İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/554 Esas 2023/491 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/554
Karar No: 2023/491
Karar Tarihi: 23.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/554
KARAR NO: 2023/491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15.02.2023 tarihli ara karar
NUMARASI: 2023/20 E.
DAVANIN KONUSU: Tazminat- İhtiyati tedbir (Ticari satımdan kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasında ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Almanya merkezli olan müvekkili şirketin boru ve boru bağlantı parçalarının üretimi ve tedariği işini yaptığını, taraflar arasında, davalı şirketin bir projesi kapsamında kullanılmak üzere toplam 317.449,00 Euro bedelli ve ürünlerin 26.07.2022 tarihine kadar teslimi hususunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin 31.05.2022 tarihli sipariş emri ile işe başlandığını ve sipariş emrine uygun olarak ürünlerin hazırlanmasına rağmen ürünlerin teslim alınmadığını, asıl işverenin işi iptal etmesi nedeniyle davalı tarafından keşide edilen İstanbul ... Noterliğinin 19.08.2022 tarihli ihtarıyla sözleşmenin feshedildiğini, ihtarnamede keşideci olarak görünen ...'nin davalı şirketin alt şirketi olarak örgütlenen departmanlarından birisi olduğunu, e-posta yazışmalarının davalı şirket personelleri ile gerçekleştirildiğini, müvekkilince keşide edilen Ankara ... Noterliğinin 29.08.2022 tarihli ihtarıyla ürünlerin revizelere uygun şekilde üretildiği belirtilerek tebliğinden itibaren iki iş günü içerisinde teslim alınmasının ihtar edildiğini, davalının cevap vermemesi üzerine keşide edilen Ankara ... Noterliğinin 04.10.2022 tarihli ihtarıyla bağımsız denetim şirketinden alınan raporla emtianın teslime hazır olduğunun bildirildiğini, zamanında üretilerek teslime hazır bekletilen ürünlerin alınmaması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davalı şirketin sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete, ... lehine düzenlenmiş, bir adet 31.749,90 USD bedelli olan teminat mektubu verildiğini, haksız feshe rağmen teminat mektubunun da iade edilmediğini, mektubun ibrazı halinde telafisi imkansız zararlar oluştuğunu ileri sürerek, şimdilik 100 TL depolama bedeli, 100 TL ihtarname gideri, 100 TL denetleme raporu masrafı ve 100 TL tedarikçiye ödenen bedelin faiziyle birlikte tahsiline, ... Bankasınca ... lehine düzenlenmiş 31.749,90 USD bedelli bir adet teminat mektubunun ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 15.02.2023 tarihli ara kararda özetle; "...Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir.(Pekcanıtez H.; Atalay O.; Özekes M., Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 13. Basım, Ankara 2012, S. 873) HMK’ nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. Davacı tarafça davalı taraf aleyhine taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshi nedeniyle zarar talebiyle açılmış olup, davacı taraf ... lehine düzenlenmiş olan ... Bankasının 31.749,90 USD bedelli teminat mektubuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir yoluyla ödemenin durdurulmasını talep etmiş olmakla ihtiyati tedbir kararı istenen banka teminat mektubu uyuşmazlık konusu olmayıp banka teminat mektubunun lehine verildiği ... ise davanın taraflarından değildir. 6100 Sayılı Yasanın 389 vd maddeleri gereğince uyuşmazlık konusu olmayan şey hakkında ve davanın tarafları dışında 3. Kişileri kapsayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin... " gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, davalının haksız feshi nedeniyle uğradığı zararlarının tazmini ve ile birlikte ... lehine düzenlenmiş, teminat mektubunun ödenmesinin tedbiren durdurulmasının talebinin, mahkemece hatalı gerekçeyle talebin reddedildiğini, ...’nin davanın tarafı olmadığı yönündeki tespitin yerinde olmadığını, zira söz konusu şirketin münferit bir tüzel kişiliği bulunmadığını ve bu şirketin davalı şirketin alt departmanlarından birisi olduğunu, sözleşme ve sözleşme görüşmelerinin davalı şirketle yapıldığını, mektup lehdarının sicil kaydında şirket olarak görünmediğini, bu nedenle mektubun davalı lehine düzenlendiğinin açık olduğunu, uyuşmazlık konusu iş için verilen teminat mektubunun sözleşmenin eki niteliğinde olduğunu, bu nedenle sözleşmeden kaynaklanan bir davada teminat mektubu hakkında da tedbir talep edilebileceğini, sözleşme kapsamında teminat mektubu verildiğinin ibraz edilen yazışmalardan anlaşılacağını, davalı şirketin sözleşmeyi haksız olarak feshettiği ve teminat mektubunun yapılan iş kapsamında verildiği hususunda yaklaşık ispatın gerçekleşmesi nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arsındaki satım sözleşmesinin davalı tarafından haksız şekilde feshi nedeniyle davacının uğradığı zararların tahsili ve bu sözleşme kapsamında verildiği ileri sürülen teminat mektubunun ödemesinin tedbiren durdurulması taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleme uyarınca müvekkilinin edimini yerine getirerek sözleşme konusu emtiaları teslime hazır ettiğini ve bu hususu davalıya ihtarla bildirdiğini, ancak davalının âkidi ile yaptığı sözleşmenin feshini gerekçe göstererek sözleşme konusu emtiayı teslim almadığı, müvekkilinin sözleşmenin ifa edileceği inancıyla yaptığı giderler ile alıcının temerrüdü nedeniyle zarara uğradığını savunarak, bir kısım alacakların tahsili için kısmi alacak davası açmıştır. Eldeki davada, teminat mektubunun bedelsizliği veya mektup nedeniyle davacının borçlu olmadığına ilişkin bir talebin bulunmadığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 389. maddesi uyarınca; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir ". Aynı Yasa'nın 390/3 maddesi,'' Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır'' düzenlemesini içermektedir. HMK'nın 389. maddesinin açık düzenlemesi uyarınca uyuşmazlık konusu hakkında tedbir verilebilir. Hakkında tedbir kararı verilecek şeyin davanın konusu olması yasanın emredici düzenlemesidir. Bu nedenle, bir davada uyuşmazlık konusu olmayan hak ve borçlar yönünden tedbir kararı verilemeyeceği kabul edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, tedbir talebine konu teminat mektubunun davanın konusu olmadığı, talep sonucunda teminat mektubuna ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı açıktır. Davada, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle uğranılan zararların tahsili talep edilmiştir. Yasadaki tedbirin konusuna ilişkin düzenleme yorum gerektirmeyecek derecede açık olup teminat mektubuna ilişkin bir talep ve uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir kararı verilmemesi isabetlidir. Bu nedene, ilk derece mahkemesince yapılan teminat mektubunun davalıya verilmediğine ilişkin değerlendirmesine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesine gerek görülmemiş ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK'nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanangerekçelerle; 1-HMK'nın 353/1.b.1 ve HMK'nın 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.23.03.2023
KANUN YOLU: HMK'nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.

Full & Egal Universal Law Academy