İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/132 Esas 2023/303 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/132
Karar No: 2023/303
Karar Tarihi: 11.05.2023

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/132 Esas
KARAR NO: 2023/303
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/01/2022
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan olan toplam 39.167,31-TL meblağında olan alacağının tahsili için 02.11.2021 tarihinde------------dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ----------sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,-------- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafında verilen raporda özetle; "Davacı ve davalı şirketin tacir oldukları, davacı ile davalı şirket arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, davacının usulüne uygun olarak yasal süresi içinde noter açılış tasdiklerinin, T.T.K. 64/3 md. göre kapanış tasdikinin yasal süresi içinde yapıldığı ve HMK 222. Md. göre ticari defterlerinin lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılmakla hukuki değerlendirme Mahkemeye ait olmak üzere davacının yukarıdaki ticari defter ve kayıtlarına göre; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 39.167,31 TL cari hesap alacağının bulunduğu, davacı, davalıya satışını yaptığı mal ve hizmeti sevk irsaliyeli ile imza karşılığı teslim ettiği, davacının, davalı tarafa teslim ve satışını yapmış olduğu mal ve hizmet satışlarına ait faturaları bağlı bulundukları vergi dairesi müdürlüğüne Mal ve Hizmet Satışlarına ilişkin -------- beyan ettiği ve davalının da davacıdan teslim aldığı mal ve hizmete ait alış faturalarını bağlı bulundukları vergi dairesi müdürlüğüne-------- beyan ettiği, karşılıklı yapılan beyanlar nedeniyle davacı tarafından icra takibine dayanak gösterdiği fatura muhteviyatı mal veya hizmetin davalı tarafından teslim aldığına karine oluşturduğu, davalıya 29.09.2021 tarihli duruşma tutanağı usulüne uygun tebliğ edildiği, inceleme gün ve saatinin bildirildiği, davalı veya vekilinin 10.10.2022 inceleme gününde hazır bulunmadığı, ticari defter ve kayıtlarının incelenmek üzere sunulmadığı ve yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı dosya kapsamından anlaşıldığı davacı, icra ödeme emrinde 743,64 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı ve icra takip tarihinden önce TBK'nun temerrüte ilişkin hükümlerine göre davalının temerrüte düşürüldüğüne dair dosya kapsamında herhangi bir belge rastlanmadığı, buna göre işlemiş faiz talebinin hukuki değerlendirme ve taktirin Mahkemeye ait olduğu," şeklinde rapor sunulmuştur.
Somut olayda davalı tarafın, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan 39.167,31 TL alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde " İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi -----yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.-------------Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz." hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir.
-------- tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacaktır. --- celp edilen ------ tetkikinde davalının davacı tarafından kesilen dava konusu faturaları vergi dairesine bildirmiştir. Buna göre davalının malları teslim aldığı,teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekeceği bilirkişi raporuyla davalı tarafından yapılan ödemeler sonucu kalan takibe konu asıl alacak üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmamaktadır. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için davalının TBK. 117 (eski TBK. 101) maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) şarttır.
Takibe kadar işlemiş faize yönelik talep bulunmadığından taleple bağlılık ilkesi gereğince işlemiş faiz yönünden hüküm kurulmamıştır. Davacı tarafın talebiyle bağlı kalınarak bilirkişi raporu da hükme esas alınarak 39.167,00 TL asıl alacak üzerinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının------- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 39.167,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline takibin asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi işletilmesine,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın %20' si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Karar harcı 2.675,49-TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 469,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.206,16‬-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 469,33 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 550,03 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 365,65 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.865,65-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca------------- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde --------- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2023

Full & Egal Universal Law Academy