İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2023/280 Esas 2023/677 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/280
Karar No: 2023/677
Karar Tarihi: 03.05.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/280
KARAR NO: 2023/677
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI: 2014/914 Esas - 2017/766 Karar
DAVA:Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/05/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın Yargıtay 11. H.D tarafından bozulması üzerine yapılan duruşma sonunda dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin ... ticari plakalı taksinin sahibi olup, taksi plakasının, daha önce aracılık hizmetleri ile uğraşan dava dışı ... tarafından kiralandığını, daha sonra 2013 yılı Ocak ayında ...'ın aracın eski olup değişmesi gerektiği, yeni alınacak aracın ticari plakaya tescili için vekaletname verilmesi gerektiğini söylediğini, müvekkilinin bunun üzerine ...'a, ortaklarına ve çalışanlarına trafik tescil işlemleri için Eyüp ... Noterliği'nin 04.01.2013 tarihli vekaletnamesini verdiğini, müvekkilinin tip vekaletnameyi okuduğunu ve yapılacak işlemlere ilişkin olduğunu gördüğünü, ancak daha sonra tip vekaletnamede yer almayan bir hüküm içeren başka bir vekaletname düzenlediğini ve müvekkiline içinde "TC bankalarından kullanacağım her türlü kredi nedeniyle adıma dilediği bedel ve şartlarla kredi kullanmaya, beni borçlandırmaya, kredi sözleşmelerini tanzim ve imza etmeye, kredi bedellerini tahsil etmeye, kullanılacak kredi nedeniyle adıma kayıtlı araçları, ticari plaka hattımı banka lehine rehnetmeye, rehin sözleşmelerini ve yediemin senedini imzalamaya... " şeklinde hüküm bulunan başka bir vekaletname getirildiğini, aynı başlığın yer aldığı vekaletnamenin kendisine gösterilen tip vekaletname olduğunu düşünen müvekkilinin vekaletnameyi imzaladığını, sonrasında müvekkilinin, bu kişilerin bahsedilen vekaletname ile ... Sultangazi Şubesinden kendi adına çeşitli tarihlerde dört ayrı kredi çektiklerini öğrendiğini, bu kişi tarafından 09/01/2013 tarihinde 45.000-TL, 09/01/2013 tarihinde 305.000-TL, 18/03/2013 tarihinde 50.000-TL ve 23/05/2013 tarihinde 50.000-TL olmak üzere toplam 450.000-TL kredi çekildiğini, müvekkilinin krediler nedeniyle bakiye 241.261,95-TL borcu bulunduğunu, ..., ilgili noter ve banka çalışanları hakkında İstanbul C.Başsavcılığına 2013/128310 soruşturma no.lu dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, ...'ın her ne kadar müvekkili adına vekaletname ile işlem yapmış olsa da, kredilerin çekilmesinde ve bu sebeple ve müvekkilinin haksız olarak borçlanmasında davalı bankanın ağır kusuru ve sorumluluğu bulunduğunu, ... adlı şahsın ortadan kaybolmasından sonra edilen bilgilere göre ... ve yönlendirdiği çalışanları tarafından bahsedilen vekaletname yöntemiyle 70-75 milyon -TL tutarında kredi kullanıldığını, müvekkilinin aslında davalı banka ile bir kredi ilişkisine girme iradesinin bulunmadığını, davalı bankanın özen yükümlülüğü gereğince çalışanlarının her türlü ihmal kusurundan dolayı sorumlu olduğunu belirterek, müvekkilinin davalı bankaya borçlandıran kredilerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı bankaya 241.261,65 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili; kredi borçlarının müvekkili tarafından toplam 266.509-TL ödeme yapılmak suretiyle kapatıldığını belirterek, yapılan ödeme gereğince davaya istirdat davası olarak devam edilerek ödemenin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı adına kredi sözleşmelerini Eyüp ... Noterliğinin 05/01/2013 tarih ve ... yevmiye no.lu vekaletnamesi ile vekil edilen ...'ın imzaladığını, davacının bu kişiye geniş yetkiler içeren genel vekaletname verdiğini, kredi başvurusunun bu vekaletname ile yapıldığını, müvekkili tarafından davacı tarafa tahsis edilen her bir kredi öncesinde Eyüp ... Noterliği aranarak vekaletnamede azil olup olmadığının teyit edildiğini, tacir olan davacının basiretli davranma yükümlülüğünün bulunduğunu, okuduğu ve imzaladığı vekaletnamelerin farklı olduğu iddiası soyut olup, müvekkili bankanın kendisine ibraz edilenden başka vekalatnameler varsa bunları bilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın kullanmış olduğu kredi taksitlerinin bir kısmının ödendiğini, davacı tarafa kullandırılan kredilerde herhangi bir usulsüzlük olmadığını, kredi kullandırılırken davacı nüfüs cüzdan sureti, aracın ruhsat sureti, vergi levhası, imza beyannamesi, taksi çalıştırma ruhsat sureti ve vekaletname aslının ibraz edildiğini, tespit edilen limitin müvekkili bankanın mevzuatı dahilinde bir defada kullandırılabileceği gibi talep halinde 60 aya kadar peyderpey kullandırılabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece, somut olayda davacının vermiş olduğu vekaletname ile tayin edilen vekil aracılığı ile davacı adına kredi kullandırıldığı, kredi kullanımının vekaletname ile verilen yetki çerçevesinde gerçekleştiği, davalı bankanın vekaletnameyi ilgili Notere teyit ettirmek suretiyle kredi kullandırdığı, davalı bankaya atfedilecek bir mütefarik kusurun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin sahibi olduğu ticari taksinin yenilenmesi işlemleri için ...'a, ortaklarına ve çalışanlarına trafik tescil işlemleri için Eyüp ... Noterliği'nden 04.01.2013 tarihli ve ... yevmiye no.lu vekaletnameyi verdiğini, ...'ın esnafı dolandırdığı haberleri üzerine bu kişilerin bahsedilen vekaletname ile ... Sultangazi Şubesinden kendi adına yaklaşık beş ayı kapsayan çeşitli tarihlerde dört ayrı kredi çektiklerini öğrendiğini, vekil olarak işlem yapan bir kişinin kısa aralıklarla aynı şubeden kredi çekmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, banka tarafından müvekkiline bilgilendirme yapılmadığını, olayda bankanın ağır kusurlu olduğunu, 263 müşteki tarafından yapılan şikayet üzerine ... hakkında İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/51 esas sayılı dosyasında açılan davanın gerekçeli kararında sanıkların kastının dolandırıcılık olduğunun belirtildiğini, bilirkişi raporunda da davalı bankanın kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak mahkemece davanın reddine karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SÜREÇ VE GEREKÇE: Dava, vekalet görevi kötüye kullanılarak dava dışı kişiye davalı bankaca tahsis edilen kredilerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 2019/143 Esas, 2021/170 Karar sayılı 11.02.2021 tarihli ilamı ile, "Herhangi bir banka adı, kullanılacak kredi türü ve sayısı belirsiz olarak, farklı bir amaçla düzenlenmiş vekaletname içinde yer alan, bankalardan vekalet veren adına kredi kullanmaya ve kredi bedellerini tahsile dair verilen yetki kapsamında davacı adına müteaddit defalar aynı şekilde plaka işletme kredisi kullanılmış olmasına rağmen, basiretli bir tacir olarak hareket etmesi gereken ve bir güven kurumu olan davalı bankanın söz konusu işlemler şüpheli olmasına ve aynı tür kredi aynı şahıslar tarafından ve önceki kredi borcu ödenip bitirilmeden bir kaç ay ara ile tekrar kullandırılması, bu kredi kullandırımları sırasında vekalet veren davacının hiç bir şekilde bilgilendirilmemesi, davacı adına açılan kredili mevduat hesabında sadece vekaletnamede bulunan adres ile yetinilerek telefon gibi hızlı iletişim araçlarıyla ilgili bilgi istenilmemesi, yine farklı şahıslar adına aynı şekilde davalı banka şubesinden benzer vekaletnameler ile aynı kişilere benzer nitelikte pek çok kredi kullandırılmasına rağmen banka personeli tarafından bu işlemlerin şüpheli olduğu kabul edilerek, bankanın her türlü araştırma yapma yetkisi ve vekaleten kredi kullandırımlarında vekalet verenleri bu konuda bilgilendirme ve vekaleten birden fazla kredi kullanımında bu kimseleri arayarak kredi kullanımının bilgileri dahilinde olup olmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmasına rağmen, banka personelince sadece ilgili noterlik aranarak vekaletname yönünden azil olup olmadığı sorularak, iptal edilmediklerine ilişkin yanıt üzerine başka herhangi araştırma yapılmaksızın kredi kullandırılması karşısında, davalı bankanın özen yükümlülüğüne uygun davrandığının kabul edilemeyeceği, bu nedenle davalı bankanın kusurunun bulunduğu, davacı ise vermiş olduğu vekaletname içeriğini okumadan ve vekile verdiği yetkiler yönünden denetlemeden vekaletnameyi imzalamış olmakla, zararın meydana gelmesinde müterafık kusurlu kabul edildiği, Yargılama sırasında alınan 17.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, olayın yukarıda açıklanan oluş biçimi itibariyle somut olayda davacının %40, davalının ise %60 oranında kusurlu olduklarının kabulü, dosya kapsamına ve toplanan delillere uygun düştüğü, bu kabul doğrultusunda davacı tarafından kredi borcuna mahsuben ödenen 266.509-TL tutarın %60'ı oranında 159.905,40-TL üzerinden davanın kısmen kabulü gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hususlar yeniden yargılama gerektirmediğinden, hükmün kaldırılarak davanın kısmen kabulüne,fazla istemin reddine karar verilmiştir. Hükmün taraf vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. HD.'nin 2021 /3374 Esas, 2022/7370 Karar sayılı 25/10/2022 Tarihli ilamı ile "bankanın vekaletname uyarınca davacı adına kredi kullandırması usul ve yasaya ve vekaletname içeriğine uygun olduğu, nitekim, 3. kişilerce ... ve çalışanlarına verilen vekaletnamelere dayalı olarak davalı bankadan kullanılan kredilere ilişkin açılan menfi tespit davalarında da Yargıtay 11. HD. ve Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi'nce aynı sonuçlara ulaşıldığı, (Yargıtay 11. HD.'nin 17.03.2022 gün, 2020/7459 Esas-2022/2065 Karar sayılı ve Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi'nin 24.10.2016 gün, 2016/3383 Esas-2016/13900 Karar sayılı ilamları). Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, belirtilen hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir." Denilerek kararın bozulmasına karar verilmiş,Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş,hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı gereğince "davacı tarafından davadışı şahsa verilen vekaletname ile davacı adına davalı banka tarafından kredi kullandırıldığı,vekaletname içeriğine göre davalı bankaya kusur atfedilemeyeceği kabul edilerek davalı banka hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/914 Esas - 2017/766 Karar sayılı ve 26/09/2017 tarihli hükmünün, HMK.'nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; "Yerinde olmayan davanın reddine," İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; "Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 4.120,25‬-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.940,35‬‬-TL fazla harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 24-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 40.311,26-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine" Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 151,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK 'nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 03/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy