İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/729 Esas 2023/659 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/729
Karar No: 2023/659
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/729
KARAR NO: 2023/659
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26.01.2023 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/79E.
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVANIN KONUSU: Tespit
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası içinde davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, çikolata makineleri ve hatlarının tasarımı, üretimi ve anahtar teslim otomatik çikolata tesislerinin kurulumu alanlarında hizmet verdiğini, kuruluşundan bu yana ülke içinde ve dışında teknolojik yönden gelişmiş tesisler kurduklarını, davalıların, müvekkili şirketin eski çalışanları olduğunu davalı ...'un 2014 yılına kadar davalı ...'in ise 2022 yılına kadar müvekkili şirkette çalıştığını, ...'un davalı şirketi kurarak, davalı ...'i bu şirkete transfer etiğini, davalılar TTK'nın 54 ve devamı maddelerinde belirlenen şekilde haksız rekabet eylemlerinde bulunduklarını, müvekkilinin iş ürünlerinden yetkisiz yararlanarak, emtiaları taklit ettiklerini, müvekkilinin uzun yıllardır üreterek sattığı yüksek teknoloji ürünü makinelerin davalılarca taklit edilerek satıldığını, davalı ...'un 22.06.2011 tarihinden itibaren makine mühendisi olarak şirkette çalıştığını,15.09.2014 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığını, çalıştığı dönemde makinelerin imalatı ve teknik özelliklerinin detaylarıyla ilgili işlerde istihdam edildiğini ve müvekkilinin ticari sırları ile müşteri portföyüne hakim olduğunu, davalı şirketin 10.03.2021 tarihinde anılan kişi tarafından kurulduğunu ve şirketin faaliyet alanının müvekkili ile aynı olduğunu, davalı ...'in 25.01.2008 tarihinde imalat müdürü olarak çalışmaya başladığını, 14.02.2022 tarihine kadar 14 senelik çalışmada elde edilen şirket sırlarının, iş akdinin haklı nedenle feshi sonrasında davalı şirket için kullanıldığını, ilk olarak müvekkilinin mesleki ve ticari sırları kullanarak "Çikolata Temperleme Makinası", "Yağ Eritme Makinası" ile "Toz Kakao Öğütme Tesisi" isimli alenen müvekkili şirketin ürünlerinin taklitleri olan makinelerin satışa sunduğunu, bu ürünlerin müvekkilinin ürünlerinin kopyası niteliğinde olduğunu, ürünlerin isimlerinin dahi müvekkilinin isimlerine benzetilmeye çalışıldığını, müvekkilinin yıllar süren çalışmaları ile elde ettiği teknoloji ve müşteri çevresinin şirketin eski çalışanlarınca kullanılarak haksız rekabet yapıldığını, davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ihtarlara rağmen sona erdirilmediğini, müvekkili şirkette çalışan başka kişilerin de ayartılarak işten çıkmaya ikna edildiğini, müvekkilinden ayrılan bir kısım işçilerin davalı şirkette çalışmaya başladığını ileri sürerek, haksız rekabet teşkil eden vaki tecavüz nedeniyle dava konusu çikolata üretim makinalarının üretimi, piyasaya sürülmesi ve her ne şekilde olursa olsun ticari şekilde kullanımına son verilmesi ve üretimde kullanılan tüm araç ve ekipmanlara el konulmasına ve davalı şirkete bildirilmesine, TTK'nın 54 ve 55 vd hükümlerine göre davalıların haksız rekabet teşkil eden fiillerin tespiti ve men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, tedbir talebini değerlendirdiği 26.01.2023 tarihli ara kararında; "..HMK'nın 389. Maddesi, Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi, Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır' düzenlemesini içermektedir.İncelenen tüm dosya kapsamına ve talebin içeriğine göre; davacı vekilinin dava konusu çikolata üretim makinelerinin üretimi, piyasaya sürülmesi ve her ne şekilde olursa olsun ticari şekilde kullanımına son verilmesi ve üretimde kullanılan tüm araç ve ekipmanlara el konulmasına ilişkin talebinin yaklaşık ispat şartı gerçekleşmediği ve talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla.." gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar vermiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ancak dava dilekçesinde belirtildiği ve delillerde de sunulduğu üzere talepte bulunulan ihtiyati tedbirin verilmesinin davanın bir gereği niteliğinde olduğunu, davalıların müvekkilince yıllarca üretilen ve piyasaya sunulan; MTE 500 Yağ Eritme Tankı, TE 500 Temperleme Makinası, Kakao Tozu Değirmeni isimli ürünleri birebir taklit ederek ve isimlerini bile neredeyse değiştirmeden davalı Orpima Şirketi bünyesinde "Çikolata Temperleme Makinası" "Yağ Eritme Makinası" "Toz Kakao Öğütme Tesisi" isimleriyle piyasaya sunduklarını, ürünlerin uzun yıllardır müvekkilince üretildiğini, şirketin eski çalışanı olan davalıların müvekkili şirketin piyasadaki tanınmışlığından yararlandıklarını, davalı ...'ın müvekkili şirket bünyesinde çalışırken öğrendiği teknik bilgileri ve özellikle ticari sırları kullanarak Orpima şirketini kurduğunu ve müvekkilinin 14 yıllık çalışanı ...'i de kurduğu şirkete transfer ederek, ...'in müvekkil şirket çalışanıyken öğrendiği bütün ticari sır ve ürün detaylarını kullanarak müvekkil şirketin ürünlerinin birebir kopyasını üreterek satışa sunduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır oluşturduğu teknoloji birikimi ile müşteri çevresi ile iş sırlarının davalılarca kullanılarak haksız rekabet yapıldığını, tedbir kararı verilmemesi halinde bu zararların artarak devam edeceğini, rham ederiz. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK'nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası içinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, talep eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, TTK'nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, kaldırılması davası olup, davacı taraf, davalı şirketin ürettiği ürünlerin üç adet makinenin üretilmesinin ve satışının engellenerek ürünlere el konulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. HMK'nın 389/1.maddesi ''Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. '' hükmünü, 390/3.maddesi "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır'' hükmünü, 391/1.maddesi ise ''Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir" hükmünü içermektedir. TTK'nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1.maddesinde ise, ''Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir '' düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre davacının, TTK'nın 56 ve devamı maddelerine dayalı talebine ilişkin olarak ihtiyati tedbir talepleri TTK'nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK'nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. Haksız rekabetin koşullarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Somut olayda, dosyanın mevcut durumu itibariyle davacı vekilinin TTK'nın 56 vd maddelerine göre talepleri yönünden haksız rekabet koşullarının mevcudiyetine dair ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Mahkemece, dava tarihinde ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmiş olup, ihtiyati tedbirin gerekli olduğuna ve davacı iddialarının yerinde olduğuna ilişkin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıt bulunmamaktadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Ara karar tarihi itibariyle HMK'nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen durumlara göre ilk derece mahkemesinde yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin 26.01.2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK'nın 353/1.b.1 ve HMK'nın 393/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12.04.2023
KANUN YOLU: HMK'nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.

Full & Egal Universal Law Academy