İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/724 Esas 2023/795 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/724
Karar No: 2023/795
Karar Tarihi: 11.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/724 Esas
KARAR NO: 2023/795 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1119 Esas - 2018/776 Karar
TARİHİ: 09/07/2018
DAVA: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafından müvekkiline Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibi ile ... Tic. Ltd. Şti.'nin ... İkitelli Şubesinden kullandığı kredilere karşılık kefil olması nedeniyle davalı tarafından ödenen kısmın kefillerden olan müvekkili payına düşen miktarının tahsilinin talep edildiğini, bahsi geçen kredi sözleşmesinin asıl borçlusunun ... Ltd. Şti. olduğunu, ilgili şirketin mensubu bulunduğu İTO bilgileri incelendiğinde şirketin ortakları olarak davacı ... ve kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak gözüken ... ile ...'ın olduğunun görüleceği, davacı tarafın zaten ortağı olduğu şirketin borcunu ödediğini, müvekkilinin tamamen iyiniyetli olarak kefil olduğu bu sözleşmeden ötürü davacı tarafın ödemiş olduğu parayı müvekkilinden rücu etmek istemesinin hakkaniyete aykırılık teşkil eden, iyi niyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan bir eylem olduğunu, kefillere rücu edebilmek için kanunen gerekli şartların oluşmadığını, buna rağmen bir kefilin borcu ödeyip diğer kefillere rücu etmesinin hukuk nezdinde kabulünün mümkün olmadığını, öncelikle asıl borçludan borcun tahsili, tahsil edilmediği takdirde kefillere rücu gerektiğini, bu nedenle davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; mahkemenin görevsiz olduğunu, dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili ve davacının dava dışı üçüncü bir şahıs ile ... Tic. Ltd. Şti.'nin ... İkitelli Şubesinden kullandığı kredilere karşılık müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile kefil olduğunu, tarafların ortak olduğu şirketin finansal anlamda zora girdiğini ve borçlarını ödeyemez hale geldiğini, asıl borçlu ... Şirketi tarafından işbu genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredi borçlarının süresinde ödenmemesi nedeniyle alacaklı bankanın müvekkili ile birlikte müteselsil kefil, müşterek borçlu kefilleri ihtar ederek 3 gün içinde borcun ödenmesini, ödenmediği takdirde yasal yollara müracaat edileceğini ihtar ettiğini, müvekkilinin gönderilen ihtar neticesinde 115.150,00 TL'yi müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile 03/02/2016 tarihinde ilgili banka şubesine şahsen ödediğini ve davacıya rücu ettiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi'nin 09/07/2018 tarih ve 2017/1119 Esas 2018/776 Karar sayılı kararında; "Dava, İİK'nun 72/3.maddesi uyarınca açılmış Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Kural olarak Türk Borçlar Kanununun "Birlikte Kefalet" başlık 587. maddesinin ikinci fıkrasın "borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Bu hak, borçluya rücudan önce de kullanılabilir."denmiştir. Aynı konuda davalı diğer ortağa Büyükçekmece ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas Sayılı dosyası celp edilmiş, incelendiğinde; alacaklının ..., borçlunun ... olduğu ve 28.787,50 TL asıl alacak 580,48 TL yasal faiz yönünden ilamsız icra takibi başlattığı ve itiraz üzerine takibin durması sebebiyle Büyük Çekmece 1.Asliye Hukuk mahkemesinin 2017/100 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı ve davanın yapılan yargılaması sonucunda ''...davacının yaptığı bu ödeme dava dışı şirketin borcuna yönelik olduğundan şirketten talep etmesi gerektiği , borcundan dava dışı şirket sorumlu olduğundan bir kefilin ödemiş olduğu kefil sıfatı ile ödediği borctan dolayı diğer kefilden talep etmesi yerinde olmadığından kefilin kredi alacaklısına karşı sorumluluğu olduğundan, diger kefile yönelik sorumluluğu bulunmadığından paksif husumet yokluğu sebebi ile reddine kara vermek gerekmiştir''... gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği ve bu dosya için emsal bir dosya ve güçlü bir delil olduğu sabittir. Mahkememizce, banka kayıtları celp edilmiş davacı ve davalının dava dışı şirketin ... Tic. Ltd. Şti.'nin ... İkitelli Şubesinden 07/10/2013 tarihinde 2.000,000,00 TL Genel Kredi Sözleşmesi yaptığı , davacı ve davalının bu şirketin ortağı olup, bu kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları anlaşılmış ve davacı her ne kadar dava dışı şirketin kredi borcunu 115.150,00 TL olarak ödediği sabit olup taraflar dava dışı kredi kullanan asıl borçlu şirketin ortakları olup davalı taraf her ne kadar, şirket borcuna istinaden, hissesinden fazla ödeme yaptığı gerekçesiyle davacıya hissesi oranında rücu edebilmek için davaya konu icra takibini başlatmış ise de, davalının ödemiş olduğu borç davacının değil dava dışı ortakları bulunduğu ... Tic. Ltd. Şti.'nin borcu olup limited şirketlerde hissedarların şirket borçlarından doğrudan sorumlu tutulamayacağı dikkate alındığında ... Tic. Ltd. Şti.'nin tüzel kişiliğinin takip ve eldeki dava tarihi itibariyle halen devam ettiği anlaşılmış olup davalının şirket adına yaptığı ödemeleri yine şirketten talep edebileceği yaptığı ödeme sebebiyle davalıya hissedar veya kefil oluşu sebebiyle rücü edemeyeceğinden davacının söz konusu icra takip dosyasındaki borçtan sorumlu olmadığı kanaatine varılarak iş bu eldeki davanın kabulü ile davacının Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı icra dosyası sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacının şartlar oluşmaması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin redddine, davacının icra takibinin iptali talebinin reddine dair karar verip aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. "gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkil ile davalının dava dışı ... Tic. Ltd. Şti.’nin ... İkitelli Şubesinden kullandığı ve kullanacağı kredilere karşılık müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile kefil olduklarını, asıl borçlu tarafından işbu genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan ... ve ... referans nolu kredi borçlarının süresinde ödenmemesi nedeniyle alacaklı bankanın müvekkili ile birlikte müteselsil kefil müşterek borçlu kefilleri ihtar ederek 3 gün içinde borcun ödenmesini, ödenmediği takdirde yasal yollara müracaat edileceğini ihtar ettiğini, bankanın ihtarnamesine istinaden müvekkilinin söz konusu ... referans nolu ve ... referans nolu kredi borçlarını ve gecikme bedelleri toplamı olan 115.150,00 TL’yi müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile 03/02/2016 tarihinde ilgili banka şubesine şahsen ödediğini, borcun tamamını ödeyen müvekkilinin kendisi ile birlikte aynı borca müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile kefil olan davalıyı ihtar ettiğini, ihtarname sonrasında da borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının takibe itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, davalı yanın takibin kesinleşmesini müteakip eldeki davayı ikame ettiğini, tarafların ve mahkemenin kabulüne göre tarafların söz konusu genel kredi sözleşmesine dava dışı üçüncü kişiler ile birlikte müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile kefil olduklarında bankaya yapılan ödeme miktarında ve davalının payında herhangi bir tereddüt olmadığını, tüm ihtilafın müvekkilinin kendisi ile birlikte müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile aynı tarihte borca kefil olan davalıya rücu edip edemeyeceği noktasında toplandığını, mahkemenin "yapılan ödemenin dava dışı şirketin borcuna yönelik olduğu, şirket ortaklarından şirketin borcunun talep edilmeyeceği, alacağın şirketten talep edilmesi gerekiği" gerekçesi ile davanın kabulüne karar verdiğini, Eski Borçlar Kanunu 488. maddesi ile paralel düzenlemeye sahip Türk Borçlar Kanunu'nun "Birlikte Kefalet" başlıklı 587. maddesinin ikinci fıkrasında "borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Bu hak, borçluya rücudan önce de kullanılabilir." denildiğini, borcun tamamını ödeyen müvekkilinin, kanunun bu açık düzenlemesine dayanarak davalı borçlunun payına düşen dörtte bir bedeli davalıdan talep ettiğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarında kefilin kefile rücu hakkının varlığının ittifakla vurgulandığını, mahkeme kararında kanunun kefilin kefile rücu hakkına yer verdiğini, bu hakkın asıl borçluya müracaattan önce kullanılabileceğine vurgu yaptığını, davanın konusu olmadığı halde "şirket ortaklarından şirketin borcunun talep edilmeyeceği," gerekçesi ile davacının davasının kabulüne karar verdiğini, huzurdaki davada müvekkili gibi şirket ortağı olan davalıdan şirket ortağı sıfatı ile değil, şirketin kullandığı krediye kefaleti nedeniyle başlatılan icra takibine karşı açıldığını, Yerel mahkemenin davacının borçlu olmadığı yönündeki tespitinin kanunun açık düzenlemesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına aykırılık oluşturduğunu beyanla yerel mahkeme hükmünün kaldırılarak davacının davasının reddine, müvekkilinin uğradığı zararlara karşılık davacının alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesindeki müteselsil kefil sıfatı ile asıl borçlu tarafından ödenmeyen kredi borcunun bankanın ihtarı üzerine ödendiğinden bahisle, ödenen bedelden diğer kefilin payının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya kapsamından; dava dışı ... Limited Şirketi ile dava dışı ... arasında 07.10.2013 tarihli-2.000.000 TL limitli, 11.09.2014 tarihli-2.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, davacı, davalı ve dava dışı ... ve ...'ın her iki kredi sözleşmesini aynı limitle müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, davalı tarafından sunulan 03.02.2016 tarihli banka dekontunda dava dışı şirket hesabına "... ve ... referans nolu krediler için yatırılan açıklaması" ile 115.150 TL'nin yatırıldığı ve Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine "... Tic. Ltd. Şti.'nin ... İkitelli Şubesi'nden kullandığı kredilere karşılık müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile imzalanan genel kredi sözleşmesinden doğan kredi borçları" açıklaması ile toplam 29.367,98 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleşmiş olduğu, Mahkemece dava dışı bankaya yazılan müzekkereye cevaben; banka nezdinde dava dışı şirket hakkında ihtarname ve ihtarname ile yapılan ödemelere ait tebliğ şerh bilgisinin bulunmadığının bildirildiği ve kredi sözleşmeleri ile nakdi kredi tablosunun gönderildiği, davalı tarafından dosyaya dava dışı banka tarafından adına düzenlenmiş 20.01.2016 tarihli ve ödemesi geciken kredilerin 3 gün içerisinde ödenmesi ihtarını içerir mektubun sunulduğu, sunulan mektupta dava dışı şirketin geciken borç tutarının 120.293,29 TL olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK'nın 587. ve 596. maddeleri birlikte kefalet ve kefilin rücu hakkına ilişkin düzenlemeler içermektedir. Buna göre; birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olacak, borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olacaktır. Aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olacaktır.Somut dosyada; davalı tarafça Mahkemenin görevine itiraz edildiği, Mahkemece bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bununla birlikte her ne kadar Mahkemece davalının müteselsil kefil sıfatı ile dava dışı şirketin kredi borcunu ödediği, limited şirketlerde hissedarların şirket borçlarından doğrudan sorumlu olmadıkları, dava dışı ... Ticaret Limited Şirketi'nin takip ve dava tarihi itibariyle tüzel kişiliğinin devam ettiği, davalının şirket adına yaptığı ödemeyi yine şirketten talep edebileceği, davacıya hissedar veya kefil oluşu sebebiyle rücu edemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalının icra takibi ile talep ettiği alacağın müteselsil kefil sıfatı ile ödediği asıl borçlu şirkete ait borcun diğer müteselsil kefilden rücuan tahsili sebebine dayandığı, davacıdan şirket ortağı olması sebebiyle herhangi bir talepte bulunmadığı, davalı kefilin dava dışı asıl borçlu şirketin borcunu ödemesi halinde alacaklının haklarına halef olacağı ve asıl borçlu ile diğer kefillere rücu edebileceği, dosyada mübrez banka yazı cevabından davalının yapmış olduğu ödemenin asıl borçlu şirketin anılan kredi borçlarına mahsup edilip edilmediği, davalının ödeme tarihinden önce banka tarafından asıl borçlu şirket ile işbu dosyanın taraflarına gönderilmiş bir ihtarın bulunup bulunmadığı, davalının ödeme tarihinde, dava dışı şirketin dava dışı bankaya borçlu olup olmadığı hususlarının anlaşılamadığı, bu nedenle Mahkemece öncelikle görevli olup olmadığı konusunda bir karar verilmesi, görevli olduğuna karar vermesi halinde dava dışı bankadan açıklanan hususların sorulması, gerekli olması halinde bankacı bilirkişiden banka kayıtları da incelenmek suretiyle rapor alınması ve davalı tarafından sunulan dekonttaki ödemenin dava dışı asıl borçlu şirketin kredi borcu nedeniyle yapıldığının anlaşılması halinde, davalının diğer müteselsil kefillere payları oranında rücu edebileceği kabulünden hareketle bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma, inceleme, dosya kapsamı ile uyuşmayan ve kanuna aykırı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvurusu haklıdır. Açıklanan nedenlerle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 09/07/2018 tarih ve 2017/1119 Esas - 2018/776 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/05/2023 tarihinde HMK'nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy