İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/849 Esas 2023/694 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/849
Karar No: 2023/694
Karar Tarihi: 05.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/849
KARAR NO: 2023/694
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2022
NUMARASI: 2021/197 Esas - 2022/170 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/05/2023
Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında muhtelif tarihlerde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeler ile davacı şirketin ürünlerinin bayiye satışı ile ilgili koşulların düzenlendiğini, davalıların ,sözleşmeleri kefil-garantör sıfatıyla imzaladığını, davalıların ... Ltd. Şti.'nin davacı nezdindeki borçlarının temini için müvekkil şirket lehine Çorum - Bayat İlçesi ... Ada-... ve ... Parsel nolu taşımazları 250.000-TL bedelle ipotek ettiklerini, davacının cari hesap alacağı nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı Bakırköy ... İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasına davalılar tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalıların itirazının iptali ile takibin devamına,davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ... vekili, müvekkilinin daha önce ortağı olduğu ...Ltd. Şti. İle davacı arasında muhtelif tarihlerde bayilik sözleşmesi imzalandığını,şirketin borçları için müvekkilinin pay sahibi olduğu taşınmazlarda ipotek tesis edildiğini, davacı şirket davalının ortağı olduğu şirketten cari hesap alacağı olduğunu iddia etmekte ise de alacak miktarı kesin olarak belirlenmediğini, itirazın iptali davasının reddine, alacağın %20'si oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar ... ve ... davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının davalının yanı sıra ipotek borçlusu sıfatı ile davalılar aleyhine de ihtarname keşide etmesi yasal bir zorunluluk olduğu, aksi takdirde alacaklanın ipotek borçlusu üçüncü şahıslardan talepte bulunamayacağı, davalıların sözleşme tarihinde dava dışı asıl borçlu şirketin ortağı ve yöneticisi olmalarının borçtan şahsi sorumluluğu sonucunu da doğurmadığı,sözleşme hükümlerinin yasanın bu emredici hükmünü bertaraf etmeceği, dosyada, davacı tarafın davalılar aleyhine ihtarname keşide etmediği, yine, İİK'nun 149/b maddesi hükmü gereği üçüncü şahıs ipoteğinde asıl borçlu ile ipotek borçluları arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu, asıl borçlu şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi takibi başlatılmadığı, bu hususların özel dava şartı niteliğinde olmaları nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili,borçlu şirkette ortak sıfatı ile yer alan davalıların davacıya garantiler vererek şirket ile hukuki münasebete yönelttiğini, imzalanan bayi sözleşmesi kapsamında müteselsil olarak sorumlu olduklarını, davalıların işbu bayi sözleşmesinin imzalandığı tarihte şirketin ortağı ve yöneticisi olmaları dolayısıyla ... sorumlulukları sebebiyle borçtan şahsi sorumlulukları olduğunu, davalıların hisse devir tarihi itibariyle şirketin cari hesap alacak tutarının muaccel ve likit olduğunu,asıl borçlu şirket hakkında takip yapılmaması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK. madde 124/3 gereği asıl borçlu şirketin takibe dâhil edilerek eksikliğin giderilebileceğini,bu konuda kesin süre verilmesi gerektiğini ,eksikliği gidermek üzere süre verilmeden, doğrudan davanın "dava şartı yokluğundan" reddine karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, limit ipoteğine ilişkin icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Asıl borçlu şirket hakkında icra takibi yapılmamıştır. Davacı vekili ;sözleşmelerin 22.3. maddesinin bayii şirketin ortaklarını borçtan müteselsilen sorumlu kıldığını,davalıların hisseleri devretmesinin de sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağını ileri sürmüştür.Bayilik sözleşmelerinde davalıların taraf olmadığı ipotek borçlusu oldukları anlaşılmaktadır. Davalılar sözleşmelerde taraf olmadığından 22.3 maddesi nedeniyle davalıların şahsen sorumlu olduklarının kabulü mümkün değildir. TMK nın 887. Maddesi; "İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır." hükmünü içermektedir. Bu kapsamda asıl borçlu ve ipotek borçlularına ihtar yapılmamıştır.İhtarın yapılması kamu düzenine ilişkindir. (Yargıtay HGK'nın 2017/918 Esas, 2020/472 Karar, 24.6.2020 tarihli ilamı) İİK’nın 149. Maddesi; "İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehin edilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir." düzenlemesini içermektedir. Açıklanan nedenlerle ;davalıların borçtan şahsen sorumlu olmadığı,asıl borçlu ile ipotek borçlusu arasında İİK. m. 149/b uyarınca zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu,asıl borçlunun icra takibine HMK 124. madde kapsamında eklenmesi mümkün ise de icra takibinden evvel muacceliyet ihtar tebliği yapılmadığı gözetildiğinde davacı vekilinin HMK 124.madde gereğince süre verilmesi gerektiğine yönelik istinaf nedeni de yerinde bulunmamış istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 4.270-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.090,1‬0-TL harcın davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı ... tarafından yapılan 50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK 'nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 05/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy