İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/53 Esas 2023/490 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/53
Karar No: 2023/490
Karar Tarihi: 23.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/53
KARAR NO: 2023/490
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2022
NUMARASI: 2022/912 E. - 2022/790 K.
DAVANIN KONUSU: Şirket genel kuruluna çağrı izni.
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket başta olmak üzere birden çok şirkette 2006 yılından beri pay sahibi olduğunu, limited şirketten anonim şirkete nevi değişikliği yapıldığı 2009 yılından 24.09.2022 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak faaliyette bulunduğunu, yönetim kurulunun 06.09.2022 tarihinde müvekkilinin olumsuz oyuna rağmen oy çokluğu ile aldığı karar gereğince 24.09.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin herhangi bir sebep getirilmeden sona erdiğini, yönetim kurulu başkanın, yönetim toplantılarına üye olan müvekkilini çağırmadığını veya hiç toplantı yapmadan yönetim kurulu toplantıları yaptığını ileri sürerek, davalı şirkette finansal tabloların incelenmesi, şirketin ticari durumu hakkında bilgi edinilmesi, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesi veya edilmemesi, şirkette bir suistimal olup olmadığının incelenmesi, bilgi alma ve denetleme hakkının kullanılabilmesi, gerekiyorsa yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesini teminen 2021 yılı olağan genel kurulunu toplantıya çağırması için pay sahibi olan müvekkiline izin verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...TTK’nın 410/2 maddesi 'Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir' şeklinde düzenlenmiştir. Aynı fıkranın gerekçesi 'Eklenen ikinci fıkra hükmü, genel kurulun bazı olağanüstü durumlarda toplantıya çağrılabilmesini sağlamak amacıyla öngörülmüştür. Bu hükmün, birçok varsayımda 530.madde anlamında organ yokluğuna engel olabileceği de düşünülmektedir. Uygulamada, özellikle çeşitli sebeplerle, özellikle gruplar arasındaki uyuşmazlık ve çekişme dolayısıyla yönetim kurulunun toplanamaması, üye eksikliğinden veya bazı azlık haklarının kötüye kullanılması dolayısıyla toplantı nisabının gerçekleşememesi, toptan istifa yahut kaza gibi nedenlerle yönetim kurulunun mevcut olmaması hallerine, özellikle ilk iki hale sıkça rastlanmaktadır. Bu durumda kilitlenmeye giren şirketin çıkar yol bulabilmesi için genel kurulun toplanabilmesinin sağlanması gerekmektedir' şeklindedir. Tek pay sahibine çağrı yetkisi ilk olarak, ortaklığın yönetim organının eksikliğine bağlı olumsuz sonuçlara maruz kalmasına engel olmak amacıyla tanınmıştır. Bilindiği üzere, TTK’nın 530.maddesi gereğince yönetim kurulunun uzun süreden beri bulunmaması ortaklığın feshine neden olmaktadır. 6762 Sayılı Yasanın 435.maddesinde bulunmayan uzun süreden beri mevcut olmama koşulundaki uzun sürenin nasıl belirleneceği hususu belirsizdir. Bir görüşe göre uzun süre makul ölçüleri aşan süre iken, bir görüşe göre ise en az üç yıldır ( BATİDER/CENKCİ, Yıl 217, s.136) Nesnel bir ölçüyle belirlenemeyecek olan uzun sürenin organ eksikliğinin giderilemeyeceği düşüncesinin oluşmasına yetecek süre olduğu kabul edilmeli ve bu hususta nihai takdir hakime bırakılmalıdır (SOYKAN, İ.C Anonim Ortaklıklarda Organ Yokluğu, İstanbul 2012, s.287) Davacı tarafça TTK’nın 410/2 maddesi gereğince tek pay sahibi tarafından genel kurulun toplantıya çağrılması istemli olarak işbu dava açılmış ise de, TTK m.410/2 maddesi kapsamında sayılan 'yönetim kurulunun devamlı olarak toplanaması, toplantı nisabının oluşmaması veya mevcut olmaması hali' koşullarının oluşmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu, kararın kesin olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin 25.11.2022 tarihli ek kararıyla reddedilmiştir.Davacı vekili bu ek karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilin % 6 pay sahibi bulunduğu davalı şirketin TTK'nın 409. maddesi gereğince genel kurul toplantılarının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılması gerekmekte iken 2021 faaliyet dönemine ait genel kurul toplantısının, üç aydan fazla bir süre geçmesine rağmen yapılmadığını, bu nedenle TTK'nın 392/7. maddesi uyarınca müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olarak faaliyette bulunduğu dönemde keşide ettiği ihtarla yönetim kurulu başkanından, 2 iş günü içerisinde genel kurulu toplantıya çağırmak üzere, yönetim kurulu toplantısı yapılmasının istendiğini, buna rağmen toplantının yapılmadığını, mahkemeden talep edilen genel kurul çağrı izninin hatalı şekilde verildiğini, çekişmeli bir yargılama söz konusu olmasına rağmen davalıya tebligat yapılmaksızın karar verildiğini, mahkemece yapılan işlemin usul hukukuna aykırı olduğunu, mahkemece davalıya tebligat yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin şirketteki yönetim kurulu üyeliği faaliyetinin diğer ortaklarca usulsüz şekilde engellendiğini, şirket kayıtları hakkında bilgi verilmediğini, finansal tabloların müvekkiline incelettirilmediğini, şirketin genel kurul toplantılarının her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılması gerekirken 2021 yılı faaliyet dönemine ait genel kurul toplantısının üç aydan fazla bir süre geçmesine rağmen yapılmaması üzerine, müvekkilince yönetim kurulu başkanına ihtarname gönderildiğini, buna rağmen genel kurul toplantısının yapılmadığını, TTK'nın 410/2.maddesi gereğince, yönetim kurulunun devamlı olarak toplanmaması halinde her pay sahibinin genel kurulu toplantıya çağırabileceğini ve somut olayda bu şartın oluştuğunu, mahkeme gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, Eylül ayında yapılan yönetim kurulu toplantısında da genel kurulun ne zaman yapılacağına ilişkin herhangi bir bilgi verilmediğini, mahkemenin verdiği kararla müvekkilinin şirket hakkında bilgi alma, soru sorma gibi haklarının ihlal edildiğini,
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK'nın 410/2. maddesi gereğince, anonim şirket genel kurulunun çağrılmasına izin verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin bu karara yönelik istinaf başvurusu 25.11.2022 tarihli ek kararla reddedilmiştir. Bu ek karara ve mahkemenin esas kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İlk derece mahkemesi, TTK'nın 410/2. maddesi gereğince, çağrı izni talebi hakkında ilk derece mahkemesince verilen karar kesindir. Mahkemece kanun yolunun kapalı olduğunun bildirilmesi doğrudur. İlk derece mahkemesinin kararı hukuki niteliği itibariyle TTK'nın 410/2. maddesi kapsamında kalmakla birlikte, bir an için TTK'nın 412. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilse bile, mahkemenin 412. madde uyarınca çağrı izni verilmemesine dair kararı da kesin niteliktedir.İlk derece mahkemesinin verdiği asıl karar TTK'nın 410/2.maddesi uuyarınca kesin nitelikte olup istinaf kabiliyeti yoktur. İstinaf başvurusunun HMK'nın 346. maddesi uyarınca reddine dair verilen ek karar da usul ve yasaya uygun olup davacının ek karara karşı ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bu açıklamalar ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın kesin nitelikte olması nedeniyle istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddeni dair verilen ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.23.03.2023
KANUN YOLU: TTK'nın 420. maddesi uyarınca karar kesindir.

Full & Egal Universal Law Academy