İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/906 Esas 2023/361 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/906
Karar No: 2023/361
Karar Tarihi: 11.04.2023

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/906 Esas
KARAR NO: 2023/361
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 27/09/2022
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin tarım arazisindeki ürünler için devlet destekli bitkisel ürün sigortası yaptırdığını, davalı ----- ekte sunulan sigorta poliçesinden de görüleceği üzere ----------- parsel üzerinde bulunan fındık ürünlerinin dolu, don , fırtına , hortum yangın , sel ve su baskını olaylarına karşı korunması için bitkisel ürün sigortası yaptırdığını, müvekkilinin kendisine ait diğer parseller üzerinde de davalı sigorta şirketi ile ürün sigortası yaptırdığını, diğer parseller üzerindeki fındık ürünü de 2021 yılı kışında don olayı sebebiyle zarar gördüğünü ve müvekkil bitkisel ürün sigortası gereğince de poliçe kapsamındaki zararını tahsil ettiğini, bu hususun davalı sigorta şirketine sorulduğunda açıkça ortaya çıkacağını, fakat 2021 yılı kış ayında dava konusu poliçeye konu arsa üzerinde zarar gören fındık ürünlerinin sigorta kapsamındaki zararının ise karşılanmadığını, don olayı meydana geldikten sonra sigorta şirketi tarafından tespit yapılmasına rağmen müvekkilin zararı bugüne kadar karşılanmadığı gibi taraflarına zarar tespit tutanağının da verilmediğini, müvekkilinin mezkur sigorta poliçesi gereğince kendi üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini ve sigorta poliçe bedelini yatırdığını, sigorta poliçesindeki şartlara uygun şekilde risk gerçekleşmesine rağmen poliçe kapsamındaki zararın müvekkiline ödenemediğini, mezkur zararın ödenmesine ilişkin müvekkilinin başvurusunu da dilekç ekinde sunduklarını, zararın ödenmesine ilişkin başvurusu olmasına rağmen bugüne kadar yazılı bir cevap verilmediğini, fakat şifahen kendisine zararın poliçe kapsamında olmadığını ve zararın ödenmeyeceğininin bildirildiğini, daha sonrasında ise taraflarınca davalı sigorta şirketine zararın tazmini için ihtarnamenin de gönderildiğini, ancak davalı şirket tarafından herhangi bir cevap verilmediğini belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla alacağın belirli olmaması sebebiyle ileride zarar kalemi için talep artırım dilekçesi verme haklarını saklı tutarak HMK 107. maddesi kapsamında bitkisel ürün sigorta poliçesi kapmasında zarar gören fındık ürünlerine ilişkin zararın şimdilik 1.000,00 TL’sinin davalıdan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsili ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; aktif husumet itirazımız bulunduğu, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olduğu, dava konusu ürünlerde don hasarı olmadığı delillerle sabit olduğu, davacının talepleri haksız ve mesnetsiz olduğu, davacı hasar ihbarı üzerine sigortalı ürünlerin bulunduğu bahçelere giden eksperlerin inceleme yapmasına izin vermediği, bu nedenle davacının beyanı tutanak altına alınarak hasar dosyası kapatıldığı, herhangi bir kabul anlamına gelmemek üzere, davacının talep ettiği faizin türüne itiraz ettiği, zira talep edilebilecek olan faiz yasal faiz olduğu, ayrıca dava dilekçesinde faizin başlangıç tarihi belirtilmediği, açıklanan nedenlerle; haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, devlet destekli bitkisel ürün poliçesi ile teminat altına alınan davacıya ait taşınmazlardaki mahsulün don nedeniyle zarar oluştuğundan oluşan hasarın ödenmesi amacıyla açılan belirsiz alacak davası olduğu tespit edilmiştir.
Davacı, tarlasına ektiği fındık ürününün fırtına sebebiyle hasara uğradığını, davalı sigorta şirketinin poliçe hükümleri kapsamında oluşan zarardan sorumlu olduğunu, oluşan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı olması sebebiyle davanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkememizce görev husus öncelikli olarak incelenmiştir.
Burada ticaret mahkemelerinin görevi hususunda bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. TTK' nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı çiftçi olup, ticari ve meslek amaçlı tarım sigortası yaptırdığından tacir sıfatının bulunmadığı ayrıca davacı üretici olup tüketici sıfatının da olmadığı anlaşılmakla eldeki davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği, eldeki davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmaması sebebiyle mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ----------
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davaya konu uyşmazlığı incelemeye görevinin ---------- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğundan MAHKEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Karara karşı 2 hafta süresi içinde kanun yoluna başvurulmaz ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulur ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye talep edenin başvurup talepte bulunması halinde dosyanın görevli --------- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine; süresi içerisinde talepte bulunulmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin talep edene ihtarına,
4-Kararın taraflara tebliğinin masrafının davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına,
5-6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu m.331/2 uyarınca yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verileceğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davaya görevli mahkemece devam edilmezse ve talepte bulunulursa yargılama giderleri ile ilgili karar verileceği hususunun talep edene ihtarına,
7-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile------- Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi..11/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy