İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/220 Esas 2023/428 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/220
Karar No: 2023/428
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/220 Esas
KARAR NO: 2023/428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2022
NUMARASI: 2018/130 Esas, 2022/618 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin ... Gel. A.Ş.'nin mülkiyetinde bulunan İstanbul Bayrampaşa ... pafta ... ada, ... parsel ile ... ada ... parsel üzerinde 2008 yılında yapımına başlanan ve 360.000 m2 inşaat alanına sahip ... Eğlence Merkezi projesi için bankadan kullandığı yatırım kredisinin kefili olduğunu, aynı zamanda ... Kentsel Eğlence merkezine ilişkin genel müteahhitlik hizmetleri ve ince inşaat işlerini üstlendiğini, Kapatılan İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/157 Esas sayılı dosyası ile ... Gel. A.Ş.'nin iflas erteleme talebinde bulunduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin de alacaklarını tahsil edemediğini, ... Bankası tarafından İstanbul 25. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/149 D.iş sayılı dosyası ile müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, müvekkili şirketin menkul, gayrimenkulleri ile banka hesaplarına ve tüm mal varlığına ihtiyati haciz konulduğunu, İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/157 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan iflas erteleme davasındaki iyileştirme projesi kapsamında 13/11/2012 tarihinde ... Bankası ile ... Gel. A.Ş.'nin anlaştıklarını, bu protokol uyarınca ... Gel. A.Ş.'nin sağladığı gelir ile müvekkili şirketin de alacaklarını tahsil imkanına kavuşacağını, ... Gel. A.Ş. ile müvekkili şirket arasında alacak mutabakatı sağlandığını, 30 aylık ödemesiz dönem içinde borçların ödeneceğine ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin 31/12/2012 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu, bu durumun yönetim kurulu tarafından tespit edildiğini, müvekkili şirketin projeye olan inancı ve iyileştirme planında sunduğu çözümle bu dar boğazı aşacağını, TTK'nun 377 maddesi uyarınca yönetim kurulunca iflasın ertelemesinin talep edilmesine karar verildiğini belirterek TTK'nun 376 ile İİK'nun 179. maddeleri gereğince müvekkili şirketin borca batıklığının tespiti ile iyileştirme projesi dahilinde mali durumunun düzeltilmesi amacıyla iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine ve iflas erteleme tedbirlerine hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece Mahkemesince, davacı şirketin borca batık olmaması sebebiyle iflas erteleme talebinin iflas ertelemeye ilişkin dava şartı olan borca batıklık şartının gerçekleşmemiş olduğu, ayrıca davacı şirket için 19/07/2013 tarihinden itibaren verilen ilk tedbir kararından sonra 5 yıllık üst sürenin dolduğu gerekçesiyle davacı şirketin iflas erteleme talebinin reddi ile, halen devam eden tedbirlerin tamamının 15/09/2022 tarihli iş bu hüküm ile birlikte kaldırılmasına dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı ve müdahil ... Bankası AŞ vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin, ... Geliştirme AŞ ile ... Bankası AŞ arasındaki kredi sözleşmelerinde kefil olarak yer aldığını, her ne kadar müvekkili şirketin kefil ve alacaklısı olduğu ... Geliştirme AŞ'nin iflas erteleme istemine ilişkin İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/490 Esas sayılı dosyasında borca batık olmadığı gerekçesiyle iflas erteleme talebinin reddine karar verilmişse de bu karara karşı ... Bankası AŞ'nin, şirketin borca batık olduğunu ileri sürerek temyiz talebinde bulunduğunu, bu davada verilen kararın bekletici sorun yapılması gerektiğini ve verilen karar kesinleşmeden müvekkili şirketin iflas erteleme talebi hakkında karar verilemeyeceğini, müvekkili şirketin, ... Geliştirme AŞ'den olan alacaklarını tahsil edemediğini ve gerçekten borca batık olup olmadığının ... Geliştirme AŞ'nin iflas erteleme talebiyle ilgili verilen kararın kesinleşmesinden sonra ortaya çıkacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili ayrıca gerekçeli kararın yazılmasından evvel, 15.09.2022 tarihli duruşmada verilen ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin kararın istinafına ilişkin dilekçesi kapsamında, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/130 esas sayılı dosyasında 15.09.2022 tarihinde verilen 2 numaralı kararla ihtiyati tedbir kararlarının duruşma tarihi itibariyle kaldırılmasına ilişkin kararın tamamen hukuka aykırı olması nedeniyle kaldırılmasına, karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbirlerin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Müdahil ... Bankası AŞ vekili istinaf nedenleri olarak; davacı şirketin gayri faal ve borca batık durumda olduğunu, davacının alacağını, borca batık durumda olan ... Geliştirme AŞ'den tahsil etmesinin mümkün olmadığını, öncesinde iflasına karar verilen adı geçen şirketin iflas masasına davacı şirket tarafından bildirilen alacağın kabul edilmeyerek masaya yazılmadığını, dolayısıyla alacağın tartışmalı olduğunu, her iki şirketin grup şirket olduğu gerekçesiyle davacı şirketin, müvekkili bankaya olan borcuna pasifinde yer verilmemesi hukuka aykırı olduğu gibi davacı şirketin, ... Geliştirme AŞ'den olan alacağının (alacaklı olduğu belirtilen tutar kabul anlamına gelmemekle birlikte) bir an için varsayılsa dahi aktifinde gösterilmesinin kararda çelişki oluşturduğunu, bu halde, söz konusu alacağa da davacı şirketin aktifinde yer verilmemesi gerektiğini, dosyada her iki şirketin grup şirket olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını, davacı şirketin, ... Geliştirme AŞ'ye kullandırılan 270.000.000 EURO krediye olan müteselsil kefaleti, alacağa işleyen faizler, gayrinakdi krediler, icra takip masrafları, vekalet ücretleri, Mahkeme kararı ile lehlerine hükmedilen icra inkar tazminatı ve bu alacakların faizlerinin hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin, müvekkili banka dışında olan borçlarının hesabının yapılmadığını, yalnızca davacı şirketin bildirdiği bilançodaki yıllardır değişmeyen borç miktarının dikkate alındığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir. İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/58 Esas sırasında kayıtlı davanın, tek hakimle bakılan ticaret mahkemelerinin heyetli ticaret mahkemesine dönüşmesi nedeniyle İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/822 Esas sırasına kaydının yapıldığı, Mahkemenin 2014/822 Esas 2015/70 Karar sayılı kararı ile, dosyanın, ... Geliştirme AŞ tarafından açılan iflas erteleme davasının görüldüğü İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1190 Esas (öncesi İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/157 Esas) sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür. İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/157 Esas 2013/219 Karar sayılı kararı ile, iflas erteleme talebinin reddi ile, ... Geliştirme AŞ'nin iflasına karar verildiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/332 Esas 2014/4185 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1190 Esas sayılı sırasına kaydedilen davada bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunduğu, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin işbu dosya ile birleştirilen 2014/822 Esas sayılı dosyasının Mahkemenin 2014/1190 Esas sayılı dosyasından ayrılarak 2018/130 Esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1190 Esas 2018/118 Karar sayılı ilamı ile, iflas erteleme talebinin reddi ile, ... Geliştirme AŞ'nin iflasına karar verildiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2018/1590 Esas 2018/5523 Karar sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verildiği, aynı Dairenin 2019/1116 Esas 2019/3288 Karar sayılı ilamı ile, davacı şirketin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile onama kararının kaldırılmasına ve kararın davacı şirket yararına bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK nun 179/a maddesinde, mahkemenin, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, aynı Yasanın 179/b maddesinde ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Yasanın 181. maddesi gereğince, davada uygulanacak olan, 160. maddesinde, iflas isteyen alacaklının ilk alacaklar toplantısına kadar olan bütün masraflardan sorumlu olduğu, 166. maddede ise kararın ilanı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde ise, iflas isteme, davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller arasında sayılmıştır. Somut olayın yasal düzenlemeler açısından değerlendirilmesi sonucunda, davacı vekilinin vekeletnamesinde, iflas erteleme davası açma yetkisinin bulunduğu, davacı şirket yönetim kurulunun 20/02/2013 tarihli kararı ile şirket hakkında iflas erteleme talebinde bulunulmasına karar verildiği, davanın ilk açıldığı Mahkemece ilanların yaptırılmadığı ve iflas avansının da yatırılmadığının anlaşılması üzerine dosyanın birleştiği İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1190 Esas sayılı dosyasında alınan ara karar gereği ilanların yaptırıldığı, iflas avansının mahkeme veznesine yatırıldığı, davanın, davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu mutlak yetkili mahkeme de açıldığı anlaşılmıştır. İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/58 Esas sayılı dosyasında 19/07/2013 tarihli ara karar ile, teminat alınmaksızın İİK 179/a maddesi hükmü gereğince davacı şirketin ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edildiği ve bu kapsamda iflas ertelemeye özgü tedbirlere karar verildiği, karar ile birlikte davacı şirkete kayyım atandığı, kayyım tarafından düzenli ve belirli aralıklarla dosyaya kayyım raporları ibraz edildiği, ayrıca bilirkişi heyetinden aşağıda özetlendiği şekilde raporlar alındığı görülmüştür. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 12/04/2013 tarihli raporda, dava dışı ... Geliştirme AŞ ile ... Bankası arasında 01/11/2010 tarihinde imzalanan 270.000.000 Euro limitli kredi sözleşmesinde davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, davacı şirketin iflas erteleme talebinin değerlendirilmesinin ön koşulunun ... Geliştirme AŞ'nin borca batık olması gerektiği, davacı şirket tarafından sunulan bilançoya göre şirketin pasifinin, aktifinden 2.490.295,98 TL daha fazla olduğu, 31/12/2012 tarihi itibariyle borca batık olduğu, 28/02/2013 tarihli ara bilanço da borca batıklık kaydının devam ettiği, davacı şirketin aktif stoklarında yer alan ... Projesiyle ilgili 20 konut ve 9 dükkanın rayiç değerlerini belirleyecek teknik bilirkişinin heyette bulunmaması sebebiyle 28/02/2013 tarihi itibariyle özvarlığın eksi değerde olduğu yönünde bir kanaat oluşturulamadığı, teknik bilirkişi olmaması sebebiyle rayiç değer belirlemesi yapılamadığından maddi duran varlıkların borca batıklık durumuna olan etkisinin değerlendirilemediğini, davacı şirketin en büyük alacağının olduğu ...AŞ'nin cari hesap hareketlerinin incelenmesinde 31/12/2012 tarihi itibariyle şüpheli ticari alacaklar hesabından 9.128.789,20 TL olmak üzere toplam 18.912.168,56 TL borçlu olduğunun ve ayrıca henüz fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan %18 KDV hariç 6.988.811,87 TL'lik hakediş bulunduğunun tespit edildiği, şüpheli alacaklarla ilgili 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323. Maddesinde yer alan "Ticari ve Zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olmak şartıyla dava ve icra safhasında bulunan alacaklar, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılır" şeklindeki düzenleme uyarınca şüpheli alacakların pasifte gösterilmesi gerektiği, bu şartların gerçekleşmemesi halinde ise şüpheli alacak kaydına imkan bulunmadığı, iflas erteleme kararı verildiği durumlarda şüpheli alacak karşılığının ayrılabilmesi için alacaklıların dava açmalarına ve icra takibi yapmalarına gerek bulunmadığı, davacı şirketin, dava dışı ...A.Ş ile aralarında imzalan 19/12/2012 tarihli protokol kapsamında 9.128.789,20 TL karşılık ayırdığını, Maliye Bakanlığı Özelgesine göre "iflası ertelenen şirketten tahsil edilmeyen ve kanunen takibine de imkan olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır" düzenlemesi uyarınca ilgili dönemde karşılık ayrılabilmesi için ...A.Ş hakkında iflas erteleme kararının verilmiş olması gerektiği, dosyada böyle bir belge bulunmadığı, buna göre şüpheli ticari alacaklar karşılığı hesabındaki 9.128.789,20 TL'lik şüpheli alacağın iptal edilerek henüz fatura edilmemiş %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL'lik hakediş bedeli hariç tutulması sebebiyle yapılan hesaplama sonunda davacı şirketin ticari alacaklarının 15.931.229,16 TL olduğu, bu durumda davacı şirketin 31/12/2012 tarihi itibariyle aktifinin 74.954.795,48 TL, pasifinin 71.615.021,46 TL, 28/02/2013 tarihi itibariyle de aktifinin 83.981.510,42 TL, pasifinin 79.072.138,77 TL olduğu, her iki tarihte de aktifinin pasifinden fazla olduğu, borca batık olmadığı bildirilmiştir. İnşaat bilirkişisi tarafından sunulan 03/06/2013 tarihli raporda, 19 adet daire ve 9 adet dükkanın toplam değerinin 6.774.684,90 TL olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 26/06/2013 tarihli ek raporda, kök raporda olduğu şekilde davacı şirketin, ...A.Ş.'den olan 14.575.169,28 TL alacağına, %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL henüz fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan hakediş bedeli de ilave edildiğinde toplam 22.821.967,28 TL'nin %40'ına tekabül eden 9.128.798,20 TL olarak ayrılan karşılığın kök raporda açıklanan nedenlerle rayiç değer bilançosunda dikkate alınmadığı, bu nedenle borca batıklık bilançosunun çıkartıldığı, buna göre rayiç değerleme ile yapılan hesaplama sonucunda 24/06/2013 tarihi itibariyle davacı şirketin toplam aktiflerinin toplam borçlarını 1.513.523,48 TL tutarında aştığı, dolayısıyla davacı şirketin borca batık olmadığı sonucuna ulaşıldığı, davacı şirketin borca batık olmamasına rağmen dava dışı ... Geliştirme AŞ ile ... Bankası arasında 01/11/2010 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesine davacının 310.000.000 Euro bedelle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, kullandırılan kredinin kat edilmesi nedeniyle müşterek borçlu müteselsil kefiller hakkında ... Bankasınca İstanbul 25. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/149 D.İş 2012/141 Karar sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığı, kefaletten kaynaklanan borçlar hesaplamaya alındığında davacı şirketin 24/06/2013 tarihi itibariyle borca batık hale geldiği, borca batıklık tutarının (-)788.986.476,52 TL olarak hesaplandığı, davacı şirketin iyileşmesinin dava dışı ...A.Ş'nin iyileşmesine bağlı olduğu, iki şirketin birlikte değerlendirilmesi gerektiği bildirilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 04/12/2019 tarihli raporda, tapuları şahıslar adına olan, tapu malikleri ile davacı arasında yapılan "Hasılat paylaşımı karşılığı inşaat sözleşmesi" nedeniyle davacı defterlerinde kayıtlı olan 19 adet daire ile 9 adet dükkanın rapor tarihi itibariyle rayiç değerlerinin yeniden belirlendiği, buna göre rapor tarihi itibariyle bunların değerinin 14.795.911,82 TL olduğu, ayrıca davacı şirketin alacaklı olduğu ...A.Ş hakkında verilmiş iflas erteleme kararı bulunmaması ve protokol şartlarının henüz gerçekleşmemiş olması nedeniyle davacının bilançosundaki şüpheli ticari alacaklar karşılığı hesabındaki 9.128.789,20 TL'lik şüpheli alacağın iptal edilerek, henüz fatura edilmemiş %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL'lik hakediş bedeli hariç tutulmak suretiyle ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/570 Esas 2017/2910 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere ...AŞ'nin borcuna kefil olan davacı şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden yapılan hesaplama sonucunda rapor tarihi itibariyle yeniden hesaplanan borca batıklık bilançosunda davacı şirketin toplam aktiflerinin toplam borçlarının 16.121.306,84 TL tutarını aştığı, dolayısıyla borca batık olmadığı bildirilmiştir. Davacı tarafından güncel bilançonun sunulmasından sonra rapora itirazların irdelenerek ve rapor tarihindeki rayiç değerler dikkate alınarak rapor tanzimi için Mahkemenin ara kararı doğrultusunda bilirkişi heyetinden alınan 18/01/2021 tarihli raporda, davacı şirketin ...A.Ş'den alacağı olan 11.757.950,34 TL + 2.817.218,94 TL (hakedişlerden kesilen teminat) = 14.575.169,28 TL'sine, %18 KDV dahil 8.246.798,00 TL henüz fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan hakediş bedelini de ilave etmek suretiyle, toplam 22.821.967,28 TL X %40 = 9.128.789,20 TL karşılık ayrıldığı, ayrılan bu karşılık tutarı önceki raporlarda belirtildiği gibi (Maliye Bakanlığının özelgesine göre, iflası ertelenen şirketten tahsil edilemeyen ve kanunen takibine de imkan olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak karşılığı ayrılmasının mümkün bulunmadığı, dolayısıyla ilgili dönemde karşılık ayrılabilmesi için ... A.Ş hakkında iflas erteleme kararı verilmiş olması gerektiği, henüz bu yönde verilmiş bir karar bulunmadığı) rayiç değer bilançosunda ticari alacaklar hesabına dahil edildiği, ayrıca hakedilmiş alacak olmasına rağmen fatura edilmemiş ve ticari alacaklar hesabına kaydedilmemiş olan KDV hariç 6.988.811,86 TL tutarındaki hakediş bedelinin de ticari alacaklar hesabına dahil edildiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/570 Esas 2017/2910 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere ...A.Ş'nin borcuna kefil olan davacı şirketin pasifinde kefil olunan 310.000.000 Euro borca da yer verilmediği, davacı vekilinin 13/10/2020 tarihli dilekçe ekindeki yazılı beyanına göre stoklar/mamuller hesabında ... Evleri-Dükkanlar başlığı altında görülen ve defter değeri 7.803.394,18 TL olan 19 adet daire ve 9 adet dükkanın cebri icra yoluyla satıldığı, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/55 Esas sayılı dosyada derdest olan yolsuz tescilin kaldırılması ve tapu kaydının iptali davalarının derdest olduğunun anlaşıldığı, halen bu daire ve dükkanların davacı bilançosunun aktifinde kayıtlı olduğu, davacı vekilinin yazılı beyanında söz konusu taşınmazların tapu devirlerinin yapılmış olduğu anlaşılmakla borca batıklık hesabının iki ihtimal dahilinde değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu dükkan ve dairelerin rayiç değeri esas alındığında iş bu rapor tarihi itibariyle davacı şirketin aktiflerinin toplam borçlarının 32.709.610,92 TL tutarında aştığı, dolayısıyla davacı şirketin borca batık olmadığı, söz konusu dükkan ve dairelerin rayiç değerleri dikkate alınmadan yapılan hesaplamada ise rapor tarihi itibariyle davacı şirketin toplam aktiflerinin toplam borçlarının 9.478.643,92 TL tutarında aştığı bu ihtimalde de davacı şirketin borca batık olmadığı bildirilmiştir. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur. İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK'nın m. 377, İİK'nın m.179 vd.). Borca batıklık, 6102 Sayılı TTK’nın 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir (Yargıtay 23 HD'nin 2019/1116 Esas, 2019/3288 Karar sayılı kararı). Davacı şirketin grup şirkete olan kefaletinin borca batıklığın tespitinde dikkate alınıp alınamayacağına ilişkin Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 15/04/2019 tarih, 2016/5327 Esas 2019/1381 Karar sayılı kararında "...Davacı şirketlerin grup şirketler olduğu dikkate alındığında, grup şirketler açısından kefalet ilişkisi borca batıklığın tespiti açısından kötüye kullanabilmekte ve bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi nedeniyle bir borçtan dolayı grup şirketlerin tamamı kayden borca batık hale gelmektedir. Bu durumda grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gereklidir." açıklaması ile grup şirketlerin birlikte dava açmaları durumunda, kefaletin dikkate alınmayacağına vurgu yapmıştır. Somut olayda, Mahkemece, davacı ve dava dışı ...A.Ş'nin grup şirketler olduğu değerlendirilerek, dava dışı ...A.Ş'nin asıl borçlu olarak ... Bankasından kullandığı kredi sebebiyle davacı şirketin kefaletinden kaynaklı borcunun davacı şirketin pasifinde gösterilemeyeceğinden bahisle dava dışı ...A.Ş'nin pasifinde gösterilmesi gerektiği kabul edilmiş ise de, bu durumun ancak davacı şirket ile dava dışı ...A.Ş'nin birlikte dava açmaları durumunda geçerli olacağı, somut olayda ise belirtilen şirketler tarafından birlikte dava açılması durumunun söz konusu olmadığı, buna göre grup şirketler dışında tek başına iflasın ertelenmesi talebinde bulunan davacı şirketin dava dışı grup şirkete verdiği kefaletinin de borca batıklık konusunda pasifinde gösterilmesi gerektiğinden Mahkemece, bilirkişi raporları da dikkate alınarak hatalı değerlendirme yapılmıştır. O halde bu husus da göz önünde bulundurularak davacı şirketin kefaletinden kaynaklı tüm bilgi ve belgelerin celbi ile kredi borcunun ödenip ödenmediği, kefaletin devam edip etmediğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde karar tarihine yakın tarih itibari ile borca batıklığın tespiti sonucu karar verilmesi gerekirken Mahkemece yukarıda belirtilen şekilde borca batıklığın tespiti dosya içeriğine uygun düşmemiştir. Öte yandan borca batıklık, 6102 Sayılı TTK'nun 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK'nun 178/1 madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Müdahil vekili istinafında, davacı şirketin dava dışı ... AŞ'ye kefaleti sebebiyle taraflarınca açılan davalar ve başlatılan takiplerden kaynaklı alacaklarının (icra inkar tazminatı, dava ve icra vekalet ücreti, yargılama ve icra giderleri, bu alacakların faizleri) hesaplamada dikkate alınmadığını ileri sürmüş olup az önce belirtildiği üzere borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına bakılmaması, İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler yanında gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların da dikkate alınması gerektiğinden sadece davacı şirket kayıtlarını dikkate alan bilirkişi raporuna göre sonuca gidilemez. Öyleyse müdahil bankaya süre verilmesi akabinde bildireceği dava ve icra dosyaları da getirtilerek yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, gerekli inceleme ve araştırma yapılarak davacı şirketin aktif ve pasifini rayiç değerleriyle tereddüde yer vermeyecek şekilde belirleyen ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, borca batıklığın tespitine yönelik yetersiz bilirkişi kurulu görüşüne itibar edilerek eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru olmamıştır. İİK'nun 179/b-4 maddesi "Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez. Kayyım, mahkemenin belirleyeceği sürelerde iflası ertelenenin faaliyetleri ve işletmenin durumu konusunda düzenli olarak mahkemeye rapor verir" hükmünü içermektedir. Anılan hüküm uyarınca iflas erteleme müessesinde toplam uzatma süreleri dört yıl olup, ilk iflas erteleme süresi nazara alındığında bu süre toplamda beş yıldır (Yargıtay 23. HD'nin 2016/6158 Esas, 2018/5435 Karar sayılı kararı). Somut olayda, davacı şirket hakkında 19/07/2013 tarihinde İİK'nun 179/a maddesi hükmü gereğince davacı şirketin ihtiyati tedbir talepleri kabul edilerek tedbir kararı verildiği, bu tarih itibari ile davacı şirketin, iflas erteleme müessesesinden yararlanmaya başladığı, karar tarihi itibariyle erteleme tedbirlerinin üzerinden beş yıl geçmesi sebebiyle tamamının 15/09/2022 tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, öte yandan iflas ertelemede geçen süre de nazara alındığında davacı şirketin kefil ve alacaklısı olduğu ... Geliştirme AŞ'nin iflas erteleme istemine ilişkin davasının sonucunun beklenmesine de gerek yoktur. Bu sebeple, yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, müdahil vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 353/1-b.1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Müdahil ... Bankası A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 3-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/130 Esas, 2022/618 Karar ve 15/09/2022 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan müdahil ... Bankası A.Ş tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın ilgili müdahilden tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 7-Davacı ve Müdahil ... Bankası A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 8-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy