İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/668 Esas 2023/219 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/668
Karar No: 2023/219
Karar Tarihi: 21.03.2023

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/668 Esas
KARAR NO: 2023/219
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/02/2022
KARAR TARİHİ: 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin ------ marka ve lisans hakkı sahibi olup ayrıca bu isim altında Anaokulu bölümünde eğitim ve öğretim veren bir işletme olduğunu, davalının hak sahibi olduğu internet adresinde yayınladığı haberle adeta müvekkilinin işleteni olduğu -----hedef gösterilerek tehdit edildiğini, ----kişilik haklarının ağır şekilde zarar gördüğünü, bu nedenlerle davalı tarafın ------sitesinden 18.01.2021 tarihli ----- hukuki yollara başvuran öğretmenlerin isimlerinin yayınlanmasına tepki başlıklı gerçek dışı ve müvekkilinin kişilik hakları ile kişisel ve ticari itibarını açıkça ihlal eden ve zedeleyen haberi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararlara karşılık 30.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği haber tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya bakmaya Asliye Ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı yönünden taraf ve dava ehliyeti bulunmadığını, davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, anılan haberde davacı tarafın adı, ünvanı ya da markası dahi yer almadığını, bö yönden ticari itibarına yönelik hakaret, sövgü veya suç isnadı şeklinde her hangi bir hukuka aykırı saldırı bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikle davanın görev nedeniyle usülden reddine, hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından yapılan haber neticesinde davacının haklarının ihlal edilip edilmediğine ve bu nedenle oluşan varsa manevi zararın tazminine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava .
17.02.2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının ilk olarak ------sayılı dosyası üzerinden incelemeye alındığı, dosyanın 27/04/2022 tarihinde ------sayısı ile ele alınarak ; her iki tarafın tacir olduğu haberin davacının ticari işletmesi ile ilgili olduğu anlaşılmakla, davanın hisbi ticari dava olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilerek mahkememize tevzi edilmiştir.Mahkememiz dosyası üzerinden yapılan incelemede; Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.Basın özgürlüğü, Anayasa'nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu sebeple ayrı bir konumu bulunmaktadır.Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp yayınlarında Anayasa'nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu'nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da zorunluluktur.Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.Konunun iç hukukumuzda nasıl yer aldığı konusuna gelince; Anayasa’ya göre, herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir ve her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz. Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir ve bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında bu hürriyetlerin kullanılması, sınırlandırılması düzenlenmiş; millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabileceği ifade edilmiştir.
Düşünce ve kanaat özgürlüğü sınırının aşılması ve kişilik hakkına saldırı seviyesine ulaşması hâlinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddeleri gereğince manevi tazminat istenebilecektir.Yargıtay ------. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu sebeple ayrı bir konumu bulunmaktadır.Bu açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı hakkında özetle ------ adı altında yayın yapan bu fişleme merkezi, hakkını arayan ve onuruyla çalışan öğretmenlere karşı kurulmuştur. Nitekim internet sitesi, ----- çalışan öğretmenlerin uğradıkları haksızlıkların ortaya çıkması ve okulun patronu (kurucusu) -----öğretmenlere uyguladığı mobbing ve sigorta usulsüzlüklerinin kamuoyuna yansımasından hemen sonra açıldı. Platformun bu sayfasında ilk ifşa edilenler ------ mağduriyet yaşayan 14 öğretmen oldu. İnternet sitesinde ifşa ve fişleme faaliyeti ve yayını, diğer şehirlerdeki bazı okullarda çalışmış öğretmenlere yönelik olarak devam ediyor. Bu fişleme merkezi derhal kapatılmalı, bu suçu işleyenler ortaya çıkarılmalıdır. Özel okul kurucularının oluşturduğu belirtilen bu platformun arkasındaki patronlar, bir internet sitesinin arkasına korkakça sığınarak öğretmenleri baskı altına alabileceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Hodri meydan! Özel okul kurucuları örgütleniyorsa, karşısında boyun eğmeyen öğretmenleri bulacak. ----- bu fişleme ve sindirme girişimine karşı, tüm özel okul öğretmenlerini sendikalı olmaya, birlikte hareket etmeye ve haksızlıklara karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırmaktadır. Haddinizi bilin, öğretmenleri fişleyemezsiniz!"
şeklinde haber yapıldığı ve aynı haberin daha önce ----- internet sitesinde de yayımlandığı, yapılan haberde ------) tarafından yapılan açıklamanın yayımlanmasından ibaret olup davalının kişilik haklarına saldırı olacak şekilde yorumunun yahut eklemesinin bulunmadığı, yayınlanan haberin basının haber verme, toplumun haber alma hakkı kapsamında kaldığı, haberin içeriği ve biçimi itibari ile davacının kişilik hakkına saldırıda bulunmadığı, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90 TL'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 332,43 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T'deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile ----- Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Full & Egal Universal Law Academy