İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/139 Esas 2023/208 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/139
Karar No: 2023/208
Karar Tarihi: 31.03.2023

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/139 Esas
KARAR NO: 2023/208
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 04/03/2021
KARAR TARİHİ: 31/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından verilen bir kredi karşılığı teminat olarak verilen müvekkil adına iradesi dışında düzenlenmiş çekin ödenmemesi gerekçesiyle müvekkil aleyhinde ihtiyati haciz kararı alınarak 14.02.2008 tarihinde------ Sayılı dosyasından başlatılan icra takibi sonucunda müvekkil şahıs hak, alacak ve mal varlıkları üzerinde haciz işlemi uygulandığını, müvekkil o tarihte yabancı ortaklı ve halka açık bir şirket olan-----şirketinde çalışmakta olduğundan maaşına haciz uygulanmış, Müvekkilden haksız bir şekilde toplam 43.200,00 TL tahsil edildiğini, ----- sayılı dosyasında söz konusu imzaların müvekkilin elinin ürünü olmadığı ve bu nedenle takibin iptaline karar verildiğini yine------ sayılı dosyasında aynı çek ile ilgili olarak sanık olarak yargılanmış, ceza yargılamasında da takip konusu çek üzerindeki imzaların müvekkile ait olmadığı ortaya çıktığını davalı bankanın kredi verirken gerekli araştırmayı yapmaması, aldığı çekin imzasının kime ait olduğunu doğru şekilde tespit etmemiş olması, basiretli bir tacir gibi davranmaması ve bununla bağlantılı olarak müvekkil hakkındaki haksız talep ve işlemleri dolayısıyla sorumlu ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilin maaşından kesilen 43.200,00 TL müvekkilin haklılığının ortaya çıkmasından sonra müvekkile iade edildiğini, üzerinden geçen süre düşünüldüğünde s 43.200,00 TL' nin ticari faizinin davalıdan tahsili gerektiğini, müvekkilinin yaşadığı mağduriyet nedeni ile ticari hayatının sekteye uğradığını, manevi olarak yıprandığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, davalı bankanın kusuru nedeniyle uğradığı maddi zararın karşılanabilmesi için 50.000 TL manevi tazminatın ve şimdilik 5000 TL maddi tazminatın ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının icra takibine konu alacak miktarını ödememesi üzerine maaş haczi yapılmış ve maaş kesintileri dosyaya yattığını, akabinde davacının----- Yargılama neticesinde reddiyatı yapılan meblağlar bankamız tarafından dosyaya yatırıldığını, ------ortak yetkilisi olduklarından bahisle ve bu sıfatla şirketleri için bankamız ----- Şubesi'ne 200.000 TL'lik kredi başvurusu yapılmış ve sözleşmeyi borçlu- müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını. Bu krediye güvence olmak üzere bankamıza,------Şubesi'ndeki hesabına dayalı olarak verilmiş 31/10/ 2007 keşide tarihli ve 93.300 TL bedelle keşide edilmiş -----nolu çeki verdiklerini çeke dayalı olarak yapılan icra takip aşamasında ------ İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yaptırılan incelemede keşideci imzasının ----- ait olmadığı bilirkişi tarafından ifade edildiğini fakat ------. Ağır Ceza Mahkemesi ----- Sayılı ilamında bahse konu çekin ait olduğu koçanı Ekim ayında kaybettiğini ifade eden-----bu konuda somut bir bilgi vermediği herhangi bir yasal yola da başvurmadığı böylelikle fikir ve eylem birliği içinde hareket eden şüphelilerin bankadan kredi teminine yönelik olmak üzere yetkili keşideci imzasını taşımayan bahse konu çeki kullanarak atılı suçları işledikleri evrak kapsamından anlaşıldığı belirtilerek ilgili kanun maddelerince cezalandırılmalarına dair kamu davası açılmış, her ne kadar davacı, dava dilekçesinde------ yargılandığı, davada beraatine karar verildiğini belirtmiş ise de, aynı mahkemenin -----. Sayılı ilam ile Sanık----- banka araç kılınmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği hüküm altına alınmış ve sanık ... resmi belgede sahtecilik suçundan ceza aldığını, davacının yapması gereken yasal başvuruları yapmadığı, dolayısıyla müvekkil bankanın da bunun sonucu olarak iyi niyetli bir biçimde işlem yaptığı aşikar olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davalı Bankanın dava konusu çeki dava dışı şahıslara kullandırmış olduğu krediye karşılık almış olduğu anlaşılmakta olup; çeki tahsile aldığında Çekteki - şekil şartlarını inceleyecek, keşidecinin ödeme kabiliyeti olup olmadığı yönünde istihbari çalışma yapacak ve çekte keşideci imzası olup olmadığına bakacaktır. Davacı bankanın Çekte imza sahteciliğini anlayacak elinde bir veri yada delil bulunmadığı, Kaldı ki Davacı tarafından çekin elinden Rızası hilafına çıktığına dair Cumhuriyet Savcılığı yada Mahkeme kararı ibraz edilmemiş olup, Dava konusu Çekin Muhatap bankaca ödenmemesi, Davalı Bankaca İşleme alınmaması için; — Cumhuriyet Savcılığı yada Mahkemece “Ödemeden Men Yasağı alınarak Davalı Bankaya ibraz edilmesi gerektiği, bütün bu belirleme ve tespitlerin ışığında; davacının, davalı bankanın anılan uygulamasından ötürü zarara uğradığı iddiasıyla dava konusu ettiği alacak kalemlerinden ötürü davalı bankanın herhangi bir sorumluluğu bulunmayacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Bilirkişi tarafından ek alınan raporda özetle; Davacının İddia ettiği gibi, “ Eğer imza huzurda alınmış ve gerekli tüm kontroller yapılmış olsaydı müvekkilin dolandırıcılıkla ve sahtecilikle suçlanmayacaktı savının; Çek keşidecisinin çeki huzurda imzalaması gibi bir zorunluluk bulunmaması, bunun fiziken mümkün olmaması, Bankacılık uygulamasında bu şekilde bir uygulama bulunmaması ve başka banka çekiyle ilgili imza incelemesi yapılmasının fiziken mümkün olmaması karşısında geçerli bulunmadığının söylenebileceği, Davacının emsal olarak gösterdiği Yargıtay kararlarında alıntılanan hususlar Çekin Davacı Bankaya fiziki olarak ibraz edilmesi halinde huzurdaki davada dikkate alınabilecektir, lakin huzurdaki davaya konu çek takas odasına elektronik ortamda ibraz edildiği. İmza İncelemesi ancak Karşı taraf bankasınca çekin karşılığının sorulması anında Dava dışı Bankaca (ödeme bankası) yapılabilecek olup, çekin takastan Elektronik olarak ibraz edildiği düşünüldüğünde imza incelemesi yine yapılamayacağı bu durumda Davalı bankaya izafe edilecek bir kusur bulunmadığı, Davalı Banka Çeki - kullandırmış olduğu krediye karşılık almış olduğu anlaşılmakta — olup; çeki tahsile aldığında Çekteki - şekil şartlarını inceleyecek, keşidecinin ödeme kabiliyeti olup olmadığı yönünde istihbari çalışma yapacak ve çekte keşideci imzası olup olmadığına bakacağı davacı bankanın Çekte imza sahteciliğini anlayacak elinde bir veri (Data) yada delil bulunmadığı, Kaldı ki Davacı tarafından çekin elinden Rızası hilafına çıktığına dair Cumhuriyet Savcılığı yada Mahkeme kararı da ibraz edilmediği Dava konusu Çekin Muhatap bankaca ödenmemesi, Davalı Bankaca İşleme alınmaması için; — Cumhuriyet Savcılığı yada Mahkemece “Ödemeden Men Yasağı “ alınarak Davalı Bankaya ibraz edilmesi gerektiği, davacının, davalı bankanın anılan uygulamasından ötürü zarara uğradığı iddiasıyla dava konusu ettiği alacak kalemlerinden ötürü davalı bankanın herhangi bir sorumluluğu bulunmayacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Davaya konu edilen icra dosyası ve ceza dosyaları celp edilerek incelenmiştir.
Davada, davalı bankanın çalışanının gerekli özeni göstermediği ve çek üzerindeki imzaların gerekli şekilde incelemediği, bu nedenle de çek arkasına karşılıksız işlemi yapıldığı iddia edilmiştir. Her ne kadar bu iddia da bulunulmuş ise de dava konusu konusu çek üzerinde bir tahrifatın tespit edilmediği, çekin bu hali ile iğfal kabiliyetinin bulunduğunun tespit edildiği, davacı şirketin salt bu işlem nedeni ile maddi zarara uğradığı iddiası yönünden yapılan işlem ile oluşan zarar arasında doğrudan bir illiyet bağının dosyadaki mevcut kayıtlara göre tespit edilemediği, T.B.K. Md. 49 uyarınca davalı yönünden bu nevi bir sorumluluğun oluşabilmesi için koşulların açıkça gösterildiği, davalı bankanın bu yönde bir kusuru veya hukuka aykırı bir fiilinin tespit edilemediği, manevi tazminat istemiyönünden ise T.B.K. 56. ve 58. Maddelerinde menevi zararın oluşması koşullarının gösterildiği ve tazminat sorumluluğunun açıkça hükme bağlandığı, yine haksız fiilin kişinin bedeninde ve kişilik haklarında zarar ve zedelenme oluşturacak şekilde bir eylem veya ihmalin bulunması şeklinde olması gerektiği, ancak dosya kapsamından davalı bankanın yaptığı işlemin kişinin kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte bir kasıt ile yerine getirildiğini gösterir her hangi bir delilin dosyada bulunmadığı,davacı tarafça bu şekilde oluştuğu iddia edilen zarar yönünden davalı bankanın sorumluluğunun doğrudan doğduğunu ispatlar şekilde her hangi bir delilin dosyada tespit edilmediği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ------Karar Sayılı İlamı)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 170,90 TL den başlangıçta peşin olarak yatırılan 939,27 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 759,37‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ------ bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ------Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Full & Egal Universal Law Academy