İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/869 Esas 2023/576 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/869
Karar No: 2023/576
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/869
KARAR NO: 2023/576
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05.02.2021
NUMARASI: 2019/520 E. - 2021/120 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilinin keşide ettiği 12/05/2014 keşide ve 10/12/2014 tanzim tarihli, 33.000 TL bedelli senedin ikrah yolu ile alındığını bu sebeple tanzim edilen senedin hükümsüz olduğunu, müvekkilinin sahibi ve yetkilisi olduğu ... San. Ve Tic. Ltd. Şti ile davalı taraf arasında 20/11/2012 tarihinde yapılan anlaşmaya göre İkitelli-... ... ada, ... parselde ... arsa paylı ... Blokta kayıtlı ... ve ... nolu atölyenin tamamının her biri 160.000 TL bedel ile toplam 320.000 TL bedel karşılığında satın alındığını, satış bedelinin şirket tarafından davacıya ödendiğinin açıklandığını, davalının 2014 Nisan ayında taşınmazın çok değerlendiğini ileri sürerek müvekkilinden 75.000 TL daha istediğini, olumsuz cevap karşısında müvekkilini sürekli olarak tehdit ettiğini, 12/05/2014 tarihindeki görüşmede davalının ''seni bir daha rahatsız etmeyeceğim, fakat benim gazımı almak için bana 25.000 TL ve ayrıca dükkanı sana sattığımda ödenmemiş kira bedeli olan 8000 TL ile beraber toplam 33.000 TL ödeyeceksin'' demesi üzerine müvekkilinin o kadar parası olmadığını söyledini, davalının da Aralık ayı vadeli senet istediğini, müvekkilinin 33.000 TL'lik senedi davalıya verdiğini , davalının satış bedelinin kendisine tamamen ödenmediğini iddia ederek Küçükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, müvekkilinin söz konusu takibe itiraz etmesi üzerine davalının Küçükçekmece 1. AHM'nin 2014/461 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını belirterek ,borçlu olmadığının kabulüne dair karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının menfi tespit davasıyla birlikte senedin iptalini talep ettiğini, tarafların aynı sanayi sitesinde iş yerleri bulunan ve herkes tarafından bilinen kişiler olduğunu, aralarında ticari ilişki bulunduğunu ve davacının site yönetiminde yönetici olunca ticari ilişkiden kaynaklanan bakiyesini ödemek istemediğini, davacının anlaşmadan dolayı sonradan dava konusu senedi düzenlediğini ve müvekkiline verdiğini, şimdi ise kötü niyetli davranarak müvekkili zarara uğratmaya çabaladığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/705 Esas, 2019/400 Karar ve 06.05.2019 tarihli kararı ile; Görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...HMK'nun 150/6.maddesinde; "İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde dava açılmamış sayılır." hükmü gereğince, davanın iki defa yenilendikten sonra 3. kez takipsiz bırakılması halinde açılmamış sayılmasına karar verileceği açıklanmıştır. Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin (veya vekilinin) dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağrı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur (md. 150/4). İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır (md. 150/5). Dosyası işlemden kaldırılmış olan bir dava ancak iki kez yenilenebilir. İkinci yenilemeden sonra davanın tekrar (üçüncü defa) takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir (md. 150/6). Davacının mahkememizin 28.10.2020 tarihli celsesine katılmadıkları, taraflarca takip edilmeyen dosyanın 28.10.2020 tarihinde işlemden kaldırıldığı, dosyanın davacı tarafça 3 aylık süresinde yenilenmediği..." gerekçesiyle, davanın işlemden kaldırıldığı 28/10/2020 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından, HMK'nın 150. maddesi gereğince 28/01/2021 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 24.06.2020 tarihli celseye katılamadıkları için mazeret bildirdiklerini mazeretin mahkemece kabul edildiğini, duruşmanın, duruşma zaptından 28.10.2020 tarihine ertelendiğinin anlaşıldığını, duruşma gününün taraflarına tebliğ edilmediğini, dolayısıyla yeni duruşma gününden haberdar olunamadığını, 28.10.2020 tarihli duruşmaya usulüne uygun şekilde davetiye gönderilmediği halde davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK 150. Maddesi gereğince usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan tarafların duruşmaya gelmedikleri, gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceğinin düzenlendiğini, mazeretten sonraki duruşma gününün taraflarına bildirilmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/343 Esas 2019/323 Karar sayılı kararında duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenlemeye yer verilmediğinin görüldüğünü, mahkemece davacının mazeretinin kabul edildiğine göre yeni duruşma gün ve saatinin davacı vekiline usulüne uygun davetiye ile bildirilmesi gerektiğinin belirtildiğini, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılması na karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından, 11.03.2020 tarihli celsede davanın HMK'nın 150. maddesi uyarınca takip edilmediği için yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 20.03.2020 tarihli dilekçesiyle yenileme talebinde bulunduğu, dosyanın yenilendiği ve duruşmanın 24.06.2020 tarihine bırakıldığı, davacı vekilinin mazeret dilekçesini ibraz ettiği, mahkemece davacı vekilinin mazeretini belgelendirmemiş olmasına rağmen Covit-19 nedeniyle yaşanan süreç dikkate alınarak mazeretinin kabulüne, talebi doğrultusunda duruşma gün ve saatini UYAP ekranı üzerinden öğrenilmesine karar verildiği, duruşmanın 28.10.2020 tarihine bırakıldığı, söz konusu duruşmaya davalı vekilinin katıldığı, davacı veya vekilinin hazır olmadığı, herhangi bir mazeret bildirdiğine dair zapta geçirilen bir açıklamaya yer verilmediği, davalı vekilinin davayı takip etmediklerine yönelik beyanı üzerine 28.10.2020 tarihli celsede dosyanın HMK'nın 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 05.02.2021 tarihinde davalı vekilinin davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine ilişkin yazılı başvurusu üzerine mahkemece 05.02.2021 tarihinde davanın HMK'nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. HMK'nın 150. maddede tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında, usulüne uygun olarak davet edilmiş olan tarafların duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği, 5. fıkrada ise işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davaların sürenin dolduğu gün itibarı ile açılmamış sayılacağı, mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağına yer verilmiştir. 6. fıkrada ise “İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde dava açılmamış sayılır “ düzenlemesine yer verilmiştir. Usul kuralları uyarınca, mahkemece, taraflara usulüne uygun davetiye çıkarılması, bu yolla tarafların duruşmada hazır bulunmalarının ve savunma yapabilmelerinin sağlanması bir zorunluluktur. Usulüne uygun davet edilen taraf davacı ise davasını takip etmek istiyorsa bizzat veya vekil vasıtası ile duruşmaya katılmalıdır. Eğer duruşma günü celseye katılma imkânı varsa ve buna ilişkin mazeretini usulüne uygun şekilde bildirmezse, mahkemece duruşmaya karşı tarafın da katılmaması veya dosyayı takip etmeyeceğini beyan etmesi halinde dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına ve yasanın belirlediği sürede yenilenmezse açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekecektir. Somut olayda ise yasal düzenlemenin aksine davacı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belge yoktur. Resmî Gazete'nin 29437 sayısında 6 Ağustos 2015 tarihinde yayınlanan ve yayın tarihinde yürürlüğe giren "Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari Ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik" in kapsamı 2. maddede, bölge adliye mahkemesi başkanlığı, başkanlar kurulu, daireleri, Cumhuriyet Başsavcılığı ve adalet komisyonu ile adli yargı ilk derece mahkemesi, hakimliği, Cumhuriyet Başsavcılığı ve adalet komisyonu ile müdürlüklerde tutulacak kayıtlar, kartonlar, yapılacak idari işlemler, yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esaslar ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun uygulama alanını kapsayacağı şeklinde ifade edilmiştir. Yönetmeliğin üçüncü bölümünün üst başlığı “Çeşitli Hükümler “dir .212. madde başlığı ise “ Tebligat İşlemleri “ olup maddede,” Tebligat işlemleri 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliklere göre fiziki ya da elektronik ortamda yapılır “ düzenlemesine yer verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Tebligatın yapılması" başlıklı 1. maddesinde, yapılacak elektronik ortamda dahil tüm tebligatın, bu kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılacağı belirtilmiştir. 11.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 28.02.2018 tarihli, 7101/50. madde ile değiştirilen ,değişikliğin 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girdiği yasanın 7/a maddesinin üst başlığı ise “Elektronik tebligat” tır. Elektronik tebligat, elektronik tebligat yönetmeliği, tebligat kanunu, tebligat yönetmeliği ve diğer yasal düzenlemelerde duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesi usulünün uygulanacağına yönelik bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Davacı vekiline usulüne uygun şekilde tebligat yapılmadığından, yeniden duruşma günü bildirilerek yargılamaya devam edilmesi, usulüne uygun tebligata rağmen gelmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken usulüne uygun tebligat yapılmaksızın hüküm tesisi isabetli olmamıştır. ( Emsal Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2018/1393 Esas, 2018/5823 Karar ve 24.05.2018 tarihli bozma ilamı - Yargıtay ilamında Yargıtay HGK ‘nun 17.01.2018 günlü Ve 2017/14-1760 Esas, 2018/43 Karar sayılı ilamına atıf yapılmıştır ).Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun söz konusu ilamında, duruşma gününü UYAP’tan öğreneceğine dair beyanda bulunan davacının kendisine duruşma gün ve saati bildirilmediğini ileri sürmesinin dürüstlük kuralı gereği kabul edilemeyeceği, bu nedenle direnme kararının bu gerekçe ile onanması görüşleri ileri sürülmüş ise de bu görüşlerin kurul çoğunluğunca benimsenmediğine yer verilmiştir.Açıklanan nedenlerle ve yukarıda belirtilen Yargıtay HGK kararı, emsal Yargıtay ilamları, Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelik kapsamında, davacı tarafa usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilmeden dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.a.5 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK'nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Yapılan kanun yolu masraflarının, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine çıkarılacak davetiyelerle tebliğine dair; HMK'nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonunda, 06.04.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.

Full & Egal Universal Law Academy