İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1040 Esas 2023/649 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1040
Karar No: 2023/649
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1040
KARAR NO: 2023/649
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2021
NUMARASI: 2018/1103 Esas - 2021/198 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, davalı ... aleyhindeki davanın reddine, davalı ... aleyhindeki davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil Bankanın Kırklareli Şubesi ile dava dışı kredi lehtarı ... SN. ve TİC.A.Ş. arasında Çerçeve Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, İşbu bu sözleşmeleri davalı kefillerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, anılan sözleşmeler kapsamında davalıya kredi kullandırıldığını, Kredi tutarı olan 1.082.123,24 TL nakdi borcun ödenmemesi üzerine Beşiktaş ...Noterliğinin 18.08.2018 tarih ve ... yevmiye no.lu ihtarı ile kredi hesaplarının kesilip kat edildiğini, ihtarnameye rağmen kredi borcunun ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul ...lcra müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası ile alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı/borçluların imzaya, asıl borca ve takibin tüm ferilerine itirazları üzerine takibin durduğunu belirterek, davalı borçluların İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... E.sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, Davalı borçlulardan ...'in itirazlarının yanı sıra imzaya itirazının da iptalini, takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı ... vekili, savunmasında özetle; genel kredi sözleşmesindeki imza ve yazıların müvekkile ait olmadığını , 22.07.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinde müvekkilin imzasının yer almadığı, imza incelemesi yaptırılması gerektiğini, delil sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı bankanın TMK'nun 3 m. göre tazminat ödemesi gerektiğini belirterek, müvekkili yönünden davanın reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, HMK 30.maddesine göre müvekkillinin ıslak imzalı örneklerinin alınarak dosyanın bilirkişiye tevdine, kötü niyetli olarak takibe geçilmiş olması nedeniyle davacı aleyhine %20'den az olmamak üzere icra tazminatına ve % 10 oranında para cezasına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, savunmasında özetle; davanın hak düşürücü süreden sonra acıldığını, davacı banka tarafından ileri sürülen müşterek borçlu müteselsil kefil durumunun 22/07/2014 tarihinde evli olan müvekkili için TBK.584.maddesi uyarınca hukuken geçerli olmadığını, 22.07.2014 tarihli GKS'de kefillik yazısının yanında yer alan 22/07/2014 tarihli yazının müvekkilinin yazısı olmadığını, davacının İstanbul ...İcra Md. ... E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla asıl borçluya karşı takip açtığını, ipoteğin borcu fazlasıyla karşıladığı, takiplerin mükerrer olduğu, alacağın likit ve muayyen olmadığı belirtilerek müvekkili yönünden davanın reddine, haksız hacizler ve davalarla karşı karşıya kalan müvekkili lehine asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davacı bankanın alacağı 18 adet taşınmazla (değeri:2.337.977,42 TL) teminat altına alındığından dolayı müvekkilinin taşınmazlarına ve banka hesaplarına İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/743 D.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararı uyarınca İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... E.sayılı dosyasından haksız ve hukuka aykırı konulan hacizlerin kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Tüm dosya kapsamı üzerinden mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; davacı banka İle dava dışı kredi lehtarı ... YAT.SN. ve TİC.A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bu sözleşmelerin davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olarak göründükleri, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin kararlaştırılan süre içerisinde ödenmemiş olduğu, hesabın banka tarafından kat edildiği, kat üzerine de ödeme yapılmadığı, bunun üzerine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalı ...'in yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve bu davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, davalı ...'in , kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitlerinin 2.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 1.092.349,31 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı borçlu kefilin borcun tamamından tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla müteselsilen sorumlu olduğu, takibin devamı ile davalı ... tarafından yapılan itirazın iptali ile, takibin bu davalı yönünden, 1.092.349,31 TL asıl alacak, 734.058,74 TL işlemiş faiz, 36.702,94 TL bsmv ve 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.863.510,99 TL üzerinden takipteki aynı koşularla devamına, karar verilmiştir. Grafolog bilirkişilerden alınan ek rapora göre '...' isim, soyisim yazılarının sağ tarafında yazılı "22.07.2014" tarihini oluşturan rakamların davalı ...'in eli ürünü olduğu anlaşılmakla ...'in sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır. Yine aynı ek raporda davalı ...'in 'Yukarıda yeralan Kefalet Sözleşmesi kapsamında ... Yatırım' ve üçüncü satırın baş tarafındaki 've T' içerikli yazıların davalı ...'in eli ürünü olduğu; davalı ...'in referans yazılarından farklı kaligrafik özellikleri haiz olduğunu tespit ettiğim, metnin geri kalanında yazılı 'icaret AŞENİN KuLLANdığı KuLLanACağı Asaleten Kemfaleten Tüm Kredilerine 2 000 000 TL TutArına Kadar müteselsil Kefif oLmAYI KAbuL OLMAYI KabULediyorum ... 22.07.2014' içerikli diğer yazıların ise davalı ...'in eli ürünü olmadığının anlaşılması karşısında, kefalet miktarı ve kefalet türüne ilişkin olarak DAVALI ...'in el yazısının bulunmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin, davalı ... adına yazılan kefil beyanına ilişkin kısma yönelik yazı incelemesi yaptırılması talebi ile, davalıların bankacı bilirkişi raporuna karşı itirazlarının ve yeniden grafolog incelemesi yaptırılmasına ilişkin taleplerinin dosya kapsamı itibari ile yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. İşbu davada davalı ..., mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle; davalı ... aleyhindeki davanın kısmen kabulüne, davalı ... aleyhindeki davanın reddine, davalı ...'in kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince davalılardan ... hakkında verilen hükmün isabetli olup, o davalı hakkında verilen hükme karşı bir istinaf başvurularının bulunmadığını, Davalı ... hakkında davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, çünkü mahkemenin kefalet sözleşmesinin geçerliliği bakımından çok şekilci bir yaklaşım ile sonuca gittiğini, ilk derece mahkemesince alınan grafolog bilirkişi kök ve ek raporlarında, kefalet sözleşmesindeki imzanın davalı ...'in eli ürünü olduğunun belirlendiğini, yine asıl borçlu şirketin unvanında yer alan "T" harfinin davalının eli ürünü olduğunun belirlendiğini, ancak bunun dışındaki kefalet beyanının davalı ...'nın eli ürünü olmadığının belirlendiğini, imzaların bu davalının eli ürünü olması ve şirket unvanındaki bir harfin de davalının eli ürünü olması karşısında kefaletin geçerli bir şekilde kabulünün gerektiğini, bu imza ile kefalet beyanının ortaya konulduğunu, Kefaletin geçerliliğinin, kullandırılan kredinin tahsisi için ön koşul olduğunu, bu kefalete dayanılarak kredinin kullandırıldığını, davalının kefaletin geçersizliğine dair savunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup dürüstlük kuralına aykırı bu savunmaya itibar edilmemesi gerektiğini, müvekkilinin yazılar üzerinde yeniden inceleme yapılması talebinin mahkemece reddedildiğini ve bunun sonucunda davalının kötü niyetinin korunmuş olduğunu, Kredi çerçeve sözleşmesinde imzaların banka personeli huzurunda alındığını, davalıların, davacı banka çalışanını hileli davranışlarla aldatarak bankaya zarar verdiklerini, davalıların bu eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı ... hakkında verdiği ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bu davalı hakkındaki ret kararının kaldırılmasına ve bu davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince müvekkili aleyhindeki davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu, ancak davacı bankanın bir özen kurumu olup basiretli ve tedbirli davranması gerektiğini, geçersiz kefalet sözleşmesine dayanarak müvekkili aleyhine takip başlatmakta davacı bankanın kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkili lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, müvekkilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bu yönden düzeltilmesine ve %20 oranındaki kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp müvekkili ...'e verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Davalı ... adına davalı vekili tarafından 15.11.2021 tarihli istinaf dilekçesi verilmiş ve bu istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesinin davalı ... hakkında verdiği hükmün esasına karşı istinaf nedenleri ileri sürülmüştür. Davalı vekili bu istinaf dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuş, istinaf harçlarını ve gider avansını yatırmamıştır. Dosya Dairemize geldiğinde 2021/2290 esasına kayıt edilmiş ve öncelikle davalı ...'in adli yardım talebi değerlendirilmiş, 13.01.2022 tarihli ara kararla davalının adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davalı ... vekilinin itirazı üzerine, itirazı inceleme mercii olan İstanbul BAM 15. HD'nin 2022/1 D.İş - 2022/3 Karar sayılı, 02.03.2022 tarihli kararla, davalının itirazının reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine Dairemizce 2022/2290 E- 2022/303 K.sayılı, 14.03.2022 tarihli kararla HMK'nın 344.maddesi uyarınca harç ve gider avansını yatırması konusunda davalı ... vekiline muhtıra tebliğ edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, davalı ... vekiline istinaf bakiye nispi harcını yatırması konusunda HMK'nın 344.maddesine uygun düzenlenen muhtıra tebliğ edilmiş, ancak yasal bir haftalık süre içinde ... tarafından istinaf harcı yatırılmamıştır. Bunun üzerine ilk derece mahkemesinin 13.04.2022 tarihli ek kararıyla, davalı ... vekilinin, HMK'nın 344.maddesi gereğince istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Bu ek kararın tebliği üzerine davalı ... vekili yasal bir haftalık süre içinde bu ek karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı ... vekili yukarıda anılan ek karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı vekilinin İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... numaralı dosyasına 11.04.2022 tarihli bir dilekçe verdiğini, bu dilekçede takipten vazgeçildiğinin bildirildiğini ve ayrıca tüm harç ve masrafların borçlular tarafından karşılanması kaydıyla hacizlerin fekkini talep ettiğini bildirdiğini, bu şekilde davacı alacaklının icra takibinden vazgeçmiş olduğunu, itirazın iptali davasının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olup icra takibi de feragat nedeniyle sona erdiğinden, davanın konusuz kalmış olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına ve bu kez icra takibinden feragat nedeniyle davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, banka kredi alacağının tahsili için davalı kefiller aleyhine başlatılmış olan ilamsız icra takibine yönelik itirazların reddi ve icra inkar tazminatının tahsili taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı ... aleyhindeki davanın reddine, davalı ... aleyhindeki davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, taraflar vekillerince, yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Öncelikle davalı ... vekilinin, HMK'nın 344. maddesi uyarınca verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesi gerekir. Bu davalı tarafından istinaf harçları yatırılmamış, HMK'nın 344. maddesi uyarınca çıkarılan muhtırada verilen süre içinde istinaf harçları tamamlanmamıştır. Davalının adli yardım talebinin reddi kararı da kesinleşmiş olup, bu davalının ek karara yönelik istinaf başvurusunun hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Davacı vekilinin icra dosyasına verdiği dilekçe, ilk derece mahkemesinin ek kararına karşı istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de icra dosyasına verilen bu dilekçenin davayı konusuz bırakıp bırakmadığı konusu ek karara karşı ileri sürülebilecek bir istinaf nedeni değildir. İlk derece mahkemesince, istinaf harcının tamamlanmamış olması nedeniyle istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına dair ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan davalı ... vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; davacının istinaf başvurusu sadece ... hakkında verilen ret kararına yöneliktir. İlk derece mahkemesi, davalı ... hakkındaki davayı, kefalet sözleşmesindeki yazıların davalının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. İlk derece mahkemesince grafolog bilirkişiden alınan kök ve ek rapor içeriklerine göre kefalet beyanındaki yazıların davalı ...'in eli ürünü olmadığı belirlenmiştir. Bu rapor hüküm vermeye yeterli bulunmuştur. Ayrıca Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını gerektiren bir durum görülmemiştir. TBK'nın 583.maddesinde kefaletin şekli düzenlenmiştir. Buna göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısızıyla belirtmesi şarttır. Görüldüğü üzere Kanun, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın ve müteselsil kefil olunduğuna ilişkin beyanın ve sözleşme tarihinin kefilin el yazısızıyla yazılmış olmasını geçerlilik şartı olarak kabul etmiştir. Bu geçerlilik şartına uyulmamasının yaptırımı ise sözleşmenin geçersizliğidir. Davalı kredi borçlusunun krediyi kullanmış olması, kefalet sözleşmesini geçerli hale getirmeyeceği gibi dürüstlük kuralından hareketle de kefalet sözleşmesinin geçerli hale geldiğini söylemek mümkün değildir. Bu nedenlerle davacı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; bu davalının istinaf başvurusu sadece kötü niyet tazminatına yöneliktir. İlk derece mahkemesince bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, ancak icra takibine girişmekte davacının kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. İİK'nın 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının reddi halinde davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacının haksız olması yanında ve ayrıca icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğunun da kanıtlanmış olması gerekir. Somut olayda kredi sözleşmesindeki imza davalıya ait olmakla birlikte kefalete ilişkin diğer yazıların davalıya ait olmadığı belirlenerek ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle sonuca gidilmiştir. Davacının bu davalı hakkında icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğuna dair somut hiç bir kanıt bulunmamaktadır. Salt kefalet sözleşmesinin şekli yönden geçersizliğinin tespit edilmiş olması davacının takipte haksızlığını gösterir ise de kötü niyetini ispata yeterli değildir. Sonuç olarak davalı ... aleyhinde icra takibine girişmekte davacı bankanın kötü niyeti sabit görülmediğinden, ilk derece mahkemesince davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup, davalının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. İlk derece mahkemesince hüküm verildikten sonra davacı banka vekili tarafından icra takip dosyasına verilen 11.04.2022 tarihli dilekçe ile icra takibinden vazgeçtiklerini, tüm harç ve masrafların borçlular tarafından karşılanması şartıyla hacizlerin fekkini talep ettiklerini bildirdiği anlaşılmaktadır. İcra müdürlüğünün 09.02.2023 tarihli cevabi yazısına göre, böyle bir dilekçenin icra dosyasına verildiği ancak borçlular tarafından harç ve masraflar yatırılmadığından dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. İcra takip dosyası derdest olup davanın konusuz kalmadığı anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihadı uyarınca davadan sonra yapılan ödemeler icra müdürlüğünce dikkate alınır. Davadan sonraki ödeme itirazın iptali kararı verilmesine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Bu nedenle somut olayda davadan ve ilk derece mahkemesinin hükmünden sonra yapılan ödemenin icra dosyasına bildirilmesi ve icra müdürlüğünce dikkate alınması gerekir. Bu husus ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm verilmesini gerektiren bir husus olarak kabul edilmemiştir. Dairemizce duruşma açılmış ise de tarafların bilgisi dahilinde olmayan yeni bir delil toplanmamış, ilk derece mahkemesinin karar gerekçesini değiştirecek şekilde herhangi bir tahkikat işlemi yapılmamıştır. Sadece taraflardan izahat alınmış ve zaten dosyadaki delil olan icra dosyasına dair icra müdürlüğünden bilgi istenmiştir. İlk derece mahkemesinin gerekçeleri ve taraf vekillerinin izahatları doğrultusunda Dairemizce hüküm verilmiştir. HMK'nın 356/2. maddesinde, bölge adliye mahkemesince duruşma açılması halinde, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebileceği açıkça belirtilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tüm taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 356/2.maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A-Davalı ... vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusu yönünden: 1-Davalının HMK'nın 344. maddesi uyarınca verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 356/2. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-Davacının, davalı ... hakkında verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 356/2. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 22,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, C-Davalı ... vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-Davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 356/2. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harcının Hazineye gelir kaydına; bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, D-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden: 1-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 2-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden, hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca; a-11.000,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, b-11.000,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, 3-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK.'nın 356/2. maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 12.04.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU:HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.

Full & Egal Universal Law Academy