İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/479 Esas 2023/548 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/479
Karar No: 2023/548
Karar Tarihi: 30.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/479
KARAR NO: 2023/548
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05.01.2023 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2022/687 Esas
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava sonuçlanana kadar rutin iş ve işlemler dışında alış - satış yapılmaması hususunda şirket taşınmazları ve şirketin kullanımında olan değerli makine ve diğer taşınırlar ile davalı ...'a ait taşınır ve taşınmaz mallarının kaçırılma ve saklanması ihtimaline karşı ihtiyati tedbir konulmasını, ... San. A.Ş.'nin yönetim kurulu üyesi / başkanı sıfatına haiz davalı ...'ın görevini kötüye kullandığı sabit olduğundan ve aynı alanda faaliyet gösteren yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda davalının kızı olan ...'ın yönetim hakları ve temsil yetkilerinin kaldırılarak görevlerinden alınmasını, dava süresi boyunca telafisi güç sonuçların önüne geçmek maksadıyla ... - ... San. A.Ş.'ne tedbiren kayyım atanmasını talep Davalı vekili, savunmasında özetle;
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 05.01.2023 tarihli ara kararla; "...hukuksal durum ve somut olayın birlikte değerlendirilmesi sonucunda; ihtiyati tedbirin ancak uyuşmazlık konusu olan hususlar ile ilgili verilebileceği, davacı yanın davalı şirketin sahip olduğu taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talebinin taşınmazların uyuşmazlık konusu olmamaları nedeniyle reddine, davacı yanın şirkete kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin ise doğrudan doğruya yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispat koşullarının henüz gerçekleşmediği..." gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince dava dışı şirketin taşınırlarının devrinin önlenmesi için de ihtiyati tedbir talep edilmesine rağmen bu yönde değerlendirme yapılmadığını, bu durumun mahkemece tedbir talebini özensiz inceleyip değerlendirdiğini ortaya koyduğunu, Müvekkillerin şirkette %40 hissesi olmasına rağmen yönetimde söz sahibi olmadığını, müvekkillerine şirketin ticari işleriyle ilgili hiçbir bilgi verilmediğini, davalı ...'ın tek taraflı olarak verdiği kararlarla şirketi yönettiğini, buna ek olarak şirkete ait menkul, araç ve makineleri üçüncü kişilere, kendisine ve akrabalarına sattığını, müvekkillerinin bilgi alma haklarının kullandırılmadığını, müvekkillerine talep ettiği bilgilerin verilmediğini, dava dilekçesinde açıklanan hususların, gönderilen ihtarnameler ve genel kurul kararlarıyla sabit olduğunu, davalı ...'ın kızı olan ve davalı şirkette muhasebeci olarak çalışan daha sonra Yönetim Kurulu üyesi olarak atanan ...'ın üzerine kurulan şirkete çok değerli gayrimenkullerin alındığını sabit olduğunu, davalının, şirketin içini boşalttığı, haksız kazanç elde ettiği, müvekkillerinin haklarını almasını engellemek için çaba sarf ettiğini, şirkette hakim ortak konumunda olması durumunu müvekkilleri aleyhine kötü niyetli olarak kullandığının sabit olduğunu, Tüm bu hususlar çerçevesinde şirketin zarara uğramasının ve dolayısıyla müvekkillerinin zarara uğramasını engellemek amacıyla kayyım atanması talebinin kabul edilmesi gerektiğini, dava sürecinin oldukça uzun süreceği dikkate alındığında davalının uzun süre boyunca hiçbir bilgi vermeksizin şirketi yönetmeye devam etmesi halinde şirketin ve müvekkillerinin zarara uğramasına sebebiyet verecek farklı eylemleri devam ettireceğinin aşikar olduğunu, bu kapsamda öncelikle ... San. A. Ş.'ye yönetim kayyımı atanmasını aksi kanaatte olunması halinde şirketin ve müvekkillerinin zarara uğramasını engellemek, ... ve şirketin faaliyetlerinin denetim altında tutulabilmesi amacıyla şirkete denetim ve onay kayyımı atanmasına karar verilmesini gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK'nın 553. maddesi uyarınca, dava dışı Anonim şirket yöneticileri aleyhine açılmış bir sorumluluk davasıdır. Dava içinde, dava dışı şirkete ait taşınmaz ve taşınırların devrinin önlenmesi için ve ayrıca yönetim ve temsil kayyımı atanması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuştur.İlk derce mahkemesince talebin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar kapsamında, davalı yöneticilerin kendilerinin de ortağı olduğu şirketi zarar uğrattıklarını ileri sürerek açtığı davada, ihtiyati tedbir yoluyla yargılama sürecinde dava dışı şirkete yönetim ve temsil kayyumu atanmasını istemiştir. Somut olayda, davalının yöneticisi olduğu şirketin gerektiği gibi yönetilemediği, davalı yöneticilerin şirketin içini boşalttıkları iddiasıyla, şirkete ait taşınır ve taşınmazların devrinin önlenmesi ve şirkete yönetim kayyımı atanması talep edilmiştir.Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hâkim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus davanın kabulü için geçerli olup, esas hüküm için tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil, yaklaşık ispatın yeterli olacağı HMK'nın 390/3. maddesinde düzenlenmiştir. Değişik ifade ile ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın subutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın başarılması yeterlidir.Somut olayda davacı ortak tarafından ileri sürülen iddialar, dava dilekçesi içeriği, muhtelif mahkemelerde taraflar arasında görülmekte olan davalar gözönüne alındığında, şirkette hissedar olan davacılar ile davalı şirket yöneticisi arasında uyuşmazlık çıktığı anlaşılmakla birlikte, şirketin içinin davalı yanca boşaltılamaya çalışıldığı iddiası uyuşmazlığın temelini oluşturmaktadır. Bu şekilde yönetim yetkisinin kötüye kullanıldığına ilişkin dosyanın mevcut durumu itibariyle yaklaşık ispatın gerçekleştiğinden söz edilemez. Kaldı ki yönetim yetkisinin kısıtlanması istenilen davalının kızı olduğu ileri sürelen diğer yönetici ... davada taraf olarak gösterilmemiş olup, bu yöneticiye yöneltilmiş bir davada bulunmamaktadır. Ayrıca, bir tüzel kişiliğe kural olarak kayyım atanması, ancak kişiliğin organsız kalması halinde mümkündür. Eldeki davada, şirkette organ boşluğu bulunmadığı gibi davalı yöneticinin şirketi kasıtlı ve kötü niyetli olarak kötü yönetip, dava dışı şirketi veya davacıları zarara uğrattıkları yaklaşık olarak ispat edilmemiştir. Kaldı ki eldeki dava yöneticilerin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davanın konusu dikkate alındığında da şirkete ait taşınır ve taşınmazlar yönünden ihtiyati tedbir isteminin reddi kararı da isabetli görülmüştür. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1 ve HMK'nın 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK'nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.03.2023
KANUN YOLU: HMK'nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.

Full & Egal Universal Law Academy