İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/97 Esas 2023/209 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/97
Karar No: 2023/209
Karar Tarihi: 31.03.2023

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/97 Esas
KARAR NO: 2023/209
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/01/2020
KARAR TARİHİ: 31/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalı şirkete muhtelif tarihlerde---- Uygulaması yaptığı ve hizmetlerine ilişkin olarak fatura kesmiş olup cari hesap olarak kaydettiğini davacının bu ticari ilişkiden dolayı davalıdan 4.130,00TL alacağının bulunduğunu, davacının davalıdan doğmuş alacağı için-----sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı sebebiyle takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, faturalara ilişkin borçlu tarafça yapılan bir itirazın söz konusu olmadığını, davacı tarafça sağlanan ilgili hizmetin yerine getirildiğinin dosyaya sunulan irsaliyeli fatura ile sabit olduğunu davalı borçlu tarafından değişik tarihlerde yapılan ödemelerin, borcun davalı tarafça kabul edildiğini tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından davalı şirkete ----- Uygulaması işi ile ilgili olarak 19/07/2019 tarihli teklir-sipariş formu düzenlenmek suretiyle teklif verildiği, düzenlenen sipariş-teklif formunda söz konusu işin 2 gün süreceği ve günlük 2.000,00TL'den toplam 4.000,00TL * KDV karşılığında toplam 4.720,00TL talep edileceği belirtildiği, davacı şirket tarafından söz konusu iş ile ilgili olarak 24/07/2019 tarihli toplam 4.720,00TL bedelli faturanın kesilerek davalı şirkete gönderildiği, davalı şirket tarafından da 24/07/2019 tarihinde fatura bedeli olan 4.720,00TL'nin davacıya ödendiğini davacı şirketin, 26/07/2019 tarihinde bu defa KDV dahil 4.130,00TL bedelli bir fatura daha keserek gönderdiği fakat bu faturanın davalı şirketçe kabul edilmeyerek noter kanalıyla iade edildiği, çünkü davacı şirketin sadece tek kalem iş yaptığı, bu işe ilişkin faturasını keserek bedelini de tahsil ettiğini taraflar arasında varılan anlaşma gereği işin bitirilme süresinin 2 gün olduğu, 2 günlük işin bedelinin de davacıya zaten ödendiğini davacı şirketin, şantiye sahasına göndermiş olduğu kaynakçı elemanın şantiye giriş evraklarının eksik olması sehebiyle sabah saat 9:00'da mesaiye başlaması gereken işe öğleden sonra başladığı, bu sebepten dolayı 2 günde bitirilmesi teklif edilen ve 2 gün için anlaşılan işin davacının hatasından kaynaklı olarak daha uzun sürdüğü, davacı şirketin 2 günde bitirmesi gereken işi bitiremeyince uzayan günler için yevmiye ve mesai şeklinde 3.500,00TL daha alacaklı olduğunu iddia ederek KDV dahil toplam 4.130,00TL'lik fatura düzenlediği, davacının, düzenlediği bu faturayı davalı şirketin şantiyede bulunan proje müdürü ----- onaylatmadan ve hakediş yapmadan gönderdiği, işin belirtilen 2 günlük sürede bitirilmemesinden davacı şirketin sorumlu olduğu, bu hususun tanık anlatımıyla ispatlanacağını davalı şirketin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ---- . İcra Müdürlüğünün ----- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ------ esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan 15/01/2021 tarihli raporda özetle; Davacı ve davalı şirketin 2019 yılına ait yasal ticari defterlerinin kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu Dava konusu alacağın, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen 26.07.2019 tarihli, ----- nolu,4.130, TL tutarındaki faturadan kaynaklandığı, faturanın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı uyuşmazlığa konu bu faturada davalının imzasının bulunmaması faturaya konu hizmete ilişkin taraflar arası yapılmış bir anlaşma belgesinin ya da teklif formunun bulunmaması ve davacının, faturayı düzenlemesini haklı gösterecek herhangi bir belgeyi dava dosyasına sunmamış olması sebebiyle, davacının davaya konu taleplerinin yerinde olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi tarafından alınan 14/07/2021 tarihli ek raporda özetle; Davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen 26.07.2019 tarihli, ------ nolu, 4.130,00TL tutarındaki uyuşmazlık konusu faturada "Eksiksiz Teslim Eden/Alan” bölümü altında “------ isim ve imzasının bulunduğu, bu sebeple davacının faturada isim ve imza olduğu yönündeki itirazında haklı olduğu davacı şirket tanıklarınca davalı şirket sahibinin ----olduğu iddia edilmişse de, davalı şirket vekilince davalı şirket yetkilisinin-----değil, ----- olduğu beyan edildiği, ----- isimli şahsın, davalı şirket yetkilisi ya da davalı şirket personeli olup olmadığı dosya kapsamındaki belgelerden tespit edilemediği dolayısıyla uyuşmazlık konusu faturada isim ve imzası bulunan ----- ancak davalı şirket yetkilisi/çalışanı olduğunun tespit edilmesi durumunda davacının itirazın iptali talebinde haklı olabileceği davacının 8 günlük yasal sürede faturaya itiraz edilmediği yönündeki itirazının da - faturadaki imzanın davalı şirket yetkilisi/çalışanına ait olduğunun tespiti şartına bağlı olarak yerinde olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Talimat mahkemesince dinlenilen tanık ------ beyanında " Ben davalı şirkette muhasebe bölümünde çalışıyorum. Davacı şirket bizim şirketimizin şantiyesinde ----- adı verilen bir işlemi yapacaktı. Bizim çalıştığımız firma evrakları eksik olan kimseyi şantiye içine almıyor. Bu evraklar iş güvenliği ve personel özlüğü ile ilgilidir. Biz davacı şirkete bunları daha önce söyledik. Ancak onlar elemanlarını gönderdiler fakat evraklarını eksik gönderdiler. Bu sebepten dolayı şantiye sahasına alınmadılar. Sabah 08:00 da işbaşı yapılması gerekirken gönderilen elemanlar öğlen 13:00-14:00 gibi işe başlayabildiler. ------ işlemlerini yaptıktan sonra şirketimize fatura kestiler. Davacı şirket bize proforma fatura kesmişlerdi. Bu proforma faturayı elemanları göndermeden önce kesmişlerdi. Çünkü peşin çalışıyorlar, parayı almadan elemanları göndermiyorlardı. Biz zaten ödeme yaptığımız halde sonrasında bir fatura daha kesilmiş. Bu ikinci fatura elemanlarımız mesaiye kaldı diyerek kesilmiş. Biz de buna itiraz ettik. Faturaların içeriği de zaten mesaiye kalma olarak değil hizmet alma olarak geçiyor. Ortada yapılan bir iş var. Ancak kesilen iki fatura var. Ticari defterlerimizde bunların hepsi mevcuttur. Davacı şirketin sahamızda yapacağı iş 1 gün sürüyordu. Ancak elemanları çok geç başladığı için yarım günde işi bitirdiler. Ben şantiyede çalışmadığım için çok detaylı bilgi sahibi değilim. Ama bana bir fatura geldi onu da zaten ödemiştik, onu işledikten sonra ikinci fatura gelince onaya sundum. Şantiye şefi de bana böyle bir hizmet almadığımızı beyan etti, ben de faturayı geri iade ettim. Benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir. Tanık ücreti talebim yoktur" şeklinde beyanda bulunmuştur.
Talimat mahkemesince dinlenilen tanık ------beyanında "Ben davalı şirkette 2013-2020 yılları arasında çalıştım. Dava konusu konunun olduğu tarihlerde proje müdürüydüm. Bizim yaptığımız işin gereği -----çelik çatı katı yapılıyordu. Bu çelik çatının üzerine trapez saclar döşeniyordu sonrasında da beton atılıyordu. ----ile çeliğin birbirine bağlanması için beton çivileri kaynatılıyordu. Bunu yapan firma ----Ayrı firma ile daha önce 7-8 blokta bu işi yapmıştık. Önceden bize bedelini söylüyorlardı. Biz bedeli yatırıyorduk. Onlarda gelip yapıyorlardı. İş güvenliği gereği girişte bir takım evrakların olması gerekiyor. Son blok yapılacağı zaman şantiyeye geç geldiler. Geldiklerinde de personellerin evrakları eksikti. O gün içerisinde eğitimleri evrakları yetişmedi. Dolayısı ile ertesi güne kaldı. Ertesi gün cumartesi idi. Normalde iki günde yapıp bitiriyorlardı. İş eğitiminden geç çıktıkları için yetiştiremediler ve pazartesiye kaldı. Davacı şirketin elemanları cumartesi günü öğlen saatlerinde çalışmaya başladılar. Pazartesi günü öğlen saatlerinde bitirdiler. Fazladan geldikleri günler için de fatura talep ettiler. Ancak biz reddettik. Baştan anlaşılmış bir bedel vardı ve gecikme de bizden kaynaklı değildi. Bu nedenle kabul edemeyeceğimi söyledim. Bu olay 2019 yılında meydana gelmişti. Benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir. Tanık ücreti talebim yoktur" şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dinlenilen tanık ----- beyanında "Ben davacı şirket bünyesinde muhasebe finans biriminde genel muhasebe işlemlerini yürütmekteyim ve hala da görevim devam etmektedir. Davacı şirket davalı ile----uygulaması yapılması için anlaştı. Bu bizim davalı ile yapmış olduğumuz ilk işimiz olmayıp bir çok defa davalı ile farklı işlerde de çalıştık. İşin yapılacağı gün işçilerimiz 08.00, 08.30 saatleri arasında davalıya ait şantiyede hazır bulunmuşlardır. Ben olay günü şantiyede değildim. Ancak insan kaynakları da ban tabi olduğu için ve davalı şirket sahibi ------ ile sürekli irtibat halinde olduğum için olayların nasıl işlediğine hakimim. Yapılan iş ön hazırlık gerektiren bir iş olması gerektiğinden dolayı çivi uygulanacağı zemin hazır olması ve işin yapılacağı yerde özel bir elektrik tesisatının bulunması gereklidir. Söz konusu durumu davalıya mail ve sözlü olarak bildirmiştik. Ancak işin yapılacağı gün işçilere zeminin henüz hazır olmadığını ve elektrik tesisatının bulunmadığı bu nedenle işin yapılacağı zeminin henüz işçilere teslim edilemeyeceği bilgisi davalı şirket tarafından bildirilmiştir. İşçilerimiz yaklaşık yarım gün herhangi bir iş yapmadan iş sahasında beklemişlerdir. Akabinde zemin davalı tarafından hazırlanarak işçilere teslim edilmiştir. Ancak işe davalının yukarıda bahsetmiş olduğum işleri nedeni ile geç başlandığından mesai saatleri içerisinde bitirilememiştir. Akabinde şirket sahibi ----- işin bitirilmesini talep etmiştir. Kendisi ile yapmış olduğumuz telefon görüşmesinde işin mesai saatleri dışına kaldığı ve ek mesai ücretinin talep edileceği bildirilmiştir. Akabinde gerekli ödemelerin yapılacağı işin devam edilmesini istenmiştir. İşçilerimiz fazla mesai yaparak saatini tam hatırlamamakla birlikte gece yarısına doğru işi bitirip davalıya teslim etmiştir. Fazla mesaiye ilişkin hususların mail olarak da bildirildiğini tahmin ediyorum. Akabinde söz konusu işe yönelik faturalar vadesinde kesildi. Ancak davalı tarafça süresi geçtiği halde faturalara itiraz edildi. Çalıştığımız şirket işçilere gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimi vermektedir. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili belgelerde herhangi bir eksiklik olmadığını düşünüyorum. Olayla ilgili bildiğim ve gördüğüm bundan ibarettir Yapılan iş çok kapsamlı olmadığı için önceden işin yapılacağı mahallin keşif edilmesi söz konu değildir. Ancak söz konusu iş benim doğrudan teknik olarak bilgi dahilimde bulunmadığı için önceden keşif yapılıp yapılmadığı hususunda net bir bilgi sahibi değilim. Ancak zeminin temiz tutulması gerektiğini ve ek elektrik tesisatı ihtiyacı daha önceden davalı firmaya bildirildiğinden bu ön hazırlıkların davalı tarafça yerine getirilmesi gerekmekteydi. Sorulan işler bizim sorumluluğumuzda değildir. Ayrıca davalı firma sahibi ile telefonda konuşurken isminin ------olarak beyan ettiğini biliyorum. İsim ve soy ismini teyit etme ihtiyacı duymadım" şeklinde beyanda bulunmuştur
Mahkememizce dinlenilen tanık----- beyanında " Ben davacı şirket bünyesinde satış pazarlama biriminde çalışmaktaydım ancak şu an davacı şirkette çalışmıyorum. Davaya konu satışı ben yaptım. Bizim işçilerimiz sabah 08.00'de mesaiye başlar ve işin yapılacağı günde ben şantiyede değildim ancak işçilerle sürekli irtibat halindeydim. Uygulanacak iş -----uygulaması olduğundan çivi uygulanacak zeminin önceden hazır olması ve ek elektrik tesisatının bulunması gerekmektedir. Ancak zemin hazır olmadığından ve ek elektrik tesisatı da hazır bulunmadığından işçilerimiz yaklaşık 6 saat kadar herhangi bir iş ve eğitim almadan şantiyede beklediler. Akabinde zemin hazırlanınca işçiler işe başladı ancak iş mesai bitimine kadar yukarıda izah ettiğim ve davalıdan kaynaklı olan eksiklikler sebebi ile bitirilemedi. Firma sahibi olduğunu bildiğim -------işin gün bitimine kadar hazır edilmesi gerektiğini söyledi ve buna karşı yapılan işin fazla mesaiye tabi olacağı kendisine bildirildi ve anlaşıldı. Söz konusu anlaşma mail üzerinden yapılıp yapılmadığını bilmiyorum ancak telefon yolu ile sözlü olarak anlaşılarak işe davam edildi. Bunun üzerine işçilerimiz işi gün bitiminde tamamladı. Şirket bünyesindeki işçilerimizin iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri eksiksiz bir şekilde verilmektedir. Çalışacak işçilerin gerekli belgeleri bir gün önceden davalı şirkete teslim edilmektedir. Eksik bir evrak bulunsa dahi yarım saat içerisinde söz konusu eksiklik firmamız tarafından yerine getirilir. Ayrıca daha önceden davalı şirket ile çalışıldığından çalışan işçiler önceden davalı şirket şantiyesinde çalışmış işçilerdir. Ayrıca bu eğitimler haricinde davalı tarafça bir eğitim söz konusu ise bu eğitim tarafımıza bildirilmedi. Ayrıca işçilere de herhangi bir eğitim verildiğini duymadım" şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce isticvap olunan davalı şirket yetkilisi ----- beyanında " Biz davacı şirketle bana tebliğ edilen faturada ki bedel üzerinden anlaştık ancak davacı taraf İsg evraklarını hazır etmediği için iş geç başlanıldı, iş bedelini ödedik ancak işin zamanında yapılmamasından kaynaklı fazla mesai faturasını iade ettik söz konusu işin geç bitirilmesi yukarıda bahsettiğim davacı eylemlerinden kaynaklandı " şeklinde beyanda bulunmuştur.Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; kural olarak ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse son çare olarak yemin deliline başvurulması gerekmektedir. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap layihasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Dinlenen tanık beyanları bir bütün halinde değerlendirildiği, tanıkların davacı ve davalı şirket çalışanları olduğu bu sebeple beyanları mahkememizce samimi görülmemekle beraber somut olayda ispat yükü davacıda olmakla davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı görülmekle davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış ve davacı taraf usul ve yasaya uygun olarak yemin metnini mahkememize sunmuş olmakla ve davalı şirket yetkilisinin yemini eda edilmesi için adresinin bağlı olduğu mahkemeye talimat yazılmış ve talimat mahkemesince davalı şirket yetkilisine HMK 228 maddesi uyarınca şerhli tebligata rağmen şirket yetkilisinin talimat duruşmasında hazır bulunmadığı görülmekle davacının davalının kusuru nedeniyle fazla mesai yaptığı ve faturaya konu alacağın varlığına HMK 190 ve 229 . maddeleri uyarınca kanaat getirilerek davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının -----. İcra Müdürlüğünün------Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline takibin devamına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın %20' si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Karar harcı 282,12 TL 'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 70,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 211,58‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 70,54 TL peşin harç olmak üzere toplam 124,94‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.167,65‬ TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.130,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca------ bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Full & Egal Universal Law Academy