İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1583 Esas 2023/685 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1583
Karar No: 2023/685
Karar Tarihi: 18.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1583 Esas
KARAR NO: 2023/685
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2021
NUMARASI: 2018/1116 E. - 2021/48 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan ... plakalı araç satımına ilişkin aralarında 30.000-TL'lik tarihsiz teminat senedi düzenlendiğini, müvekkili yerine ...'in senet düzenlenmesinden 3 gün sonra 28.570-TL'lik kısmı davalının arkadaşı olan ... isimli şansın banka hesabına yatırdığını, kalan 300-TL tutarın ise müvekkili tarafından elden nakit olarak ödendiğini, müvekkilinin söz konusu ödemeleri yaptıktan sonra 300-TL tutarındaki ödemeyi almaya gelen davalı tarafın senedi getirmeyi unuttuğunu söylediğini, davalı tarafın söz konusu teminat senedini Bakırköy ...İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile 30.000-TL tutar üzerinden icra takibi yaptığını, davanın kabulü ile müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, ödeme halinde ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte geri alımına, davalının kötü niyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin bildirdiğinin aksine müvekkilinin bu bono ile ilgili tacir sıfatı bulunmadığını, takibe konu senedin teminat senedi olmadığını, teminat olarak verilen bir senedin, üzerinde teminat olarak verildiğine ilişkin ibare taşıması gerektiğini ve sözleşmede açık bir şekilde teminat olarak verilen senedin hangi senet olduğundan şüpheye düşülemeyecek şekilde belirtilmesi gerektiğini, takibe konu senet incelendiğinde senet üzerinde teminat olarak verildiğine ilişkin hiçbir ibarenin mevcut olmadığı gibi senedin bedeli nakden ahzolunduğunu, davacının icraya yaptığı itirazın Bakırköy 5.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1235 Esas sayılı dosyası ile reddedildiğini, davanın reddini, davacının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 19.01.2021 tarih ve 2018/1116 Esas - 2021/48 Karar sayılı kararıyla; "...ticaret sicil kayıtları, Bakırköy 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1235 esas sayılı dosyası, vergi kayıtları, senet ve banka dekont sureti ve tüm dosya kapsamına binaen; senedin teminat amaçlı ihdas edildiğinin ispat yükünün davacıda olduğu, mahkememizin 27/10/2020 tarihli celse ara kararında, uyuşmazlık hususlarında vergi mükellefi olan tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına dair karar verilmesine rağmen ara karar gereğinin davacı tarafından yerine getirilmediği, tarafların ticari defter ve kayıtlarını sunulmadığı bu haliyle dava konusu menfi tespit istenen senedin teminat amaçlı olarak düzenlenip düzenlenmediği hususunun ispata muhtaç olduğu, davacının iddiasını destekler nitelikte bilgi ve belge sunmadığı, Yargıtayın yerleşik uygulaması senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerinde belirtilmedikçe ve bu ilişki yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı sürece sadece teminat senedi sözcüklerinin bononun kayıtsız şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliği etkilemeyeceği yönündedir. Teminat kaydı içeren kambiyo senedinin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanmamış olup teminat kaydı tek başına kambiyo senedinin kambiyo senedi olması vasfını etkilemeyecektir. Senet üzerinde bulunan teminat ibaresinin tek başına yeterli olmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine" karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; "Müvekkilim ile davalı arasında ... plakalı araç satımına ilişkin ticaret olup aralarında 30.000 TL'lik tarihsiz teminat senedi düzenlendiğini, senedin müvekkil yerine ... tarafından düzenlendiğini ve düzenlemeden 3 gün sonra 28.570-TL'lik kısım davalının arkadaşı olan ... isimli şahsın banka hesabına yatırıldığını, kalan 300,00 TL'nin ise müvekkil tarafından elden nakit olarak ödendiğini, Müvekkilin olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğunu, bahsedilen alışveriş dışında müvekkilin bonoyu verme nedeninin olmadığını, Mahkemece bilirkişi incelemesi için verilen kesin sürenin pandemi nedeniyle müvekkile ulaşılamadığı için kaçırıldığını, mücbir sebebin sözkonusu olduğunu, yeniden süre verilmesi halinde işlem gerçekleştirilip süre amacına ulaşmış olacakken davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu." beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, "... senedin teminat amaçlı ihdas edildiğinin ispat yükünün davacıda olduğu, davacının iddiasını destekler nitelikte bilgi ve belge sunmadığı, senet üzerinde bulunan teminat ibaresinin tek başına yeterli olmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine" karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davaya konu 04/08/2016 tanzim - 10/09/2016 vade tarihli ve 30.000,00-TL bedelli bononun davalıya aralarındaki ... plakalı araç satımı nedeniyle teminat amacıyla verildiği, daha sonra bakiye bedelin ödenmesi nedeniyle davalıya böyle bir borcun bulunmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, davacı iddialarının doğru olmadığını ve aksinin yazılı delille ispatının gerektiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Takibe konu bononun "Nakden" kaydını içerdiği ve davalı tarafından dosyaya sunulan cevap ve delillerle 'davacıya borç para verildiği'nin tekrarlandığı, buna göre senedin ihdas nedeninin talil edilmediği, ispat yükünün davacı tarafta olduğu görülmüştür. Davacı vekili tarafından "Bononun düzenleme tarihi itibariyle davacının 18 yaşından küçük olduğu iddia edilmiş ise de; davacının 10.05.1998 doğumlu olduğu, bononun düzenlendiği 04.08.2016 tarihi itibariyle davacının 18 yaşını doldurmuş olduğu ve borçlanma ehliyetine sahip olduğu anlaşılmıştır. Davacının "Davacı adına ...'in senet düzenlenmesinden 3 gün sonra 28.570-TL'lik kısmı davalının arkadaşı olan ... isimli şansın banka hesabına yatırdığını, kalan 300,00 TL'nin de davacı tarafından elden ödendiği." yönünde ödeme iddiasının bulunduğu görülmüş ise de; dava dışı şahıslar arasında yapıldığı anlaşılan 28.750,00 TL tutarlı ödemenin dava konusu bonoya ilişkin olduğuna dair bir kaydın bulunmaması karşısında ve elden verildiği belirtilen 300,00 TL yönünden ödeme belgesinin sunulmaması nedeniyle, bonoya ilişkin ödeme yapıldığının ispatlanamadığı kabul edilmiştir.Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def'i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. Davaya konu bononun teminat ve bedelsizlik iddiaları bakımından açılan menfi tespit davasında ispat yükü davacı borçludadır. Davalı tarafça senedin talili yapılmadığından ispat yükünün yer değiştirdiğinden de söz edilemeyecektir. Davacı tarafından ispata yarar delil sunulmadığı, davacı tarafça yemin deliline dayanılmadığı gözetildiğinde toplanacak başkaca bir delilin de bulunmadığı, bononun düzenlendiği tarih itibariyle davacının deftere tabi kişilerden olmadığının beyan edilmesi karşısında yapılacak defter incelemesinin de yargılamaya katkı sağlamayacağı; tüm bu hususlar gözetildiğinde mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy