İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/352 Esas 2023/469 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/352
Karar No: 2023/469
Karar Tarihi: 23.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/352
KARAR NO: 2023/469
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18.07.2022 tarihli ara karar
NUMARASI: 2022/497 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... A.Ş. gümrük kapılarında gümrük beyannameli, özel faturalı ihracata aracılık ve dış ticaret işlemlerinde faaliyet gösterdiğini, imalatçı firmaların ihracat işlemlerini yürüten devlet lisanslı bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin halka açık bir şirket olduğunu, paylarının ... A.Ş.'nin ana pazarında işlem gördüğünü, müvekkili şirketin kamu otoritelerinin sürekli gözetimi ve denetimi altında faaliyetlerini sürdüren bir anonim şirket olduğunu ve üçer aylık dönemler itibariyle kamuoyuna açıklanan finansal tabloları ve bu finansal tabloların bağımsız denetim şirketleri tarafından denetlendiğini, davalı ... Dış Ticaret A.Ş.'nin ise imalatçı bir şirket olduğunu, üretimi ve/veya tedarikini sağlamak suretiyle hazırladığı malların yine kendisi tarafından tayin edilen alıcılara dış satımının (ihracat) müvekkili şirket üzerinden gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 13.05.2016 tarihinde akdedilen Aracı İhracatçı Sözleşmesi hükümleri ve yine aynı tarihli taahhütname ile müvekkili şirketin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun ve alt düzenlemeler çerçevesinde davalı tarafından yurtdışına ihracatı gerçekleştirilen malların Kanun'un 11/1-a maddesine göre istisna kapsamına giren KDV tutarını davalı şirket adına iade aldığını ve alınan iadeyi taraflarca kararlaştırılan komisyonu kestikten sonra davalı şirkete iade ettiğini, davalı şirketin gerçekleştirdiği ihracat işlemleri neticesinde Vergi Dairesi'nden tahsil edilen Katma Değer Vergisi'nin vergi dairesine iadesinin zorunluluğunun doğduğunu ve müvekkili şirket tarafından tahsil edilip davalı şirkete ödenen verginin iade edilmediğini, vergi dairesine iade edilen tutardan kaynaklı olarak davalı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunu ve tutarın davalı şirketten sözlü olarak defalarca talep edildiğini ancak davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşme, taahhütname ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı bir biçimde sorumlu olduğu tutarı müvekkili şirkete ödemediğini, davalı şirket ile pek çok defa konuya ilişkin olarak görüşmeler yapıldığını ancak yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını ve bu nedenle müvekkili şirket tarafından davalıya Beşiktaş ... Noterliği'nin 06.05.2022 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, 2.430.699,26-TL tutarındaki borcun ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirketin ihtarnameyi 09.05.2021 tarihinde tebliğ aldığını ve Adana ... Noterliği'nin 13.05.2022 tarih ve ... yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile gerçeğe aykırı ve dayanaksız bir takım itirazlarla söz konusu borcu kabul etmediklerini beyan ettiklerini ve herhangi bir ödeme yapmadıklarını, bunun üzerine, müvekkili şirket tarafından İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyası üzerinden, davalı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğu 2.430.699,26-TL'nin 12.05.2022 tarihinden itibaren işlemiş 25.172,72-TL tutarında faizi ile birlikte tahsili talebiyle toplam 2.455.871,98-TL tutarında icra takibi başlatıldığını, İstanbul ... İcra Müdürlüğü’nün ... E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibinden gönderilen ödeme emrine davalı şirket tarafından 06.06.2022 tarihinde itiraz edildiğini ve İstanbul ... İcra Müdürlüğü’nce 07.06.2022 tarihinde takibin itiraz uyarınca durdurulmasına karar verildiğini, davalı şirketin 06.06.2022 tarihli itiraz dilekçesinde adresinin "... Mah. ... Sokak No: ... Ataşehir-İstanbul" adresi olduğunu, bu sebeple yetkili icra müdürlüklerinin İstanbul Anadolu Adliyesi İcra Müdürlükleri olduğunu iddia ederek yetki itirazında bulunduğunu ancak sözleşmede bulunan yetki sözleşmesi uyarınca davada yetkili icra müdürlüklerinin İstanbul İcra Müdürlükleri olduğunu, taraflar arasında sözleşme tarihinden bu yana gerçekleştirilen aracılı ihracat işlemleri neticesinde imalatçı firma olan davalı şirketin müvekkili şirket üzerinden ihraç ettikleri mallara ilişkin olarak yine müvekkili şirket tarafından başvuru yapıldığını ve Vatan İhtisas Vergi Dairesi Müdürlüğü'nden KDV iadesinin alındığını, müvekkili şirketin sözleşmede belirtildiği gibi KDV iadesinden hak kazandığını, komisyonunu tahsil ederek bakiye tutarını davalı şirkete ödediğini, Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları ve Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 7. maddesi kapsamında Yeminli Mali Müşavirler (YMM) tarafından KDV yönünden tasdiki yapılacak olan konu ve belgelerden birisinin de iade hakkı doğuran işlem ve belgeler olarak belirlendiğini, ihracat teslimlerini ihraç kaydıyla yapılan teslimlerden doğan KDV iade ve mahsup işlemleri KDV iadesi açısından YMM tasdik raporlarına bağlı tutulduğunu, yasal zorunluluk ve taraflar arasındaki sözleşmenin 5.10 maddesi kapsamında , Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası'na ... sicil numarası ile kayıtlı YMM ... tarafından müvekkili şirketin 2020 Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım-Aralık vergilendirme dönemlerinde ihracat istisnası kapsamındaki satışlarından dolayı yüklendiğini ve indirim yoluyla gideremediğini, mahsuben ve/veya nakden iadesini talep ettiğini, KDV miktarının doğruluğunu ve iadesi gereken tutarın tespiti açısından inceleme yapıldığını, YMM.06104370/2021-19/2.versiyon sayılı YMM Katma Değer Vergisi İadesi Tasdik Raporu'na göre, imalatçı ... Dış ticaret A.Ş.'nin imalatçı altına kadar inceleme yapılamayan ve yüklenilen KDV'sinin teyit edilmemesi nedeniyle 2020 Temmuz dönemine ilişkin olarak; 2.379,690,00-TL, 2020 Eylül dönemine ilişkin olarak; 5.174,64-TL, 2020 Ekim dönemine ilişkin olarak; 1.415,88-TL, 2020 Aralık dönemine ilişkin olarak; 9.823,50-TL olmak üzere toplam 2.396.104,02-TL tutarındaki KDV iadesinin Devlete iade edilmesi gerektiğinin sonucuna ulaşıldığını, söz konusu YMM Raporu çerçevesinde müvekkili şirket tarafından alınan KDV'nin yeniden Vergi Dairesi'ne iadesine ilişkin süreç başlatıldığını ve bu kapsamda müvekkili şirketin ilgili Vergi Dairesi'nden 97.986,10-TL tutarında alacağının olduğunu ve Vatan İhtisas Vergi Dairesi'nce 97.986,10-TL mahsup edildiğini, 2.298,107,92-TL KDV ve 478,008,53-TL Pişmanlık Zammı olmak üzere toplamda; 2.776.126,45-TL tahakkuk oluşturulduğunu, müvekkili şirketin vergi dairesinden alacaklı olduğunu, 97.986,10-TL eklendiğinde davalı şirketten alacağının ise 2.874.112,55-TL olduğunu, YMM tarafından olumsuzluklar tespit edildikten sonra vergi dairesinden davalı şirket adına tahsil edilen 417.331,11 TL KDV iadesi ve önceki dönemlere ait 23.082,18 TL bloke de bekleyen KDV iadesinin firmaya ödenmediğini , toplamda 440.413,29 TL tahsilat yapıldığını , kalan bakiyenin ise 2.430.699,26 TL olduğunu, aracılı İhracat Sözleşmesi'nin hükümleri gereğince imalatçı adına gerçekleştirilen işlemler neticesinde doğabilecek tüm idari ve cezai sorumluluktan imalatçı firmanın sorumlu olacağının düzenlendiğini iddia ederek ihtiyati haciz talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 18.07.2022 tarihli ara kararında; "İİK 257. Maddesinde "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1 - Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 - Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder" denilmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257. Maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmesi ayrıca yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmesi gerekmekte olup yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemesi nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili şirketin imalatçı firmaların ihracat işlemlerini yürüten devlet lisanslı bir şirket olduğunu, davalı şirketin ise imalatçı bir şirket olup üretimi ve tedarikini sağlamak suretiyle hazırladığı malların kendisi tarafından tayin edilen alacılara dış satımını müvekkili şirket üzerinden gerçekleştirdiğini, taraflar arasında 13.05.2016 tarihinde aracı ihracatçı sözleşme hükümleri taahhütnamesi uyarınca müvekkilinin KDV ve alt düzenlemeler çerçevesinde davalının yurt dışına ihracatını gerçekleştirildiğini, malların istisna kapsamına giren KDV tutarının davalı şirket adına iade aldığını ve alınan iadeyi taraflarca kararlaştırılan komisyon kesildikten sonra davalı şirkete iade ettiğini, davalı şirketin sözleşme, taahhütname ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı şekilde sorumlu olduğu tutarı ödemediğini, görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, ihtarname gönderilerek 2.430.699,26 TL tutarındaki borcun ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirketin borcu kabul etmediğini , ödeme yapmadığını , bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığını, müvekkilinin muaccel alacağını tahsil imkanının yargılama sonunda ortadan kalkmasının önlenmesi için ihtiyati haciz talep edildiğini, kararın isabetsiz olduğunu, ihtiyati hacizde tam ispat değil yaklaşık ispatın yeterli olduğunu, borçlu şirketten alacağın sözleşme ve ekleriyle yasadan kaynaklandığını, ödemeye ilişkin dekontların Mali Müşavir tarafından düzenlenen raporun vergi dairesine sunulan mahsup dilekçesi, tahakkuk fişi ve taraflar arasındaki borç alacak ilişkisini gösterir defter kayıtları ile iddialarının delillendirildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, derdest dava içinde ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararının İİK'nın 258/3.maddesi uyarınca istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesine ekli olarak, taraflar arasında düzenlenen aracı ihracatçı sözleşme örneğini, muavin defter kayıt örneklerini, KDV vergi beyanname örneklerini, yeminli Mali Müşavirler hizmet sözleşme örneğini, davalı şirkete gönderilen ihtarname ve cevab ihtarname örneği ve benzeri belgeleri ibraz etmiştir. İİK'nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.İİK'nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK'nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Bu bilgiler sonucunda somut olayın incelendiğinde, davacı vekili dava dilekçesine, taraflar arasındaki sözleşme ve diğer bilgi ve belge örneklerini ibraz etmiştir. İbraz edilen belgeler İİK'nın 258. maddesi gereğince, davaya konu alacağın varlığı ve miktarı konularında mahkemece kanaat getirilmesine elverişli değildir. Esasa ilişkin davanın ilerleyen aşamalarında ortaya çıkacak yeni durumlara ve delillere göre ilk derece mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması mümkün olup, dosyanın mevcut aşaması itibariyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.1 ve İİK'nın 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK'nın 353/1.b.1 ve HMK'nın İİK'nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1 ve İİK'nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.23.03.2023
KANUN YOLU: HMK'nın 362/1.f ve İİK'nın 258/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.

Full & Egal Universal Law Academy