İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/298 Esas 2023/432 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/298
Karar No: 2023/432
Karar Tarihi: 05.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/298
KARAR NO: 2023/432
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2022
NUMARASI: 2020/600 Esas, 2022/930 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Dairemizin kaldırma kararından sonra mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili mahkemenin 2014/1014 Esas sayılı dosyasına verdiği 17/09/2014 tarihli dilekçesiyle, taraflar arasında 04/07/2007 tarihli "Lightpanel üretimi tesisi besleme - tutkallama - presleme - kenar temizleme dahil üretimi ve montajlı halde teslimi" konulu sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme gereği edimini yerine getirdiğini, makinelerin montajını yaparak üretime hazır şekilde davalıya teslim ettiğini, gerekli eğitimlerini de verdiğini, ancak davalının cari hesap borcunu ödemediğini, davalı şirketin göndermiş olduğu mutabakat formunda 31/12/2012 tarihinde 336.779,21 TL borçlu olduğunu ikrar ettiğini, bu alacağın tahsili için taraflarınca Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalı tarafın takibe itirazında ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, hiçbir ihtirazi kayda yer verilmeksizin işin kabul edildiğini, davalı şirkete bir adet fazladan petek üstü yonga levha kaplama (light panel) makinesi teslim edildiğini ve bunun halen davalı tarafından kullanılmaya devam edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, makinelerin imalatının sözleşmede öngörülen 120 gün içinde tamamlanması ve sonrasında 2 hafta içinde montajının tamamlanıp istenilen özelliklerde çalışır vaziyette teslim edilmesi gerekirken bunun yerine getirilmediğini, müvekkili tarafından yapılan 701.101,59 TL ödeme haricinde davacının bir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının ancak ediminin tamamını eksiksiz yerine getirdiğinde sözleşmede kararlaştırılan 440.000 € (1.037.880,80 TL) bedeli almaya hak kazanacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 27/09/2017 tarihli karar ile, her iki taraf defter kayıtlarına göre davalının bakiye 336.779,21 TL iş bedeli borcu bulunduğu, davalıya teslim edilen makinenin açık ayıplı olmasına ve imal edilen ilk ürünlerin dahi ayıplı çıkmasına rağmen uygun süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, ayıbın gizli olduğu kabul edilse bile yine de uygun sürede ihbarda bulunulmadığı, bu nedenle davalının ayıplı ifa nedeniyle davacıya başvuru hakkını kaybettiği gerekçesiyle davanın ve icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmiş, mahkeme kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 20/10/2020 tarih, 2019/1122 Esas, 2020/1148 Karar sayılı kararı ile, bilirkişi raporlarında, davaya konu Lightpanel üretim tesisinin montajlı halde çalışır teslimi işinde mevcut olduğu belirtilen ayıpların "davalının işi kabule zorlanamayacağı derecede" olup olmadıkları, bu derecede ayıplı değilse ayıpların neler olduğu, açık mı gizli ayıp mı olduğu ve miktarının belirlenmediği tespit edildiğinden rapor düzenleyen bilirkişi heyetinden, anılan hususlarda inceleme ve araştırma yapılıp, eserde mevcut olduğu belirtilen ayıpların iş sahibinin kabule zorlanamayacağı derecede olup olmadığı, bu derecede değil ise ayıbın cinsi ve miktarı da gözetilerek davacının ayıpsız olarak yaptığı işin sözleşme konusu işin tamamına oranlanarak, bulunacak oranın toplam iş bedeline uygulanması suretiyle yüklenicinin talep edebileceği iş bedeli alacağı bulunup, varsa ödemeler düşüldükten sonra, bakiye iş bedeli alacağı bulunup bulunmadığının tespiti için ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı kaldırılmıştır. Mahkemece 10/11/2022 tarihli karar ile, davacı şirketin davalı ile imzalamış olduğu eser sözleşmesi ile davalıya ait Balıkesir ilinde bulunan üretim tesisine Light Panel Üretim Tesisi kurulması hususunda anlaşıldığı, 04/07/2007 tarihli sözleşmenin 9. maddesine göre işin kabulü hususunun hususi olarak düzenlendiği ve davacı yüklenicinin öncelikle işin bittiğini ve teslime hazır olduğunu iş sahibi olan davalıya bildirmesi gerektiği, akabinde iş sahibinin yetkilileri ile birlikte yüklenicinin de hazır bulunması ile yapılan işin incelenip sözleşme, ekleri ve fen sanat kurallarına uygun yapılıp yapılmadığının tespitinin yapılarak bir tutanak tutulmak suretiyle işin kabulünün yapılacağı, eksik yahut kusur mevcut ise bunların tutanakta belirtileceği ve tamamlanması için davacı yükleniciye süre verilmesinin gerekeceği, sözleşmenin 2. maddesine göre işin adının" lightpanel üretim tesisi, besleme, tutkallama, presleme,kenar temizleme dahil üretimi ve montajlı halde çalışır vaziyette teslimi" olduğu, bu halde eser sözleşmesi çerçevesinde davacı yüklenicinin borcunun sadece lightpanel tesisi ve eklerini fabrikaya sevk edip davalıya teslim etmek olmayıp, montajlı halde çalışır vaziyette tutulacak tutanakla teslim hususunun gerçekleşeceği, bu kapsamda yüklenici olan davacının davalıya bu yönde yapmış olduğu bir bildirimin dosya kapsamında bulunmadığı, bu doğrultuda mahkemece de teslim olgusunun davacı tarafından ispat edilememiş olduğunun kabul edildiği, 6098 sayılı TBK'nın 474. maddesi gereğince davalının ayıp ihbar süresinin teslim ile başlayacağı, oysa somut olayda sözleşme çerçevesinde teslimin olmadığı, dolayısıyla davalının ayıp ihbar yükümlülüğünün de teslim ispatlanamamakla bulunmadığı, akademisyen makine mühendisi bilirkişinin yerinde inceleme de yapmak suretiyle davaya konu tesisi incelediği, dosya kapsamında sunulan bilgi ve belgeler ışığında, taraflar arasında teknik özellikleri detaylı şekilde belirtilmiş Lightpanel üretimi tesisi tutkallama, presleme, kenar temizleme dâhil, üretimi ve montajlı halde çalışır teslimi içeren 04/07/2007 tarihli sözleşme akdedildiği; sözleşme kapsamında, üretim esnasında kullanılacak olan PVA 200 gr/m2 özellik ve yoğunluğunda tutkal kullanımının amaçlandığının belirtildiği; taraflar arasında yapılan sözleşmenin ek protokol madde 5 gereğince, “Üstlenici makineyi çalışır halde teslim eder, işverenin gösterdiği personele gerekli eğitimi verir” ibaresinin yer aldığı; dava konusu Light Panel Üretimi Tesisi olarak adlandırılan makine üzerinde taraf vekillerinin de onayı ve katılımı doğrultusunda inceleme yapıldığı, dosya kapsamında sunu olan video görüntülerinden, üretici firma yetkilileri ile birlikte 2012 yılından başlamak üzere devam eden tarihlerde birçok kez makineyi kurma, devreye alma ve test üretimi denemesi yapıldığı, yapılan bu devreye alma ve test üretimi denemelerinde davalının fabrika yetkilileri ile davacı şirket yetkililerinin ve elemanlarının da bulunduğu, makinenin devreye alınması ve test üretimi için yapılan her denemede, çıkan ürünlerde PVA tutkalı yapışma aşamasında üretim probleminin açıkça görüldüğü, bunun sonucu olarak plakalar arasında bulunan petek panellerin, yüzeysel tam yapışmanın sağlanamaması sebebiyle, giyotinleme işlemi sonucunda dışa sarktığının görüldüğü, mevcut haliyle, makineden çıkan ürünün kullanımının mümkün görülemeyeceği, presleme istasyonunda levhaların üst üste hizalama konusunda problem yaşandığı ve birbiri ile örtüşmediği, bir başka ifadeyle ürünlerin düzgün biçimde birleşmeme sebebiyle kullanımının mümkün olamayacağı, dava konusu makine üzerinde yapılan test üretimi esnasında vuku bulan ve yukarıda izah edilen ayıpların, yapılmak istenen panel üretimi hususunda, sistemden beklenen özelliği sağlamadığının görüldüğü, mevcut haliyle üretilen ürünlerin kullanımın mümkün olmadığı ve makinenin bu şekilde üretim yapmasının tamamen ayıplı üretim olarak adlandırılabilecek tarzda sistemin çalışmaması anlamına geleceğinin mahkemece kabul edildiği, bu itibarla makinenin bu şekilde kullanılmasının mümkün olmadığı, mevcut haliyle sistemin tasarlanan üretimi yapabilmesi açısından değerlendirildiğinde işin kabulünün mümkün olmadığı, bu şekilde davacı tarafın sözleşme ile üstlenmiş olduğu tam ve çalışır vaziyette makine teslim borcunu yerine getirmiş sayılamayacağı, davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında üstlenmiş olduğu makineyi tam ve çalışır vaziyette teslim ettiğini kanıtlayamadığı, hatalı üretim yapan makinenin, davalı iş sahibi tarafından bu haliyle kabul edilmesinin beklenemeyeceği ve davacı yüklenicinin kendi edimini eksiksiz yerine getirmeden davalı iş sahibinden makine bedelini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 02/01/2023 tarihli istinaf dilekçesiyle, mahkemenin davanın reddine ilişkin gerekçede yer verdiği tek delilin, delil bildirme süresinden sonra sunulan video görüntülerinden ibaret olduğunu, davalı yanca süresinden sonra sunulan bu video görüntülere karşılık taraflarınca makinenin çalıştığını gösterir videoları içeren CD'nin mahkmeye sunulmasına karşın mahkemece taraflarınca sunulan CD içeriğini davanın hiçbir aşamasında göz önüne almadığını, davalının, süresi içinde sunmadığı video görüntülerden başka, savunmalarını ispata yarar tek bir delil sunamadığını, mahkemece teslim olgusunun ispat edilemediği belirtilmişse de makinenin davalı uhdesinde olduğunun davalı yanca dahi hiçbir zaman inkar edilmediğini, makinenin bugün hala davalının uhdesinde olduğunu, sözleşmede ödeme şartının kabule değil teslime bağlanmış olduğunu, teslim olgusunun sabit bulunduğunu, taraflarınca ikame edilen eldeki davaya dek makinelerin çalışmadığına dair tek bir bildirimde dahi bulunmayan davalının makinenin hala kendisindeyken ileri sürdüğü savunmaların tamamının kötü niyetli ve ödemeden kurtulmaya yönelik olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun, BAM kaldırma kararında belirtilen eksikleri gidermeye yeterli olmadığını, makinelerin 29/04/2008 tarihi itibariyle davalıya teslim edildiğini, teslimin yapılmasını takiben davalıyla 31/12/2012 tarihinde 336.779,21 TL borçlu olunduğu hususunda mutabık kalındığını, ödemenin yapılmaması nedeniyle taraflarınca 2013 yılı itibariyle icra takibi başlatıldığını, icra takibinin açılması aşamasına dek sözleşmeye konu sistemin çalışmasıyla ilgili hiçbir şikayeti olmayan; herhangi bir ayıp ihbarında bulunmayan, delil tespit talebinde bulumayan davalının aradan geçen 5 yıl sonra taraflarınca açılan icra takibi kapsamında itirazda bulunduğunu, davanın ikame edilmesiyle birlikte de sistemin sözleşmeye uygun şekilde çalışmadığı iddialarını ileri sürmeye başladığını, gelinen noktada ise yargılamanın; davalının süresinde sunulmayan ve hükme esas alınması dahi mümkün olmayan video görüntüleri üzerinden devam ettiğini, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının gerekçesinde 19/09/2022 tarihli bilirkişi kök raporunu esas aldığını belirttiğini, anılı raporda; her iki tarafın ticari defterleri incelendiğinde defterlerin birbiriyle uyumlu olduğu ve taraflarınca 336.779,21 TL alacaklı olunduğunun tespit edildiğinin belirtildiğini, tek başına bu hususun dahi Sözleşme kapsamındaki işin davalıya teslim edildiğini ortaya koyduğunu, nitekim davanın ayıplı mal davası değil cari hesaba dayanan bir itirazın iptali davası olduğunu, dairemizin kaldırma kararında önce 10/04/2015 tarihli keşifte davalı yan makineyi hiç çalıştırmadığı için ileri sürülen ayıp iddiasının bilirkişilerce gözlemlenemediğini, makineyi çalıştırmak için hazırlık yapılması gerektiğinin söylenmesi üzerine keşfin bir hafta sonraya 17/05/2015 tarihine ertelendiğini, ne var ki bu keşifte de davalı yanın tüm çabalara rağmen makineyi çalıştıramadığını iddia ettiğini, davalının, dava açılıncaya dek hiçbir şekilde gündeme gelmeyen ayıp iddiası başta "pva tutkalının yapışmaması" ile sınırlıyken yargılamanın devam ettiği süreçte bu iddianın makinenin hiç çalıştırılamadığı şeklinde değiştirildiğini,bugün gelinen noktada ise davalının ileri sürdüğü "pva tutkalının yapışma probleminin" olup olmadığının hiçbir zaman fiilen çalışan bir makine üzerinde incelenemediğini,06/09/2022 tarihinde gerçekleştirilen keşifte de makinenin davalı tarafça çalıştırılmadığını, davalı yanca işin kabule zorlanıp zorlanamayacağına ilişkin irdelemenin yapılmasının yanında mahkemece açık ve gizli ayıp olup olmadığının da irdelenmesinin istenilmesine rağmen mahkemece bu hususta hiçbir inceleme ve izahate yer verilmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalının işin bedelini ödeme yükümlülüğünün; işin kabulüne değil teslimine bağlandığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında imzalanan 04/07/2007 tarihli sözleşmenin 9. Maddesinde "işin kabulü" özel olarak düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, davacı yüklenicinin işin bittiğini ve teslime hazır olduğunu iş sahibine yazılı olarak bildirmesi, sonrasında iş sahibi yetkililerinin yüklenici ile birlikte yapılan işleri inceleyip fen ve sanat kaidelerine, keşif ve sözleşme eklerine göre kusursuz olarak tamamlandığına dair bir tutanakla işin kabulünün yapılması, eksik ve kusurlar var ise tutanakta belirtilerek tamamlanması için yükleniciye süre verilmesi gerekmektedir. Yine sözleşmenin 2. Maddesine göre "işin adı ve kapsamı"; Lightpanel üretimi tesisi, besleme - tutkallama - presleme - kenar temizleme dahil, üretimi ve montajlı halde çalışır teslimi şeklinde belirtilmiştir. Sözleşmenin " ödemeler" başlıklı 5. Maddesinde de bu düzenlemelerle uyumlu bir şekilde, siparişte 200.000,00 Euro, makine tesliminde 100.000,00 Euro, makine montajı bitiminde 70.000,00 Euro, makine montaj bitiminden - çalışma başladıktan 90 gün sonra 70.000,00 Euro şeklinde ödeme takvimi belirlenmiştir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında 04/07/2007 tarihli sözleşmeye istinaden İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından 336.779,21 TL bakiye iş bedeli alacağının tahsili için ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin kaldırma kararından önce mahkemece talimat yoluyla yaptırılan keşif sonrasında aldırılan 29/04/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, 10/04/2015 ve 17/04/2015 tarihlerinde iki kere keşif incelemesi yapılmasına rağmen fabrika teknik yetkilileri tarafından Lightpanel üretim tesisinin çalıştırılma hazırlıklarının başarısızlıkla sonuçlandığının bildirildiği, tesis üzerinde yapılan incelemede de tesisin çalışmaz durumda olduğunun tespit edildiği, üretim hatalarının makine çalışmadığı için bizzat tespit edilemediği, dosyada mevcut CD'ler incelendiğinde, davaya konu makinenin montajdan sonra fabrika teknik elemanları ve davacı taraf yetkilisi ile birlikte test için çalıştırıldığının ancak çıkan her üründe PVA tutkalı yapışma probleminin açıkça görüldüğünün, ikinci CD'deki görüntüye göre presleme operasyonunda levhaların birbirini karşılamadığının, üstteki levhanın banttan yamuk çıktığının ve alttaki levha ile düzen bir birleşme sağlamadığının, bu görüntülere göre tesiste var olduğu iddia edilen üretim problemlerinin açıkça gözlenmekte olduğunun, ürünün bu hali ile kullanıma uygun olmadığının tespit edildiği belirtilmiş, Dairemizce alınan bu raporun taraflar arasındaki ihtilafı çözmeye tam olarak yeterli açıklama ve değerlendirmeler içermediği belirtilerek davaya konu Lightpanel üretim tesisinin montajlı halde çalışır teslimi işinde mevcut olduğu belirtilen ayıpların "davalının işi kabule zorlanamayacağı derecede" olup olmadığı, bu derecede ayıplı değilse ayıpların neler olduğu, açık mı gizli ayıp mı olduğu ve miktarının belirlenmesi konusunda bilirkişiden ek rapor aldırılması için dosya mahkemesine geri gönderilmiştir. Dairemizin kaldırma kararından sonra alınan 19/09/2022 tarihli bilirkişi kurul raporunda, mahallinde 06/09/2022 tarihinde Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi ...Cadde, No:.., ..., Gazi Osmanpaşa OSB, Balıkesir adresinde bulunan ... Sanayi AŞ. Balıkesir Tesislerinde dava konusu Light Panel Üretimi Tesisi olarak adlandırılan makine üzerinde keşif günü taraf vekillerinin onayı ve katılımı doğrultusunda inceleme yapıldığı, yanlar arasında imzalanan 04/07/2007 tarihili sözleşmede üretim esnasında kullanılacak olan PVA 200 gr/m2 özellik ve yoğunluğunda tutkal kullanımının amaçlandığının belirtildiği, sistemin keşif esnasında faal olmadığının ve atıl vaziyette bulunduğunun tespit edildiği, keşif öncesi ve dosya kapsamında sunulan video görüntülerinden, üretici firma yetkilileri ile birlikte 2012 yılından başlamak üzere devam eden tarihlerde birçok kez makineyi kurma, devreye alma ve test üretimi denemesi yapıldığının belirlendiği, makinenin devreye alınması ve test üretimi için yapılan her denemede, çıkan ürünlerde PVA tutkalı yapışma aşamasında üretim probleminin açıkça görüldüğü, bunun sonucu olarak plakalar arasında bulunan petek panellerin, yüzeysel tam yapışmanın sağlanamaması sebebiyle, giyotinleme işlemi sonucunda dışa sarktığının görüldüğü, mevcut haliyle makineden çıkan ürünün kullanımının mümkün görülemeyeceği, presleme istasyonunda levhaların üst üste hizalama konusunda problem yaşandığı ve birbiri ile örtüşmediği, ürünlerin düzgün biçimde birleşmeme sebebiyle kullanımının mümkün olamayacağı, dava konusu makine üzerinde yapılan test üretimi esnasında vuku bulan ve izah edilen ayıpların, yapılmak istenen panel üretimi hususunda, sistemden beklenen özelliği sağlamadığının görüldüğü, mevcut haliyle üretilen ürünlerin kullanımın mümkün olmadığı ve makinenin bu şekilde üretim yapmasının tamamen ayıplı üretim olarak adlandırılabilecek tarzda sistemin boşta çalışma anlamına gelebileceği, makinenin bu şekilde kullanılmasının mümkün olmadığı, mevcut haliyle sistemin, tasarlanan üretimi yapabilmesi açısından değerlendirildiğinde işin kabulünün mümkün görülemeyeceği, bu şekilde davacı tarafın, sözleşme ile üstlenmiş olduğu tam ve çalışır vaziyette makine teslim borcunu yerine getirmiş sayılamayacağı, test üretimi esnasındaki görüntülerden kurulmaya çalışılan sistemin açıklanan nedenlerden dolayı en başından itibaren kusursuz ve kullanılabilir şekilde teslim edilmediğinin tespit edildiği belirtilmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra ve kaldırma kararı doğrultusunda hazırlanan denetime elverişli 19/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle, yanlar arasında imzalanan ve ihtilaf konusu olmayan sözleşme kapsamında davacı yüklenici yanca üretilerek davalı iş sahibine teslim edilen dava konusu Light Panel Üretimi Tesisi olarak adlandırılan makine üzerinde yapılan incelemede ve sunulan video görüntülerinde; makineden çıkan ürünlerde PVA tutkalının yapışması aşamasında üretim probleminin yaşandığı, plakalar arasında bulunan petek panellerinin yüzeysel tam yapışmanın sağlanamaması sebebiyle giyotinleme işlemi sonucunda dışa sarktığının tespit edildiği, mevcut haliyle makineden çıkan ürünün kullanımının mümkün görülemeyeceği, presleme istasyonunda levhaların üst üste hizalama konusunda problem yaşandığı ve birbiri ile örtüşmediği, davacı tarafın, sözleşme ile üstlenmiş olduğu tam ve çalışır vaziyette makine teslim borcunu yerine getirmiş sayılamayacağı, mevcut haliyle sistemin tasarlanan üretimi yapabilmesi açısından değerlendirilmesinde işin davalı iş sahibince kabulünün mümkün olmadığı ve davalı iş sahibinin makineyi kabule zorlanamayacağı, bu nedenle davacı yüklenicinin bakiye iş bedelini talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10/11/2022 tarih ve 2020/600 Esas, 2022/930 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.017,00 TL'nin mahsubu ile fazla yatırılan 837,10 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy