İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/51 Esas 2023/586 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/51
Karar No: 2023/586
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/51 Esas
KARAR NO: 2023/586 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2020
DOSYA NUMARASI: 2018/761 Esas - 2020/89 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı borçlu ... San. Ve Tic. Ltd. Şti ile diğer davalılar Müşterek Borçlu ve Müteselsil kefil ... ve ... arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi gereğince ... ... ... ... no.lu Ticari nitelikteki Business Card verilmiş ve davalı mal/hizmet alımında bulunduğunu, borçların zamanında ödenmediğinden mütemerrit duruma düştüğünü, banka tarafından Gebze ... Noterliği'nin 12/03/2018 tarih ... Tarih yev. No.lu ihtarnamesi'ne rağmen borç ödenmeyince İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalılar gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini , yapılan itirazlarının dayanaksız ve haksız olduğunu, itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, icra takibi dayanağı Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi gereğince banka kayıtları münhasır delil olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına, davacı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Talep edilmiş tutar ve ek faiz miktarının kabulünün mümkün olmadığını bu durumun genel işlem koşullarında değerlendirilmesinini ve reddini talep ettiklerini, şirket adına verilmiş ve kullanılmış kart ile ilgili bankadan kayıtların celbini istediklerini, Müvekkilleri ... ve ...'un kefaletlerini kabul etmediklerini, Kredi kartının şirket adına çıkarılacağı bankaya bildirildiğini, müvekkillerine imzalatılan sözleşme Genel İşlem Koşullarına aykırı olduğunu, iş bu haksız davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, ücret-i vekaletin ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/01/2020 tarih ve 2018/761 Esas - 2020/89 Karar sayılı kararı ile; "... İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. HMK 222 gereğince ticari defterlerin ibrazı ve delil olma vasfına dikkat edilmiştir. İstanbul ... İcra Dairesi' nin ... Esas sayılı dosyası incelenmiştir. Bilirkişi SMMM- Emekli Banka Müdürü ve Müfettişi ... tarafından hazırlanan 22/11/2019 tarihli bilirkişi raporu incelenmiştir. Davacı bankanın, davalı asıl borçlu ... San. Ve Tic. Ltd. Şti ve müşterek borçlu ve müteselsil kefiller ... ve ...'dan takip 15/05/2018 tarihi itibariyle muaccel hale gelen ve ödenmeyen 38.793,03 TL asıl alacak; 1.911,18 TL işlemiş gecikme/ temerrüt faizi; 95,55 TL faizin %5' i gider vergisi; 889,82 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 41.689,58 TL nakit, takip hesaplama 15/05/2018 tarihinden itibaren ödeme tarihine dek 38.793,03 TL asıl alacak üzerinden yıllık %28,08 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve %5' i BSMV uygulanması gerektiğine teknik inceleme sonucu kanaat getirilmiştir. Davalı asıl borçlu şirketin tüm hesaplanan ve muaccel olup ödenmeyen borçların tamamından sorumluluğu nedeniyle tespit edilen kredi kartı kaynaklı alacaklar toplamı 41.689,58 TL'nin tamamından ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumlu olduğuna teknik inceleme sonucu kanaat getirilmiştir. Davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefiller ...' un ve ...' un imzalamış oldukları genel kredi sözleşmeleri kefaletleri nedeniyle 690.000,00 TL ve business card sözleşmesi nedeniyle de 60.000,00 TL 'lik limitlere kadar sorumlulukları nedeniyle takip tarihi itibariyle yukarıda belirlenen miktarlardan kendi kefalet limitleri 690.000,00 TL ve 60.000,00 TL ye kadar sınırlı sorumlu olduklarına teknik inceleme sonucu kanaat getirilmiştir. Dava tarihindeki haklılık esas alınmıştır. Davacı bankanın ticari kayıt ve defterleri incelenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davacının, asıl borçlu ile müşterek- müteselsil kefil olan borçlu davalılardan aşağıda hükümde belirlenen miktar kadar alacaklı olduğu görülmüştür. Aksine dair yani borcun dava tarihi öncesi ödendiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Alacağın varlığı, miktarı ve faiz taraflar arasındaki sözleşme gereğince ve kayıtlar gereğince değerlendirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye dikkat edilerek TTK kapsamında bulunan aralarındaki ticari işin değerlendirilmesi sonucu; davalıların genel kredi sözleşmesi vb. bankacılık sözleşmeleri gereğince asıl borçlunun borcun aşağıda hükümde belirtilen miktardan kefilin limit ile sınırlı müşterek ve müteselsil sorumlu olduğuna kefalet sözleşmesi gereğince davacı tarafa borçlu olduğuna, aksine ilişkin bilge ve belge bulunmadığına kanunen kanaat getirilmiştir. Sonuç olarak davacı alacağının aşağıda hükümde yazılan miktar kadar olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafın özel ve teknik olarak incelenen kayıtları gereğince aşağıda belirlendiği şekilde davalı taraftan mevzuat ve sözleşme gereğince alacağının bulunduğu, davalı tarafın yukarıda açıklamalar ışığında hesaplanan miktar kadar sorumlu olduğu, aşağıdaki miktar kadar davacının davasını ispatladığı, davacının fazlaya ilişkin talebinin yerinde olmadığı değerlendirilerek davalı tarafın itirazında aşağıdaki hükümde belirlenen miktar kadar haksız olduğu ve sorumlu olduğu, alacağın likit olduğu ve tazminata hükmolunması gerektiği, davacının kötü niyetli olmadığı aksi duruma dair kanaat oluşmadığı, davacının toplam talebi dikkate alındığında HMK m. 26 gereği davanın kısmen kabulünün gerektiğine kanaat getirilmiş, saptanan ve hukuksal durum karşısında aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir. " gerekçeleri ile; " 1- Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; İstanbul ... İcra Dairesi'nin ... E. Sayılı takip dosyasında davalılarca yapılan itirazın kısmen "38.793,03 TL asıl alacak + 1.911,18 TL temerrüt faizi + 95,95 TL faiz gider vergisi + 889,82 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 41.689,58 TL ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla (davalı ... ve ... müşterek müteselsil kefil sıfatıyla kefalet limiti dahilinde sorumlu olmak üzere) 15/05/2018 tarihinden itibaren ödeme tarihine dek 38.793,03TL asıl alacağa yıllık %28,08 oranında ve değişen oranlarda temerrüt faiz ile %5'i oranında BSMV uygulanarak devamı gerektiği anlaşılmakla" iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, davacının fazlaya dair talebinin reddine, davacı lehine 8.337,92 TL icra inkar tazminatına hükmolunmasına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dosyası ile davacı tarafın; isçilik alacaklarının müvekkil şirketten ve diğer davalıdan tahsilini talep etmekte olduğunu, davacı yanın talepleri ve taleplerine esas teşkil eden iddialarının haksız ve mesnetsiz olmakla işbu davasının reddi gerektiğini, Şöyle ki; Yerel mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olduğunu, ancak işbu bilirkişi raporunun hatalı hesaplamalar sonucu oluşturulduğunu, bilirkişi raporunda müteselsil kefillerin Genel Kredi Sözleşmeleri nedeniyle 690.000,00 TL ve BUSİNESS CARD sözleşmesi nedeniyle 60.000,00 TL limitlere kadar sorumluluklarının bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ise de dava dilekçesinde davacı yanın da kabul ettiği üzere çıkarılan kredi kartı adından da anlaşılacağı üzerine asıl olarak ticari amaçla kullanılan bu kredi kartının şirket için çıkarıldığını, bu nedenle davacı yanın takibe konu etmiş olduğu tutar ve buna ek talep etmiş oldukları faiz miktarının ve bu kapsamda hazırlanan yerel mahkeme kararının kabulünün mümkün olmadığını, Yerel mahkemenin gerekçeli kararında müvekkilleri ... ve ... için müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, müvekkillerinin işbu kredi kartının şirket adına çıkarılacağını bankaya bildirdiklerini, davacı yan tarafından müvekkillerine imzalatılan sözleşme ve eklerinde, genel işlem koşullarına aykırı maddeler bulunmakta olduğunu, Yazılmamış sayılma
MADDE 21- Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafında bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Müvekkilleri ... ve ...'un hangi koşullarda ve ne türde sorumluluğu olduklarını bilmemekte olduklarını, zira kendilerine sözleşme ve eklerini okuma ve anlama fırsatı verilmediğini, konuya ilişkin olarak aydınlatılmadıklarını, işbu hususlarda yerel mahkemece yeterli inceleme yapılmadan karar verilmiş olduğunu beyanla; Borcun varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte, ... ve ...'un şirket adına çıkarılan kredi kartı borcuna ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle yerel mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiğini beyanla; Açıklanan ve re'sen nazara alınacak nedenlerle; - İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için yerel mahkemeye gönderilmesini, - Esas hakkında karar verilecek olması halinde davanın reddine karar verilmesini, - İstinaf incelemesi süresince ... Esas numaralı dosyanın icrasının geri bırakılmasını, - Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Ticari Kredi Kartı sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı banka tarafından davalı borçlular aleyhine kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı 38.892,59 TL. Asıl alacak, 1.911,18 TL. Temerrüt faizi, 95,55 TL. Faizin %5 gider vergisi, 889,82 TL. Noter masrafı olmak üzere toplam: 41.789,14 TL. Alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe borçluların itirazı üzerine süresi içerisinde istinafa konu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı banka ile davalı borçlu ... San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin asıl borçlu, diğer davalılar ... ve ...'un müşterek borçlu müteselsil kefil olarak Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ve 01/10/2012 tarihli Ticari Kredi Kartı Sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı banka tarafından Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine ve Ticari Kredi Kartı Sözleşmesine istinaden ticari nitelikteki business kart verilmiştir. Davacı tarafça 6098 sayılı TBK'nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra imzalanan GKS. Ve Ticari Kredi Kartı Sözleşmeleri bakımından ise dosyaya celbedilen belgeler dikkate alındığında; davalı asıl borçlu ve kefiller tarafından ön bilgi formlarının sözleşme imzalanması öncesi alınıp imzalanmış olduğu, davacı banka tarafından sözleşme içeriğinde bulunan genel işlem şartları bakımından davalıların bilgilendirildiği, davalı asıl borçlu şirket tacir olduğundan, kredi kullanmadan önce çeşitli bankalar ile kredi şartlarında görüşme yapma ve kendisine en uygun şartlarda kredi imkanını sunan banka ile kredi sözleşmesi yapma konusunda seçim hakkına sahiptir. Dolayısıyla kredi sözleşmesini serbest iradesi ile ve sözleşmede öngörülen şartları inceleyerek kabul etmiştir. Bankanın yaptığı işlem sözleşmeye, usul ve yasaya aykırılık oluşturmamaktadır. Müteselsil kefil, kredi borcunun muaccel olduğu tarih itibariyle gerçekleşen kredi borcundan, kefalet sözleşmesinde yazılı kefalet limiti miktarınca sorumludur. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586'ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterli olup ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Somut olayda, davalı borçlu tarafından business kart ile yapılan harcama bedellerini geri ödememesi üzerine davacı banka tarafından Gebze ... Noterliği'nden çekilen 12.03.2018 tarih ve ... yevmiye no'lu ihtarnameyi davalı asıl borçlu ve davalı kefillere göndererek sözleşme hükümlerine dayanarak kredi kart hesabının kat edildiği, kat ihtarı ile verilen süre içinde borcun ödenmesi gerektiği bildirilmiştir. Hesabın kat edilmesi ile kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muaccel hale geldiği anlaşılmıştır. HMK 282 maddesindeki "Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir," yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; Davalılar vekili tarafından mahkemenin kabulüne yönelik ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında verilen beyan dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda bu iddialar değerlendirilmiştir.İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabulüne yönelik davalılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince ayrı ayrı alınması gereken 2.847,81.TL istinaf karar harçlarından, istinaf edenler tarafından ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 712,00.TL harçların mahsubu ile bakiye 2.135,81.TL harcın davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/04/2023 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy