İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/292 Esas 2023/687 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/292
Karar No: 2023/687
Karar Tarihi: 27.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/292 Esas
KARAR NO: 2023/687 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2014/735 Esas - 2020/138 Karar
TARİHİ: 16/07/2020
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete ait davalı şirket nezdinde sigortalı ... model 2011 yapım tarihli ... isimli teknenin 29/05/2012 tarihinde Sedef Adasında yapılan kokteyle müvekkili firma tarafından görevlendirilen kaptan ... yönetiminde promosyon tanıtım amacıyla götürüldüğünü, medya gruplarından katılımcılara teknenin gösterildiğini, bu şekilde gecede tanıtımın gerçekleştirildiğini, Ataköy Marinaya dönüş esnasında 23:30 sularında teknenin Büyükada açığında yer alan Kurşun Burnu Mevkiindeki kayalıklara çarparak hasar gördüğünü, akabinde de battığını, sözkonusu kaza neticesinde teknede bulunan ... isimli şahsın vefat ettiğini, kaptan ...’ın da ağır şekilde yaralandığını, teknede bulunan diğer iki kişinin hafif sıyrıklarla kazayı atlattığını, kazayla ilgili olarak Adalar Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/352 nolu dosyasında başlatılan soruşturmanın devam ettiğini, kazanın davalı sigorta şirketine hemen haber verildiğini, davalının ekspertiz raporu düzenlenmesi için eksper görevlendirdiğini, incelemelerin yapılması için teknenin sudan çıkarıldığını, ancak ekspertiz çalışmalarının sonucu ile ilgili müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini, ekspertiz raporunun geciktirildiğini, dolayısıyla tazminat taleplerinin de yanıtsız kaldığını, teknenin rayiç değerinin 270.000,00 Euro’dan başladığını, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte de 240.000,00 Euro civarında olduğunu, kaza neticesinde teknenin kıç tarafından denize gömüldüğünü, bordasında ağır hasar meydana geldiğini, elektronik ve motor aksamının tuzlu suya maruz kaldığını, iç kabindeki döşeme ve aksesuarların kullanılamaz hale geldiğini, teknenin özel bir neviye sahip İtalyan menşeeli bir tekne olduğunu, dolayısıyla mobilya ve iç aksesuarlarının yüksek bedelli özel tasarımlar olduğunu, sigorta şirketinin hasar bedelini ödemekten imtina etmesi üzerine Kadıköy ...Noterliği kanalıyla 10/08/2012 tarihli ihtarname keşide edildiğini, ancak ihtarnameden de sonuç alınamadığını, müvekkilinin bildirim yükümlülüğünü yerine getirerek ilgili belgelerin ibraz edildiğini, sigorta şirketinin gemi kaptanını hasarın poliçe kapsamı dışında kalması için ifade vermeye zorladığını, bu hususun iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını ileri sürerek tam ziyaya uğrayan sigortalı teknenin poliçe karşılığı olan 240.000,00 Euro hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tespit edilecek hasar miktarının en az % 50’sinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının yabancı bir şirket olması nedeniyle yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, davacı tarafın kazanın meydana gelmesi ve teknenin kullanımı ile ilgili çelişkili beyanlarının olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının ... Ltd, sigorta ettirenin ... olduğunu, 30/09/2011 tarihli tekne sigorta poliçesi ile sigorta edilen teknenin ise ... isimli motor yat olduğunu, davacı tarafın tekne sigorta poliçesindeki özel şartlara uymaması nedeniyle hasar tazminatı talebinin reddedildiğini, bu kapsamda tekne sahibinden talep edilen diğer belgelerin yanında denize elverişlilik belgesi ile yat kayıt belgesinin sigorta şirketine verilmediğini, olay günü teknenin ticari amaçla kullanıldığını, tekne sahibinin fiilen değiştiğini, hasarın meydana geldiği tekne üzerinde ... isminin yazılı olduğunu, bunun da teknenin satıldığını ve isminin değişmiş olduğunu gösterdiğini, yeni isimli tekne için yeni sahibi adına poliçe tanzim edilmediğinden hasar bedelinin ödenmesinin de mümkün olmadığı gibi hasarın teminat kapsamı dışında kaldığını, kazanın meydana geldiği anda teknenin sahibi veya sahibi olan şirketin mensubu olduğu kaptanın yönetiminde bulunmadığını, bu durumun da hasarın teminat harici olması sonucunu doğurduğunu, davacı tarafın avans talebinin de yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/07/2020 tarih 2014/735 Esas - 2020/138 Karar sayılı kararında; "Dava; tekne sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacı vekili tarafından davalı ... Sigorta nezdinde ... nolu tekne sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ... isimli teknenin 29/05/2012 tarihinde Büyükada açıklarında kayalıklara çarparak hasarlandığı, hasarın sigorta teminatı kapsamında kaldığı halde hasar bedelinin ödenmediği ileri sürülmektedir. Davalı vekili ise, tekne sigorta poliçesindeki özel şartlara uyulmadığı gibi teknenin isminin ve sahibinin sonradan değişmiş olması nedeniyle rizikonun teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemektedir.Sigortalı teknede meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı hususunun tespiti amacıyla konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması cihetine gidilmiş olup, 26/02/2015 tarihli 1.bilirkişi kurulu raporunda; bağlama limanı ... olan ... isimli teknenin geçirdiği deniz kazası nedeniyle ağır hasarlı olduğunun görüldüğünü, fiberglas gövde yapısının özellikle su altı bölgesinde kırılmış ve açılmış olduğunun tespit edildiğini, kokpitte bulunması gereken seyir cihazlarının yerinde olmadığını, teknenin su alarak batması sonucu kamara ve iç bölmelerin su altında kalması nedeniyle iç yapının ve tüm mefruşatın ıslanma hasarına maruz kaldığı, makinalar, seyir cihazları ve tüm ekipmanların ıslanma nedeniyle çalışamaz durumda olduğunun gözlendiğini, teknenin onarımının mümkün olduğunu, bunun için yapılması gereken iş ve harcama tutarlarının yapılan piyasa araştırması sonucunda 116.800,00 Euro olarak tespit edildiğini, kazanın meydana geldiği tarih itibariyle teknenin değerinin 240.000,00 Euro olduğu kanaatine varıldığını, keşif sırasında motor yatın teknesinde gob5c024g011 ibaresinin yazılı olduğu, bir metal plakanın bulunduğunun tespit edildiğini, ancak motor yatın adının ..., bağlama limanın da ... olduğunun görüldüğünü, bu bilgilere ... ve ... aynı tekne numarasına sahip olduğunu, dolayısıyla hasara uğrayan motor yatın yurda girişi sırasında üzerinde isim olarak ... yazılı olup, yurda giriş işlemleri ve sigorta işlemlerinde de bu adın kullanıldığını, kaza sırasında ise üzerinde ... isminin yazılı olduğunu, bu durumun motor yatın yurda girişten sonra adının değiştirildiğini gösterdiğini, bir deniz aracının adının değiştirilmesinin malikin yetkisinde olduğunu, önceki malik veya deniz aracının devredildiği yeni malikin isim değişikliği yapabileceği, motor yat satılıp, isminin yeni malik tarafından değiştirilmesi halinde enstitü yat klozları cl.8 gereğince sigorta sözleşmesinin sona ereceğini,bu durumda da meydana gelen hasardan davalı sigortacının sorumlu tutulamayacağını, somut olayda davacı sigortalının motor yat üzerindeki menfaatinin devam ettiğini, rizikonun gerçekleştiği sırada ... isimli motor yatın maliki olduğunu ispat etmesi gerektiğini, sigorta poliçesine göre teminatın denize elverişlilik belgesi ile özel yat kayıt belgesinin (seyir izin belgesi) mevcudiyeti ve sigorta süresince devamlılığı kaydıyla geçerli olduğunu, dosyada hasara uğrayan motor yatla ilgili denize elverişlilik belgesinin tespit edilemediğini, ayrıca özel yat kayıt belgesinin de mevcut olmadığını, motor yatın sonradan tayin edilen yetkili kaptanın yönetiminde iken kaza yaparak hasara uğradığını, ticari amaçla kullanıldığının ispatlanamadığını, dava konusu hasar deniz tehlikesinden doğduğundan meydana gelen zararın sigorta himayesi kapsamında kaldığına ilişkin görüş ve kanaat bildirilmiş olup, davacı vekilinin itirazlarının değerlendirildiği ek raporda da, kök raporda yer alan görüş ve kanaatlerinde değişiklik olmadığı belirtilmiştir.25/06/2020 tarihli 2.bilirkişi kurulu raporunda; kaza yapan teknenin üzerinde yazılı olan ismin ... olduğu, mahkeme tarafından yapılan keşifte ... ibaresinin yer aldığı gövdede plaka üzerinde "..." numarasının yer aldığının görüldüğü, tekne kaptanı olarak yetkilendirilen ...'a ilişkin düzenlenen yetki belgesinde ise ... isimli teknenin kullanımı ve sorumluluğu için yetki verilmiş olduğu, dolayısıyla sözkonusu belgede veya bir başka belgede kaza geçiren ... isimli teknenin kaptanlığına ilişkin bir yetkinin yer almadığı, dosyaya sunulan tüm belgelerin davacı adına kayıtlı olan ... isimli tekne ile ilgili olup, gerek maliklik durumunu gösteren belgeler gerekse transitlog belgesinin ... teknesi için düzenlendiğini, kazaya uğrayan ... isimli tekne ile ilgili herhangi bir resmi kaydın bulunmadığını, dolayısıyla dosya kapsamına göre kazaya uğrayan teknenin ... isimli tekne olduğu ancak bu teknenin davalı ... Sigorta AŞ tarafından sigorta teminatı verilen ve sigortalı ... Ltd'ye ait tekne olduğunun dosyadaki delillere göre kabul edilemeyeceği, ... isimli teknenin ... isimli tekne olduğunun kabul edilmesi halinde ise poliçede yer alan ve rapor içerisinde tartışılan özel şartların varlığının tespit edilemediği, bu nedenle poliçe teminatında bulunan bir hasardan bahsedilemeyeceği, hasarın teminat kapsamında olduğunun kabulü halinde poliçede yer alan muafiyet hükmü dikkate alınarak talep edilebilecek makul tazminat tutarının 93.400,00 Euro ile sınırlı olması gerektiği belirtilmiştir. Dosya kapsamına göre, ABD ... Eyaleti tekne sicilinde ... Ltd adına kayıtlı olan ... isimli motor yat tipi teknenin davalı sigorta şirketi tarafından 29/09/2011 tarihli ... Y-0 nolu tekne sigorta poliçesi ile sigortalandığı, poliçede sigortalının ... Ltd, sigorta ettirenin isminin de ... olarak gösterildiği, 29/05/2012 tarihinde teknenin Sedef Adasındaki bir etkinliğe tanıtım amacıyla götürüldükten sonra Ataköy Marinaya dönüş yaptığı sırada kayalıklara çarpması sonucu hasarlandığı, hasar bedelinin ödenmesi için sigorta şirketine müracaat edildiği, sigorta şirketinin rizikonun teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle sigortalının talebini reddettiği ancak dava konusu hasar deniz tehlikesinden doğduğundan enstitü yat klozları cl.9 kapsamında kaldığı, olay günü teknenin ticari amaçla kullanıldığına ilişkin herhangi bir delilin de bulunmadığı anlaşılmış olup dosyada çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlık davalı sigorta şirketi tarafından tekne sigorta poliçesi ile sigortalanan ... isimli tekne ile kaza yaptığı sabit olan ... isimli teknenin aynı tekne olup olmadığı, isim değişikliğinin malik değişikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususuna ilişkindir. Davacı yanca dosyaya sunulan tekne sicil kayıtları ile transitlog belgesi sigortalı ... teknesi için düzenlenmiş olup, kazaya uğrayan ... isimli tekne konusunda herhangi bir resmi kayıt bulunmamaktadır. Tekne sigorta poliçesinin özel şartlarının 8.maddesinde "gemi satılır veya yeni sahibine devredilirse yada geminin sahibi bir şirket olduğunda bu şirketi denetim altında tutan menfaatlerde bir değişiklik olursa sigortacılar sigortanın devamını kabul etmedikçe sigorta, satış anından itibaren geçersiz olur" düzenlemesi yer almaktadır. TTK'nun 1470.maddesinde de "sigorta edilen menfaatin sahibinin değişmesi halinde aksine sözleşme yoksa sigorta ilişkisinin sona ereceği" hükmü sevkedilmiş olup, taraflararasındaki poliçede aksine bir hüküm bulunmadığı görülmektedir. Sigortalı tekne ile ilgili malik/menfaat değişikliği olmadığı, sadece isim değişikliği yapıldığının resmi kayıtlarına sadece malik sıfatıyla davacı tarafından ulaşılabilir olması nedeniyle bu konudaki ispat külfeti davacı yana aittir. ... isimli tekne ile ilgili register belgesi, transitlog belgesi bulunmamaktadır. Dosyaya sunulan tüm belgelerde sigortalı ... isimli tekneye ilişkindir. Bu durumda, kaza yapan tekne ile ... teknesi aynı olsa dahi isim değişikliğinin malik değişikliğine bağlı olmadığının davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Dosyaya bu yönde bir delil sunulamadığı gibi mahkememizin 07/02/2018 tarihli ara kararı gereğince davalı vekilinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı 22/06/2018 tarihli başvuru sonucunda sigorta ettiren ... ile ilgili sahte belgelerle gemi satışı konusunda çok sayıda soruşturmanın bulunduğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 29/06/2018 tarihli cevabi yazısından anlaşılmış olduğundan, açıklanan tüm bu nedenlerle ... isimli teknenin geçirdiği deniz kazası nedeniyle teknede meydana gelen hasarlardan davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmış olduğundan, bu kanaat ışığında davanın reddine karar vermek gerekmiştir. "gerekçesi ile, Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı Sigorta Şirketinin savunmasında kazaya uğrayan teknenin gezi ve tenezzüh amacı dışında kazaya uğradığı sırada ticari amaçla kullanıldığından bahisle uğranılan kaza neticesi ödenmesi gereken sigorta tazminatını ödemediğini ve bunu da davaya cevap dilekçesinde açıkça belirttiğini; davalı tarafın bir diğer savunmasının da teknenin malik değiştirmiş olabileceğine ilişkin olduğunu; davalı tarafça Kaza/Kırıma uğrayan (kaza esnasında tekne üzerinde ... ibaresinin mevcut olduğunu) teknenin sigortalı ... teknesi olmadığına dair bir iddiasının bulunmadığını; bu hususta yerel mahkemeninn daha en baştan bir değerlendirme hatasında bulunduğunu; asıl vahim olan noktanın ise heyet değişikliğinden evvel 22/10/2014 tarihinde bu hususun özellikle davalı vekiline sorulması üzerine davalı vekilinin ifadesinin aynen şu şekilde olup imza altına alındığını (bu hususu 22/10/2014 tarihli duruşma zaptından alıntıladığını): " Davalı vekili Tanığın dava konusu tekne hakkında doğrudan bilgisi olmadığı anlaşılmaktadır. Aleyhe olan hususları kabul etmiyorum Ek beyanda bulunmak için süre talep ediyorum ayrıca dosyaya gelen teskere cevaplarına beyanda bulanacağım. Bizim iki noktada itirazımız vardır. Biz öncelikle tekne ticari amaçla kullanılmıştır bu nedenle poliçe kapsamında tazminat mükellefiyetimiz ortadan kalkmıştır. Diğer itirazımız da tekne bizim sigorta poliçesini tanzim etmemizden sonra malik değiştirmiştir. Bu sebeple de davacı poliçede gözüken malik bu tazminatı talep edemez iddiamız vardır. Bu sebeple teminat harici kaldığını iddia ediyoruz bunun dışında biz tekneyi çıkardık teknenin tamir yapıldığını öğrendik ancak tekne halen marina da durmaktadır. Eğer kaldırılmadı ise orada durmaktadır dedi. Bunun dışında bizim batan ve sigorta şirketi tarafından çıkartılan teknenin registerde ve poliçede yazılı olan kayıtlar ile uyuşmadığı yönünde bir itirazımız yoktur. Batan tekne poliçede yazılı teknedir. Bizim buna yönelik bir itirazımız bulunmamaktadır. Dedi beyanı okundu imzası alındı." Bu kadar açık bir hususta yerel mahkemenin savunmanın genişletilmesi yasağını da aşar bir şekilde ve davalının açık ikrarına da aykırı bir hukuki mütalaada bulunarak hükme varmış olmasının hayreti mucip olduğunu; yerel mahkemenin 26.06.2020 tarihli 2. Bilirkişi raporunu hükme esas aldığını; bu bilirkişi raporuna karşı sunmuş oldukları beyan dilekçesinin açıkça gözardı edilmesi yanında ilgili raporun Deniz Ticaret ve Sigorta Hukuku gerçeklerinden, Hukukun Genel İlkelerinden ve Usul Hukukundan ayrı bir anlayış ile yazıldığını; bu raporu esas alan bir hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu; ilgili raporun taraflarına 01.07.2020 tarihli duruşmada tebliğ edilmiş olup mahkemece HMK hükümlerine göre taraflarına tanınan 2 haftalık beyan süresinin 16.07.2020 tarihinde dolduğunu; yerel mahkemece 16.07.2020 tarihinde duruşma yapıldığını ve aynı tarihli beyan dilekçelerinin hiç dikkate alınmadığını; usul hükümlerine uygun olsda Yasanın ruhuna aykırı olan bu durumun ayrıca eksik incelemenin ve hatalı hükmün de kaynağı olduğunu, Yerel mahkemenin kararında ... isimli teknenin malik/menfaat değiştirmesi hususunda ispat külfetinin taraflarına (yani davacıya) yükletildiğini; açıkça usul yasasına ve uygulamaya (ayrıca Kanunların ruhuna) aykırı bu hükme karşılık olduğunu; davalı tarafın savunmasına ilişkin bir hususun ispatının taraflarına hasredilmesinin her ne kadar yanlış olsa da işbu ispat külfetinin de taraflarınca yerine getirilmiş bulunduğunu; bu kapsamda müvekkili şirketin bulunduğu A.B.D. ile yapılan yazışmaların onaylı tercümelerinin dosya mündericatında yeraldığını; buna göre 28 Mart 2018 tarihinde A.B.D. Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen yazı tercümesinde halihazırda dava konusu zararının tazmini istenen teknenin maliki olarak müvekkili ... Ltd.'nin görüldüğünü; işbu hususun ilk bilirkişi heyetinin teknenin isim değişikliğinin ancak malik tarafından yapılabileceği hususuna binaen ilgili yazışmalar yapılmak suretiyle alındığını; bu yazışmadan hariç olarak delil listelerinde mevcut; Hasarlı tekneye ait Register Card (Yurtdışı Tescil Belgesi ve Certification yani Denize elverişlilik bu belgeye bağlı), Transit Log, Kaptan yetkilendirme belgesi (15.05.2012 tarihli), Olay yeri inceleme raporu, Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı 2012/352 Soruşturma nolu dosyasında tekne maliki olarak müvekkili şirketin yer aldığını; işbu resmî evraklar dikkate alınmadan dava seyrinde malik/menfaat tartışmasının yaşandığını, A.B.D. Makamlarından 2018 yılında gelen yazı doğrultusunda ispat külfetinin taraflarınca ziyadesiyle karşılandığını, Davalı sigorta şirketin savunmasının tekne malikliği ve teknenin gezi/tenezzüh amacı dışında ticarî amaçla kullanılmış olması olduğunu; davalı tarafın her iki iddiasını da ispatlayamadığını, somut hiçbir delil ibraz edemediğini; davalı tarafın savunması uyarınca teknenin malik değiştirdiği iddiasını ispat külfeti yerine getirmemiş olmasına karşın yerel mahkemenin bu külfeti taraflarına hasrettiğini, taraflarınca malik değişikliği olmadığı hususunun defalarca yazılı delille (resmî evraklarla) ispat edilmiş olmasına rağmen de bu hususun hükümde gözardı edildiğini; davalı tarafın yargılama boyunca kendi tanığının ifadesi ile malik değişikliği üzerinde durmuşsa da bu tanığın davalı hesabına inceleme yapan ve bunun karşılığında davalı ile aralarında ticari ilişki bulunan (ifadesinde davalı hesabına o tarihe kadar 7-8 olayda çalıştığını ikrar etmiştir) , Sigortacılık ve Deniz Ticaret ve Sigorta Hukuku üzerine hiçbir bilgisi olmayan bir emekli polis memuru olduğunu; bu tanığın ifadesinde olaya ilişkin bilgisini değil izlenimlerini anlattığını, mahkemedeki ifadesinde " Muhtemelen teknenin satışının yapıldığı", "Geceleyin tekne Tanıtımı yapılmaz diye düşünüyorum", "Teknenin poliçede yazan tekne olmadığı kanaatine ulaştık" şeklinde kesinlikten uzak müphem iddialarını sıraladığını; bilirkişi raporlarında aynı şekilde şüpheden uzak kesinlik ifade eden ifadeler yerine kanaatleri belirtilmiş olup izah ettikleri ve edecekleri dosya delil durumu ve kesin kanıtlar dikkate alınmadan hazırlanan raporların hükme esas olduğunu; dava dosyası an itibariyle davalı savunmalarının ispatlanmadığını, ispat ettikleri hususların dikkate alınmamış halde olduğunu; ilk bilirkişi heyetince hazırlanan raporda teknede isim değişikliği hakkının malikte olduğunru ve malikin bu değişikliği yapabileceğinin belirtildiğini (işbu rapora teknenin halihazırda maliki olmaları ve bilirkişi raporundaki hasar tutarının eksik ve az olması nedeniyle itiraz etmiş bulunmakta olduklarını) Meydana gelen kazaya ilişkin açılan Ceza yargılamasının İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüş olup 2013/207 Esas ve 2014/253 Karar sayılı dosyada da tekne sahibi olarak müvekkili şirketin gösterildiğini; bu dosya kapsamındaki incelemede teknenin seyre elverişli olmasından ötürü müvekkili şirket yetkilisi Robert Yenovkian hakkında bir cezaya hükmedilmemiş olup, teknenin denizde seyre elverişli olduğu hususunun ayrıca yeraldığını; öte yandan ceza yargılamasında yer alan tekne malikinin hukuk yargılamasında malik olduğuna yönelik resmî belgelerin hilafına malik olarak kabul edilmemesinin de hukukî açıdan bir garabet teşkil ettiğini, Hükme esas 2. bilirkişi heyetinin raporunda Denize elverişlilik veya Özel yat kayıt belgesinin mevcudiyetinin bulunmadığından bahsedilmiş ise de dosyada mevcut 16.06.2015 tarihli İstanbul Liman Başkanlığı ve 08.07.2015 tarihli Deniz Ticaret odası yazılarında; yat Kayıt belgesine TransitLog dendiğini, bu ismin Deniz Turizmi Yönetmeliğinde Seyir İzin Belgesi olarak değiştirildiğini (ancak uygulamada halen bu belge Transitlog olarak isimlendirmekte ve bu şekilde düzenlenmekte olduğunu, işbu hususu bilirkişilerin bilmemesi veyahut bilmelerine karşın raporda dikkate almamalarının fecaat olduğunu) hususunun açıkça yazdığını; bu apaçık gerçekliğe karşın bilirkişilerin hatalı değerlendirmeleri ve bu değerlendirmelere karşı beyan dilekçelerinin gözönüne alınmamasının işbu yerel mahkeme kararına karşı istinaf yoluna gitme zaruretine hasıl olduğunu; işbu hususta teknenin mülkiyetinin müvekkili şirkette ait olduğunun belgelerle sabit olduğunu ve davalının kaza yapan tekne ile sigortalı teknenin aynı olduğuna dair kabulünü (ve bu hususu savunma dilekçesinde ileri sürmediğini) bir kez daha hatırlattığını, Davalı savunmasında ve bilirkişilerin değerlendirmesinde sıkça bahsedilmiş olduğunu, yerel mahkemenin dahi dikkate almadığını, ticari kullanım hususunda şu bilgiyi belirtmek istediklerini: kazanın olduğu gece yapılan yemekli tanıtımın ... dergi grubunca gerçekleştirilmiş olup dava konusu teknenin zaten yurdumuza satış amacıyla getirilmediğini; teknenin donanımı, modeli ve fiyatı gözönüne alındığında bu tarz bir ürününün tanıtımının ancak üst gelir grubuna bu tarz etkinlikler vasıtasıyla yapılabileceği hususunun izahtan vareste olduğunu; lüks tüketim ürünleri için Radyo TV reklamı yapılmadığı ve bu ürünlerin doğrudan tanıtımının tercih edildiği bir vakıa olduğunu; bu tekne ile yolcu taşımacılığı yapıldığı, gezi/tenezzüh amacı dışında bu şekilde kullanıldığı hususunda ki iddia isi teknenin en güçlü ... motora haiz, İtalyan stili tasarım mobilyalı ve lüks deri oturma gruplu olduğu gerçeği düşünüldüğünde bile garip kaçtığını; teknelerin kullanımının saat hesabıyla yapılmakta olup (arabalardaki km tersine denizde geçirdiği saat dikkate alınmakta) bu tekne ile yolcu taşımacılığı yapmanın ... marka bir otomobil ile taksicilik yapmak kadar abes bir durum oluşturacağını; nitekim yerel mahkeme değerlendirmesinde bu hususun davalı tarafça ispat edilmediğine atıf yaparak gerekçeli kararda bu hususu belirttiğini; (Yerel Mahkemenin ispata muhtaç bu iddiayı dikkate almamasının buna karşılık mülkiyet/malik iddiasında hem de ispat külfetini tersine çevirmesine rağmen kesin kanıtlara karşın dikkate almamasının ise ayrıca düşündürücü olduğunu). işbu halde davalı tarafça ispat edilemeyen bu hususun dahi 2. Bilirkişi Heyeti tarafından (ilk bilirkişi heyetinin de bu iddianın ispat edilemediğinden bahisle dikkate almadığını) irdelenmesinin de heyetin hükme esas raporunun ne denli yanlı olduğunun bir başka delili olduğunu, Davanın 6. yılında davalı tarafça dava dışı sigorta ettiren ... hakkında basında çıkan iddiaların dosyaya sunulmuş olup yerel mahkemece bu iddialara ilişkin davalıya somut kanıt sunması için süre verildiğini; işbu halde iken davalı taraf bahse konu sigorta ettiren hakkındaki Savcılık soruşturma evraklarını dosyaya ibraz ettiğini; tüm bu hale karşın dava konusu kazaya uğrayan tekne hakkında bir soruşturma bulunmadığının görüldüğünü; (davalının da bu iddia da bulunmamış olup sadece davadışı sigorta ettirenin şahsı ile ilgili iddiaları öne sürdüğünü) yerel mahkemenin ise gerekçeli kararında davadışı sigorta ettiren hakkında çok sayıda soruşturma bulunduğundan bahisle davalı sigorta şirketinin meydana gelen hasarlardan sorumlu tutulamayacağını hüküm altına aldığını; sadece bu değerlendirme ile bile ilgili hükmün istinaf incelemesi ile bozulmasının gerektiğini, Davadışı Sigorta ettiren ... hakkında kesinleşmiş herhangi bir ceza mahkemesi hükmünün bulunmamakta olup gerekçeli mahkeme kararında bahsedilen çok sayıda soruşturma evrakı içeriğinde çok sayıda da takipsizlik kararı yeraldığı hususunun dikkate alınmadığını, Davaya konu olan tekne hasarının 2012 yılında gerçekleşmiş olup dosyaya sunulan soruşturma evraklarının istisnasız 2018 yılına ait olduğunu; dava konusu edilen olayla aradaki 6 senelik fark yanında bir diğer önemli noktanın davaya konu tekne hakkında herhangi bir soruşturmanın bulunmadığını, Sigorta ettiren ...'nin sadece bu sıfatıyla bile işbu davayı ikame edebileceğini; Ticaret Kanunumuz Sigorta Ettiren sıfatıyla sigortacıya rücu edilebileceğini apaçık ortaya koymakta olduğunu; davalı tarafça teknenin asıl malikinin belli olmadığını ispat edememiş olsa da sürekli savunmasına dayanak yaptığı bu hususta davadışı sigorta ettireni 2018 yılından itibaren öne sürdüğünü; halbuki davadışı sigorta ettiren ...'nin asıl malik olsa idi Türkiye'de yerleşik olan bu şahsın çok kolay bir zeyilname tanzimi ile tekne poliçesinde yer alacağını; bir diğer önemli hususun da sigorta ettiren olmasına rağmen davayı ...'nin ikame etmediğini; bu durumun fiili sonucu olarak taraflarınca Yabancılık teminatı olarak 85.000,00 TL tutarın mahkeme veznesine depo edildiğini; sigorta ettiren ...'nin ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu; işbu yüksek meblağı ödemeden davayı ikame edebiliceğini; neticeten davalının iddialarının aksine asıl malikin müvekkilleri olduğunun aşikar olduğunu; bahsi geçen davadışı Sigorta ettiren ...'nin ise A.B.D.' de kurulu bulunan firma adına tekneyi Türkiye'de pazara çıkaran ve daha önce de yabancı tekne firmalarının satış acenteliğini yapmış bir isim olduğunu; hakkındaki iddiaların mahiyeti ve ciddiyetinin bir kenara, müvekkili firma tarafından dava ikame yetkisinin dahi kendisine verilmemiş olup bu hususta asıl malik olan müvekkili firmanın harekete geçtiğini; işbu halde iken davadışı bir ismin, hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmamasına karşın bahis konusu edilmesi, üstüne bu iddiaların hükme esas alınmasının yasaya ve usule aykırı, hatalı olup verilen hükmün sadece bu bahsin geçmesi neticesiyle bile hukuksal açıdan sakat olduğunu; dava dışı isimler üzerinden varlığı ispatlanmamış iddialarla -herhangi bir kesin hüküm de olmadığını- adeta gazete küpürleriyle hüküm kurulamayacağının kanaatinde olduklarını, Yukarıda arz ve izah ettikleri yaşanan hukukî tartışmalar ışığında, ispat külfetinin hatalı değerlendirildiğini, 2. Bilirkişi raporunda Deniz Ticaret ve Sigorta Hukuku esaslarına ters olduğu kadar dosyada mevcut apaçık delilleri bile görmezden gelen değerlendirmelerin yer aldığını ve tümbu değerlendirmelerin, davadışı 3. Şahısların kesin hüküm olmayan soruşturma evraklarının bile hükme esas alınması karşısında yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesini, istinaf gerekçelerini daha ayrıntılı ifade edebilmeleri için de istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını talep ettiklerini, İleri sürerek; istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; tekne sigorta poliçesine dayalı hasar bedeli alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı sigorta şirketi nezdinde ... nolu tekne sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ... isimli motor yatın 29/05/2012 tarihinde Büyükada açıklarında kayalıklara çarparak hasarlanması olayında, hasarın sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı, sigortalanan teknenin kaza sırasında isminin ... olduğu sabit olup, bu isim değişikliğinin, poliçe tanziminden sonra gerçekleşen malik değişikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı dolayısıyla poliçenin sona erip ermediği, poliçenin sona ermemiş olması ihtimalinde, yatın kaza sırasında gezi ve tenezzüh amacı ile değil ticari amaçla kullanılıp kullanılmadığı, yatın denize elverişlilik belgesi ve yat kayıt belgesi bulunup bulunmadığı, yatın halen davacıya ait olduğu, ticari amaçlı kullanımın mevcut olmadığı, yat kayıt(transitlog) ve denize elverişlilik belgelerinin bulunduğu hususlarının sabit görülmesi halinde poliçe kapsamında karşılanması gereken hasar tutarının ne olduğu hususlarındadır. İlk derece mahkemesi gerekçesinde; olay günü teknenin ticari amaçla kullanıldığına ilişkin herhangi bir delilin de bulunmadığı, kazanın deniz tehlikesinden kaynaklandığı ve enstitü yat klozları cl.9 kapsamında kaldığı, dosyada çözümlenmesi gereken hukuki uyuşmazlığın davalı sigorta şirketi tarafından tekne sigorta poliçesi ile sigortalanan ... isimli tekne ile kaza yaptığı sabit olan ... isimli teknenin aynı tekne olup olmadığı, isim değişikliğinin malik değişikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususuna ilişkin olduğu tespiti yapılmış ise de; kazaya karışan ... isimli tekne ile sigortalanan ... isimli teknenin aynı tekne olduğu hususları taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Nitekim davalı vekili 22/10/2014 tarihli celsede bu hususu açıkça beyan ve kabul etmiştir. Uyuşmazlık poliçe tanzimi sonrası davacının dava konusu tekneyi satıp satmadığı, tekne isminin yeni malik tarafından değiştirilip değiştirilmediği hususundadır. Mahkemece mahallinde keşif yapılmak suretiyle alınan ilk bilirkişi heyet raporunda; yerinde incelenen tekne ile bağlama limanı ... olan sigortalı teknenin tekne numaralarının aynı olduğu tespit edilmiş olup, istinabe yolu ile ... Tekne Sicili'nden alınan yazı cevabı kapsamından, ... tekne numaralı teknenin malikinin halen davacı olarak göründüğü saptanmıştır. Yine alınan ilk bilirkişi heyeti raporunda tekne isminin mevcut malik veya yeni malik tarafından değiştirilebileceği belirtilmiştir. Davalı yan, sigortalı tekne ile kaza yapan teknenin aynı olduğunu ikrar etmekte, ancak teknenin poliçe tanzimi sonrası ve kaza öncesinde davacı tarafından satılmış olabileceğini, bu nedenle poliçenin sona erdiğini ileri sürmektedir. Davalı yanın bu savunmasının hukuki mahiyetinin(vasıflı ikrar/bağlantılı veya bağlantısı bileşik ikrar) ve ispat yükü bakımından sonuçlarının mahkmece değerlendirilmediği, öte yandan ... Tekne Sicili'nden alınan yazı cevabı kapsamı üzerinde yeterli değerlendirme yapılmadığı anlaşılmış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde bulunmuştur. Sigortalı tekne ile kaza yapan teknenin aynı olduklarının, sigortalı teknenin trabsitlog belgesinin mevcut olduğunun ihtilaf konusu olmadığı; Deniz Ticaret Odası ve İstanbul Liman Başkanlıklar'ının yazı cevapları ile Yat kayıt/transitlog belgesi ile Seyir izin belgesinin aynı anlama geldiğini bildirdikleri, bu çerçevede sigortalı teknenin malikinin değişmemiş, tekne isminin davacı tarafından değiştirilmiş olması ihtimalinde; tekne ismi ... iken alınmış transitlog belgesinin geçerliliğini koruyup korumayacağının, yine bu belgenin teknenin denize elverişliliğini de belgeleyip belgelemediğinin araştırılmadığı, davacının bu yöndeki itirazlarının bilirkişi raporlarında karşılanmadığı anlaşılmış olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırma kararı doğrultusunda; dosyanın tekne malikinin değiştiğine dair savunma bakımından ispat yüküne ilişkin değerlendirme yapılması; sigortalı teknenin malikinin değişmemiş, tekne isminin davacı tarafından değiştirilmiş olması ihtimalinde, isim değişikliğinin trabsitlog belgesinin geçerliliğini etkileyip etkilemeyeceği, yine transitlog belgesinin, sigorta özel şartlarında aranan denize elverişlilik belgesini karşılayıp karşılamadığı hususlarının bu konuda gerekirse Deniz Ticaret Odası ile Liman Başkanlığı'na yeniden yazı yazılarak araştırılması, yine gerekli görülmesi halinde davacı itirazlarını da karşılar mahkeme ve kanun yolu denetimine açık ek rapor alınması için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/07/2020 tarih ve 2014/735 Esas - 2020/138 Karar Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27//04/2023 tarihinde HMK'nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy