İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/493 Esas 2023/397 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/493
Karar No: 2023/397
Karar Tarihi: 04.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/493
KARAR NO: 2023/397
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2018/929 Esas, 2019/923 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirketin, Konya İli, Karapınar İlçesi, ... Parselde yapılacak Güneş Enerjisi Santrali yapımı için davalı ile arasında 05/10/2017 tarihli "Güneş Enerjisi Santrali (GES) Yapım Sözleşmesi imzalandığını, toplamda 3.000.000 USD'lik proje bedeli olan bu işin elektrik malzeme alım ve işçiliğinin davalıya devredildiğini, sözleşmenin 7.5 nolu maddesine göre işin tamamlanarak teslim tarihinin başlangıç tarihinden itibaren 11 hafta olduğunu, davalının kendisine tanınan bu sürede işi tamamlamadığını, sözleşmeye aykırı davranışta bulunarak davacı şirketi zarara uğrattığını, üretim sahası için ihtiyaç duyulan malzemelere ait proforma faturaların davalı tarafından imzalanarak davacı şirkete sunulduğunu, davalı şirket sahibinin davacı şirkete "malzemeler hazır, parayı yatırın, alalım" dediğini, bunun üzerine davalının hesabına kısa süreli aralıklarla toplamda 200.000,00 USD yatırdıklarını, buna dair dekontların ve whatsapp konuşmalarının mevcut olduğunu, yapılan tedarik anlaşmasında kararlaştırılan ... marka dağıtım merkezi, köşk binası ve hücrelerinin temin edilerek sahaya getirildiğini, davalının çalışmış olduğu dava dışı ... isimli şahıs tarafından kurulumu yapacak kepçe operatörüne birtakım ölçüler verildiğini, malzemelerin konulacağı alanın bu ölçülere uygun olarak kazılmış ve kuruluma hazır hale getirildiğini, ancak daha sonra ... firması görevlileri kurulum için geldiğinde bu yerin kuruluma müsait olmadığını, bu şekilde prefabrik yapının sığdırılmasının mümkün olmadığını, davalı tarafından hazırlanan beton zeminin çok ince olduğunu ve betonun kurulacak prefabrik yapıyı taşıyamayacağını belirttiğini, bunun üzerine davacı şirketin davalıdan ... Firması tarafından tespit edilen hataların ve inverter ve köşk binası yerlerinin eğri olarak yapılmış betonlarının düzeltilmesmi istediğini, bu şekilde kurulum yapılması halinde binanın çökebileceğini, davacı şirketin kendi imkânları ile hatalı işleri düzelttiğini ve sonrasında ... ekibinin 3 defa gelerek kurulumu gerçekleştirdiğini, santralin Enerji Nakil Hattı işini yapan firma haritacısının koordinatları girdiğinde inverter ve köşk binasının yoldan geçtiğini tespit ettiğini, davacı şirketin bu durumun sebebini davalının çalıştığı (dava dışı) ... isimli kişiye sorduklarında "Bunun doğal bir şey olduğu, müvekkili şirketin fazla abartıp titiz davrandığını" söylediğini, Enerji Nakil Santrali yapan firmanın xlp kablolarının düz değil eğri şekilde olduğunu, bu nedenle işin düzgün şekilde yapılamadığını bildirildiğini, davacı şirketin yoldan geçen bu alanı kendi bütçesi ile düzelterek ve yeni baştan kurulduğunu, inventer ve köşk binalarının tamamen davacı şirketin imalatı olduğunu, sözleşmede teslimi kararlaştırılan ... Elektrik Panosu (... markalı) ürünün, 28 Kasım 2017 tarihinde, sözleşmede belirlenen şartlara uygun olmayan şekilde kusurlu bir biçimde teslim edildiğini, ürün teslim alındığında 16 adet malzemenin eksik malzeme kullanımı nedeniyle projeye uygun olmadığının tespit edildiğini, davacı şirketin ürünü teslim aldıktan sonra aynı gün bu kusuru tespit ederek bu hususta 30/11/2017 tarihli tutanağı düzenlediğini, bunun üzerine davacı şirketin pano firması olan dava dışı ...'yu aradığını; yetkililerin ürünün eylül ayında hazırlandığını, davalı ... tarafından bekletildiğini, malın davalı ...'ya satılmış olması nedeniyle muhataplarının davalı ... olduğunu söylediğini, makul bir süre işin düzeltilmesini bekleyen davacı şirketin faydalı bir sonuç alamayacağını anlayarak davalıya Bakırköy ... Noterliğinin 09/02/2018 tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesini gönderdiklerini, ürünün ayıbını resmi yolla ihtar ettiğini, ürünün değişimini, aksi takdirde bedelinin iadesini talep ettiğini, ancak davalının, Konya ... Noterliğinin 27/02/2018 tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile ürünün ayıbını kabullenmediğini ve teslim esnasında imzalanan sadece malın teslim edildiğini gösteren bir tutanağı dayanak göstererek zararı gidermeye yanaşmadığını, davacı şirketin Bakırköy ... Noterliğinin 06/03/2018 tarihli ... yevmiye nolu ihtarı ile davalıya son defa ihtar ettiklerini, davacının sahada olmadığı bir tarihte davalı şirketin elemanlarının sahaya geldiklerini, sahaya gelen çalışanlar ile yapılan görüşmede davalının kepçe operatörünün çalışma esnasında sahada bulunan xlp kablosunu kopardığını, belli olmaması için üzerinin toprakla örtülmüş olduğunu, davalı ve ortağının bu durumu bildiğini ve davacı şirkete bildirmediğini, davacı şirketin bütçesi 3 milyon USD olan bu projeyi hayata geçirmek için yüklü miktarda kredi kullandığını belirterek, davalıya ödenen bedelden teslim edilen malzemelerin düşülmesi sonucu ortaya çıkar alacağın 40.000,00 USD ve sözleşmede belirlenmiş 60.000,00 USD cezai şartın da 10.000.00 USD'si olmak üzere 50.000,00 USD alacağın veya ödeme tarihindeki güncel kur üzerinden TL karşılığının ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında Güneş Enerjisi Santrali (GES) yapımını içeren sözleşmes imzaladığını, davacı şirketin Konya İli Karapınar İlçesinde ... Parselde yapılacak olan üretim sahası güneş panelleri için ihtiyaç duyulan malzemeleri sözleşmede belirtilen nitelik ve kalitede temin ettiğini, malları sorunsuz olarak karşı tarafa teslim edildiğini, davalının kendi edimini yerine getirdiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye ilişkin eser sebebiyle davalı şirkete ödenmesi gereken ve üretim sahası için ihtiyaç duyulan malzemelere ait KDV hariç 332,353,30 USD olan sözleşme bedelinin davacı tarafından da dava dilekçesinde ikrar edildiği gibi sadece 200.000.00 USD'lik kısmının ödendiğini, 27/02/2018 tarihli ... yevmiye nolu ihtarname ile davacı tarafa 7 günlük süre verilerek ödeme talep edildiğini, 28/11/2017'de teslim edildiğini ve davacı şirket yetkilisi ... tarafından aynı tarihli eksiksiz ve hasarsız teslime ilişkin saha teslim tutanağı imzalandığını, davacı tarafın ürünün uygun özelliklere sahip olmadığı iddiası ile bildirimde bulunduğunu, söz konusu ürünlerin üretimden önce örnek üzerinden davacı şirket tarafından görüldüğünü ve alınan onayın ardından örneğe sadık kalınacak şekilde imal edildiğini ve davacı tarafa teslim edildiğini, sözleşmenin 7,1 maddesi ve TTK 23/1-c maddesinden ayıplı malın ve sürecinin detaylı olarak izah edildiğini, ancak davacının bu şartlara uymadığını, ayrıca davacı firma tarafından keşide edilen ... nolu 8.544,78 TL, ... nolu 83.570,55 TL, ... nolu 83.570,55 TL, ... nolu 230.949,50 TL, ... nolu 66.305,09 TL, ... nolu 71.366,40 TL, ... nolu 77.148,40 TL, ... nolu 132.160 TL'lik faturaların davacı şirkete iletildiğini ve itiraz edilmediğini, davacı şirketin ifasını yerine getirdiğini, dava dışı ... firmasının davacı şirketi aradığı iddiasının davacı şirketin sözleşme bedelini tam olarak davacıya ödemediğinin bir göstergesi olduğunu, hali hazırda davacının davalı şirkete 132.353,30 USD daha muaccel olan sözleşmeden kaynaklı borcu olduğunu, sözleşmede belirtildiği üzere ödemesi kapanmayan siparişlerin teslimatının yapılamadığını, sözleşmede belirtilen cezai şartın koşullarının gerçekleşmemiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın davalının kötü ifası ve kusurlu edimleri nedeniyle sözleşmeye bağlı alacak ve cezai şart tazminatının tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında 05/10/2017 tarihli "Güneş Enerjisi Santrali Yapım Sözleşmesi" imzalandığı, Konya ili, Karapınar İlçesi, ... parselde yapılacak olan Güneş Santralinin planlama, tesis, üretim, nakliye, montaj, devreye alma ve inşaat revizyon işlerinin sözleşme kapsamında belirlendiği, sözleşme bedeli olarak KDV hariç 332.353,30 USD ve sözleşme süresi olarak işin başlangıç tarihini takiben 11 hafta olduğu, ayrıca 19/11/2017 tarihinde geçici kabulün yapılacağının kararlaştırıldığı, davacı tek taraflı olarak tuttuğu tutanağı 19/02/2018 tarihli ihtarname ile tebliğ etmesine rağmen süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı veya bildirimi de bulunulmadığı, sözleşmenin 7.1 maddesinde 5 iş günü içerisinde işveren tarafından reddedilmeyen veya değiştirilmeyen projeler kabul edilmiş sayılır hükmü bulunduğu, ayrıca TTK'nın 23. Maddesinde belirtilen 8 günlük ayıp ihbar sürelerinin de geçirildiği, davacı tarafın ayıp bildirimde bulunmadığı, davacının sözleşmeden dönme veya sözleşmeyi feshetme iradesinin de bulunmadığı, sözleşme bedeli KDV hariç 332.353,30 USD olmasına rağmen davacı tarafça sadece 200.000 USD ödenmiş olduğunun da her iki tarafın beyanları ile sabit olduğu, süresinde ve usulüne uygun ayıp bildirimi olmadığına göre davalı tarafça verilen hizmetlerin sözleşme hükümleri uyarınca kabul edilmiş sayılması gerektiği, davacının 40.000 USD'ye yönelik alacak talebinin bu nedenle yerinde olmadığı, cezai şart tazminat talebi itibariyle, sözleşmenin 13.2 maddesine göre yüklenicinin sözleşme hükümlerini ihlal etmesi halinde işveren sözleşmeyi tek taraflı olarak derhal feshetme hakkına sahip olup bu durumda yüklenici ceza olarak 60.000 USD tazminat ödemeyi kabul etmiş durumda olacağı, ancak davacının sözleşmeyi feshettiğine dair herhangi bir beyan veya ihbarı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, mahkeme kararını eksik inceleme sonucunda verildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda yer alan teknik bilirkişi görüşü alınması gerektiği yönelik tespitlerin dikkate alınmadığını, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, teslim edilen malların ve ifa edilen edimlerin gizli ayıplı olup olmadığı, ücreti peşin alınan malların tümünün teslim edilip edilmediği teknik bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşturulmadan davanın reddine karar verildiğini, HMK'nın 266. maddesi gereğince teknik görüş alınmasının zorunlu olduğunu, gizli ayıp nedeniyle tazminat talebinde bulunduklarını, bu nedenle gizli bir ayıp olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davalı tarafından teslim edilen malların teslim sırasında davacının anlaması mümkün olmadığı gibi gizli ayıplar barından teslimler içermekte oldğunu, kimi malların teslimi düzgün olmasına rağmen montaj ve kurulum sırasında hatalı işlemlerden geçerek gizli ayıplı hale geldiğini, bu husustaki değerlendirmenin teknik bilgiyi gerektirdiğini, yüklenicinin karşılığı peşin ödenen malların bir kısmını teslim etmediği bir kısmını ise teslim ederken ayıplı şekilde teslim ettiğini, davacının ticari defterlerine göre davacının alacaklı olduğunun bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesine rağman alacak taleplerinin reddedildiğini, bilirkişinin davacının cari hesaplarda 48.000,00 USD alacaklı olduğunu tespit ettiğini, fatura tebilğine ilişkin gönderinin 25.01.2018 tarihinde teslim edilmemesi nedeniyle göndericiye iade edildiğini, faturalar davacıya teslim edilmediğinden işin yapıldığının davalı tarafça ispatlanamadığını, KDV hariç 332.353,30 USD bedelin tamamı ödenmediğinden davacının alacaklı olmadığı yönündeki tespitin hatalı olduğunu, davacı tarafından yapılan 200.000,00 USD tutarındaki ödemenin karşılığında dahi yanlızca 16 adet ... teslim edilmiş olduğunu, diğer ürünlerin tesliminin davalı yanca ispat edilmediğini, cari hesap bakımından kendilerinin 48.000,00 USD alacaklı olduğunu, yapılan tek teslim gizli ayıplı olduğundan teknik inceleme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, dosyaya davalı tarafından sunulan ve kendilerine verilmeyen faturaların fahiş olup olmadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında imzalanan 05.10.2016 tarihli sözleşmenin 13. 2 maddesinde, "Yüklenicinin sözleşmenin hükümlerinden birini ihlal etmesi; sözleşmede yer alan herhangi bir taahhüdüne uymaması veya aykırı davranması halinde madde 5'de belirtilen yükümlükleri dahil, sözleşmede yer alan herhangi bir kabul, beyan ve taahhüdün yanlış, eksik veya yanıltıcı olduğunun, gerçeği yansıtmadığının tespiti veya bunlara aykırılık oluşturacak herhangi bir durumun ortaya çıkması ve söz konusu uygunsuzluğun ve/veya işverenin hak kaybının makul bir süre içinde giderilmemesi halinde, işveren sözleşme ve mevzuat çerçevesindeki her türlü talep ve tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak derhal feshetme hakkına sahiptir ve bu durumda yüklenici, işverene ayrıca ceza olarak 60.000,00 Dolar tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt eder." hükmü yer almaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmediği ve halen ayakta olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmeye göre, cezai şartın talep edilebilmesi için taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olması gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece cezai şart talep etme şartlarının bulunmadığı gerekçesi ile cezai şart talebinin reddine karar verilmiş olması yerinde olmuştur. Dava dilekçesinde, davacı şirketin sunmuş olduğu proforma faturada yer alan malzelemeler arasında sadece 5,9,10,11,12,13,20 numara ile gösterilenlerin teslim edildiği ve 7 nolu malzemenin ise hatalı olarak teslim edildiği, yine davacı ...e gönderilen proforma faturada yer alan 5,9,10,11,12,13,20,35,36,37,38 nolu malzemelerin teslim edildiği, 7 nolu malzemenin hatalı olarak teslim edildiği, faturada yer alan diğer malzemelerin hiç teslim edilmediği belirtilmiştir. Mahkemece mahallinde bilirkişi incelemesi yapılmaksızın dosya üzerinden mali müşavir ve hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan kök ve ek bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi kurulu raporunda, davalı tarafça yapılan işlemlerin, sözleşmenin içerik ve amacıya uygun ve süresinde yapılıp yapılmadığının öncelikle inşaat ve elektrik mühendisi bilirkişilerce yerinde yapılacak keşif incelemesi ile belirlenmesi gerektiği bildirilmiştir. Şu halde, mahkemece, yüklenici tarafından teslim edilen ve edilmeyen malzemelerin tespiti ile proforma faturada yer alan 7 nolu malzemede belirtilen ayıbın ne olduğu davacı tarafa açıklattırıldıktan sonra, konusunda uzman teknik bilirkişilerin de ilavesi ile oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılmak suretiyle; taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamındaki edimlerin yüklenici tarafından yerine getirilip getirilmediği, eksik ve ayıplı imalat bulunup bulunmadığı, varsa ayıbın niteliği de belirlenerek, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığının tespiti ile sözleşmenin götürü bedelli olduğu gözetilerek, eksik ve ayıplı imalatlar düşüldükten sonra yüklenici tarafından eksiksiz ve ayıpsız olarak yapılmış olan kısmın sözleşmede kararlaştırılan toplam işe oranı belirlenip, bu oranın sözleşmedeki toplam götürü bedele oranlanarak yüklenicinin hakettiği iş bedelinin orantı yöntemine göre hesaplanması ve yapılan ödemeler de gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 26/12/2019 tarih, 2018/929 Esas, 2019/923 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy