İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/54 Esas 2023/301 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/54
Karar No: 2023/301
Karar Tarihi: 04.04.2023

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/54 Esas
KARAR NO:2023/301
DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/09/2019
KARAR TARİHİ:04/04/2023
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirketten satın alınan ---------- marka araç satış akdi gerçekleştikten sonra aracın yağ yakma ve şanzımanından ses gelme problemleri başlamış olup aracın 5 ay içerisinde 5 kez servise götürdüklerini, ancak aracın problemleri devam ettiğinden bahisle müvekkili şirket aracı satın almış olduğu davalı şirket bayisine ve----------- şikayetleri için kayıt oluşturduğu ancak sonuç alınamadığı, taraflarınca bu durumu çözüme kavuşturmak adına davalı şirkete ---------yevmiye numarasıyla ihtarname gönderildiği, ancak taraflarınca cevap verilmediği bu nedenle ----------- gizli ayıplı aracın --------Maddesinde düzenlenen seçimlik haklardan sözleşmeden dönme hakkımızı kullanmak suretiyle dava şirkete iadesine ve araç bedelinin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçtaki ayıp iddialarını kabul etmediklerini, davacı şirketin tüketici kanunu bakımından tüketici sayılamayacağından mahkemenin görevli olmadığını, dava konusu araçta bedel iadesini gerektirecek sürekli kullanıma engel önemli bir ayıp bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere arçtaki ayıp basit bir onarım ile giderilebilecek herhangi bir değer kaybı oluşturmayacak nitelikte olduğunu, bedel iadesi talep edebilmesi için maldaki eksiklik(ayıp) önemli olması gerektiğini, davacının halihazırda aracından sorunsuz yararlandığı göz önüne alındığında davacının talebinin yersiz olduğunu, bu nedenle davacının haksız ve mesnetsiz davasının esastan reddine, yargılama, harç ve masrafları ile avukatlık ücretlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:Dava, davacının satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiası ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir.
6325 sayılı yasanın 18/A maddesinde; İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." şeklinde yapılan düzenleme karşısında arabuluculuğun dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.6102 sayılı TTK'nın 7155 sayılı yasa ile eklenen 5/A maddesinin 1. Fıkrasında; " Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." ifadelerine yer verilerek ticari davalar bakımından arabuluculuk özel bir dava şartı haline getirilmiştir.Davanın ticari nitelikte olduğu, davacı tarafça dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı, dava tarihi itibarı ile davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili her ne kadar mahkememize sunduğu dilekçesi ile arabuluculuk başvuru şartını yerine getirdiğini beyan etmiş ve ekine arabuluculuk anlaşamama son oturum tutanağını eklemiş ise de arabuluculuk başvurusunun dosyanın mahkememize tevzii edildiği tarihten sonra yapıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre: tarafların tacir olduğu ve davanın ticari dava olup, 6102 sayılı TTK'ya 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile eklenen 5/a maddesi uyarınca dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davacının davadan önce ve dosyanın Mahkememize tevzi edildiği tarihe kadar arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, sonuç olarak arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın 6100 sayılı HMK 'nın 114/2, 115/1 ve 2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 'nın 114/2, 115/1 ve 2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.578,36-TL harçtan alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla yatırılan 1.398,46-TL harcın davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya ödenmesi gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ----------Adliye Mahkemesi'ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy