İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1295 Esas 2023/494 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1295
Karar No: 2023/494
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1295 Esas
KARAR NO: 2023/494
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2017/156 Esas, 2018/824 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında akdedilen işveren sorumluluk sigorta poliçesi gereğince davalının, müvekkiline ait iş yerinde çalışan personel başına bedeni zararlar için 156.250,00 TL teminat verdiğini, iş yerinde çalışan ... isimli işçinin geçirdiği iş kazası nedeniyle Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/46 Esas sayılı dosyasında dava açtığını, akabinde aldığı ilamı Bursa ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takibe koyduğunu, ilamın kesinleşmesi üzerine 25/02/2015 tarihli haricen tahsilata ilişkin protokol gereğince müvekkilinin bu iş kazası nedeniyle işçiye 88.805,00 TL ödeme yaptığını, sözleşme gereğince bedelin davalıdan talep edildiğini, davalının ödeme yapmadığını, davalı aleyhinde İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalınan takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya uğrayan işçinin davacının işçisi olmadığını, davacı tarafından iş kazasının 11/09/2009 tarihinde medana geldiğinin bildirildiğini, kaza tarihini kapsar bir sigorta poliçesinin bulunmadığını, Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/46 Esas sayılı dosyasında davacının taraf olmadığını, sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, davacının açmış olduğu dava ile dava dışı ...'ın iş yerinde geçirdiği kaza sonucu Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/46 Esas sayılı dosyasında hükmedilen tazminatı yapılmış olan protokol ile ödediği ve ödediği bu miktarı davalı sigorta şirketinden, sigorta poliçesi kapsamında rücuen tahsili için icra takibi başlattığı, takibe itiraz üzerine takibin durduğu, davalı sigorta şirketi savunmasında, İş Mahkemesinde görülen davada davacının değil dava dışı firmanın davalı olduğu, dolayısıyla bu davalı ile aralarında imzalanan bir poliçe bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep ettiği, yine davalının cevap dilekçesinde, dava dışı ...'ın, davacı ...'un işçisi olduğunu kabul ettiği, bu bakımdan her ne kadar İş Mahkemesinde görülen dava, davacının yetkilisi olduğu şirket aleyhine açılmış ve sonuçlandırılmış ise de sigorta poliçesine konu edilen rizikonun gerçekleştiği ve İş Mahkemesince hükmedilen tazminatın davacı yanca karşılandığı dosya kapsamından anlaşıldığına göre, davalının takibe yapmış olduğu itirazın iptali gerektiği, alacağın likit olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece tesis edilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 2018/2894 ESAS 2020/1876 KARAR VE 15/10/2020 TARİHLİ KARARI İLE; "Somut uyuşmazlıkta, davacı 25/02/2015 tarihli protokol gereğince dava dışı işçiye ödediği bedeli mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında davalıdan talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra kazanın riziko adresinde gerçekleştiğini, işçinin kendi işçisi olduğunu, işçinin açtığı davada husumeti yanlış gösterdiği iddiasına dayanmıştır. Davacı protokole göre, işçinin aldığı ilamın dayanak yapıldığı Bursa ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyadaki borcu ödemiş olup, yine protokolde borçlu olarak ... San. Tic. A.Ş. gösterilmiştir. ... San. Tic. A.Ş.'nin olay tarihi itibari davalı nezdinde düzenlenmiş mali sorumluluk sigorta poliçesi ve alacağının bulunmadığı, kaldı ki, davacının takip ve davanın temlik hükümleri gereğince açıldığı konusunda bir iddiasınında olmadığı, davacının ... San. Tic. A.Ş. adına ödediği bedeli davalıdan talep etmesinin mümkün görülmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır." gerekçeleri ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmiştir. Dairemizce tesis edilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNİN 2021/308 ESAS 2022/4366 KARAR VE 02/06/2022 TARİHLİ KARARI İLE; "...Dava işveren mali sorumluluk sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Sigorta poliçesi davacı ... ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenmiş olup hizmet akdinin ifası sırasında işçinin yaralanması nedeniyle doğan işçilik hakları sigortalı ... tarafından işçisi ...’a 25.02.2015 tarihinde haricen tahsilata ilişkin protokol ile 88.805,00 TL olarak ödenmiş, davacı poliçe gereğince sigortalı işçinin haklarına halef olarak eldeki davayı açmıştır. Bursa 10. İş Mahkemesi’nin 2013/46 Esas sayılı dosyasında husumet dava dışı şirkete yöneltilerek dava açılmış ve hüküm tesis edilmiş, bu karar gereğince hesaplanan tazminat işçiye sigortalı tarafından ödendiğinden iş davasında hasmın yanlış gösterilmesinin, sigortalının ödediği tazminatı sigorta şirketinden rücuen talep etmesinde hukuken engel bulunmamaktadır. Bu durumda Bursa 10. İş Mahkemesi’nin 2013/46 Esas sayılı dosyası gözönünde bulundurulmaksızın, işçiye ödenmesi gereken tazminatın hesaplanması, davacının kendi kusuru ile doğan fazla ödemelerin mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş..." gerekçeleri ile Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dairemizce tesis edilen kararın bozulmasına yönelik Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02/06/2022 tarih ve 2021/308 Esas, 2022/4366 Karar sayılı bozma ilamına, usul ve yasaya uygun olduğundan uyulmuş olup Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere, dava dışı işçiye ödenmesi gereken tazminatın hesaplanması amacıyla iş güvenliği konusunda uzman bir bilirkişi ile tazminat hesaplaması konusunda uzman bilirkişi heyetine dosyanın tevdii edilerek dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgeler, dosya içerisine alınan iş mahkemesi dosyası ve içerisinde bulunan belgeler incelenerek iş kazasının meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının tespitinden sonra işçiye ödenmesi gereken tazminat miktarının hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiştir. Bilirkişi 27/02/2023 tarihli raporunda, ödenmesi gereken maddi tazminat 73.608,54 TL, ödeme tarihine kadar işlemiş yasal faiz 36.173,05 TL olmak üzere ibraname tarihi itibarıyle işçiye ödenmesi gereken toplam miktarın 109.781,59 TL olduğunu, davacı tarafından ödenen miktarın ise 88.805,00 TL olduğunu, buna göre davacı işveren tarafından dava dışı işçiye ödenen maddi tazminat ile işlemiş yasal faiz miktarlarının toplamı, ödeme tarihi itibarıyle bilinen verilere göre hesaplanan maddi tazminat ile ödeme tarihine kadar işlemiş yasal faizler toplamını aşmadığından, davacı işverenin, işçiye ödediği miktarın tamamını davalı işveren mali sorumluluk sigortacısından talep edebileceğini, ayrıca davacı işveren tarafından ödenen 88.805,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren takip tarihine kadar işlemiş yasal faizleri toplamı 13.072,58 TL olarak hesaplanmış ise de, davalı borçlu ... Sigorta A.Ş.'nin İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yaptığı itirazın iptali ile (takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarı bakımından takip talebindeki talep ile bağlı kalınarak) takibin 88.805,00 TL asıl alacak ve 12.600,00 TL işlemiş yasal faiz miktarı üzerinden devamı ve asıl alacak üzerine takip tarihinden itibaren yasal faizi yürütülmesi gerektiğini belirtmiştir.Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/46 Esas 2014/235 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, dava dışı işçi ... tarafından ... San. Tic. AŞ'ye karşı açılan dava ile, iş kazasından kaynaklı olarak maddi tazminat davası açıldığı, davalı tarafından yapılan 3.000,00 TL ödemenin (ödemenin yapıldığı 16/10/2009 tarihli dilekçe ile belirtilmiştir) mahsubundan sonra 47.917,84 TL maddi tazminatın 11/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2014/18555 Esas 2015/1226 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı arasında, 04/01/2009-04/01/2010 tarihlerini kapsayan ... poliçe numaralı işveren sorumluluk sigortası poliçesi imzalandığı, riziko adresinin "... Mevkii, ... Caddesi, No:..., Çalı Beldesi/Nilüfer/Bursa" olduğu, bu poliçe konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, hizmet akdinin ifası sırasında dava dışı işçi ...'ın geçirdiği iş kazası sebebiyle Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/46 Esas sayılı dosyasında husumeti ... San. Tic. A.Ş.'ne yönelterek iş kazasından kaynaklı maddi tazminat isteminde bulunduğu, davada verilen kararın Bursa ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğu, davacının 25/02/2015 tarihinde haricen tahsilata ilişkin protokol ile dava dışı işçiye 88.805,00 TL ödediği, protokol ile ayrıca sigortadan olan alacakların tahsiline ilişkin tüm talep haklarının da ödemeyi yapan davacı ...'a devir ve temlik edildiği, davacının ise, sigorta poliçesi gereğince, ödeme yaptığı dava dışı işçinin haklarına halef olarak eldeki davayı açtığı anlaşılmış olup bu durumda Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/46 Esas sayılı dosyasında husumetin dava dışı ... Tic. AŞ'ye yöneltilmesinin davacı sigortalının ödediği tazminatı sigorta şirketinden rücuen talep etmesine hukuken bir engel bulunmamaktadır. Somut olayda, Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/46 Esas 2014/235 Karar sayılı kararına dayanak bilirkişi raporunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bursa Bölge Müdürlüğü İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 25/11/2009 tarih ve YCE-121 sayılı raporundaki gibi davalı ... Tic. AŞ'nin %50, dava dışı ...'un %30 ve davacının %20 kusurlu olduğu, davacı ...'ın maluliyet oranının %27,20 olduğu, davacının brüt ücretinin, asgari ücretin 1,91 katı olduğu, davacının zarar gördüğü aktif hayat süresinin 14 yıl, zarar gördüğü pasif devrenin ise 11 yıl olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış olup buna göre maddi tazminat miktarı 47.917,84 TL olarak tespit edilmiştir. Bu bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen hüküm onanmak suretiyle Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olup işbu eldeki dosya kapsamında alınan rapor da, Bursa 10. İş Mahkemesinin 2013/46 Esas sayılı dosyasında alınan 24/03/2014 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bilirkişi raporunda, dava dışı işçinin %20 müterafik kusuru dışında kalan ve işverenin müştereken ve müteselsilen sorumluluk ilkesi gereği sorumlu bulunduğu toplam %80 kusur ve sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılmıştır. Buna göre ödenmesi gereken maddi tazminatın 73.608,54 TL olduğu, kaza ve ihbar tarihi olan 11/09/2009 tarihinden itibaren haricen tahsilata ilişkin protokolün düzenlendiği ve ödemenin yapıldığı 25.02.2015 tarihine kadar işlemiş yasal faizin ise 36.173,05 TL olduğu, buna göre toplam ödenmesi gereken miktar 109.781,59 TL ise de, davacı tarafından ödenerek icra takibi ile istenen ve davaya konu edilen miktar 88.805,00 TL olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereğince bu miktarın dikkate alınması gerekir. Ayrıca alınan rapor ile, davacının kendi kusuru ile doğan fazla bir ödemenin bulunmadığı da sabit hale gelmiştir. Bilirkişi raporu ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli şekilde hazırlandığından hükme esas alınabilir mahiyette kabul edilmiş olup hem bilirkişi raporu hem de tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının davasında haklı olduğu anlaşılmıştır.Açıklanan sebeplerle, davacı davasında haklı olduğundan davanın kabulü ile, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, ilk derece Mahkemesince tesis edilen kararda icra inkar tazminatı talebi reddedildiğinden ve karar sadece davalı tarafından istinaf edildiğinden usuli kazanılmış hak sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, 2-İcra inkar tazminatı talebinin reddine, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken 6.066,26 TL karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.516,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.549,69 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince taktir olunan 14.208,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 5-Davacı tarafından yapılan 1.547,97 TL ilk gider, 259,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.807,47-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
İstinaf Giderleri Yönünden; 6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 98,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 81,80 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince taktir olunan 11.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılan 1.927,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 10-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde taraflara iadesine, Dair, tarafların yokluğunda 6100 sayılı HMK'nın 362/1-a bendi gereğince miktar bakımından kesin olmak üzere oybirliyle verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy