İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/613 Esas 2023/591 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/613
Karar No: 2023/591
Karar Tarihi: 17.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/613
KARAR NO: 2023/591
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/881 Esas
BİRLEŞEN DOSYA: Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/896 Esas 2022/1205 Karar sayılı dosyası
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/04/2023
İhtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın asli müdahil vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA VE TALEP: Davacılar vekili; davalı şirketin genel kurulunun usulüne uygun bir genel kurul defteri olmaksızın alınan 05/10/2022 tarih ve 2022/02 numaralı karar sebebi ile şirketin tüm yönetiminin kötü niyetli ve hukuka aykırı şekilde davranan ve suç niteliğindeki eylemlerle ...'a bırakılması sebebi ile şirketin her dakika telafisi imkansız bir zarara uğraması ihtimali bulunduğunu, kanunun emredici hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olan ve doktrine göre yok hükmünde olan kararın icrasının müvekkilinin müdürü olduğu ve esasında müvekkili ...'ya ait olan şirketin tüm malvarlığının yok olması anlamına geleceğini, davalı şirketin tüm malvarlığının bu şekilde ve kendilerince bilinmeyen farklı yollarla adeta yangından mal kaçırırcasına elden çıkarılmasına engel olunmaz ise bu davanın sonunda müvekkilleri ile şirketin telafi edilemez şekilde zarar göreceğini, TTK 449. Madde uyarınca açık bir hukuka aykırılığın söz konusu olduğu bu kararın TTK'nun 449. Maddesi uyarınca yürütmesinin durdurulmasını talep etmişlerdir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İlk derece mahkemesince Bakırköy 4.ATM'nin 2022/881 esas sayılı dosyası ile birleştirilen Bakırköy 3.ATM'nin 2022/896 esas 2022/1205 karar sayılı dosyasında verilen 8.11.2022 tarihli ara karar ile " 05/10/2022 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talep edildiği; anılan genel kurulda alınan kararlarının uygulanmasının davacı yönünden hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı konusunda mahkemede kanaat oluştuğu, talep sahibi davacının, hakkını tehdit eden yakın bir tehlike nedeniyle ivedi bir koruma ihtiyacı içinde bulunduğu , ihtiyati tedbir kararı verebilmek için hâkimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan delillerin somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyduğu gözönüne alınarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davacılar vekilinin 05/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2022/01 numaralı kararın yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; davalı şirketin 05/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2022/01 numaralı kararın yürütmesinin TTK'nın 449/1.maddesi uyarınca geri bırakılmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Asli Müdahele talep eden ... vekili; ...'nun şirket müdürü ve resmi sahibi statüsünde olmadığını, taraf ehliyeti olmadığını,dosyaya sunulan inanç sözleşmesinin kanuna aykırı ve geçersiz olduğunu, yabancılar için gayrimenkul satışı yapan şirket yöneticilerinin yabancı olamayacağını, aksi ihtimalde vatandaşlık için gerçekleştirilen gayrimenkul satış işlemlerinin geçerli olmayacağını, huzurdaki davanın genel kurul kararının iptaline ilişkin olduğundan inanç sözleşmesinin konusu olmadığını, böyle bir durum iddia ediliyorsa mutlak butlan olan sözleşme ile ilgili olarak dava açarak şirketin sahibi olduğu iddialarını ispatlaması gerektiğini, şirketin mesul müdürü olan ...'nın iddiaları ile ilgili olarak kendisinin avukat olduğunu, avukatların şirketlerde mesul müdür olmalarının kanunen yasak olduğunu, ... tarafından belirtilen imzasının taklit edildiği ve sahte belge sunulduğu gibi iddiaların kesinlikle doğru olmadığını, Ticaret Odasından talep edilen evraklara ait işlemlerin müvekkili tarafından bizzat tek imza ile yapıldığının açıkça anlaşıldığını, dava konusu genel kurulun iptali olan huzurdaki davaya konu tüm işlemlerin müvekkilinin tek imzası ile usulüne uygun şekilde yapıldığını, şirket sahibinin müdürünü azlederek genel kurulda karar almasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, mahkemenin verdiği genel kurul kararına geri bırakılma kararı ile beraber ardından hemen genel kurulu kararı alınarak ...'un ve şirketin de vekili olmaları sebebiyle vekilliklerinin hızlıca azledildiğini, banka hesaplarının şifrelerinin ele geçirildiğini, telafisi güç sonuçların doğabileceğini,müvekkilinin mağduriyetinin ve yaşayacağı olumsuzlukların riskinin daha da büyüdüğünü, bu nedenlerle duruşma beklenmesizin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, aksi takdirde duruşma gününe kadar mesul müdürün imza yetkisinin kısıtlanarak mahkemece atanacak bir kayyum atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Asli Müdahele talep eden vekilinin ihtiyati tedbire itirazı üzerine ; ihtiyati tedbir kararının haklılığını ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup davacı vekili tarafından dosyaya sunulan delillerin somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uyması gözönüne alındığında müdahil vekilinin davalı şirketin 05/10/2022 tarihinde yapılan ortaklar kurulunda alınan kararların yürütmesinin geri bırakılmasına ilişkin mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına yaptığı itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Asli Müdahil vekili; müvekkilinin yaptığı araştırmalar neticesinde haklarının diğer müdürler tarafından açıkça ihlal edildiğini, diğer müdürlerin şirket yararına değil kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini ve bir çok usulsüz işlem yapıldığını ve bu işlemlerin şirket ana sözleşmesine ve genel esaslarına, dürüstlük kuralına ve TTK na'na açıkça aykırı işlemler olduğunu tespit ettiğini, bu sebeple de usule uygun olarak yapılan genel kurul toplantısı ile müdürlerin şirkete verdiği zararları azaltabilmek adına müdürleri azlettiğini, müvekkilin bilgi alma hakkı, ortak olduğu süreden itibaren tamamen engellenmekte müvekkile öncelikle şirket hakkında yanıltıcı bilgiler verilmekte iken çok uzun süredir şirketin mali durumu hakkında müvekkile bilgi dahi verilmediğini, ...'nın imzasını kullandığına ilişkin iddiaların doğru olmadığını, 20.05.2021 tarihli inanç sözleşmesinin hükümsüz olduğunu, inanç sözleşmesinin 2. ve 3. maddesinde açıkça sözleşmenin kanuna karşı hile ile düzenlendiğini, şirketin mevcutta bulunan bu taşınmazları Çin ülkesi vatandaşlarına satıp, sattığı kişiler için istihdam ettiği avukatları ile Türk vatandaşlığına başvuru yapmayı ve kar elde etmeyi planlayan ... ve hissedarı ve genel müdür ..., Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün 22.03.2021 tarihli genelgenin uygulanmasına ilişkin Yönetmelik Hakkında Kılavuz'un 9.- Sayfası "G-Yabancılar Arası işlemler'' başlığı altında düzenlenen genelge hükmünün Çin vatandaşları arasında satış yapılmasına izin verilmediğinden davacı ...'nun karsılaştığı bu zorlu durumu çalışanı ve dostluk ilişkisi içinde o|duğu ...'a anlattığını ve her iki taraf birlikte bu genelge hükümleri gereği için taşınmazların satışını Çin uyruklu kişilere yapabilmek için ...'nun hisselerinin tamamının .." devir edildiğini, yabancı uyruklu gerçek kişilerin taşınmaz mülkiyeti edinme hakkının kanuni sınırlamalara tâbi tutulduğunu; davacı tarafın, müvekkilinin deneyimsizliğinden faydalandığını, Çin vatandaşı davacı tarafın, satışının mümkün olmadığı taşınmazları yine Çin vatandaşlarına sattığını, davalı şirketin vergi borçlarından müvekkilinin sorumluluğu olup ne kadar vergi borcu doğduğunun bilinmediğini, müvekkilinin mağduriyetinin yaşayacağı olumsuzlukların riskini daha da büyüttüğünü ileri sürerek ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılarak, itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava; birleştirilen asıl dava da davacılar davalı şirketin hisselerinin inanç sözleşmesi ile davalıya devir edildiği, hisseleri devir aldıktan sonra davalının hisseleri iade etmeye yanaşmadığı, daha evvel görev süresi biten şirket müdürünün imzası taklit edilmek suretiyle yeni bir genel kurul defteri alınarak hisseleri iade etmesi gereken davalının, diğer şirket müdürünü görevden azlederek kendisini münferit yetkili olarak atayarak şirketin gerçekte hissedarı olmadığı halde şirket malvarlığını elden çıkarmaya çalıştığı iddiasıyla açılan ortaklar kurulu kararının iptaline ilişkin dava da alınan genel kurulu kararının iptaline ilişkindir. Asıl davada davalı,birleşen davada asli müdahil inanç sözleşmesini inkar etmemekle birlikte kanuna aykırılık taşıdığı iddiasıyla kesin hükümsüz olduğunu ileri sürmekte ve ortak ve diğer şirket müdürünün yapılan usulsüz işlemler nedeniyle müvekkilini sorumluluk altında bıraktığı iddiası ile alınan ortaklar kurulu kararının müvekkilinin uğrayabileceği zararların engellenebilmesi için zorunlu olarak alınan bir karar olduğunu ileri sürmektedir. Davacıların, hisse devri talebinin karara bağlanacağı asıl dava dosyasında eldeki bu davayı açma hakkı bulunup bulunmadığı belirlenecektir.Asıl davada,davacı tarafça sunulan inanç sözleşmesi , diğer deliller kapsamında davanın bulunduğu aşama itibariyle davacının haklarının korunabilmesi bakımından birleşen davada verilen ihtiyati tedbir kararının dosya kapsamına ve delillere uygun olduğu sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; somut olay itibariyle şirket hisselerinin istenildiği zaman iade edileceğine ilişkin sözleşme hükmü nedeniyle yargılamanın bu aşamasında yaklaşık ispatın sağlandığının kabulü ile asli müdahil vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Asli müdahil vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy