İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1290 Esas 2023/543 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1290
Karar No: 2023/543
Karar Tarihi: 11.04.2023

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1290
KARAR NO: 2023/543
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/01/2017
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/04/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 09.05.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin hem kendi hem de davalı şirketin işlerini yapması için 22/07/2013 tarihinde davalıya ... model ve ... seri numaralı yeni bir makine temin ettiğini, işlerin bitiminde makinenin iadesi konusunda anlaştıklarını, makinenin davalıya teslim edilerek kurulumunun yapıldığını, davalının işi zamanında bitiremediğini, makineyi de iade etmediğini belirterek, davaya konusu makinenin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafın iddia ettiği şekilde müvekkiline freze makinesi temin edilmediğini, bunun iadesine yönelik herhangi bir anlaşma yapılmadığını, sözleşmede de makinenin iadesine yönelik bir hüküm bulunmadığını, sözleşmeye konu makinenin fiziki imkansızlıklar nedeniyle yapılamadığını, davacı şirketin maddi zarara uğradığı iddiasının da kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporuyla da ortaya konduğu üzere, dava konusu makineye davacı tarafın malik olduğunun tespit edilemediği gibi bu makinenin davalı tarafa da teslim edildiğinin ispat edilemediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede de dava konusu makineden söz edilmediği, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde ve replik dilekçesinde maddi zararını açıkça belirtmediğinden, yargılama aşamasında ileri sürülen zarar talebinin davanın genişletilmesi yasağı ihlali mahiyetinde olup davalının da bu duruma muvafakati bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin bazı küçük çaplı işleri farklı şirketlere yaptırdığını, bu kapsamda davalı ile aralarında yapılan 9.000-TL+KDV bedelli 09/05/2013 tarihli sözleşmenin imzalandığını, hem müvekkilinin hem de davalının kendi işlerinde kullanılmak üzere davaya konu makineyi temin ederek müvekkilinin servis yetkilisi ... tarafından makinenin kurulumunun yapıldığını, müvekkili şirketin almış olduğu teşvik belgelerinde makinenin kaydının bulunduğunu, maddi zarar taleplerinin dava dilekçelerinin açıklamalar kısmının beş numaralı paragrafında belirtildiğini, ancak dilekçenin sonuç ve talep kısmında yazılmadığını, ancak replik dilekçelerinde zararın tespitine ve tazminine şeklinde istemde bulunulduğunu, mahkemenin taleplerini yanlış değerlendirdiğini ve davalının iddia ettiği üzere davaya konu makinenin mevcut olmadığı dolayısıyla maddi bir zararının da bulunmadığı yönündeki beyanlarını kabul etmediklerini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesi istemiştir.
GEREKÇE: Dava, davalıya ariyet olarak verildiği iddia edilen makinenin iadesi ve uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalıyla aralarında 09/05/2013'te sözleşme imzalandığını, davacının kendi üstlendiği işlerin bir kısmını davalıya yaptırdığını, hem kendi hem de davalının işlerinde kullanılması için davalıya ... model ve ... seri numaralı yeni makinenin temin edildiğini, işlerin bitiminden sonra iadesi konusunda anlaşıldığını, makinenin 22/07/2013'te davalının iş yerinde kurulduğunu, davalının işleri zamanında yerine getirmediğini, imzalanan sözleşme nedeniyle zarara uğradığını, hem zararın karşılanması hem de makinenin iadesi için mahkemeye başvurulduğunu belirterek, dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde makinenin iadesine karar verilmesini istemiş, dilekçenin "konu" bölümü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla malın iadesi, zararın tespiti ve tazmini şeklinde yazılmış ve dava değeri de 8.500-TL olarak gösterilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde, kendilerine freze temin edilmediğini, sözleşmede makinenin iadesine ilişkin bir hüküm bulunmadığını, sözleşmeye konu makinenin de imal edilemediğini, kendilerince davacıya kaporanın iade edileceğinin bildirildiğini ancak davacıdan bir geri dönüş olmadığını, sözleşmede cezai şart bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davaya konu iade istemine konu makinenin davalıya teslim edildiğinin ispat edilemediği ve zarar talebinin de açıkça dava ve düplik dilekçelerinde belirtilmediği, bu hususta sonradan sunulan dilekçedeki zarar talebinin davayı genişletme mahiyetinde olduğu ve davalı tarafça da bu hususun kabul edilmemesi gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iade talebine konu makinenin davalıya teslim edildiğinin tespit edilemediği, davacının stoklarında bulunmayan tezgahın dava konusu tezgah olup olmadığının tespit edilemediği, davacının kayıtlarına göre davacının muhtelif tarihlerde davalıya 24.500-TL ödeme yaptığı, davalının davacı adına imal ettiği 16.000-TL bedelli makinenin mahsubu ile davacının davalıya 8.500-TL fazla ödeme yaptığının tespit edildiği belirtilmiştir. Somut olayda, davacı tarafından makinenin davalıya iade edilmek üzere teslim edildiği, ancak iş yapılmadığı gibi makinenin de iade edilmediği ileri sürülmüştür. Sunulan teknik servis formundan davalı iş yerinde bir makine kurulumu yapıldığı anlaşılmakta ise de, servis formunda ve sözleşmede makinenin davalıya geçici olarak, iş bitiminde iade edilmek üzere teslim edildiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu hususta davacı tarafça başkaca bir delil de gösterilmediğinden, bu iddia kanıtlanamamıştır. Dava dilekçesinde ileri sürülmeyen maddi zarar iddiasının sonradan ileri sürülmesi de iddianın genişletilmesi niteliğinde olup, davalı tarafça karşı çıkıldığı gibi, bu iddia kapsamında davacının ne suretle maddi zarara uğradığı da kanıtlanamamıştır. Son olarak davacı vekili 02/05/2016 tarihli dilekçesinde bilirkişi raporu doğrultusunda 8.500-TL alacak üzerinden karar verilmesini talep etmiş ise de, yargılama aşamasında diğer talepleriyle birlikte harcı ödenmiş böyle bir talepte bulunulmadığından, talebi ıslah edilmediğinden ve davanın genişletilmesine muvafakat edilmediğinden, mahkemece davacının bu yöndeki beyanı da dikkate alınmayarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy