İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1529 Esas 2023/697 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1529
Karar No: 2023/697
Karar Tarihi: 18.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1529 Esas
KARAR NO: 2023/697
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2021
NUMARASI: 2015/942E, 2021/160K.
DAVANIN KONUSU: Finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan tazminat, cezai şart
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile ... arasında 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde Bafra ... Noterliğinin 01.02.2008 tarih ve ... yevmiyeli düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, ... ve ...'ın sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu malın teslim alınması amacıyla müvekkil şirketin "Kiralanan Malın Kiralayan adına Kiracı Tarafından Teslim Alınmasına" ilişkin yetki belgesi düzenlendiği, davalı ...'ın söz konusu teslim ve tesellüm belgesinin imzalanarak davacı şirkete gönderildiğini, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu ... Marka ... Gıda Paz. Tic. Ltd. Şti.'den bizzat kiracı tarafından yetki belgesi ile teslim alındığını davacı şirkete bildirdiğini, yasa gereği fatura ve irsaliyenin davacı şirket adına tanzim edildiğini, davacı şirketin davalı kiracı ve satıcının iyi niyetine ve imzalanmış olan teslim tesellüm belgesine güvenerek, satıcı ... Paz. Ltd. Şti.'ne sözleşme konusu ... marka ... balya makinesinin bedeli olan 57.230,00-TL'yi 22.01.2008 tarihinde ödeyerek sözleşme konusu edimini yerine getirdiğini, davacı şirketin borcu ifasından sonra, davalı ...'ın kira bedellerini ödememesi üzerine, Beşiktaş ... Noterliğinin ... yevmiyeli ödeme planı ve ihtarname gönderildiği, ödeme olmaması nedeniyle Beşiktaş ... Noterliğinin 13.03.2009 tarih, ... yevmiyeli ihtarname ile kira bedellerinin ödenmesinin ihtaren bildirildiği ancak her hangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul 12. ATM'nin 2009/532 Esas sayılı dosyasından malın iadesi davası açıldığını, davada karşı taraf ...'ın malı teslim almadığı iddiasında bulunduğunu, davalının davacı aleyhine İstanbul 1. ATM'nin 2009/664 Esas sayılı dosyasından menfi tespit davası ikame ettiğini, her iki davanın da birleştirildiğini, mahkeme, asıl davanın malın iadesinin reddine, birleşen davada menfi tespit davasında ise davayı açmakta hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle HMK/1-h maddesi gereğince reddine karar verdiğini, kararın Yargıtay temyiz neticesinde bozularak İstanbul 38. ATM'nin 2013/208 Esas sayılı dosyasından yargılamaya devam edildiğini, yargılama sonucunda esas dava yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen davanın ise kabulüne karar verildiğini, davalılardan ...'ın kira sözleşmesine konu ekipmanı yetki belgesi ile teslim aldığını bildirdiğini, malı teslim almadığı halde sözleşmeden doğan yükümlülüğü yerine getirmeyerek ve diğer davalı ile birlikte suç işleme konusunda fikir birliği içinde hareket ederek davacı şirketin diğer davalıya olmayan bir mal için sebepsiz yere ödemede bulunmasına ve zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, diğer davalı ... Ltd. Şti'nin ise, davalı ... ile birlikte hareket ederek davacı şirket ile aralarında satım sözleşmesinden kaynaklanan edimini sözleşmeye aykırı olarak ifa etmediğini, davalı ... ile birlikte hareket ederek edimini ifa etmiş gibi göstererek davacı ... zarara uğrattığını, davalılardan ...'ın Finansal Kiralama konusu malı teslim alma yetki belgesi ile teslim tesellüm tutanağını imzalamış olmasına ve davacının satım bedelini tamamen ödemiş olmasına rağmen söz konusu balya makinesinin teslim edilmediğini, davalı ... Ltd. Şti. Tarafından teslim edilmesi gereken bu makinenin aslında hiç var olmadığını, bu nedenle davalı ... Ltd. Şti.'ne ödenen satım bedelinin davacı şirkete iadesini ve davacının sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğradığı zararın tazminine karar verilmesi gerektiğini, diğer davalı ...'ın ise Finansal Kiralama Sözleşmesine aykırı hareket ederek edimlerini ifa etmediğini, sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı davranışları ile davacı ... zarara uğrattığını, davacı ... konusu malın teslim tesellüm belgesine güvenerek sözleşme konusu malın bedelini davalı satıcıya ödediğini, davalının kusuru nedeniyle davacı şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, Finansal Kiralama Sözleşmesinin 28. Maddesinde malın teslimi için yetki belgesi düzenlenerek kiracıya teslim edildiği ve malın satıcıdan teslim alınmasının, tesellüme ilişkin sorumluluğun kiracıya ait olduğunu,, sözleşmenin 17. Maddesine göre Finansal Kiralama konusu malı teslim alma yükümlülüğünün kiracı davalı ...'a verildiğini, sözleşmenin 15. Maddesine göre kiralama bedellerinin ödenmesinden davalı kiracı ...'ın sorumlu bulunduğunu, sözleşmenin 51. Maddesine göre ...'ın davacı şirkete 10.000 EUR cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğininden davacı şirketin uğramış olduğu maddi zararın tazmini dışında 10.000 EUR cezai şartı ödemesine hükmedilmesi gerektiğini, satıcı ile kiracı davalı ... arasında muvazaalı bir sözleşme olduğunu, aksi halde malın teslim edilmediğinin davacı şirkete bildirilmesi gerektiğini, malı teslim almadığı halde davacı şirkete teslim aldığını söylemesinin, teslim tesellüm belgesi imzalamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıların kusurlu davranışları ile davacı şirketin zarara uğrattıklarını, TBK 60. Maddesine ve TBK 112. Maddesine göre her iki davalının davacının uğradığı zararı tazminle yükümlü olduğunu, izah edilen ve resen nazara alınacak sebeplerle fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, öncelikle davacı şirketin uğradığı zararın tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılar aleyhine 5.000,00-TL maddi tazminata hükmedilmesini, Bafra ... Noterliği 01/02/2008 tarih ... yevmiye numaralı finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan 10.000 EUR cezai şart alacağından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.500 EUR'nun fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsilini talep etmiştir.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı ... arasındaki dava konusu finansal kiralama sözleşmesine ilişkin İstanbul 5. ATM'nin 2015/364 Esas sayılı dosyası ile dava görüldüğünü, söz konusu dosyada davalı ...'ın davacı şirkete borçlu olmadığına karar verildiğini, bu nedenle aynı sözleşmeye ve aynı finansal kiralama olayına istinaden açılan işbu davanın kesin hüküm/derdestlik nedeni ile reddinin gerektiğini, davacının, davalı ... aleyhine dava konusu finansal kiralama sözleşmesindeki edimleri yerine getirmediği iddiası ile sözleşmeye konu makinenin kiralama bedellerini tahsil ve makinenin kendilerine teslim/iadesi talepleri olarak İstanbul 5. ATM'nin 2015/364 Esas sayılı dosyası ile dava açtığı, davalı ...'ın makinenin kendisine teslim edilmediği gerekçesiyle dava konusu finansal kiralama sözleşmesi uyarınca ... A.Ş.'ne hiçbir borcunun bulunmadığının tespiti talepli olarak menfi tespit davası açtığını, her iki davanın İstanbul 5. ATM'nin 2015/364 Esas sayılı dosyasında birleştirildiğini, söz konusu dosyada 18.02.2012 tarihli karar ile ... A.Ş'nin teslim edimini yerine getirmediği tespit ve kabul edildiğini ve asıl davanın reddine karar verildiğini, kararın davacı tarafından temyiz edilmemekle kesinleştiğini, buna göre davacı şirketin makine bedelini veya kira bedelini ...'dan talep edemeyeceğine karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, 18.06.2012 tarihli kararda birleşen dava yönünden ise asıl davada ... A.Ş.'nin alacak talebinin reddine karar verilmiş olduğundan menfi tespit talebi hususunda artık hukuki menfaat kalmadığı gerekçesiyle birleşen davanın da reddine karar verildiğini ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 18.03.2013 tarih 2012/13762 Esas, 2013/4705 Karar sayılı ilamı ile davalı ... lehine bozulduğunu, bozma üzerine İstanbul 5. ATM'nin 15.09.2015 tarihi ve 2015/364 Esas, 2015/572 Karar sayılı kararı ile, asıl davada verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden, davalı ...'ın dava konusu finansal kiralama sözleşmesine istinaden ... A.Ş.'ne borçlu olmadığına karar verildiğini, kiralama sözleşmesine istinaden davacının sözleşme konusu makine bedelini davalı ...'dan talep edemeyeceğine karar verildiğinden makine bedelini tahsil edemediği için zarara uğradığı gerekçesi ile aynı bedeli davalı ...'dan talepli yeni bir dava açmasının hukuken mümkün olmadığını, kesin hüküm veya derdest bir dava bulunmamasının dava şartı olduğunu, davalı ... aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak kötü niyetle açılmış işbu davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddinin gerektiği, sözleşmedeki teslim edimini yerine getirmeyen davacının kesin hüküm ile tespit edildikten sonra davacının, davalı ...'ın edimlerini yerine getirmediği iddiası ile cezai şart talebinde bulunmasının açıkça haksız ve mesnetsiz olduğunu, sözleşmedeki kiracı aleyhine tek taraflı düzenlenmiş olan cezai şart hükümlerinin de geçersiz olduğunu, davacının, diğer davalı ... Paz. Ltd. Şti.'ne bir bedel ödemiş ise, ödediği bedelin iadesini davalı ...'dan değil, ancak diğer davalı ... Ltd. Şti.'nden talep edebileceğini, davacının, davalı ...'ın makineyi teslim almadığını kendilerine bildirmediği, diğer davalı ... Ltd. Şti. İle birlikte hareket edildiği gibi iddialarının tamamen asılsız olduğunu, teslim edilmemiş makineyi teslim etmiş gibi gösteren bizzat davacı ... Şirketinin kendisi olduğunu, ... A.Ş.'nin makineyi teslim etmediğinin İstanbul 5. ATM'nin 2015/364 Esas sayılı dosyasından verilen ve kesinleşen karar ile tespit edilmiş olduğunu, ayrıca davalı ... tarafından makinenin kendisine teslim edilmediğinin Bafra ... Noterliğinin 25/06/2008 tarihli ihtarnamesi ile yazılı olarak davacı şirkete bildirildiğini, davalı ...'a teslim edilmeyen makinenin bedelinin davalı ...'dan tahsil edilmeye çalışıldığını, bu nedenlerle, davalı ... aleyhine açılan davanın tefriki ile dava şartı yokluğu nedeni ile reddini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... Paz. Ltd. Şti adına TK 35.maddesine göre tebligat yapılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: "...ASIL DAVA YÖNÜNDEN; Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 57.230,00-TL asıl alacak, 60.640,11-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.870,11-TL'nin davalı ... 'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN; İstanbul 10. ATM.'nin 2020/359 Esasa kayıtlı dava yönünden davacının davalılardan ...'a yönelik davasının REDDİNE," karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın, davalı/kiracı ...'ın, davacı müvekkili şirketin 3.şahsa sebepsiz yere ödemede bulunmasına ve zarara uğramasına sebebiyet verdiği için açılan tazminat davası olduğunu, kiralanan malın teslim alınmasına dair sorumluluğun davalı/kiracıda olduğu sözleşmede açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen mahkemece yanlış hukuki yorumlarda bulunulmasının kabul edilemeyeceğini, taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin 28 ve 29.maddesi gereğince malın satıcıdan teslim alınması ve tesellüme ilişkin sorumlulukların davalı/kiracı ...'a ait olduğunu, yine sözleşmenin Özel Şartlar bölümünün 17.maddesinde belirtildiği üzere söz konusu mal kiracıya verilen yetki belgesi çerçevesinde kiracı tarafından teslim alınacağını, yani teslim alma yükümlülüğünün davalı ...'da olduğunu, ancak davalının, malı teslim almamasına rağmen teslim alma yükümlülüğünü ağır kusuru ile usulüne uygun olarak yerine getirmediğini, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça malın teslim alınmasına dair sorumluluğun davalı ...'da olduğunu, kiracının malı teslim aldığına dair belgeyi imzalamasıyla davacı/kiralayanın, satıcıya malın bedelini ödeyeceği yazılı olup bilirkişinin yanlış hukuki yorumlar yaparak oluşturduğu raporun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil firmanın, kiracı ...’ın müvekkil şirket çalışanlarına kira konusu malı teslim aldığını söylemesi ve teslim tutanağını imzalamış olmasına güvenerek aldatıldığını, kiracı ...’ın satıcı ve diğer şüphelilerle birlikte hareket ederek müvekkil şirketi zarara uğratan fiillerini gerçekleştirdiğini, nitekim satıcı uzun yıllar kiracı ...’ın ikametgahında finansal kiralama sözleşmelerine taraf olduğunu, küçük bir yerleşim yeri olması sebebiyle satıcı ve davacı tarafın önceden bir münasebetlerinin olması durumunun söz konusu olduğunu, dolayısıyla, aralarında anlaşan satıcı ve kiracı taraf kendilerine haksız kazanç sağlamak maksadıyla müvekkil firmayı aldattıklarının düşünüldüğünü, özellikle kiracı ...’ın satıcı ... Tic.Ltd.Şti.‘den malı teslim almamasına rağmen satıcı hakkında herhangi bir yasal girişim başlatmaması ve suç duyurusunda bulunmamış olmasının hatta ihtarname dahi çekmemiş olmasının taraflar arasındaki anlaşmayı kanıtlayacak nitelikte olduğunu, aksi halde kiracının malın teslim edilmediğini müvekkile derhal bildirmesi gerektiğini, müvekkil şirket tarafından söz konusu finansal kiralama sözleşmesinin ekinde malın kiracı tarafından teslim alınması amacıyla "kiralanan malın kiralayan adına kiracı tarafından teslim alınmasına" ilişkin yetki belgesi düzenlendiğini, daha sonra söz konusu malın kiracı ... tarafından teslim alındığının bildirilmesi ve tesellüm belgesinin gönderilmesi üzerine; müvekkil şirket, davalı tarafın iyi niyetine ve imzalamış olduğu teslim tesellüm belgesine güvenerek sözleşme konusu malın bedelini davalı satıcıya ödediğini, kiralanan malın kiracı tarafından teslim alınacağı ve teslim tesellüm belgesine istinaden kiralayan tarafından satıcıya ödeme yapılacağı finansal kiralama sözleşmesinin 23.maddesinde düzenlendiğini, Davalı/kiracı ..., malı eksiksiz olarak teslim aldığını gösteren teslim tesellüm belgesini imzaladığında müvekkilin diğer davalı olan satıcı firmaya ödeme yapacağını bildiğini, ancak malı teslim almadığı halde bu belgeyi imzalayarak müvekkilin ödeme yapmasına ve zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, yine davalı ...'ın, sözleşmeye aykırı olan kusurlu davranışları ile iyi niyetli olan müvekkil şirketi zarara uğrattığını, somut olayda her iki davalı da sözleşme ile kendilerine düşen borçları ifa etmediklerinden müvekkilin zararını tazmin etmekle yükümlü oldukları gibi ispat yükünün de davalılarda olduğunu, müvekkil şirketin, davalıların kusurlu davranışları yüzünden hem kira bedellerini tahsil edemeyerek kardan mahrum olduğu gibi olmayan bir balya makinesi bedelini de davalı şirkete ödeyerek zarara uğradığını, anılan nedenlerle zarardan, davalı şirketin yanında davalı/kiracı ...'ın da sorumlu olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava finansal kiralama sözleşmesine dayalı tazminat ve cezai şart istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın davalı şirket yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı ...'a yönelik davanın esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen dikkate alınır. Tüzel kişiler yönünden yapılacak tebligata ilişkin hükümler Tebligat Kanun madde 12 ve 13'te düzenlenmiş olup Kanun'un 35/2 maddesine göre; adres değiştiren kişi yeni adresini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yeni adres tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Aynı maddenin 4.bendine göre ise; daha önce tebligat yapılamamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adreslerin esas alınacağı ve bu madde hükümleri uygulanacağı düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu'un 28.maddesinde ise "adresi meçhul olanlara" ilanen tebligat yapılacağı tebliğ yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya işyeri de bulunamayan kimsenin adresinin meçhul sayılacağı, adresin meçhul olması halinde tebliğ memuru tarafından durumun mahalle veya köy muhtarlarına da onaylattırılarak tespit edileceği, bununla beraber tebliği çıkartan kurum veya kuruluşun kendisine tebliğ yapılacak kişinin adresini resmi veya özel müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorup, zabıta aracılığıyla da araştırıp soruşturacağı açıklanmış, Tebligat Tüzüğünün 46. maddesi hükmünde de ilanen tebligatın son çare olduğu belirtilmiştir. Buna göre ilanen tebligata karar verilebilmesi için adına tebligat çıkartılan kişiye bu kanunda açıklanan diğer usullerden biriyle tebligat yapılmasına imkan bulunmaması, tebligat yapılacak kişinin adresinin hiçbir şekilde tespit edilememesi ve tespit edilmesinin de mümkün olmaması gerekir. Somut uyuşmazlıkta dosyanın yapılan incelemesinde; davalı şirket adına gerekçeli karar için sicile kayıtlı adresine TK 35.maddesine göre çıkartılan tebligatın "... Mahallesi ... Caddesi'nde No:... yoktur" şeklindeki açıklama ile iade edildiği, bunun üzerine mahkemece Bafra Belediye Başkanlığı'na müzekkere yazıldığı, Belediye' nin cevabi yazısında ise "ilgili yazıda istenen ... Mahallesi ... caddesi no.... adresine Mekansal Adres Kayıt (MAKS) güncel adresine ulaşılamamıştır" şeklinde cevap verildiği, mahkemece davalı şirket yönünden ilanen tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece yargılama aşamasında yapılan tüm tebligatların (dava dilekçesi, rapor tebliği, ıslah dilekçesi, duruşma günlerini bildirir tüm tebligatların) "... Mahallesi ... Caddesi'nde No:... yazılı" adrese tebliğe çıkarıldığı, ancak Belediye'nin cevabi yazısında ilgili adreste no... olmadığı açıkça belirtilmiş olmakla davalının savunma hakkının kısıtlanmaması amacı ile yargılama aşamasında yapılan tebligatların geçerli olup olmadığının araştırılması gereklidir. Mahkemece bu hususta kolluk marifeti ile araştırma yapılarak çelişkinin giderilmesi, davalı şirketin kayıtlı olduğu Bafra Vergi Dairesi'nden (vergi nosu faturada yazılı), ilgili Ticaret Odası Başkanlığından, kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerinden araştırılarak değerlendirme yapılması ve tebligatların geçerli olup olmadığının tetkiki gerekli olduğu gibi adres araştırması yapılmadan doğrudan ilanen tebligat yapılması yerinde olmadığından kararın re'sen dikkate alınan sebeple bu yönden kaldırılması gerekmiştir.Açıklanan nedenle HMK 355 maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin hususlar dikkate alınarak kararın re'sen kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davacının istinaf isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin re'sen dikkate alınan sebepler nedeni ile kısmen kabulüne, 2-İlk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK'nın 355, 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 5.033,67-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 5.195,77-TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy