İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/338 Esas 2023/211 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/338
Karar No: 2023/211
Karar Tarihi: 31.03.2023

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/338 Esas
KARAR NO: 2023/211
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/05/2022
KARAR TARİHİ:31/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ------ kara taşıtlarının genel bakım ve onarımlara ilişkin ------- hizmet verdiğini, müvekkilin tacir olmasından dolayı Davalı/Borçlu ile müvekkil tarafından verilen ustalık hizmeti sebebiyle kesilen fatura borcunun tahsili için ---------Sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının taikbe itiraz ettiğini takibin durduğunu arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, alacağı için davalı tarafa irsaliyeli fatura tanzim edildiğini, davalının faturalara 8 günlük süre içerisinde itiraz etmediğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın hukuka aykırı alacak iddiasına ilişkin işbu dava, görevsiz mahkemenizde açılmış olup, istisna sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiasına ilişkin tüketici mahkemelerinde dava ikame edilmesi gerektiğini, davacı yan alacak talebi ve işbu itirazın iptali davası haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak oluşturulduğunu, dava konusu iddia edilen fatura alacağının dayanağı olan eser ve mamüllerin teslim edildiğinin de davacı yan tarafından ispat edilmesi gerekmekte ise de; davacı yan tarafından işbu hususa ilişkin geçerli belge ve açıklamalar da sunulmadığını, davacı yanın, müvekkil aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde asıl alacak dahil belirtmiş olduğu takip miktarları ile, itirazın iptali konulu dava ve iptali istenilen miktarlar dahi örtüşmediğini, alacaklı tarafından talep edilen asıl alacağa ek olarak; istenilen faiz, faiz türü ve miktarı da tamamen haksızdır ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine davacının %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle-------- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ------- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; davacının incelemeye ibraz edilen ticari defterlerinden Yevmiye Defterinin yasal süresi içinde noter açılış tasdikinin yapıldığı,---- Davacının----- yılına ait ticari defterlerinden Yevmiye Defterleri hesap dönemi sonunda 6102 sayılı T.T.K.'nun 64/3 md. uyarınca (hesap dönemini takip eden yılın Haziran ayının sonu gününe kadar) Yasal süresi içerisinde “Görülmüştür” tasdikinin yapılmadığı, (Görülmüştür tasdikleri ---------- tarihinde yapılmıştır) Yapılan tespitlere göre davalının-------- yıllarına ticari defterlerinin HMK 222. Md. göre kendi lehine kesin delil teşkil etmediği de kendi lehine kesin delil teşkil etmediği davacının ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı tarafından davalı elektronik ortamda adına düzenlenen 8 adet toplam 101.846,98 TL. tutarındaki “Hizmet-Bakım Onarım Bedeli ” açıklamalı e-Arşiv Faturaların davalının hesabına Borç ve davalı tarafından banka yolu ile gönderilen 29.000,00 TL havalelerinde Alacak kaydı yapıldığı, Borç/Alacak mahsubu sonucunda davacının davalıdan 08/07/2021 icara takip tarihi itibariyle 72.846,98 TL Alacak bakiyesinin bulunduğu, Davalının elektronik ortamda tutulan Yevmiye ve Defter-i Kebir defterlerinin yasal süresi içinde GÂ.B.'na gönderilerek e-Beratlarının oluşturulduğu, Envanter Defterinin noter açılış tasdikinin yasal süresi içinde noter açılış tasdikinin yapıldığı ve defterlerinin bir birini teyit ettiği, Yapılan tespitlere göre Davalı şirketin ticari defterlerinin HMK 222. Md. Göre kendi lehine kesin delil Davalının ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı tarafından davalı adına elektronik ortamda düzenlenen 8 adet toplam 101.846,98 TL. tutarındaki ------açıklamalı e-Arşiv Faturaların davacının hesabına Alacak ve davacı tarafa banka yolu ile gönderilen 31.000,00 TL havalelerinde Borç kaydı yapıldığı, Borç/Alacak mahsubu sonucunda davalının davacıya 08/07/2021 icara takip tarihi itibariyle 70.846,98 TL Borç bakiyesinin bulunduğu, Davacının kayıtlarında ise davacının davalıdan 08/07/2021 icara takip tarihi itibariyle 72.846,98 TL Alacak bakiyesinin bulunduğu, Taraflara arasındaki Borç/Alacak farkının davalı tarafından 04/09/2020 tarihinde davacıya ---- davacının--------- açıklaması ile gönderilen 2.000,00 TL'nın davacının hesaplarına kayıt edilmemesinden kaynaklandığı, Dava taraflarının bağlı bulundukları ilgili vergi dairelerinin yazıların ekindeki tarafların mal ve hizmet satışları/alışlarına ait ----- incelendiğinden: davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 8 adet toplam ---- faturaların davalı tarafından mal ve hizmet alışlarına ait ---- beyan edildiği, davacının ise fatura ve ----- tutarında fatura beyan ettiği görüldüğü, başka bir anlatımla davacı taraf 1 adet 8.759,00 TL tutarında faturayı beyan etmediği, ancak davacının icra takibinde alacağa dayanak oluşturulan faturaların tamamının davalı tarafından beyan edildiği Tarafların bu beyanları özellikle davalının beyanı dikkate alındığında davacı tarafından icra takibinde alacağın dayanağı olan fatura muhteviyatı mal ve hizmetin davalı tarafından alındığına karine oluşturacağı, Davalı tarafından 25/0/2022 tarihli cevap dilekçesi ekinde sunduğu banka dekontu ve incelemede sunulan 04/09/2020 tarihinde davacıya ---- davacının ----- açıklaması ile gönderilen 2.000,00 TL tutarlı banka dekontlarının sonradan düzenlenmesi mümkün olmayan belgelerden olması nedeniyle davacı kayıtlarında her ne kadar davalıdan 72.846,98 TL alacağı görünmekteyse de, davalı kayıtları ve banka yolu ile yapılan 2.000,00 TL ödeme dikkate alındığında davacının davalıdan 08/07/2021 icra takip tarihi itibariyle 70.846,98 TL Alacağının bulunduğu, -ancak davacının icra takibinde 101.846,98 TL asıl alacak talebinde bulunduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Somut olayda davacı ve davalı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu, davacı şirketin ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK'nın 64/3 maddesi uyarınca süresi içeresinde "görülmüştür" tasdikinin yapılmadığı bu nedenle lehine delil teşkil etmediği ancak davalının ticari defterlerinin TTK uyarınca lehine delil teşkil ettiği anlaşılmıştır. Davalının ticari defterleri uyarınca ; davalının davacıya 70.846,98 TL borç bakiyesinin bulunduğu ayrıca davalı tarafça davacıya banka kanalı ile gönderilen 2.000,00 TL ' nin davacı hesaplarına kayıt edilmediği ve tarafların ---- birbirleriyle uyumlu olduğu ,davaya konu edelen faturalarının tamamın davalı tarafından vergi dairesine Ba olarak bildirildiği dikkate alındığında faturaya konu hizmetin davalıya verildiği kabul edilmiştir .----- Ayrıca davalı taraf kendi ticari defterleri uyarınca da davacıya 70.846,98 TL borçlu durumdadır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davacının davalıdan 70.846,98 TL asıl alacağın varlığının kabulüne; fazlaya yönelik talebin ise taraf ticari ticari defterleri uyarınca ispat edilemediği anlaşılmakla, reddine karar verilmesine kanaat getirilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır.------ uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının -----Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 70.846,98 TL asıl alacak üzerinden devamına fazlaya yönelik talebinin reddine,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Şartları oluşmadığından davalı lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer oladığına
5-Karar harcı 4.839,56 TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.244,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.595,51‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.244,05 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.324,75 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.591,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.547,32 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 11.335,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ----- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.283,76 TL'nin davalıdan, 36,24 TL'nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ---------- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2023

Full & Egal Universal Law Academy