İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2023/732 Esas 2023/725 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/732
Karar No: 2023/725
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/732 Esas
KARAR NO: 2023/725 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYA TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2014/1167 Esas - 2016/1022 Karar
TARİH: 14/12/2016
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Dairemizden verilen 17/12/2020 tarih ve 2019/862 Esas - 2020/1493 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 13.10.2022 tarih ve 2021/2448 Esas - 2022/6990 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla; dosya incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin ülkenin köklü ilaç şirketlerinden biri olduğunu, bugün itibariyle çoğunluk hisselerine uluslararası şirketlerin sahip olduğunu, müvekkili şirketin tüm ticari faaliyetlerinin kanunlarda tanımlandığı şekilde kayıt altında olduğunu, alış ve satışı ile ödemelerinin tümünün şirketin muhasebe sistemine usulüne uygun olarak işlendiğini, davaya konu ... Küçükbakkalköy şubesine ait, ... nolu, 3.460.000 TL. bedelli, 14/12/2013 keşide tarihli çekin müvekkil şirketin yetkili temsilcileri tarafından görevlerini suistimal ederek Türk Ticaret Kanunun hükümleriyle yönetim kurulu üyelerinin tanımlanan yetki ve görevlerine aykırı olarak ve hiçbir ticari alışverişe dayanmadan keşide edilerek davalıya teslim edildiğini, lehtar davalı ile müvekkili şirket arasında hiçbir ticari alışveriş olmadığı gibi davalı ile müvekkili şirket arasında dava konusu çekin düzenlenmesine sebep olabilecek hukuki bir ilişkide mevcut olmadığını, çekin düzenlendiği tarihte şirketin yönetim kurulu üyeliğini yürüten ..., ... ve ...'un davalı ile yaptıkları hukuka aykırı anlaşma gereği dava konusu çekin keşide edilerek davalıya teslim edildiğini, nitekim çekin suç teşkil eden ve hukuka aykırı bir amaçla yönetim kurulu üyelerinin görevlerini suistimal ederek davalıya verildiğini, çekteki imzalardan birisinin sahibi ve şirket yönetim kurulu üyelerinden ... ile diğer şirket yöneticisi ...'in kendi elyazılarıyla hazırladıkları beyanlarıyla ikrar edildiğini belirterek, dava konusu ... Küçükbakkalköy şubesine ait, ... nolu, 3.460.000 TL. bedelli, 14/12/2013 keşide tarihli çekle ilgili davalı ...'e borçlarının olmadığının ve kanundaki ibraz süreleri içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen çekin hükümsüzlüğünün tespiti ile dava konusu çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin adresinin Sarıyer olması sebebiyle İstanbul adliyesi ve mahkemelerinin yetkili olduğundan öncelikle davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini, ayrıca çekin bankaya ibraz edilmediği için kambiyo özelliğini yitirdiğini, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk mahkemeleri olması gerektiğini, dava konusu çekin müvekkilinde olmadığını, müvekkilinin davacı şirketten bir alacağı veya bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin iç bünyesindeki çekişmelerin müvekkilini ilgilendirmediğini beyan ederek davanın yetki, görev, husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/12/2016 tarih 2014/1167 Esas - 2016/1022 Karar sayılı kararında; " İstanbul Anadolu CBS 'nın 2013/111970 Soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, 2016/5560 Karar sayısı ile; müşteki ... Ticaret A.Ş 'nin hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma eyleminden dolayı yapmış olduğu şikayet üzerine şüpheliler ..., ..., ..., ..., ... hakkında takipsizlik kararı verildiği, bu karara itiraz sonrasında itirazın reddi nedeniyle kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Ceza soruşturma dosyasında davalı hakkında herhangi bir şikayet olmadığı görülmüştür. Dava konusu çek ile ilgili banka şubesine müzekkere yazılmış olup, gelen cevaba göre çekin bankaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin duruşmadaki beyanında müvekkiline teslim edilen bir çek olmadığını ve bu yönde bir belge dahi bulunmadığını beyan etmesi karşısında davacının bu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş ancak davalı taraf bu davanın açılmasına sebebiyet vermediği gibi davacı tarafın dava dilekçesinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığı, ..."gerekçesi ile, 1-Dava konusu ... Küçükbakkalköy şubesi muhataplı, lehtarı davalı ... olan, ... seri nolu, 3.460.000,00 TL. bedelli, 14/02/2013 keşide tarihli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Çekin nerede ve kimde olduğu davacı tarafından ispatlanamadığından çek iptali talebinin reddine, 3-Tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu çekin davalı adına düzenlenip teslim edildiğine dair birçok delilin olmasına rağmen dikkate alınmadığını, Yerel mahkeme kararında müvekkilinin haklı çıkan taraf olduğunu, müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, (HMK m.332/1) - (Yargıtay 13. HD 2015/18669 E. 2015/21961 K.) - (Yargıtay 15. HD 2016/2411 E. - 2017/2066 K.)
İleri sürerek, yerel mahkeme kararının 4.-5.-6.bendlerine ilişkin hükümlerin istinaf incelemesi neticesinde müvekkili lehine kaldırılmasına, müvekkili lehine dava değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesine, 177.238,30. TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZİN İLK KARARI: Dairemizin 17/12/2020 tarih ve 2019/862 Esas - 2020/1493 Karar sayılı kararı ile; Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
YARGITAY BOZMA İLAMI: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 13.10.2022 tarih ve 2021/2448 Esas - 2022/6990 Karar sayılı kararı ile; "1- 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b. 2. maddesi "Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir." hükmünü haiz olup, anılan hüküm doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin değiştirilmesi karşısında Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken HMK 353/1-b-1. maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair karar verilmesi yerinde görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re'sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir." gerekçesi ile, " Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun bulunmasına, çoğunluk görüşünün aksine Bölge Adliye Mahkemesince HMK 353/1-b-2 maddesinin uygulanmasını gerektirecek şekilde İlk Derece Mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata edilmemiş olmasına, Bölge Adliye Mahkemesinin karar gerekçesinde davacının istinaf sebeblerini karşılamış bulunmasına göre davacının temyiz itirazlarının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım."şeklindeki karşı oy ile, " Davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik İstinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının Bozulmasına," oy çokluğu ile karar verilmiş olup; Dairemizce duruşma yapılarak, usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit ve çek iptaline ilişkindir. İstanbul Anadolu CBS 'nın 2013/111970 Soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, 2016/5560 Karar sayısı ile; müşteki ... Ticaret A.Ş 'nin hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma eyleminden dolayı yapmış olduğu şikayet üzerine şüpheliler ..., ..., ..., ..., ... hakkında takipsizlik kararı verildiği, bu karara itiraz sonrasında itirazın reddi nedeniyle kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Ceza soruşturma dosyasında davalı hakkında herhangi bir şikayet olmadığı görülmüştür.Dava konusu çek ile ilgili banka şubesine müzekkere yazılmış olup, gelen cevaba göre çekin bankaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin duruşmadaki beyanında müvekkiline teslim edilen bir çek olmadığını ve bu yönde bir belge dahi bulunmadığını beyan etmesi karşısında, davacının bu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığı kanaatine varılarak, bu talep yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı vekilince yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf açısından uyuşmazlık, yargılama giderlerinden kimin sorumlu tutulacağından kaynaklanmaktadır. HMK'nın 323/1 maddesine göre celse, karar ve ilam harçları, tebigat, posta giderleri, keşif, tanık ve bilirkişi ücret ve giderleri, vekil ile takip edilen davalarda kanun gereğince takdir edilecek vekalet ücreti ve yargılama sırasında yapılan diğer giderler yargılama giderleri içindedir. 332/1 maddesine göre de yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilecektir.Anılan yasal düzenlemeye göre, mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmesi için tarafların bu konuda talepte bulunmalarına gerek yoktur. Bu nedenle mahkemece talep edilmediği gerekçesi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi gerekçe yönünden hatalı olmuştur. HMK'nın 326/1 maddesine göre kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilecektir. HMK'nın312/2 maddesinde ise davalının davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve yargılamanın ilk duruşmasında davacının talep sonucunu kabul etmesi halinde yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemeyeceği belirtilerek 326/1 maddesinde öngörülen kuralın istisnası belirtilmiştir. Buna göre davanın açılmasına kendi hal ve davranışları ile sebebiyet vermemiş olan ve ilk duruşmada davacının talep sonucunu kabul eden davalı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemeyecektir.Somut olaya gelindiğinde, davalı ilk celsede davaya konu çekten dolayı davacıdan alacaklı olmadığını belirterek davacının menfi tespit talebini kabul etmiş mahkemece de menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir.Davacının çek iptali talebi ise iptali talep edilen çekin nerede ve kimde olduğu davacı tarafça ispat edilemediğinden reddedilmiştir.Davaya konu çek süresinde bankaya ibraz edilmemiş olup, dava açıldığı tarih itibarıyla ve karar tarihine kadar ilgili çek nedeniyle davalı veya 3. bir kişi davacıdan alacak talep etmemiştir. Davacı çek nedeniyle kendilerinden bir alacak talep edildiğini ileri sürmemiştir. Buna göre davanın açılmasına davalının sebep olduğundan bahsedilemeyecektir.Davacının menfi tespit talebi yapılan ilk duruşmada davalı tarafça kabul edildiğinden ve menfi tespit davasının açılmasına davalı sebep olmadığından yukarıda bahsedilen yasa hükümleri gereğince yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgeler ve uyulan bozma kararı doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
G.D:Gerekçesi ayrıntılı kararda gösterileceği üzere;1-Dava konusu ... Küçükbakkalköy şubesi muhataplı, lehtarı davalı ... olan, ... seri nolu, 3.460.000,00 TL. bedelli, 14/02/2013 keşide tarihli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Çekin nerede ve kimde olduğu davacı tarafından ispatlanamadığından çek iptali talebinin reddine, 3-Tedbirin karar kesinleşene kadar devamına,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-Alınması gereken 236.352,60 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59.114,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 177.238,30‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,6-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 9-Dairemiz karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 10-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına, 11-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, Dair olarak, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy