İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/287 Esas 2023/429 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/287
Karar No: 2023/429
Karar Tarihi: 05.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/287
KARAR NO: 2023/429
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2019
NUMARASI: 2018/426 Esas, 2019/634 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eksik ve ayıplı iş nedeniyle uğranılan zararın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 21/06/2016 tarihinde imzalanan sözleşme ile, davalının yüklenici olarak müvekkiline ait sitede bulunan çocuk oyun parkı sahası zemini yapım işini anahtar teslim olarak üstlendiğini, davalı yanca park zemini için kauçuk uygulamasının yapılması ancak öncesinde demir hasır beton dökülmesi gerektiğinin beyan edilmesi üzerine müvekkilince bu teklifin kabul edilerek iş bedelinden 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili site yetkilisinin siteyi gezerken davalı yanın çalışmalarının sözleşemeye uygun olmadığını görmesi üzerine işin durdurulmasını talep ettiğini, akabinde de Sarıyer ... Noterliği'nin 05/08/2016 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya işin dürüstlük kuralına göre düzeltilerek bitirilmesi gerektiği, aksi takdirde sözleşmeden dönülerek zararların talep edileceğinin ihtar edildiğini, davalının ihtarnameye cevaben tesviye işinin (park zeminin kaldırımla veya çevredeki zemin ile eşit yükseklikte olması için yapılması gereken inşaat) sözleşmede yer almadığının bildirildiğini, boşa giden zemin kaplama işi için işçilik bedeli, zayi olan beton parası ve ekstra olarak yeniden beton ücretinin yatırılması halinde işe devam edeceklerinin ihtar edildiğini, zeminin kaldırım ile eş değer olmasının zorunlu ve işin doğası gereği olduğundan bu durumun sözleşmede belirtilmesinin gerekli olmadığını, davalının ihtarnameye rağmen işi düzeltmemesi üzerine müvekkili tarafından İstanbul 6. Sulh hukuk Mahkemesi'nin 2016/124 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, alınan bilirkişi raporunda inşaatın sökülüp eski haline getirilmesi için gereken maliyetin 45.000,00 TL olduğun belirlendiğini, bilirkişi tespit raporunun davalıya tebliğ edildiğini ve uzlaşmaya varılmak istendiğinin belirtildiğini, alınan olumsuz cevap üzerine bu kez müvekkilince zararlarının ödenmesi için Beşiktaş ... Noterliği'nin 26/02/2018 tarih ve .. yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ancak zararlarının ödenmediğini, müvekkilinc yarım bırakılan işin eski haline getirilmesi için dava dışı başka bir yüklenici ile anlaşıldığını, dava dışı şirket ile çalıştırılan işçilerin ücretleri, çıkan hafriyatın kamyona yerleştirilmesi için 10.000,00 TL ve tüm çocuk parkının yapımı için de 25.370,00 TL ödenmesi konusunda mutabık kalındığını, akabinde de müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile 20.500,00 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yapıldığını ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile 375 m2 lik zemine önce 10 cm kalınlığında demir hasır beton atılması ve ardından 40x40x2 cm ebatlarında karo kauçuk zemin ile kaplanması hususunda 34.969,30 TL karşılığında anlaşmaya vardığını ve sözleşmeye göre işin bedelinin %30'unun peşin, kalan iş bedelinin de teslimde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin peşinatı aldıktan sonra 16/07/2016 tarihinde işe başladığını, sözleşmede belirtilen ilk olarak 10 cm kalınlığındaki demir hasırlı betonu attığını, müvekkilinin çalışması devam ederken davacı tarafın zeminin 40 cm daha alçaltılması gerektiğinden bahisle çalışmanın durdurulmasını talep ettiğini, müvekkilince betonun zayi olacağı belirtilmesine rağmen davacı yanca çalışma durdurulduğundan atılan betonun zayi olduğunu, davacının sözleşmeyi ihlal ederek müvekkilini işi tamamlamaktan alıkoyması ve bakiye iş bedelini ödemekten kaçınması nedeniyle müvekkili tarafından davacı hakkında bakiye iş bedeli alacağı ve zayi olan beton bedelinin tahsili için İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, ancak müvekkili tarafından itirazın iptali davası açılmadığını, müvekkilinin işe başladığında 7 kişilik ekibini beton pompası ve yan malzemeler ile birlikte iş sahasına göndererek mesai yaptırarak beton döktürdüğü gibi, karo zemin parçaları üreterek kullanıma hazır hale getirdiğini, davacı yanca tespitin 10/10/2016 tarihinde ihbar süresinden çok sonra yaptırıldığını, raporda bahsedilen ayıp ve eksiklikler gerçekten mevcut olsa bile sadece bu alanda eksik ve hataların tespit edilmiş olmasının bunlardan müvekkilinin sorumlu olduğunu göstermeyeceğini savunarak davanın reddi ile davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı ile davalı arasında 21/06/2016 tarihinde imzalan sözleşmede yapılacak işin ... adresinde bulunan çocuk oyun spor sahası zemini toplam 375 m2 alana önce 10 cm'lik beton atılması ve betonun kurumasından sonra da 40x40x2 cm'lik karo kauçuk uygulaması işi olduğu, yapılacak olan çocuk parkına 10 cm beton dökülerek helikopter şapla düzeltilip üzerine kauçuk zemin kaplaması işinin projesi yapılıp davalı yükleniciye verilmediği yani projesi olmadığı, sözleşmede projenin yüklenici tarafından yapılacağının da belirtilmediği, ayrıca çocuk parkı yapımı teknik şartnamesine uyulacağı veya zeminin 40 cm kazılıp tesviye edilerek dökülecek betonun kaldırımla aynı seviyede yapılacağı yönünde bir madde veya açıklama da bulunmadığı, yapılacak işler bölümünde zeminin 40 cm kazılarak toprağın harf edileceği gibi bir iş kalemi ve fiyatı da olmadığı, davalı yükleniciden istenen zeminin 40 cm kazılarak toprağın harf edilmesi ve dökülecek betonunun kaldırımla aynı seviyede olmasının sağlanması başlı başına ayrı bir iş kalemi olup, ayrıca bir maliyet bedeli bulunduğu, davacı iş verenin bedel ödemeksizin böyle bir talepte bulunması ve bunun teknik bir zorunluluk olarak sözleşme kapsamında yapılmasını istemesinin uygun düşmediği, buna dayanarak işin durdurularak sözleşmenin fesih edilmesinin de haksız nedenle fesih olduğu sonucu çıkacağı, davalı yüklenicinin davacının zeminin 40 cm kazılarak düşürülmesi talebi karşısında işi yapabileceğini, ancak bu aşamaya kadar dökülen betonun zayi olacağını ve zayi olan beton bedelinin kendisine ödenmesi halinde işe devam edebileceğini cevabi ihtarnamede belirttiği, davalı yüklenicinin sözleşeme kapsamında yaptığı işin bedelinin; dosyadaki resimlerden ve davacı-davalı beyanlarından anlaşıldığı üzere yapılan işin, 10 cm demirli kafes beton + helikopter perdah +civa şap 35 TL/m2 pozu olup, bedelinin de 350 x 35 TL = 12.250,00 TL olduğu, ancak helikopter perdah yapılmadığın bunun bedeli düşüleceği, bu bedelin de 350 x 5 TL = 1.750,00 TL olarak hesaplandığı, davalı yüklenicinin sahada yapmış olduğu işin hakkediş bedelinin 12.250,00- 1.750,00 = 10.500,00 TL olarak belirlendiği, dosyadaki sözleşme şartları ve ihtarnamelerden de anlaşıldığı üzere işin başında davalı yükleniciye toplam iş bedelinin %30 olan 10.500,00 TL'nin avans olarak verildiği, bunun da yapılan işe denk geldiği, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı iş sahibi tarafından haksız yere fesih edildiğine kanaat edildiği, davalının atölyesinde hazırlattığı kauçuk zemin kaplama malzemesi sahaya getirilmeyip, iş sahibine teslim edilmediğinden ve montaj işçiliği de yapılmadığından, davalının bir kaybının olmadığı, bu nedenle bu malzemenin bedelinin davalı yanca talep edilmesinin mümkün olmadığı, davacı veya davalının birbirinden bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine, şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dava dosyasında iki ayrı teknik bilirkişi raporu mevcut olup, bu raporlarda yer alan tespit ve görüşler arasında çelişki bulunduğunu, dava dosyasındaki birinci raporun inşaat mühendisi teknik bilirkişi tarafından düzenlenen ve İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/124 D. İş sayılı tespit dosyasına sunulan rapor olduğunu, diğer raporun ise, mahkemece görevlendirilen inşaat mühendisi teknik bilirkişinin yer aldığı heyet tarafından düzenlenen 13/05/2019 tarihli raporu olduğunu, söz konusu raporlarda, inşaat mühendisi teknik bilirkişiler tarafından belirtilen tespitler ve teknik görüşlerin birbirinden farklı ve çelişkili olduğunu, bu durum karşısında, teknik bilirkişi görüşleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi için yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, tarafımızdan 11/07/2019 tarihinde dosyaya sunulan dilekçede, teknik bilirkişi görüşleri arasındaki çelişkiyi gidermek üzere dosya üzerinde inceleme ve gerektiğinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasının talep edildiğini, mahkemece bu haklı taleplerinin kabul edilmediğini, dosyanın mevcut haliyle ve eksik inceleme ile karar oluşturulduğunu, bilirkişi heyeti tarafından sunulan_13/05/20l9 tarihli raporda sözleşmede yazılı helikopter perdah işinin davalı yüklenici şirket tarafından yapılmadığının açıkça belirtildiğini, davalı yüklenicinin, işi sözleşmede kararlaştırılan şekilde yapmadığı gibi, yaptığı imalatın eksik olup, fen ve tekniğe uygun olmadığını, bu durumun İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/124 D. İş sayılı tespit dosyasına sunulan 10/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda açıkça belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede “helikopter perdah” işlemi yapılacağının açıkça belirtilmesine rağmen davalı yüklenicinin bu işi yapmadığını, mahkemece görevlendirilen heyet tarafından dosyaya sunulan 13/05/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunun “Teknik İnceleme ve Değerlendirmeler” başlıklı bölümünde, davalı şirketin bu işlemi yapmamış olduğu tespitinin yer aldığını, böylece, taraflar arasında imzalanan sözleşmede “helikopter perdah” işlemi yapılacağı açıkça kararlaştırılmış olmasına rağmen, davalı şirketin bu işi yapmadığının sübuta erdiğini, bu işin, betonun daha sağlam ve daha kaliteli olmasını sağlayan bir zemin yüzey uygulaması olup, davalı şirketçe yapılmadığını, davalı şirketin eksik yaptığı işin bu haliyle müvekkili kooperatif tarafından kabul edilmesinin beklenemeyeceğini, müvekkili Kooaperatifin davalı yüklenicinin eksik ve kötü yaptığı işi kabul etmek zorunda olmadığını, bu nedenle hatalı yapılan işin fark edilerek durdurulmasının haklı ve yerinde olduğunu, bilirkişi heyetinin sunduğu raporunda davalı şirketin eksik iş yaptığının tespitinden sonra “taraflar arasındaki sözleşme davacı iş veren tarafından haksız yere fesh edildiğine kanaat edildiği' şeklinde görüşe yer verilmesinin açık bir hata olduğunu, mahkemece de, bilirkişi raporundaki bu sübjektif görüşe itibar edilerek haksız ve hukuka aykırı karar oluşturulduğunu,çocuk parkının zemininin çevresi ile aynı seviyede (eşit yükseklikte) imal edilmesi gerektiğini, davalı şirketin, çocuk parkının yapılacağı alanı gördüğünü, incelediğini ve teklif sunduğunu, davalının tacir olup, konunun uzmanı olarak teklif sunup işi üstlendiğini, çocuk oyun sahası zemininin çevresi ile eşit seviyede eşdeğer yüzeyde olmasının işin doğası gereği olduğunu, dolayısıyla, “eşit seviye” ibaresinin sözleşmede yazılı olmamasının davalı yüklenici lehine durum yaratmayacağını, zemin yapım işinde, üstelik çocukların oynayacağı zeminde, farklı yükseklik yapılmasının kabul edilir durum olmadığını, davalı şirketin, zemini aynı seviyede yapmadığını, bu hususun da 10/10/2016 tarihli tespit bilirkişi raporunda açıkça belirtildiğini, seviyenin eşit olmadığının davalı tarafın da kabulünde olduğunu, böyle bir işin kabulünün mümkün olmadığını, mahkemece bu noktanın değerlendirilmediğini, davalı hatalı ve eksik iş yapmış olduğundan sözleşmenin feshinin haklı olduğunu, davalının hatalı ve eksik iş yaptığının sabit olduğunu, bu nedenlerle, müvekkili kooperatifin yapılan işi kabul etmemesinin ve sözleşmeyi fesh etmesinin haklı olduğunu, hatalı imalatın sökülüp ve işin başka bir inşaat şirketine yaptırılmış olduğundan zarar oluştuğunu, mahkemenin bu noktayı değerlendirirken de yanılgıya düştüğünü belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 21/06/2016 tarihinde sözleşme imzalanmış olup, davalı yüklenici sıfatıyla davacıya ait sitede bulunan çocuk oyun parkı sahası zemini yapım işini anahtar teslimi olarak üstlenmiştir.Davacı iş sahibi tarafından davalı yüklenici hakkında 21/06/2016 tarihli sözleşmeye istinaden İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile 20.500,00 TL tazminat ve 258,58 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 20.758,58 TL alacağın tahsili için 08/03/2018 tarihinde ilamsız takip yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.Kural olarak eser sözleşmesi; taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdidir. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye, teknik ve sanatsal ilkelere ve amaca uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de teslim aldığı eserin bedelini ödemekle mükelleftirler. Dava konusu olaya ilişkin temel uyuşmazlık; davalı yüklenicinin yapımını üstlendiği çocuk oyun parkını ayıpsız yapıp yapmadığı, sözleşmenin davacı iş sahibince feshinin haklı olup olmadığı, buna göre iş bedelinden indirim yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede çocuk oyun parkı zeminin ne kadar kazılacağı belirtilmemiş ise de, davalı yüklenici parkın zeminini standart ölçülere ve teknik şartnameye uygun olarak yapmakla yükümlüdür. Dosyada bulunan ve 10/10/2016 tarihli İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/124 D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda, toprak zemin üzerine tekniğine uygun olmayacak şekilde gelişigüzel beton döküldüğü, bu hali ile çocukların oyun parkını oyun oynamaya uygun olmadığı, zeminden 20 cm hafriyat yapıldıktan sonra kaldırım ile aynı seviyede olacak şekilde beton dökülmesi gerektiği, bu kötü imaların sökülerek atılması ve kaldırımla aynı seviyede parka beton dökülmesi için gerekli malzeme ve işçilik bedelinin 45.000,00 TL olabileceği tespit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 13/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında 21/06/2016 tarihinde imzalan sözleşmede yapılacak işin “... adresinde bulunan çocuk oyun spor sahası inşa etme olduğunun yazıldığı, toplam 375 m2 zemin alana önce 10 cm 'lik beton atılacağı, betonun kurumasında sonra 40x40x2 cm' lik karo kauçuk uygulaması yapılması, davacı iş sahibince zeminin 40 cm kazılarak beton dökülmesinin istenildiği, bunun sözleşme kapsamı dâhilinde olmadığı ve buna dayanarak sözleşmenin fesih edilmesinin haksız olduğu, davalı yüklenicinin yaptığı işlerin hak ediş bedelinin 10.500,00 TL olarak hesaplandığı, davacının davalıya 10.500,00 TL ödeme yaptığı, bu sebeple tarafların birbirinden bir hak ve alacaklarının bulunmadığı belirtilmiş ise de, raporda eserin standart ölçümlerinin ne olduğu ve teknik şartnameye göre zeminin ne kadarının kazılması gerekiği hususlarının tartışılmadığı, bu itibarla raporun uyuşmazlığı çözebilecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. TBK'nın 471. Maddesi gereğince, yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Tacir olmanın hükümleri”ni düzenleyen 20/2. maddesine göre yüklenici, basiretli bir tacir, iş adamı ve işinin ehli bir teknik adam gibi davranıp, eser sözleşmesi ilişkisine girerek bir işi üstlenirken ekonomik gücünü, ekipmanını ve uzmanlığını en iyi biçimde değerlendirip, yeterli görmemesi durumunda o işi üstlenmekten kaçınmak zorundadır. Aksi hâlde, bunun sonuçlarına katlanır ve meydana gelen zarardan sorumlu tutulur. Yüklenicinin borçları TBK'nın 471. maddesinde düzenlenmiş olup, “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.” denilmiş olup, yüklenici olan davacının da bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere edimini sadakat ve özenle ifa etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunda benzer alanlardaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kuralların esas alınacağı da açıklanmıştır. Yine eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmiş sayılmalıdır. ( bkz. Yargıtay ( Kapatılan) 15 HD; 09.11.2020 gün, 2020/1808 Esas, 2020/2925 Karar sayılı kararı). Nitekim Yargıtay HGK; 10.06.2021 gün, 2017/15-2331 Esas, 2021/739 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. O halde mahkemece yapılacak iş, aynı bilirkişiden ek rapor aldırılıp davalının yapımını üstlendiği çocuk oyun parkı zeminin standart eserler gözetilerek ve teknik şartname kapsamında kaldırımdan ne kadar aşağıda olması gerektiğinin belirlenmesi, davalı yüklenicinin, üstlendiği edimi iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa edip etmediği, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranıp davranmadığının ve mahallinde yapılan ölçümler neticesinde eserin şartname, fen ve sanat kurallarına uygun şekilde yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, davalı tarafından ifa edilen işin ayıplı olup olmadığı, ayıplı imalat var ise ayıbın iş sahibini kabule icbar edilemeyecek derecede olup olmadığı, ayıbın bu derecede olmaması halinde TBK'nın 474-478 maddeleri gereğince bedel tenzilini gerektirip gerektirmediği, ayıpların düzeltme yapılarak giderilmesinin mümkün olup olmadığı ve bunların bedelinin belirlenmesi ve davalı yüklenicinin, davacı iş sahibinin sözleşmeye ve teknik şartnameye aykırı olduğu iddia edilen talepleri karşısında davacıyı uyarma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği ve nihayetinde sözleşmenin davacı iş sahibi tarafından feshedilmesinin haklı olup olmadığının ve bu itibarla davacı iş sahibinin eksik ve ayıplı işin dava dışı yükleniciye yaptırılmış olmasından kaynaklı zararını talep etmesinde haklı olup olmadığının ve zarar miktarının tespiti ile sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 12/07/2019 tarih, 2018/426 Esas, 2019/634 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy