası açılmamasına oybirliğiyle karar verildiğinden dava şartının yine gerçekleşmemiş olacağı, bu yüzden 17/09/2022 tarihli genel kurulda alınan kararlar yönünden açılan davaların beklemesine gerek olmadığı ve davadan sonra yapılan genel kurulda davalılar hakkında sorumluluk davası açılmamasına dair oy birliğiyle verilen karar karşısında davacı yana tekrar süre verilmesine gerek olmadığından bahisle davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 17.09.2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, kooperatifin geçmiş 10 yıl içinde yapılan işlemlerinin denetlenmesi ile ilgili oluşturulan hesap tetkik komisyonunca hazırlanan inceleme raporu sonrası, kooperatifin menfaati doğrultusunda gerekli hukuki işlemlerin yürütülmesi ve takibinin yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesi konusu oylamaya sunulup oy birliği ile reddedilmiş olsa da genel kurul kararlarının iptali için İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/730 E., İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/743 E. ve İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/782 E. sayılı dosyaları ile açılan davaların derdest olduğunu, yönetim kurulu ve denetçiler aleyhine açılan sorumluluk davasının görülebilmesi için genel kurul tarafından bu yönde karar alınması gereksede dava öncesinde bu yönde karar alınmamış olması halinde bu eksikliğin giderilmesi için davacı yana süre verilmesi gerektiği yüksek yargı kararı ile belirlendiğine göre söz konusu derdest davaların neticesinin beklenilmesi, ancak bu aşamadan sonra genel kurul kararları iptal edilir ise dava şartı eksikliğini gidermek için taraflarına süre verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından, yatırılan peşin harcın, yatırana iadesine karar verilmesi gerekirken bu hususta ilgili bir hüküm oluşturulmadığından kararın bu hali ile de hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kooperatifin eski yöneticilerinin (eski yönetim kurulu üyeleri ve eski denetçileri) sorumluluklarına dayalı tazminat istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun, bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağına ilişkin 98. maddesinin atfı gereği 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca kooperatif yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurulda bu konuda bir karar alınması gerekir. Bu husus dava şartı olmakla birlikte sonradan tamamlanabilir. Şöyle ki, sorumluluk davası açılmasına ilişkin bir genel kurul kararı sunulmadan dava açılması halinde bu eksiklik sonradan tamamlanabilen usuli eksiklik niteliğinde olduğundan dava hemen reddedilmeyecek olup bu eksiklik giderilmeden de davanın esasına girilemeyecektir. Somut olayda, dava 16/09/2022 tarihinde açılmış olup bu tarih itibariyle dosya kapsamında davalılar aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde genel kurulca alınmış bir karar bulunmamaktadır. Davanın açılmasından 1 gün sonra davacı kooperatifin 17/09/2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, gündemin 12. maddesinde yer alan, 24/10/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının 9. gündem maddesi ile karara bağlanan kooperatifin geçmiş on yıl içerisinde yapılan işlemlerin denetlenmesi ile ilgili oluşturulan hesap tetkik komisyonunca hazırlanan inceleme raporu sonrası, kooperatifin menfaati doğrultusunda gerekli hukuki işlemlerin yürütülmesi ve takibinin yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesi maddesi oylamaya sunulduğunda oybirliği ile reddedilmiştir. Söz konusu madde ile birlikte başka maddelerin de iptali talebi ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/782 Esas, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/743 Esas, İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/730 Esas sayılı dosyalarında davalar açılmış olup bu davaların derdest olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf istinafında, söz konusu dava dosyalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, bu istinaf sebebi yerinde değildir. Şöyle ki, kooperatif yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurulda bu konuda bir karar alınması gerektiğine ilişkin dava şartı, dava açıldığında mevcut olmayıp Mahkemece bu sebeple dava reddedilmemiştir. Dava açılırken mevcut olmayan dava şartının, sonradan tamamlanması bakımından yapılan davacı kooperatifin olağan genel kurul toplantısında bu yönde olumlu bir karar alınamaması yani usuli eksikliğin sonradan tamamlanamaması sebebiyle Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece tesis edilen karar usul ve yasaya uygun olup bir de davacı tarafın istinafında belirttiği söz konusu dava dosyalarının sonucunun beklenmesine gerek yoktur. Davacının, iptal kararı çıktığı taktirde dava şartı eksikliğini gidermek için taraflarına süre verilmesi gerektiğine ilişkin talebinin de kabul edilebilir bir tarafı bulunmamaktadır. Dava şartı bir kere sağlanamadıktan sonra tekrar tekrar bu eksikliğin giderilmesi için süre verilmesi mümkün değildir. Bu açıdan davacı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Öte yandan davacı vekili istinafında ayrıca, yerel mahkeme tarafından, yatırılan peşin harcın, yatırana iadesine karar verilmesi gerekirken bu hususta ilgili bir hüküm oluşturulmadığından kararın bu hali ile hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Davacı taraf, dava açılırken 52.446,65 TL peşin harç yatırmış olup Mahkemece hüküm fıkrasında, alınması gereken karar harcı maktu (179,90 TL) olmasına rağmen, bu kısmın mahsup edilerek bakiyenin iadesine karar verilmesi gerekirken "Karar harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına," şeklinde hüküm tesis edilmiş ise de, bu hata mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata niteliğinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b-1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/676 Esas, 2022/954 Karar ve 21/12/2022 tarihlikararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK'nun 353/1b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy