İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/225 Esas 2023/330 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/225
Karar No: 2023/330
Karar Tarihi: 11.04.2023

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/225 Esas
KARAR NO: 2023/330
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/03/2021
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süre gelen ticari ilişkiler kapsamında müvekkili şirketin davalıya sunduğu işlerinden kaynaklanan fatura alacaklarının mevcut olduğunu, bu alacaklarının tahsili amacıyla------ Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine konu faturaların davalıya usulüne uygun olarak ibraz edildiğini, davalı tarafından süresi içerisinde ödeme yapılmadığını, akabinde----- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile muhataba ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içerisinde söz konusu faturaları müvekkili şirkete ödenmesi gerektiği, aksi halde faturaların tahsili için her türlü yasal yola başvurulacağının ihtar olunduğunu, müvekkili şirketin takip tarihi olan 20/07/2020 tarihi itibariyle davalı borçludan 63.849,09-TL alacaklı olduğunu, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının ------Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine en az %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine başlatılan takibin usulen yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, taraflar arasında yetki sözleşmesi olmadığından HMK gereği genel yetki kuralları çerçevesinde müvekkili şirketin bulunduğu yere göre ----- Adliyesi icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu ve işbu itirazın iptali davasının da yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin davaya konu edilen faturaların düzenlenmesinden önce bittiğini, öncelikle 2017 yılı Ekim-Kasım ayları itibariyle müvekkili şirketin 40'a yakın mağazasının kapanmış olduğunu ve 2018 yılı başı itibariyle cari hesap kapanmışken ticari ilişki bittikten yaklaşık 2 ve 8 ay sonra düzenlenen faturaların kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin BA BS formları ve ticari defterleri incelendiğinde söz konusu faturalara ilişkin bir hizmet alınmadığı ve faturalardan müvekkilinin haberdar olmadığının da belli olacağını, müvekkile yönelik gönderildiği iddia edilen -----Noterliğinin-----yevmiye numaralı ihtarnamenin ise müvekkiline tebliğ edilmediğini beyanla yetki itirazlarının kabulü ile ----- Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü ile dosyanın yetkili -----Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davanın reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davacı tarafından takibe konu alacak miktarının %20'sinden az olmamak kaydıyla müvekkili şirket lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, cari hesap fatura alacağına dayalı başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında 02/05/2017 tarihli Dış Kaynak Sözleşmesi yapıldığı ve sözleşme gereği davacı tarafın takibe konu faturalar nedeniyle cari hesap alacağı iddiasıyla icra takibi başlattığı anlaşılmıştır.Mali müşavir bilirkişi aracılığıyla incelenen ticari defterleri sonucu hazırlanan 05/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve bu sebeple kendi lehine delil vasfına sahip olabileceği, davacı tarafça davalı tarafa 2 adet 47.544,32 TL tutarında fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacı tarafa ödeme yapılmadığı ve takip tarihi itibariyle davacının 47.544,32 davalıdan alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir. Davalının incelenen 2018 yılı ticari defterlerinin usulün uygun tutulduğu ve kendi lehine delil vasfına sahip olabileceği, davacı tarafın düzenlediği faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının düzenlediği faturaların açık (bedeli ödenmemiş) fatura olduğu, faturaların davalıya-----Noterliğinin 30/10/2019 tarih,------yev. Nolu ihtarnamesi ekinde tebliğ edildiği, davalının tebligatın usulsüz yapıldığı iddiasının bulunduğu, faturada belirtilen 01/08/2017 tarihli Ek Protokolün dava ya da takip dosyasında bulunmadığı, faturaların davalı tarafça alış bildiriminin yapılmadığı, dosya kapsamı ve incelenen defterler itibariyle davacı tarafın faturaya konu ettiği hizmeti davalıya verdiğini ispata yarar belge bulunmadığı belirtilmiştir.
Faturaların tebliğ edildiğinin ispatlanamaması halinde, sözleşme konusu hizmetin verildiği yönünde ispat yükü davacı üzerindedir. Zira faturaların davacı tarafça kendi defterlerinde kayıtlı olması alacaklı olduğunu ispata yeterli değildir. Faturaların tebliğ edildiğinin tespiti halinde ise davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığına göre yine ispat yükünün değerlendirilmesi gerekmektedir. Faturalar davalı defterlerinde kayıtlı ise ispat yükü davalı üzerindedir. Ancak davalı defterlerinde kayıtlı değil ise bu durumda hizmetin verildiği yine davacı tarafça kanıtlanmalıdır. Somut olayda davacı tarafça ihtarname ekinde faturaları tebliğ edilmesine rağmen davalı kayıtlarında faturaların yer almadığı ve alış bildiriminin de yapılmadığı anlaşılmış olup hizmetin verildiği hakkındaki ispat yükünün davacı da olduğu kanaatine varılmıştır. (Emsal karar için bkz----- Bölge Adliye Mahkemesi -----. H.D. ----- Esas ----- Karar sayılı ilamı) .
Bu hali ile tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay ----- Hukuk Dairesi'nin------ Esas ve------ Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere, fatura içeriği hizmetin verildiğinin ispat külfetinin davacıya ait olduğu, tek başına fatura düzenlenmesinin alacağı ispatlamak için yeterli olmadığı, icra takibine dayanak faturalara konu hizmetin davalı tarafa verildiğine ilişkin bir belge bulunmadığı, faturalarda bahsi geçen Ek Protokolün de sunulmadığı, bu hali ile davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1.Açılan davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 771,14 TL olarak yatırılan harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcı çıkarıldıktan sonra bakiye‭ 591,24 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı yana verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa'nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile------ Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Full & Egal Universal Law Academy