İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/713 Esas 2023/715 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/713
Karar No: 2023/715
Karar Tarihi: 27.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/713 Esas
KARAR NO: 2023/715 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/205 Esas - 2021/167 Karar
TARİHİ: 18/02/2021
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin davalı şirketten 09.09.2019 tarihinde ... Marka, ... model 164 cm uydu alıcı yani televizyon satın aldığı, söz konusu televizyonun 09.09.2019 tarihinde teslim edilmiş ve kurulmuş olduğunu, ancak belli bir kullanım sonrası televizyon ekranında ufak yeşil renkte bir çizgi belirdiğini, bunun üzerine davacı şirketin davalı şirkete bildirim yaptığı, ancak davalı şirketin ısrarla servis göndermediğini, daha sonra davacı şirketin baskı kurması üzerine, davalı şirketin isteksiz olarak da olsa 21.09.2020 tarihinde sertifakası olmayan bir servis gönderdiğini, davalı şirket tarafından gönderilen servisin, arızanın varlığını tespit etmiş ancak garanti dışı bir arıza olduğunu iddia ederek ürün değişimini yapmamış olduğunu, akabinde televizyondaki çizgi şeklinde bir belirtinin belli bir kullanım sonrası büyüdüğünü ve en son tüm ekranın mavi rengini aldığını, ürün üzerinde oluşan arızanın davacı şirketten kaynaklı olmadığını, televizyonda davacının hiçbir müdahale olmamasına rağmen, soyut bir tespit ile hasar kaynaklı oluşan çizgi sebebi ile arızanın oluştuğu tespitinin kabul edilemeyeceğini, davalı şirket tarafından gönderilen servis, televizyonun içini açmadan, ayrıntılı bir inceleme yapmadan, sadece dışardan çıplak gözle üstü körü inceleme yaptığını ve geçerli bir sebep olmadan garanti dışı ayıp tespit yaparak onarım işlemi yapmadığını, ayrıca davacı şirketin talep etmesine rağmen, servis yetkilileri sertifaka belgesini göstermediğini, bunun üzerine davacı şirket ile davalı şirket arasında sayısız görüşme yapılmış ve davalı şirket şikayetin incelendiği yönünde beyanlar vererek müvekkilini oyalamış olduğunu, akabinde davacı şirketin ticari arabuluculuğa 09.12.2019 tarihinde başvurmuş olduğunu ve ... numaralı dosyasından yapılan görüşemelere neticesinde, 10.01.2020 tarihinde anlaşma sağlanamadığını beyanla davanın kabulü ile, davaya konu ürünün değişimi, onarımı veya bedelin iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı şirketin dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere, ürün satın alındıktan kısa süre sonra arızalandığı iddia edilmesine rağmen basiretli bir tacir gibi ayıp ihbarında bulunulmamış olduğunu, davacının 6102 sayılı TTK'nın 18/2. maddesi hükmüne aykırı biçimde süresi içinde ihbarda bulunmadığı ve bu anlamda basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini ve ayıbı kabul etmiş sayıldığının açık olduğunu, dava konusu ürünün fatura bedeli KDV dahil 21.299,98-TL olup davacının dilekçesinde, uyuşmazlık bedelini 21.500,00-TL olarak gösterdiğini, davacının satın almış olduğu 200,00-TL değerindeki, askı aparatını ve prizi de hukuka aykırı olarak uyuşmazlık değerine eklediğini, davalının iddialarının televizyonda ayıp olduğuna dayandığını, bu durumda ancak ürünün bedelinin talep edilebileceğini, hiçbir şekilde aleyhe beyan veya kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davanın kabulüne karar verilse dahi bedel bakımından düzeltilerek kabulü gerektiğini, davacının 21.09.2019 tarihinde televizyonun ekranında yeşil bir çizgi olduğu iddiaları ile teknik servise başvurduğunu, yetkili teknik servis tarafından yapılan incelemeler sonucunda, ürünün kullanıcı hatası sonucu arızalandığının tespit edilmiş olduğunu, bu nedenle de ürüne garanti kapsamında herhangi bir işlem yapılmadığını, davalı şirket ürünün satış süresi boyunca eksiksiz, kusursuz ve hasarsız bir şekilde ürünü teslim etmiş olduğunu, 21.09.2019 tarihli teknik servis raporundan anlaşılacağı üzere cihazda var olan arızanın sebebi kullanıcı hatası olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi'nin 18/02/2021 tarih ve 2020/205 Esas 2021/167 Karar sayılı kararında; "...Yukarıdaki tespitlere istinaden; dava konusu televizyonun ekran panelinin sol üst kısmında darbe veya çarpma nedeniyle çatlağın mevcut olduğu, davacı tarafça şikayete konu edilmiş ekran sol üst köşede leke ve üst yatay sol dikey çizgi oluşumu nedeninin bahse konu çatlak nedeniyle meydana gelmiş olduğu, söz konusu panel çatlağı ve bu çatlak nedeniyle oluşan çizgilenmenin kolaylıkla fark edilebilir bir arıza olduğu, hali hazırda cihazın kullanılamayacağı, panel değişimi gerektiği, dosya kapsamındaki 09.09.2019 tarihli Teslim Alma Fişi'ne göre davacı şirketçe ürünün eksiksiz ve çalışır halde teslim alındığı dikkate alındığında arıza nedeninin kullanıcı hatasını işaret ettiği, ürünün ayıplı mal/hizmet kapsamında değerlendirilemeyeceği, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davalı firma tarafından davacıya satılan ve davacının işyerinde kurulumu yapılan televizyonu 09/09/2019 tarihinde eksiksiz ve sorunsuz çalışarak ... ya teslim edildiği, bilahare davacı şirket tarafından televizyonda ayıp olması nedeniyle çağrılan servisçe düzenlenen 21/09/2019 tarihli teknik servis raporunda, dış kaynaklı fiziki hasar sonucu panel ekranında hasar kaynaklı arızanın tespit edildiği, onarımının garanti kapsamı haricinde olduğu, ekran sol üst kısmında darbe veya çarpma nedeniyle çatlağın oluştuğu, açıklanmış, davacı vekili servis raporunda imzası bulunan ... nun müvekkil şirket çalışanı olup olmadığının araştırılmasını talep etmiş ise de, davacı vekili dava dilekçesinde televizyonu teslim alan ... ya ilişkin herhangi bir itirazda bulunmamış, dava dilekçesi ekine teslim alma fişi fotokopilerini sunmuş, bu belgeler üzerinde yapılan incelemede 09/09/2019 tarihli televizyonun teslim alınması ve 21/09/2019 tarihli servis fişinde ... nun imzasının olduğu görülmekle, davalı tarafından davacıya kurulumu yapılıp eksiksiz ve sorunsuz bir şekilde televizyonun teslim edildiği, bilahare televizyonda meydana gelen arızanın dış kaynaklı bir hasar sonucu meydana geldiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkemece davaya konu televizyonda oluşan çatlak ve çizgilenmenin kolaylıkla fark edilebilir bir arıza olduğunun belirtildiğini, davaya konu televizyon üzerindeki çatlak ve çizgilenmenin kolayca anlaşılabilir bir arıza olmadığını, duruşma esnasında, Mahkeme hakimi tarafından da, bilirkişi raporunda bulunan fotoğrafta televizyon ekranındaki çatlak gösterildiğinde şaşırdıklarını, Mahkeme hakimi tarafından gösterilen çatlak ve çizgilemenin, fotoğraf çekilmesi esnasında pencere camının yansıması olduğunun taraflarınca fark edildiğini, ekte işaretlenerek gösterildiği üzere, Mahkemenin ekran üzerindeki çatlağı bilirkişinin fotoğraf çekmesi aşamasında pencereden yansıyan parlaklık zannetmesi üzerine yanlış kanaat getirilerek hukuka aykırı bir karar verdiğini, Yerel Mahkemece davaya konu televizyonun davacı şirket yetkilisine çalışır vaziyette teslim edildiğini, taraflarınca şirket yetkilisi veya çalışan olmayan kişiye yapılan teslim tutanağın geçerli olmadığı yönündeki iddia ve talepleri reddettiğini, Yerel Mahkemenin söz konusu teslim tutanağının dava dilekçesi ile sunulduğu ve itiraz edilmediği gerekçe gösterilerek, teslim alan kişinin davacı şirket ile bağını araştırma yoluna gitmediğini, sundukları delilleri kabul etmediğini ve delil araştırma taleplerini de reddettiğini, davaya konu televizyonun teslim edildiği kişinin (...) davacı şirket yetkilisi olmadığı gibi çalışanı da olmadığını, teslim tutanağının arabulucu görüşmeleri esnasında ortaya çıktığını, televizyon teslim edilmesinin şu şekilde geliştiğini; davaya konu televizyonun takılmasından hemen sonra ekranın bozulduğunu ve davalı tarafa bildirim yapıldığını, bu hususun bir çok kez dile getirildiğini, davacı şirketin, televizyonun kurulumundan hemen sonra oluşan arızayı davalı servise bildirmesine rağmen, davalı şirket servisinin ısrarla incelemeye gelmediğini ve televizyonu incelemekten ısrarla kaçtıklarını, haftalar sonra televizyonu incelemeye gelen servis çalışanlarının televizyonu tam incelemeden kaçar gibi ayrıldıklarını, televizyon kurulum aşamasında ekranın çatladığını veya getirilmesi aşamasında ekranın çatladığını, televizyon kurulduktan hemen sonra önce çizginin oluştuğunu, akabinde ekranın mavi olduğunu, sonra da kapandığını, ilk kurulum aşamasında darbe alan televizyonun kısa bir kullanım sonrası kapandığını, davacı müvekkilinin ürünü teslim aldığına dair geçerli bir teslim tutanağı yokken, kusurlu olarak değerlendirilmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu, davalı şirketin teslim tutanağı geçerli bir teslim tutanağı olmadığı gibi, ekranı çatlak olan televizyonu, gerçeğe aykırı teslim tutanağı ile geçiştirdiğini ve sorumluluğundan kurtulmaya çalıştığını, televizyon üzerindeki ilk arızanın hemen oluştuğunu ve davacı müvekkilinin 13.09.2019 tarihinde telefon yoluyla davalı servis yetkililerine bildirim yaptığını, bilirkişi raporunda da görüleceği üzere, ekran üzerinde çok ince bir çatlak olup, ekrana görüntü gelinmemesi halinde tespitinin çok zor olduğunu, davalı şirket servis elemanlarının bu çatlaktan faydalanarak teslim edilmesi işlemini yaptığını ve kendi kusurlarını gerçeğe aykırı şekilde gizlediklerinin ortada olduğunu, davaya konu televizyonu, müvekkilinin sadece 3 gün arızalı şekilde kullanabildiğini, bu üç gün içinde ne tür bir kullanıcı hatasının olabileceğini, söz konusu arızanın meydana gelebileceğini anlayamadıklarını, bilirkişi raporunda da servis tarafından yapılan kullanıcı hatası tespitinin yetersiz ve ezbere yapılmış bir tespit olduğunu, televizyon üzerinde müvekkili tarafından darbe vurulduğuna dair herhangi bir delil ve emare yokken, tahmin yolu ile arızanın kullanıcı hatası olduğu tespitinin yerinde olmadığını, televizyonun kurulum aşamasında çatlak olduğunu ve geçerli olmayan bir teslim tutanağı ile davalının sorumlu olmaktan kurtulduğunu, söz konusu arıza kullanmakla ortaya çıkan bir arıza (ayıp) olup, arızanın yaşandığı gün davalı tarafa bildirim yapıldığını, davacı müvekkilinin yüksek bir miktar vererek aldığı dünyaca ünlü marka olan televizyonun arızalandığını ve şu an kullanılamaz halde durduğunu, davalı tarafın geçerli olmayan bir teslim tutanağı ile kendi kusurunu gizlediğini ve davacı şirketin mağdur duruma düştüğünü beyanla Yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, satım konusu televizyonun ayıplı olduğundan bahisle bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 219. maddesine göre; bir maldaki ayıp, satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik bulunmasıdır. Borçlar Kanunu'nda tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır. Somut dosyada; davacı tarafından dava konusu ... marka ve modelindeki televizyonun davalıdan 09.09.2019 tarihinde satın alındığı, aynı tarihli teslim alma fişi ile davacı adına ... imzasına teslim edildiği, her ne kadar davacı taraf adı geçen kişinin şirket çalışanı veya temsilcisi olmadığını iddia etmiş ise de, dava dilekçesi ile televizyonun anılan teslim fişi ile tarafına teslim edildiğini kabul ettiği ve teslim fişini delil olarak dosyaya ibraz ettiği, bu noktada teslim alan ...'nun davacı adına hareket ettiğinin sabit olduğu, teslim alma fişine televizyonda açık bir ayıp olduğuna dair şerh düşülmediği, davacı tarafından televizyon panelindeki arıza nedeniyle yapılan servis başvurusu üzerine, servis tarafından yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 21.09.2019 tarihli formda televizyonda dış kaynaklı fiziki hasar sonucu panel arızasının oluştuğunun tespit edildiği, Mahkemece alınan teknik bilirkişi raporunda da televizyonda meydana gelen arızanın kullanıcı hatasından ve dışarıdan alınan hasardan kaynaklandığının tespit edildiği, bu minvalde hasarsız şekilde teslim alınan televizyonda davacıdan kaynaklanan arıza meydana geldiği, davalıdan kaynaklanan açık veya gizli herhangi bir ayıbın bulunmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2023 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy