İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/680 Esas 2023/381 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/680
Karar No: 2023/381
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/680 Esas
KARAR NO:2023/381
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/12/2020
KARAR TARİHİ:13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı firma arasında ticari ilişki mevcut olup sözleşmeye dayalı cari hesap alacağının davalı tarafından ödenmemesi ve davalı ile yapılan tüm görüşmelerin neticesiz kalması sebebi ile -- tarihinde --------dosyası ile cari hesap alacağı ilamsız icra takibine konu edildiğini, davalı borçlu ------ tarihli dilekçesi ile hiçbir somut gerekçe göstermeksizin icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacı şirketin bitkisel atık yağların toplanması, depolanması ve geri dönüştürülerek ------ konusunda hizmet veren ve bu konuda yasal lisanları bulunan bir firma olduğunu, davacı şirketin 20'den fazla lisanslı ara depolama tesisi mevcut olduğunu, lisanslı------------- oluşan filosunda araç sayısı yaklaşık----, personel sayısının ---- olduğunu,---- hizmet veren davacı firmanın yaklaşık ----hizmet verdiğini, ---- yağlardan ----- üretimi müvekkilin----- fabrikasında gerçekleştirildiğini, davacı şirket ile davalı arasında ekte bir örneği sunulmakta olan atık yağ toplama sözleşmesi imzalandığını, -------- ile davacı şirket ile davalı şirkete ait cari hesap ekstresi sunulmakta olduğunu, icra takibi itibari ile davacı şirketin davalıdan 67.637,98TL alacağının mevcut olduğunu, borçlu şirket tarafından hiçbir somut gerekçe gösterilmeksizin salt takibi sürüncemede bırakmak gayesi ile takibe itiraz edilerek, takibin durdurulduğunu, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar ile vergi dairesi kayıtları, ------ incelendiğinde davalının takibe itirazının haksız ve mesnetsiz olduğu açıkça tespit edilebileceğini” beyan ederek, davalının haksız ve kötü niyetli olarak----------sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %13,75 avans faiziyle davalıdan tahsiline, davalı şirket aleyhine takip çıkışı tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, HMK’nın 329. Maddesinin uygulanmasına,
yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturaları ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, --------İcra Dosyası ------celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,----- tarafların --------- kayıtları ile davalının hesap kayıtları celp edimiş, ------- davacı ve davalının esnaf kaydı bilgileri celp edilmiş, ------- davacı ve davalının gerçek kişi ticari işletme kaydı bilgileri celp edilmiş, ------ tarihli talimat raporu ile --- talimat sayılı dosyası ile ----- tarihli talimat ek raporu alınmış, mahkememizce ---- tarihli bilirkişi raporu ile----- tarihli bilirkişi ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.-------- talimat sayılı dosyası ile -----tarihli talimat raporunda özetle, "...Sayın mahkemenin tarafıma verdiği görev doğrultusunda davalı taraf -------- ticari defter ve belgeleri davalının işyerinin boşaltılmış olduğundan ve kendisi ile bağlantı kurulamadığından inceleme yapılamamış ve davacı taraf ile aralarındaki ticari ilişki ile alacak ve borç miktarı hususunda sağlıklı rapor tanzim edilememiştir..." yönünde görüşlerini bildirmiştir. ------talimat sayılı dosyası ile 11.01.2023 tarihli talimat ek raporunda özetle, "...Davalı tarafın kendisinden istenen ticari defterlerini sayın mahkemeye sunmadığı tarafıma verilen görev doğrultusunda yerinde inceleme yapmak üzere belirtilen adreste hazır bulundurmadığından Davalı taraf ticari defterleri tarafımca incelenememiş ve rapor tanzim edilememiştir. Davalı tarafın ticari defterleri sayın mahkemeye sunması veya yerinde hazır bulundurması ile inceleme yapılabilecek ve ayrıntılı ve denetime elverişli rapor tanzimi edilecektir..." yönünde görüşlerini bildirmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 20.02.2022 tarihli raporunda özetle, "...Tüm delillerin münakaşası, her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme`ye ait olmak üzere, Dosyasına sunulu belgeler ile davacı şirketin --- ----- yılı ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; A. Davacı şirket tarafından ibraz edilen ---------- yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226’ ve 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, B. Davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibariyle ALACAKLI olmadığı, Davalı tarafın itirazında haklı olduğu, Davacı şirketin ALACAĞINI tevsik edici belgelerle ispatlaması gerektiği, Sonuç ve kanaatine varılmıştır..." yönünde görüşlerini bildirmiştir.Bilirkişi tarafından düzenlenen 03.08.2022 tarihli ek raporunda özetle, "...Tüm delillerin münakaşası, her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla Yüce Mahkeme`ye ait olmak üzere, Dosyasına sunulu belgeler ile davacı şirketin ---- yılı ticari defter kayıtları üzerinde yapılan ek inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; Davacı şirket tarafından ibraz edilen----- yıllarına ilişkin ticari defterlerin; --------- göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, Dava dışı ------ tarafından davalı tarafa gönderilen banka havalelerinden --- tarihinde gönderilmiş olan--- dekont açıklamasında herhangi bir açıklama görünmemektedir. Yine davacı şirket tarafından düzenlenmiş olan ----- bedelli fiyat farkı faturasının davalı tarafın borcundan mahsup edilip edilmeyeceği hususunun Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Bu bedelleri davalı tarafın borcunda düşmememiz durumunda takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı taraftan alacağı --------banka havalesi ve fiyat farkı faturasının davalı tarafın cari hesabına kaydedilmesinde bir sakınca olmadığı yönünde kanaat hasıl olması durunda ise davacı şirketin davalı taraftan 67.637,98-TL ALACAKLI olacağı..." yönünde görüşlerini bildirmiştir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.Uyuşmazlığın çözümü bakımından dava konusu alacağın dayanağının belirtilmesinde fayda bulunmaktadır. Eldeki davada davacı şirket davalı ...'den alım (satın alım) yapan konumunda olup davacı şirketin takip konusu yapmış olduğu alacak mal satımından değil fazla yapılan ödeme ve fiyat farkı faturasında kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile ------- üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, davacı kaydi olarak davalıdan 67.637,98-TL alacaklıdır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: 222 - (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.------Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir --------İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir ------Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa'da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa'da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK'ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır. -------------- Bu kapsamda kanun koyucu tarafından 22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiştir. Esasen ---------tarafından içtihatlar ile kabul edilen hukuki durum anılan kanun değişikliği ile yasal düzenlemeye kavuşmuştur.Davalı taraf usulüne uygun ihtara rağmen ticari defterlerini süresinde ibraz etmemesi sebebiyle davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve dayanmış olduğu cari hesaba/faturaya(fiyat farkı ve fazla yapılan ödemeye ilişkin alacağı) ilişkin alacağını ispat ettiğinin kabulü gerekir. Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki ticari ilişkiyi ve alacağını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının ------- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmiştir.Her ne kadar davalı tarafından takip dosyasına sunulan borca itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de; taraflar arasıda cari hesap ilişkisi olduğu alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğundan davacı alacağı TBK 89/1.maddesi uyarınca bir miktar para alacağı olması sebebiyle davacı ikametgahındaki icra müdürlük ve mahkemeleri yetkili olacağı anlaşılmakla davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazına itibar edilmemiştir . --------İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.------ Dosyaya konu alacağın cari hesap ilişkisi/faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı --------- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının ----- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin aynen DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 4.620,35-TL'den davacı tarafça yatırılan 816,90-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 338,19-TL harç olmak üzere toplam 1.155,09-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.465,26-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 816,90-TL peşin ile icra dosyasına yatırılan 338,19-TL harç olmak üzere toplam 1.155,09-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 7,80-TL vekalet harcı, 446,75-TL tebligat, müzekkere ve talimat gideri, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.758,95-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Gerekçeli karar yazım tarihi itibariyle UYAP üzerinden yapılan kontrollerde arabuluculuk faaliyeti yönünden düzenlenmiş sarf kararı bulunmadığı anlaşılmakla arabuluculuk sarf kararının düzenlenmesi halinde TTK 5/A maddesi ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca arabuluculuk ücretinin (sarf kararı ile belirlenecek tutarın) davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 10.822,08-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde----- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy