İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/66 Esas 2023/615 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/66
Karar No: 2023/615
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/66
KARAR NO: 2023/615
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/10/2022
NUMARASI: 2021/247 E. - 2022/807 K.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket Ortaklığından Çıkmaya İzin
Taraflar arasındaki şirket ortaklığından çıkma davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02.07.2008 tarihinden bu yana davalı şirketin ortağı olduğunu, Kadıköy ... Noterliğinin 24.09.2009 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ile şirketteki 76,500 TL bedelli payını 76,000 TL’sini şirketin diğer ortağı ...'e devrettiğini, Kadıköy ... Noterliğinin 07.12.2020 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirketteki kalan 500,00 TL değerinde payını da devir ederek şirket ortaklığından ayrıldığını, ancak davalı şirketin müdürü ve ortağı ...'in bu güne kadar hisse devirleri kabul ederek tescil etmediğini vergi ve prim borçlarının talep edilmesi ile öğrendiğini, bu durumun müvekkilinin aile hayatını tahdit eder hale geldiğini, şirketin faaliyetinin tamamen durduğunu ve şirketin sicilde kayıtlı adresinde bulunmadığını, müvekkilinin diğer ortağa ulaşamaması nedeniyle ayrılma işlemlerini sonuçlandıramadığını, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona erdiğini, diğer ortaktan kaynaklanan nedenlerle şirketin devamının imkansız hale geldiğini, şirketin sürekli zarar etmesi ile diğer ortağın yolsuzluk yaptığı izleniminin güçlendiğini, TTK'nın 638. maddesi uyarınca haklı sebebin bulunması halinde her ortağın çıkma davası açabileceğini, müvekkili yönünden haklı sebeplerin bulunduğunu ileri sürerek, haklı sebeplerle hisse devir tarihi itibariyle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde davacının davalı şirketteki toplam 76.500,00-TL pay bedelinin 76.000,00-TL'sini Kadıköy ... Noterliğinin 24/09/2009 tarih ve ... yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile şirketin diğer ortağı ...'e kalan 500,00-TL toplam pay bedelinin tamamını da Kadıköy ... Noterliğinin 07/12/2020 tarih ve ... numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile davalı şirketin diğer ortağı ...'e devrettiği, limited şirketlerde pay devrinin geçerliliği için yazılı şekilde yapılıp noter tarafından onaylanması ve ayrıca devre ortaklar genel kurulunca da onay verilmesi gerektiği devir işleminin TTK 595.maddesi uyarınca genel kurul onayı ile geçerli hale geldiği, dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde hem 24/09/2009 hem de 07/12/2020 tarihli devirler sırasında limited şirket ortaklarının yalnızca davacı ... ve ondan devralan ... olduğunun sabit olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/01/2015 tarih ve 2014/14676 Esas - 2015/409 Karar sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere yalnızca iki ortağı olan şirketlerde, ortaklar hisse devri hususunda anlaştıklarında noter evraklarının genel kurul kararı olarak kabulünün gerekeceğinin ve devrin geçerli olması için ayrıca genel kurul kararına ihtiyaç olmadığının açıkça belirtildiği, somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde şirketin iki ortağı arasında yapılan devir işlemleri ile bütün hisselerini devrederek ortaklıktan çıkan davacının şirkette hissesinin kalmadığını 6102 TTK 598/2.maddesi gereğince ticaret siciline şahsen başvurarak tescil ve ilan ettirebilme imkanının bulunduğu sabit olduğundan ortaklıktan çıkarılma için mahkememizde dava açmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmış ve davanın hukuki yarar yokluğundan..." gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçesinin aksine limited şirketlerde ortaklıkta olacak değişiklikler için sicil müdürlüğünce bir çok işlem ve belge istendiğini, (dilekçede süreç ayrıntılı anlatılmıştır) ancak müvekkilinin ticaret siciline bu şekilde başvurabilmesinin mümkün olmadığını, şirketin yasal defterlerinin müvekkilinde olmadığını ve yasal defterlerle kanıtlanmayan devirlerin ticaret sicil müdürlüğünce tescil edilmediğini, müvekkilinin 02.07.2008 tarihinde davalı şirkette başlayan ortaklığındaki paylarından 76.500 TL'sinin Kadıköy ... Noterliğinin 24.09.2009 tarihli, kalan 500,00 TL payın ise 07.12.2020 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ile şirketin diğer ortağına devir edildiğini, ancak diğer ortağın şimdiye kadar devir işlemini sicile bildirmediğini, vergi ve prim borçlarından anlaşıldığını, müvekkilinin diğer ortağa ve şirkete ulaşamadığını, şirketin zarar ettiğini, kar payı dağıtılmadığını, bu nedenle, diğer ortağın yolsuzluk yaptığı inancı oluştuğunu, TTK’nın 638. maddesinin ikinci fıkrasındaki koşulların oluştuğunu, bu nedenle müvekkilinin haklı sebeplerle hisse devir sözleşmelerinde bahsedilen tarihler itibariyle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK'nın 638/2. maddesi uyarınca şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, 2008 yılından bu yana davalı şirketin ortağı olduğunu, şirkette sahip olduğu toplam 76.500,00 TL payın 76.000,00 TL'sini Kadıköy ... Noterliğinin 24.09.2009 tarih ve ... yevmiye numaralı, kalan 500,00 TL payını ise Kadıköy ... Noterliğinin 07.12.2020 tarih ve ... numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesi ile davalı şirketin diğer ortağı ...'e devrettiğini, ancak payı devir alan ve şirketin tek ortağı olan kişinin ticaret sicilinde gerekli işlemleri yapmaması nedeniyle müvekkilinin ortak olarak görüldüğünü belirterek, devir tarihi itibariyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacının talebi esas itibariyle, paylarını devir ettiği tarihte şirket ortaklığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. Ancak davacı talebini bu şekilde ileri sürmemiş ve TTK'nın 638. maddesinde düzenlenen haklı sebeplerin varlığı nedeniyle, şirket ortaklığından çıkma talep etmiştir. TTK'nın 595.maddesi gereğince, pay devrinin yazılı şekilde yapılması noter tarafından onaylanması ve devre ortaklar genel kurulunca da onay verilmesi şartına bağlandığı için, bu şartların tam olarak yerine getirilmemesi nedeniyle davacının ortaklığı devam etmektedir. İlk derece mahkemesince emsal alınan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/14766 E. 2015/409 K. Sayılı ilamında belirtildiği gibi, davalı şirketin iki ortaklı olması nedeniyle, tarafların hisse devrine anlaşmalarının ortaklar kurulu kararı olarak kabul edilebileceği değerlendirilmiştir. Ancak az yukarıda belirtildiği gibi eldeki dava ortaklığın pay devirleri tarihi itibariyle sona erdiğinin tespitine ilişkin değildir. Davacı, bu tür bir dava açma hakkı bulunmasına rağmen, TTK'nın 638.maddesi gereğince ortaklıktan çıkma davası açmıştır. Dava dilekçesinde bu davaya esas olmak üzere bir kısım haklı nedenlerde belirtmiştir. Bir davaya ilişkin olarak davacının birbiri ile yarışan haklarının bulunması halinde bu haklardan hangisine dayalı olarak talepte bulunacağı davacının seçimindedir. Davacı seçim hakkını kullanarak çıkma talebinde bulunmuştur. Çıkma talebi ise, ancak çıkarmaya ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi anında hüküm ifade eder ve bu tarihe kadar çıkma isteyen ortak, şirketin ortağı olarak kalmaya devam eder. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davacının dava dilekçesinde sebeplerini de göstererek ortaklar arasındaki ilişkinin çekilmez hale geldiğini belirterek çıkma davası açmasında talebin ileri sürüş şekline göre, davacının hukuki yararı bulunmaktadır. HMK'nın 24. maddesine göre, kimse lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağından, davacının seçimlik olarak açabileceği ortaklığın sona erdiğinin tespiti davasını açmaması nedeniyle, şirket ortaklığından çıkma davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığına ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde değildir. Mahkemece TTK'nın 638 vd. maddelerine göre davacının delillerinin toplanarak, çıkma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Yukarıdaki açıklama ışığında ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK'nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK'nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep hâlinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK'nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 06.04.2023
KANUN YOLU: HMK'nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.

Full & Egal Universal Law Academy