İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/20 Esas 2023/83 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2023/20
Karar No: 2023/83
Karar Tarihi: 13.04.2023

T.C. İstanbul Anadolu 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/20 Esas
KARAR NO:2023/83
DAVA: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/12/2013
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin dünyaca tanınan----- sahibi ---- firmasının lisansörü olarak------ olduğunu, davacının -------- ibaresine ekli ibarelerden oluşmuş -- adet tescilli marka sahibi olduğunu, davacıya ait ----- markaların seri marka niteliğini taşıdığını, asli unsur ------ kelimesine ekli ibarelerden oluşmuş markaların -----kullanılmaya başlandığını, başlangıçta ------ kullanılmaya başladığını, satış noktalarında ------ korunduğunu, bu tanınmışlık nedeniyle piyasaya çıkan her yeni ürün ve hizmet markalarının da ------- markasına ilave ibare yapılmak suretiyle oluşturulmaya devam edildiğini, -------- kullanıcılara sunulduğunu, tüm yoğun kullanım ve tanıtım sonucu ----- ibaresini barındıran markaların davacı-----özdeşleştiğini, bu şekilde asli unsur olan ----- ibaresinin muhafaza edilerek ---- yılından itibaren çeşitli ürün, hizmet ve servis tarifelerini belirtir asli veya tali ek ibareler kullanarak oluşturulduğunu, ------------ markalarının 556 sayılı KHK madde 14 kapsamında ciddi bir şekilde kullanılmadığını, davalı şirketin kullanmadığı halde haksız şekilde marka sicilini işgal eden cep ibareli bu markasının üçüncü kişileri de cep kökenli markaları kullanmaya özendirdiğini, bu sebeplerle ------- sicil nolu ----------- markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ----- yakın davasının bulunduğunu, bunlardan ------ ibareli olduğunu, davalının dava konusu edilen ----- markalarının ------ ibaresi eklenmek suretiyle bir konsept olarak düşünüldüğünü, oluşturulan bu markaların ana ve esaslı unsurunun yine ----- olduğunu,------ ibaresinin tali nitelikte olduğunu,markanın başvuru ve tescilinden başlayarak bu markaların --------- tarihine kadar ticaret ve hizmet markası olarak aynen kullanıldığını,----------- tarihinden itibaren günümüze kadar da asli ve ayırt edici unsuru olan ---------- suretiyle kullanıldığını, davacının davayı açmakta hukuki yaranının bulunmadığını, davalının davaya konu edilen markaların esaslı unsuru ------ olduğunu, markalarda yer alan -------- tali nitelikte ve tamamlayıcı ibare olduğunu, davacının davalı markası ile alakasının olmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddi gerektiği şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:Dava, davalı adına tescilli bulunan ------------- yıl süre ile kullanmama nedeniyle 556 sayılı KHK 'nun 14. Maddesine göre açılan iptal ve sicilden terkin davasıdır.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucu; Mahkememizin ------- karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmesi üzerine dosya ----------davaya dayanak yapılan 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi -----------iptal edildiği, 556 sayılı KHK'nın 14. maddesinin iptali ile iç hukukumuzda markanın kullanılması zorunluluğunun kalmadığı, bu nedenle ---- uygulanmasının mümkün olmadığı, iptal kararından sonra------------- maddesinde de benzer bir hüküm yer almaktaysa da, ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için uygulanabileceğinden dava konusu olaya uygulanma imkanı olmadığı, ----- iptal kararı nedeniyle davalının markasını kullanmaması nedeniyle markanın iptaline karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkemece ---- yayımlanarak yürürlüğe giren ---------------- maddesinin iptaline karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükteki yasal düzenlemelere güvenilerek açılan ve haklı bulunulan davada, dayanak yasal düzenlemenin yargılama aşamasında------ iptali nedeniyle hukuki dayanak kalmadığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın reddinin doğru olmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 331/1 maddesinde "davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği" düzenlenmiş olduğu, somut uyuşmazlıkta mahkemece yapılan incelemeye göre, davanın açılışında davacı tarafın haklı olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu sebeple davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın anılan BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, " karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiş, mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK'nın 14. maddesi ile, markanın kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. ------ öngörülen 5 yıllık kesintisiz kullanmama hali söz konusu olduğunda, markanın iptaline mahkeme tarafından karar verilebileceği ve marka korumasının sona ereceği düzenlenmiştir. Ancak bu hüküm ----------- kararı ile iptal edilmiştir. İptal gerekçesinde; tescilden önce kullanımla yahut kullanım olmaksızın tescille kazanılan marka hakkının mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, bu sebeple marka üzerindeki hakkın temel haklardan olduğu, sadece kanunla sınırlandırılabileceği, 556 sayılı KHK'nin 14. maddesiyle getirilen kullanma külfetinin mülkiyet hakkı kapsamında bulunan bir sınırlandırma olduğu, mülkiyet hakkına ancak kanunla sınırlandırma getirilebileceği, Kanun Hükmünde Kararname ile sınırlandırma getirilemeyeceği, bu durumun Anayasanın 91. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar Türkiye'nin taraf olduğu TRIPs'nin 19. maddesinde de benzer bir hüküm mevcutsa da, bu hükmün markanın kullanma zorunluluğunun mevcut olması halinde uygulanabileceği, davaya dayanak yapılan 556 sayılı KHK nın 14.maddesi-------- tarihinde yayınlanan ----------- hükmüyle iptal edilmiş olup, 556 sayılı KHK'nin 14.maddesinin iptali ile iç hukukumuzda markanın kullanılması zorunluluğunun kalmadığı, bu nedenle -------- hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, iptal kararından sonra ---------tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 9. maddesinde de benzer bir hüküm yer almaktaysa da, ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için uygulanabileceğinden dava konusuna uygulanma imkanı olmadığından ve -------- iptal kararı nedeniyle davalının markasını kullanmaması nedeniyle markanın iptaline karar verilemeyeceği anlaşıldığından davanın hukuki dayanağı kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sorumluluk bakımından dosya içeriği incelendiğinde mahkememizin ------ sayılı kararıyla davalının davaya konu markaları kullanmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş bu kararın -------ilamı ile onandığı, fakat daha sonra davaya konu hukuki dayanağın --------- karar düzeltme kararıyla kararın bozulduğu, bütün bu kararlar incelendiğinde ---------- iptal kararı verilmemiş olsaydı davanın davacı lehine sonuçlanacağı bu sebeple davacının dava tarihi itibariyle haklı olduğu anlaşıldığından yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
HÜKÜM:
Dosyanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile kalan 155,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 349.80 yargılama gideri ve 24.30 TL peşin harç toplamı olan 374.10 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgililere iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy