İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/598 Esas 2023/754 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/598
Karar No: 2023/754
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/598 Esas
KARAR NO: 2023/754
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2023
NUMARASI: 2022/52
BİRLEŞEN DAVADA
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı-birleşen davada davacı vekili ihtiyati tedbir talepli birleşen dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin Hong Kong merkezli bir şirket olup, 1990'lı yıllardan bu yana başta "..." markası olmak üzere önde gelen markaları ile dünyanın dört bir yanına eğitici-öğretici oyuncak ürünleri üreterek sattığını, "..." markasının tek ve gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, müvekkilinin eski distribütörü olan davalı şirketin müvekkilinin tek ve gerçek hak sahibi olduğu "...", "...", "..." markalarını aynen olduğu gibi her bir unsuru ile külliyen kopyalayarak TPMK nezdinde ... numarası ile "..." olarak tescil ettirdiğini beyanla, "..." olarak tescil ettirmesi nedeniyle ... numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini, hükümsüzlük talebine konu ... numaralı "..." markanın kullanımının müvekkiline telafisi imkansız zararlar vereceğinden, davalının markasını müvekkili ve/veya müvekkilinin distribütörleri/müşterileri aleyhine kullanmasını engellenmek üzere teminatsız olarak veya uygun bir teminat karşılığında ters tedbir karar verilmesini, davalıya ait web sitelerinde, iş evrakı ve tanıtım vasıtalarında kullanılmasının durdurulması, önlenmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin yürürlükte olduğunu, tedbir koşullarının oluşmadığını, davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığını, davacının TPMK marka tescili müvekkilinden sonra olduğu için ibraz edemediğini, ... ibaresi için Malezya'da yaptığı marka tescili, ... ibaresi için Ermenistanda, ... ibaresi için Avusturalya'da yaptığı marka tescilini sunabildiğini, bu markalarını ciddi pazar payı yaratacak şekilde kullanmadığını, OEM şeklinde ürettiği emtialarını yurt dışı firmalara satmakla yetindiğini, davacı karşı davalının hiçbir distribütörünü ... ibaresini kullanmaktan men etmediğini, "..." markasının müvekkili tarafından yaratılarak kullanıldığını, Türkiye'de tanınmış bir marka haline getirildiğini, davacı-karşı davalı ile münhasır tek satıcılık sözleşmesine duyduğu inanç ile yoğun şekilde çalışarak markalaştığını, müvekkilini oyaladığını, davacı-karşı davalının müvekkilinin markasına tecavüz edileceğine ihtimal vermediklerinden davacının ... markasını tescil ettirmesine muvaffakat ettiklerini, davacı-karşı davalı ... firmasının, 2013 yılında ... markasının tescil başvurusundan dava tarihine kadar, ... markasını ne kendisi nede 3. Bir kişi aracılığıyla Türkiye'de hiç kullanmadığını, tüm mamullerin satışında müvekkilinin tescilli markasının kullanıldığını, ... markasının hiç tanınmadığını beyanla davacı-karşı davalının ... sayılı ... markasının 28. Sınıf mallar bakımından iptali ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR KARARI; İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 08/12/2022 tarihli 2022/52 E. sayılı ara kararıyla; "...Tüm dosya kapsamı, Taraflar arasında akdedilen 04/02/2013, 07/04/2014 ve 25/01/2017 tarihli distribütörlük sözleşmesi yaklaşık ispat koşulları dikkate alınarak değerlendirildiğinde talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle davacının tedbir talebinin kabulü yönünde -6100 sayılı HMK'nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 159.maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 100.000,00 TL (yüzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ İLE, -Dava konusu davalı adına tescilli ... numaralı ile 28.sınıfta tescilli markasının, davacı ve davacının distribütörleri ve müşterileri aleyhine kullanımının engellenmesine ve 3.kişilere devrinin önlenmesine, (devrin önlenmesi kararı yönünden TPMK'ya müzekkere yazılmasına, ) Sair tedbir kararının 6100 sayılı HMK'nın 393/2 maddesi gereğince, İstanbul İcra Dairesi aracı kılınarak infazına" karar verilmiştir.
TEDBİRE İTİRAZ; Davalı karşı davacı birleşen dosyada davalı vekilinin 20/12/2022 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde; nihai karar ile birlikte verilecek bir kararın ihtiyati tedbir kararı olarak verilmesinin usul ve esas yönünden yasaya uygun olmadığını, ihtiyati tedbir kararının kapsamının çok geniş tutulduğunu, belirlenen teminat miktarının çok düşük olduğunu beyanla, mahkemece verilen 08/12/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise teminat miktarının 5.000.000,00 TL'ye artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI; İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 11/01/2023 tarihli 2022/52 E. sayılı ara kararıyla; "...Mahkemenin 11/01/2023 tarihli murafaa duruşmasında asıl dava, karşı dava ve birleşen dava kapsamı, tarafların ihtiyati tedbir kararına yönelik beyan ve itirazları, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak değerlendirildiğinde, Mahkemece verilen tedbir kararının hukuka uygun olduğuna kanaat getirilmekle, davalı karşı davacı birleşen dosyada davalı vekilinin itirazlarının reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı-karşı davacı-birleşen davada davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; birleşen davada ancak nihai kararla birlikte verilebilecek mahiyette bir kararın, hemen davanın başında cevap dilekçesi sunma imkanı vermeden ihtiyati tedbir kararı olarak verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, kanun koyucunun tedbir kararının sınırını, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek olarak yasayla çizdiğini, tedbir kararının, nihai karar ile ulaşılabilecek hukuki korumaya kavuşmayı temin edemeyeceğini. -Karşılıklı davalarda markanın hükümsüzlüğü, iptalinin talep edildiğini, ileriki aşamada markanın iptali kararı verilir ise hükmün amacına matuf ve bu amaçla sınırlı olarak verilebileceğini, davalı karşı davacı müvekkili ... Firmasının TPE'ye tescilli markasının kullanmasının engellendiğini, yasanın yargılama süresince tescilli markanın kullanımını askıya alma imkanı vermediğini. -İhtiyati tedbir kararı ve sınırlarının kararda tereddüte mahal bırakmayacak şekilde net ve kesin olarak zikredilmediğini, kararda davalının hangi distribütörü ve müşterilerine yönelik olarak verildiğinin açıkça belirlenmesi gerektiğini, tedbir kararının sınırsızca 3. Kişileri kapsayacak şekilde verilmesinin HMK 391/2 maddesine uygun olmadığını. -Çok geniş olarak verilen ve sınırlanmayan tedbir kararının, 100.000 TL gibi düşük bir teminat karşılığında verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin gümrük kayıtları gözetildiğinde yıllık 100.000 ABD Doları ticari hacmi olduğunu, kararın kesinleşmesinin yıllar alacağını, mühtemel zararlarının görünüşte 500.000 ABD Dolarını bulacağını. -Mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev sınırları dışında kalan, Ticaret Mahkemesinin görevine giren, taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi hükümlerini değerlendirerek ihtiyati tedbir kararı vermesinin de yasaya uygun olmadığını. -Müvekkili ... Firmasının markayı, davacı-karşı davalı ... Firmasından çok daha önce tescil ettirdiğini, tedbir talebinin reddi gerektiğini. -Dosyaya distribütörlük Sözleşmesinin feshedildiğine dair belge sunulmamasına rağmen, mahkemenin fesih olgusu mevcutmuş gibi, hatalı kanaatle karar verdiğini.-Mahkemenin kararının gerekçeli olması gerekirken, hiçbir gerekçe göstermeden tedbire itirazlarını reddettiğini beyanla, tedbire itirazlarının kabulü ile, tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı-karşı davalı-birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; istinaf başvurusuna konu birleşen davada, davalının ... numarası ile "..." markasının hükümsüzlüğünü talep ettiklerini, davalının müvekkilinin müşterilerine ve Türkiye'deki distribütörü ... Paz. San. A.Ş.'ye ihtarnameler göndererek, gerçeğe aykırı olarak müvekkilinin münhasır distribütörü olduğunu iddia ettiğini, ... markalı ürünlerin satışının durdurulmasını talep ettiğini, kötü niyetli davranışlarla müvekkilinin ticari faaliyetini durdurmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğunu, mahkemenin aslında teminat almaksızın tedbir taleplerini kabul etmesi gerekirken 100.000 TL gibi yüksek bir teminatla tedbir kararı verdiğini, mahkemenin tedbir kararının TERS TEDBİR olup kapsamının son derece net olduğunu, davalının müvekkilinin eski distribütörü olduğunu, müvekkilinin ..., "..., ..., ... markalarının gerçek hak sahibi olduğunu, davalının bu markaların tek ve gerçek hak sahibi olduğunu taraflar arasında sona eren distribütörlük sözleşmesinde açıkça kabul ettiğini, davalı markasının müvekkilinin markalarının yan yana yazılmasından ibaret olduğunu, ayırt edici olmadığını, iptal davası yönünden davalının markasını kullandığını gösterir delil sunamadığını, davalının müvekkilinin distribütörüne gönderdiği ihtarname ekindeki ürün görsellerinin müvekkilinin ... markalı ürünleri olduğunu, davanın konusunu oluşturmamakla birlikte, taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin 4 Şubat 2013'ten 31 Aralık 2018 tarihine kadar yürürlükte iken, davalının müvekkilinin markalarını yan yana koyarak tescil ettirmesinin, kötüniyetli yetkisiz tescil olup, SMK 6/2 maddesine aykırılık oluşturduğunu, davalının 25 Ocak 2017 tarihli son distribütörlük sözleşmesinde müvekkilinin markalarından oluşan marka yaratmayacağını ve böyle bir marka kullanmayacağını kabul ve taahhüt ettiğini, mahkemenin ters tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, tedbir kararının açık ve kapsamının net olduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; TPMK kaydından, ... numarası ile "..." markasının, 28. Sınıfta 02/07/2012 başvuru tarihinden itibaren davalı adına 25/11/2013 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalı şirketin müvekkilinin tek ve gerçek hak sahibi olduğu "...", "...", "..." markalarını aynen olduğu gibi her bir unsuru ile külliyen kopyalayarak TPMK nezdinde ... numarası ile "..." olarak tescil ettirdiğini ve markayı kullanmadığını ileri sürerek hükümsüzlük ve kullanmama nedeniyle iptalini, markanın müvekkili ve/veya müvekkilinin distribütörleri/müşterileri aleyhine kullanmasının önlenmesi yönünde ters tedbir karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 100.000 TL teminat karşılığında tedbir kararının kabulüne, davalı vekilinin tedbir kararına ve teminata yönelik itirazının reddine karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyanın incelenmesinde davalı-karşı davacı adına 28. Sınıfta, 02/07/2012 başvuru tarihli ... numaralı "..." markasının tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin karşı davada, TPMK nezdinde davacı adına 28. Sınıfta tescilli ... sayılı ... markasının kullanılmadığından bahisle iptali ve sicilden terkininin talep edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin, müvekkilinin önceki tarihle yurt dışı marka tescillerinden kaynaklanan haklarına dayandığı, markaların gerçek hak sahibi olduğunu, markaların tanınmış olduğunu, taraflar arasında 2009-2010 yıllarından itibaren ticari ilişki kurulduğunu, müvekkilinin kataloğunun davalıya gönderildiğini, 2013 yılında distribütörlük sözleşmesi imzalandığını ve davalının müvekkilinin markalarını yan yana getirerek tescil ettirmesinin yetkisiz ve kötüniyetli tescil olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davacı vekilinin birleşen dava dilekçesi ve istinaf dilekçesine cevabında, taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisinin 4 Şubat 2013'ten 31 Aralık 2018 tarihine kadar yürürlükte olduğunu daha sonra yenilenmediğini beyan etmiştir. Davalı-karşı davacı vekilinin dilekçesinde, davacı-karşı davalının yurt dışı markalarının Türkiye'de kullanılmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Tarafların iddia ve savunmalarının yargılamayı gerektirmekle birlikte, dosyadaki deliller kapsamında bu aşamada taraflar arasındaki menfaatler dengesinin korunması yönünden ters teminat tedbirine hükmedilmesinin yerinde olduğu, tedbirin sınırlarının belirlenmediğine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı ancak hükmedilen 100.000 TL teminatın düşük olduğu kanaatine varıldığından, davalı vekilinin teminata yönelik itirazı yerinde görüldüğünden, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin itirazının kısmen kabulüne, mahkemenin tedbir kararının kaldırılmasına, 500.000 TL teminat karşılığında tedbir talebinin kabulüne, tedbire ilişkin hükmün aynen tekrarına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 11/01/2023 tarihli 2022/52 E. sayılı ara kararıyla Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davalı vekilinin tedbir kararına itirazının kısmen kabulüne, kısmen reddine, 4-Mahkemenin 08/12/2022 tarihli E. sayılı tedbir kararının KALDIRILMASINA, 5- Davacının tedbir talebinin kabulü ile; -6100 sayılı HMK'nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 159.maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 500.000,00 TL (beşyüzbin türklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ İLE, -Dava konusu davalı adına tescilli ... numaralı ile 28.sınıfta tescilli markasının, davacı ve davacının distribütörleri ve müşterileri aleyhine kullanımının engellenmesine ve 3.kişilere devrinin önlenmesine, (devrin önlenmesi kararı yönünden TPMK'ya müzekkere yazılmasına,) Sair tedbir kararının 6100 sayılı HMK'nın 393/2 maddesi gereğince, İstanbul İcra Dairesi aracı kılınarak infazına, -HMK 398 md uyarınca ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağı hususunun ihtarına, -Kararın infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yürütülmesine,6-İstinaf Yargılaması Yönünden; -İstinaf peşin harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, -İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 492 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 777 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.269,00 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy