İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/317 Esas 2023/481 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/317
Karar No: 2023/481
Karar Tarihi: 18.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/317
KARAR NO: 2023/481
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2022
NUMARASI: 2022/887 Esas, 2022/909 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen sözleşme kapsamında, müvekkili tarafından yapılan işin bedeli olarak barter usulü devredilmesi gereken Beylikdüzü ilçesi, ... Mahallesinde kain ... ada .. nolu parsel üzerinde bulunan ..- Blok ... Nolu Dairenin devredilmediğini belirterek, söz konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle müvekkili adına tesciline, iş bu talep kabul edilmez ise şimdilik taşınmaz bedeli olan 1.053.200,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede yetki şartı bulunduğunu, sözleşme kapsamında yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2016/11270 esas 2018/6752 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere taraflar arasında düzenlenen adi sözleşmenin davacı yönünden ayni hak sağlamayacağını, taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu belirterek, davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Davanın açılmış olduğu Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/01/2022 tarih ve 2022/2 esas, 2022/13 karar sayılı kararı ile, tarafların tacir olduğu, dava konusu işlerin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyanın görevsizlik kararı ile gönderildiği Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/11/2022 tarih ve 2022/187 esas, 2022/1109 karar sayılı kararı ile, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmazın aynından kaynaklanmadığı, geçersiz satış vaadi sözleşmesi kapsamında sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu, dava konusu taşınmazın da dava açılmadan önce üçüncü bir kişiye satıldığı, dolayısıyla davacının talebinin münhasıran alacağa ilişkin olduğu, alacak davasına ilişkin yetki sözleşmesinin HMK'nın 17. Maddesi gereğince geçerli olduğu, davalının süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle, yetki itirazının HMK'nın 17. Maddesi gereğince kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyanın yetkisizlik kararı ile gönderildiği İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2022 tarih ve 2022/887 esas, 2022/909 karar sayılı istinaf incelemesine konu kararı ile, taraflar arasında 10/05/2019 tarihli eser sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye göre davalının, davacı tarafın yapacağı iş karşılığında, dava dışı arsa sahiplerince yaptığı inşaat sözleşmesi gereği hak kazanacağı Beylikdüzü ilçesi, ... mahallesi, .. ada .. parselde bulunan .. blok .. nolu dairenin davacıya devredilmesi hususunda anlaşıldığı, bu sözleşmenin temlik sözleşmesi olduğu, bu konuda 30/09/1988 tarih ve 1987/2-1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK kararının uygulandığı, bu durumda üçüncü kişiye yapılacak temlikin TBK'nın 84.maddesi gereğince yazılı olmasının yeterli olduğu, uyuşmazlığın çözümünde HMK'nın 12. Maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğundan mahkemenin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine, mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna, her iki mahkeme arasında olumsuz yetki uyuşmazlığı oluştuğundan bu yetkisizlik kararının taraflarca kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde yetki uyuşmazlığının çözümü (merci tayini) için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemenin uyuşmazlığın çözümünde HMK'nın 12. Maddesine göre kesin yetki kuralının uygulanması gerektiğine ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması halinde ayni haktan bahsedilemeyeceğini, somut olayda HMK'nın 12.maddesi kapsamında taşınmazın üzerindeki ayni hakka ilişkin bir davadan söz edilemeyeceğini, dava konusu bağımsız bölümün davadan önce üçüncü kişiye devredildiğini, davacı tarafının iş bu talebinin imkansızlığı sebebiyle ayni hak sahibinde değişikliğe yol açabilecek bir dava olarak kabulünün mümkün olmadığını, bu itibarla davacının talep sonucunun münhasıran alacağa yönelik olduğunun kabulü gerektiğini, bu nedenle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı taşeron; davalı ise yüklenicidir. Dava konusu İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, ... mahallesi, .. ada ... parselde bulunan taşınmaz üzerinde davalı şirketçe yapılan Mabeyn Marmara Projesi olarak adlandırılan inşaatın B ve C bloklarının PVC doğrama, cam korkuluk ve küpeşte işlerinin davalı şirket tarafından yapılması hususunda taraflar arasında 10/05/2019 tarihli yazılı sözleşme imzalanmıştır. Mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı HMK'nın 5 ilâ 19 maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK'nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. TMK'nın 19. Maddesine göre gerçek kişilerin yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Aynı Kanunun 51. Maddesine göre tüzel kişilerin yerleşim yeri ise, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. HMK'nın 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. HMK'nın 17. Maddesine göre tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. HMK'nın 18. Maddesine göre ise, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. 6098 sayılı TBK'nın 89. maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair TBK'nın 89. maddesindeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 02/10/2015 tarih ve 2015/3705 esas, 2015/4747 karar; 24/03/2015 tarih ve 2014/3179 esas, 2015/1457 karar; 23/02/2015 tarih ve 2014/2485 esas, 2015/922 karar sayılı kararları) Somut olayda, taraflar arasında yüklenicinin üstlendiği Mabeyn Marmara Projesi olarak adlandırılan inşaatın B ve C bloklarının PVC doğrama, cam korkuluk ve küpeşte işlerinin davalı şirket tarafından yapılması hususunda taraflar arasında 10/05/2019 tarihli yazılı sözleşme imzalanmıştır. Davacı taraf sözleşme gereğince barter usulü olarak kendilerine iş bedeli karşılığında verilmesi gereken İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, ... mahallesi, ... ada ... parselde bulunan ... blok ... nolu bağımsız bölümün tapuda devredilmediğini belirterek, tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiş; davalı taraf ise taraflar arasında düzenlenen 10/05/2019 tarihli sözleşmenin 29. Maddesine göre anlaşmazlık halinde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu savunarak yetkisizlik kararı verilmesini istemiş; mahkemece taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğu, bu nedenle mahkemenin yetkili olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme niteliğince, TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde hükme bağlanan bir eser sözleşmesidir. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme HMK'nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi veya Kanun'un 10. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davasını bu iki yer mahkemesinden birinde açabileceği gibi, tarafların tacir veya kamu tüzelkişisi olması kaydıyla HMK'nın 17. Maddesi gereğince yetki sözleşmesi ile kararlaştırdıkları yerde de açabilir. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen 10/05/2019 tarihli sözleşmenin 29. Maddesinde, sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek her türlü uyuşmazlıkların çözümü için İstanbul Çağlayan Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır. Tarafların her ikisi de tacir olup, yetki sözleşmesi geçerli olduğundan, taraflar arasındaki yetki uyuşmazlığının yetki sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Bu durumda, dosyanın görülmekte olduğu İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi yetki sözleşmesi uyarınca yetkili olup, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmazın aynından değil, aralarındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve eser sözleşmesine ilişkin kuralların uygulanması gerektiği gözden kaçırılarak yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2022 tarih, 2022/887 esas, 2022/909 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy