İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/89 Esas 2023/698 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/89
Karar No: 2023/698
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/89
KARAR NO: 2023/698
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06.10.2022
NUMARASI: 2022/251 Esas - 2022/610 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın Esenyurt Sigorta Merkezi'nde ... sicil sayılı dosyada işlem gören ... Ticaret Limited Şirketi'ne ait işyerinde çalışan sigortalı ...’un 20/07/2013 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonunda vefatı sebebiyle, kurum tarafından Bakırköy 20. İş Mahkemesi'nin 2016/157 esas sayılı dosyası ile kusurlu şirket aleyhine rücuen alacak davası açıldığını, yargılama aşamasında davalı şirketin tasfiyesine karar verildiğini, mahkemece şirketin ihyası için taraflarına yetki ve mehil verildiğini, her ne kadar bahse konu şirketin tasfiye işlemleri yapılmışsa da, davalı şirketin sigortalı ...’un geçirmiş olduğu iş kazası sebebiyle müvekkili kuruma olan borcu gözetilmeden tasfiye yapıldığı için kurumca ikame edilen rücuen tazminat davası sebebiyle şirketin ihyası davası açılması zorunluluğu doğduğunu, tüm bu nedenlerle davalı şirketin ihyasına ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tasfiye memuru vekili, savunmasında özetle; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine Bakırköy 20. İş Mahkemesi'nin 2015/269 esas sayılı dosyası ile 04/08/2015 günü açmış olduğu alacak davası ile 31.781,44-TL değerinde belirsiz alacak davası açtığını, maktül ...'un davalı şirkette çalıştığını ve kazaya neden olan ...'ün de öldüğünü, kurum zararından kusursuz olarak sorumlu olduklarını, maktülün yakınlarına tazminat ödemesi yanında da maaş bağlandığını, üç makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin, maktül ...'ın kusursuz; davalı ... Ticaret Limited Şirketi'nin kusursuz ve maktül ...'ün tamamen kusurlu olduğunu tespit ettiğini, hesap bilirkişisinin ise raporunda kurum zararının da 31.781,44-TL olduğunu bildirdiğini, Bakırköy 20. İş Mahkemesi'nin 15/04/2019 tarihli, 2015/269 esas ve 2019/88 karar sayılı kararıyla davalı şirketin aleyhine karar verildiğini, ancak şirket daha önceleri tasfiye edilmiş olduğundan vekilliğinin de sona erdiğini, şirketin geçmişte yapılan tasfiye işleminin, alacak miktarının icra takibi safhasında ortaya çıktığını ve müvekkili tarafından kendisine bu konuda daha sonraları yazılı bilgi verildiğini, davalı konumunda bulunan ...'ın tarafına verdiği önceki vekaletname ile, avukatı olarak bu davayı takip etmesi için talimat verildiğinden, mahkememizdeki davayı onun adına avukatı olarak takip etmesi gerektiğini, ancak Bakırköy 20. İş Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın da hukuken geçerli olmadığını, olmayan veya tüzel kişiliği sona ermiş bir kurum aleyhine de karar verilemeyeceğini, mahkememizce tüzel kişilik yeniden oluşturulursa, yeniden yargılamanın yeni tüzel kişi olan şirket aleyhine tazminat davası açılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Tasfiye Halinde ... Ticaret Limited Şirketi'nin tasfiyesinin sona erdiği hususu tescil edildiğinden ticaret sicil kaydının terkinine karar verilmişse de, söz konusu şirket hakkında Bakırköy 20. İş Mahkemesi'nin 2021/132 esas sayılı dosyası ile devam etmekte olan alacak davasınının bulunduğu, 6102 Sayılı TTK'nun 547. maddesi gereğince bu halin şirketin ihyası için elzem bir neden olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş; ancak Bakırköy 20. İş Mahkemesi'nin 2021/132(eski 2015/269) esas sayılı davasının, tasfiye kararından çok önce açıldığı, tasfiyenin sonlandığı tarihte halen derdest olduğu, iş mahkemesi dosyası kapsamında ... Ticaret Limited Şirketi adına da dava dilekçesi gönderildiğinin anlaşılmasına göre, o dönemde de şirket yetkilisi olan tasfiye memurunun davadan haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi tamamladığı ve iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek..." gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde ... sicil nosuyla kayıtlı iken 6102 Sayılı TTK'nın 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.'nin Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2021/132 E. sayılı dosyasının görülmesi ve infazıyla ilgili müteakip işlemlerin yapılması ile sınırlı olmak kaydıyla ihyasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ...'un 20.07.2013 tarihide iş kazası geçirerek vefat ettiğini, ticaret sicil müdürlüğü tarafından şirketin tasfiye edildiğini, ...'un geçirdiği iş kazası nedeniyle müvekkili kurumdan alacağı düşülmeden tasfiyenin meydana geldiğini, bu nedenle iş bu ihya davasının açıldığının beyan edildiğini, şirket yetkilisi olan tasfiye memurunun davadan haberdar olduğu halde tasfiyeyi tamamladığını ve bu davanın açılmasına da sebebiyet verdiğini, Dava ilk derece aşamasında sonuçlandıktan sonra müvekkili şirkete SGK tarafından şirket aleyhine para cezası tebliğ edildiği safhada şirketin tüzel kişilik durumunun anlaşıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK'nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri için şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 31/12/2015 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK'nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir" düzenlemesini getirmiştir. Davacının, davalı aleyhine Bakırköy 20 İş Mahkemesinin 2021/132 E ( öncesinde 2015/269 E ) sayılı dosyasında terkin olan şirketi hasım göstererek rücuen tazmin istemli dava açtığı, iş bu davada taraf gösterilen şirketin sicilden terkin edilmesi nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre terkin olan şirketle ilgili yapılacak işlemlerde şirketin temsili ve verilecek kararların infazı yönünden terkin edilmiş şirketin yeniden tescilini talep etmekte davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece TTK'nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, anılan madde hükmü uyarınca, son tasfiye memuru olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Davalının, vefat eden ...'un işçi statüsünde çalışan olmadığı, iş ortağı durumunda olduğu, vefat edinin mirasçıları tarafından açılan başka bir davada ödeme yapılması nedeniyle davadan feragat edildiği, davalı şirketin sorumlu olduğuna dair henüz kesinleşmiş bir karar bulunmadığı, daha önce verilen kararın istinaf denetimi sonucu bozulmuş olduğu yönündeki iddiaları, ihya davasının konusu olmadığından, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Tasfiye Memuru tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Tasfiye memuru tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 13.04.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.

Full & Egal Universal Law Academy