İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/915 Esas 2023/505 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/915
Karar No: 2023/505
Karar Tarihi: 23.03.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/915
KARAR NO: 2023/505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2017/68 E. - 2020/122 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen servis taşıma hizmeti sözleşmesi kapsamında müvekkilinin 31.10.2016 tarih ve ... sıra nolu 2.551,85 TL bedelli fatura, 31.10.2016 tarihli ve ... sıra nolu 2.485,20 TL bedelli fatura, 30.11.2016 tarihli ve ... sıra nolu 2.424,26 TL bedelli fatura, 30.11.2016 tarihli ve ... sıra nolu 2.742,44 TL bedelli fatura olmak üzere dört adet faturadan kaynaklanan toplam 10.2032,75 TL alacağı bulunduğunu, taşımaya ilişkin faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen süresinde itiraz edilmediğini, alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasında 2016-2017 eğitim öğretim yılını kapsamak üzere düzenlenen Öğrenci Taşıma Sözleşmesinde davacının, tedarikçi sıfatı ile yapacağı taşımanın şekli ve uymakla yükümlü olduğu kuralların belirlendiğini, davacının sözleşmeye aykırı hareket ederek sigortasız personel istihdam ettiğini, keşide edilen Beyoğlu ... Noterliğinin 16.11.2016 tarihli ihtarıyla sözleşmeye aykırılığa son verilmesi, 28.10.2016 tarihinde iş kazası geçiren personelinin sigorta işlemlerini yerine getirilmesi ile ... seri numaralı ‘Sözleşmeye istinaden Ceza Bedeli’ açıklamalı 10.000,00 TL bedelli faturanın ödenmesi ihtar edildiğini, davacının kendisine tanınan süre içerisinde iş kazası geçiren personelinin sigorta işlemleri yerine getirmediğini ve fatura ödemesini gerçekleştirmediğini, müvekkilince keşide edilen Beyoğlu ... Noterliğinin 29.11.2016 tarihli ihtarıyla sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, sözleşmede açıkça araçlarda çalışan personelin tüm özlük işleri ve sgk işlemlerinin yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu, davacı aleyhine 10.000,00-TL bedellinin tahsili amacıyla İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları ile taraflar arası cari hesabın incelenmesinde, davacının alacağının bulunmadığının belirleneceğini savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Taraflar arasında Öğrenci Taşıma (Servis) Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 13 ncü maddesi gereği davacının çalıştıracağı rehber personelin SGK kaydını yapması gerektiği ancak sigortasız rehber personel çalıştırdığı buna istinaden davalı tarafça sözleşmenin M-CEZAİ ŞART başlıklı bölümüne istinaden 10.000,00 TL bedelli cezai şart faturası düzenlenip 16 Kasım 2016 tarihli ihtarnameyle davacı tarafa gönderildiği, davacı tarafın faturayı iade ettiği, davacı tarafça sigortasız rehber personel çalıştırıldığından sözleşme gereği davalı tarafın 10.000,00-TL cezai şart faturası düzenlemekte haklı olduğu, yine davalı tarafın bu bedeli davacı tarafın hak edişinden kesmekte de haklı olduğu, davacı tarafın 10.203,75-TL üzerinden icra takibi yaptığı, bakiye 203,75-TL'nin gerek davacı taraf gerekse davalı taraf ticari defterlerinde gözükmediği, davacı tarafın bakiye alacağını da ispat edemediği anlaşıldığından...." gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin takip konusu faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu, fatura borcunun davalı tarafından ödendiğine ilişkin bir belge sunulmamasına rağmen, bu borcun muhasebe hatasından kaynaklı nedenlerle ödendiğinin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, yargılama aşamasında bir çok kez beyan edilmesine rağmen, davalı yanca fatura borcunun ödendiğine ilişkin delil sunulmadığını, TTK'nın 23. maddesi uyarınca tebliğ edilen taşıma hizmeti faturalarına sekiz günlük süre içinde itiraz edilmemesi nedeniyle fatura içeriklerinin kesinleştiğini, yasanın bu açık hükmünün mahkemece dikkate alınmaksızın karar verildiğini, muhasebe kayıtlarındaki hata nedeniyle davalının borcu yokmuş gibi bilirkişi raporu düzenlendiğini, raporda müvekkilinin cari hesapta alacaklı olmadığının belirlenmesine rağmen, takibin fatura alacağına ilişkin olduğunu, müvekkilinin muhasebecisi tarafından tutulan cari hesapta iki adet faturanın muhasebe fişi olarak belgesiz 100 kasadan kapatıldığını, oysa bir ödemenin yapıldığını gösteren ödeme dekontu, havale belgeleri, tahsil makbuzu gibi ödeme belgesinin bulunmadığını, dava ve takip konusu dört adet faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun belirlendiğini, buna rağmen bu fatura borcunun ödendiğine ilişkin bir kayıt sunulmamasına rağmen, muhasebesel hatanın ödeme olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, bu hatanın düzeltilmesi için istenilen sürenin mahkemece verilmediğini; Bilirkişinin, dava konusunun dışına çıkarak, davalıca düzenlenen 10.000 TL bedelli cezai şart bedeli faturası nedeniyle müvekkilinin borçlu olduğunun kabul edilmesinin hatalı olduğunu, karayolu taşıması konusunda uzman bilirkişiden alınan raporun yetersiz olduğunu, mahkemece ileri sürülen iddiaların değerlendirilmeden karar verildiğini, kusur raporunun dikkate alınmadığını, cezai şart faturasının iade edilmesinin değerlendirilmediğini, davalı tarafından bu faturaya ilişkin yaptığı takibin itiraz sonucu durduğunun, bu dava konusu olmayan faturanın mahkemece, bu davaya dahil edilerek sonuçlandırıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yönelik itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2016/37682 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine 14.12.2016 tarihinde dava dilekçesinde belirtilen dört adet fatura borcu olan 10.203,75 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin 13.01.2017 tarihinde tebliği üzerine, 16.01.2017 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen öğrenci taşıma sözleşmesi ile davacı temin ettiği araçla 2016-2017 eğitim öğretim dönemi için yüklenici olarak davalı tarafından temin edilen öğrencileri taşımıştır. Düzenlenen sözleşmede aracın her türlü giderlerinin davacı tarafından karşılanacağı ve çalıştırılacak kişilerin her türlü özlük ve sosyal güvenlik haklarının davacıya ait olduğu düzenlenmiştir. Davalı tarafından keşide edilen 16.11.2016 tarihli ihtarla taşıma sözleşmesine aykırı şekilde sigortasız rehber personel çalıştırılması nedeniyle 10.000 TL bedelli cezai şart açıklamalı fatura tebliğ edilmiş, bu faturanın iade edilmesi üzerine 29.11.2016 tarihli ihtarla sözleşmenin fesih edildiği bildirilmiştir. Taşıma sözleşmesinin 13. maddesinde çalışanlarının sosyal güvenlik işlemlerinin davacıya ait olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen dört adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu sabittir. Davalı bu faturalara süresinde itiraz etmemiş ve fatura içeriği taşıma hizmetinin davacı tarafından verildiğinin benimsendiği görülmektedir. 23.03.2018 tarihli bilirkişi raporuyla aynı bilirkişiden alınan 08.08.2018 tarihli ek raporda, dört adet faturanın davalının ticari defterlerine kayıt edildiği, fatura borcunun ödeme ile sonlandırılmadığı, davacının sözleşme şartlarının ihlal ettiği gerekçesiyle, davalı tarafından düzenlenen 31.10.2016 tarihli 10.000,00 TL bedelli cezai şart faturasının cari hesaptan mahsubu ile borcun sıfırlandığı belirlenmiştir. Davalı vekilinin raporlara yönelik beyan dilekçelerinde de borcun ödendiğine ilişkin bir savunma bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının faturadan kaynaklı takip ve dava konusu alacağının ödenmediği, bu alacağın davalı tarafından düzenlenen cezai şart faturası kapsamında davalının cari hesabından mahsup edildiği ve cezai şart alacağı faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan 19.02.2019 tarihli ek raporda aynı bulgulara dayalı olup, aynı sonuca varmıştır. Bu durumda mahkemece, cezai şart faturasının içeriğini denetlemek ve davacının cezai şart alacağının doğup doğmadığı konusunda taşıma uzmanı bilirkişiden 22.10.2019 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda da davalı tarafından tebliğ edilen 10.000,00 TL faturanın dayanaksız olduğu ve faturanın taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı şekilde düzenlendiği belirtilmiştir. Bilirkişi raporundaki tespitlere göre, davalı tarafından ileri sürülen aykırılık nedeniyle yazılabilecek ceza miktarı 250,00 TL'den ibaret olduğu ve ayrıca personel konusundaki tek sorumluluğun davacıdan olmadığı tespit edildiği hâlde mahkemece bilirkişi görüşünün neden dikkate alınmadığı belirtilmediği gibi, kararda bilirkişi raporu tartışılarak hangi gerekçeyle 10.000,00 TL'lik cezai şart faturasının dikkate alındığının belirtilmemesi yerinde değildir. Davacının ceza faturasına itiraz ettiği de dikkate alınarak, sözleşme ve bilirkişi raporları değerlendirilerek düzenlenen ceza faturasının yerinde olup olmadığı, yerinde değil ise ileri sürülen ihlale göre ne miktarda ceza düzenlenebileceği değerlendirilerek, bu miktarın mahsubu sonrası davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken bu konudaki deliller değerlendirilmeden, dosya içeriğine uygun olmayacak şekilde davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf başvuru nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK'nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK'nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.03.2023
KANUN YOLU:HMK'nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.

Full & Egal Universal Law Academy