İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1 Esas 2023/193 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/1
Karar No: 2023/193
Karar Tarihi: 02.03.2023

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/1 Esas
KARAR NO: 2023/193
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/01/2022
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil şirket ile davalı şirketler ortaklığı arasında ticari iş ilişkisi nedeniyle cari hesap ilişkisi vardır. Müvekkil şirket cari hesap alacağını tahsil edemeyince tarafımızca ------ Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu şirketler aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Ancak davalı şirketler herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz etmiştir. İtiraz üzerine icra takibi durdurulmuştur.Davalılar bu süreçten sonra müvekkil şirket yetkililerini ödeme yapacakları, çek verecekleri
taahhüdü ile oyalayarak bu güne kadar herhangi bir ödeme yapmayarak müvekkil şirketi
oyalamışlardır. Müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlarında davalı şirket ortaklığının
350.285,85TL müvekkil şirkete borcu bulunmaktadır. Müvekkil şirketin cari hesap
dökümünden de anlaşılacağı üzere davalıya farklı tarihlerde ürün satışları yapılmıştır; bu
satışlara ilişkin faturaları da ekte sunuyoruz. Davalıya taş tozu, mıcır gibi ürünler satılmıştır.
Müvekkil şirketin bakiye alacağı 350.285,85TL olup, davalı şirket ortaklığı tarafından bugüne
kadar ödenmemiştir. Davalı borçlunun itirazları yukarıda açıkladığımız üzere haksız ve
mesnetsiz olup yapılan itirazlar kötü niyetli bir itirazdır. Öncelikle ihtiyati haciz talebimizin
kabulü ile; davalıların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına
haciz konulmasına, davamızın kabulü ile; itirazın iptali ile takibin devamına, 350.285,85TL
tutarındaki alacağımızın varlığının kabulü ile bu alacağımızın takip tarihinden itibaren işleyecek
reeskont faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumluluk esasına göre davalılardan
alınarak davacı müvekkil şirkete verilmesine, davalıların haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle
%20'den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı müvekkil
şirkete verilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.
Davalı ----- vekilinin cevap dilekçesinde özetle:
İtirazın iptali talepli ikame edilmek istenilen huzurdaki dava, İİK 67.
Uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açılmak istenilmiştir. Hak düşürücü
süreye riayet edilmeksizin tertiplenen itirazın iptali davasına açıkça itiraz etmekteyiz.
Mahkemenizce de resen gözetilecek hak düşürücü süre hususu doğrultusunda, davanın bu
aşamada reddine karar verilmelidir. Her ne kadar davacı yan, ticari ilişkiden kaynaklı olarak,
ödenmeyen faturalar hasebiyle davalı müvekkil şirketten alacaklı olduğu iddiası ile icra takibine
girişmiş ise de; sair tüm kayıtlar dahilinde de görüleceği üzere, davalı müvekkilin, geçmiş ticari
ilişkilerden ve faturalardan kaynaklı davacı yanın muaccel alacaklarını ödediği, ilgili ödemeleri
sair zamanlarda davacı yana tevdi ettiği, davacı yanın, talep edilebilecek herhangi bir alacak
hakkının da davalı uhdesinde bulunmadığı, dolayısıyla icra takibine yapılan itirazın haklı
olduğu ve itirazın iptali isteminin reddinin gerektiği, mahkemenizce de tespiti yapılabilecek
hususlardandır. Nitekim davalı müvekkil şirket, kendisi adına düzenlenmiş fatura ve sevk
irsaliyelerinden kaynaklı bedelleri, davacı yana ödemiş durumda olup, davacı yanın başlatmış
olduğu icra takip bedelinin, belirtilen bedelden kaynaklı işlemiş ve işleyecek tüm faiz
taleplerinin de haksız olarak düzenlendiği, rahatlıkla görülmektedir. Davacı yanın, müvekkil
aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde asıl alacak dahil belirtmiş olduğu takip miktarları ile,
takip talebi ve ödeme emri ekindeki fatura miktarları ve fatura adetleri dahi örtüşmemektedir.
Davacı yan dilekçesinde ise, soyut alacak iddiasına konu fatura suretlerinin eklerde ibraz
edileceği ifade edilmişse de; dilekçe ekinde de iddia edilen alacak miktarını gösterir eksiksiz
hiçbir fatura sureti sunulmamıştır. Alacağın her ne kadar 23 adet fatura kaynaklı olduğu iddia
edilmişse de, icra dosyası dahilinde, alacak miktarını gösterir 23 farklı fatura ve alacak
miktarları açıklanılarak tebliğ de olunmamıştır. Dava dilekçesi içeriğinde ise, borcun kaynağı
olarak işaret edilen faturaların eklerde sunulduğu belirtilmişse de; dosya içeriğinde görüldüğü
kadarıyla, hiçbir fatura sureti sunulmamış ve tarafımıza da tebliğ edilmemiştir. Bu çerçevede,
mahkemenizce de rahatlıkla tespit edilebileceği üzere, davacı yanın başlatmış olduğu icra
takibinin haklılığı bakımından ispat külfeti üzerinde olan davacı yan, alacak miktarı ve talep
ettiği faizler bakımından geçerli ve somut delile de işaret edememiştir; iddia edilen alacak
miktarlarını fatura alacağına dayandıran davacı yanın, dosyanız uhdesine herhangi bir fatura
sureti sunmadığı, icra takip miktarları dahil geçerli hiçbir açıklamanın da yapılamadığı
görülmektedir; rabıtalı olarak icra takibine yaptığımız itirazın haklı ve yerinde olduğu ve itirazın
iptali isteminin reddi gerektiği de ortadadır. Diğer yandan, dava konusu iddia edilen fatura
alacağının dayanağı olan mal ve mamüllerin teslim edildiğinin de davacı yan tarafından ispat
edilmesi gerekmekte ise de; davacı yan tarafından işbu hususa ilişkin geçerli belge ve
açıklamalar da sunulamamıştır. İcra takibindeki alacağın kaynağı olarak belirtilen satışa konu
malların teslim edilip edilmediği bile belirli olmamakla, davacı yan iddialarının ispat edilemediği
bu çerçeveden de sabittir. Hak düşürücü süre resen gözetilerek davanın reddine, usule ve
esasa aykırı olduğu sabit olan davanın reddine, Yargılama giderleri, vekalet ücreti ve sair
masrafların davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talebinde bulunulmuştur.
Davalı------tarafından davaya cevap verilmediği görüldü.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
1)Tarafların ticari defterler ve cari hesap kayıtlarının delil vasfı taşıdığı, taraf
kayıtlarından ve davalının Ba formlarından taraflar arasında yazılı olmasa da sözlü bir
sözleşmenin ve cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davalının davacıdan mıcır ve taş tozu
alımlarında bulunduğu,
2)Davacı kayıtlarının incelenmesinde; Davacının davalı adına düzenlediği davacının
takip konusu alacağını oluşturan 23 adette toplam 350.285.85 TL bedelli faturanın tamamının
ve davalı tarafından yapılan ödemelerin davacının ticari defter ve cari hesap kayıtlarında
kayıtlı olduğu, davacı kayıtlarında davacı davalıdan 384.126.16 TL alacaklı gözükmekte ise
de, davacının davacı ticari defter ve cari hesaplarında kayıtlı 23 adette toplam 350.285.85 TL
bedelli faturayı takip konusu yaptığı ve takip talebinde de davalıdan 350.285.85 TL alacak
talebinde bulunduğu görülmekte olunup, bu kapsamda davacının davalı adına düzenlediği
davacının ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı olan takip konusu 23 adette toplam
350.285.85 TL bedelli faturadan davacının davalıdan 23.6.2020 takip ve 3.1.2022 dava tarihi
ile alacağının 350.285.85 TL olarak belirlendiği,
3) Davalı kayıtlarının incelenmesinde; Davacının davalı adına düzenlediği davacının
takip konusu alacağını oluşturan 23 adette toplam 350.285.85 TL bedelli faturanın tamamının
ve davalı tarafından yapılan ödemelerin davalının ticari defter ve cari hesap kayıtlarında kayıtlı
olduğu, davalı kayıtlarında davalının davacıya 23.6.2020 takip tarihi itibariyle 417.126.28 TL,
3.1.2022 dava tarihi itibariyle ise 384.126.16 TL borçlu gözüktüğü,Davalının 2019 ve 2020 yılı Ba formlarının incelenmesinde de, davalının 2019 yılı Ba formlarında KDV hariç 32 adette toplam 571.955.- TL, 2020 yılı Ba formlarında KDV hariç 15 adette toplam 172.087.- TL bedelli fatura kaydı bulunmakta olup, davacının davalı adına
düzenlediği takip dayanağı yapılan faturaların tamamının davalı Ba formlarında kayıtlı
olduğunun tespit edildiği,
4)Taraf kayıtlarının karşılaştırılmasında;
Davacı kayıtlarında, davacı davalıdan 23.6.2020 takip ve 3.1.2022 dava tarihi ile
84.126.16 TL alacaklı gözüktüğü,Davalı kayıtlarında ise davalı davacıya 23.6.2020 takip tarihi itibariyle 417.126.28 TL, 3.1.2022 dava tarihi itibariyle ise 384.126.16 TL borçlu gözüktüğü,Davacı kayıtlarında, davacı davalıdan 23.6.2020 takip ve 3.1.2022 dava tarihi ile 84.126.16 TL alacaklı gözükmekte ise de, davacının davalı adına düzenlediği 23 adette toplam 350.285.85 TL bedelli faturayı takip konusu yaptığı ve takip talebinde de davalıdan
50.285.85 TL talepte bulunduğu, itirazın iptali davasını da 350.285.85 TL üzerinden açtığı,
Taraf kayıtlarının ve davalının Ba formlarının birlikte karşılaştırılarak
incelenmesinde de; Davacının davalı adına düzenlediği ve davacının takip konusu yaptığı 23 adette toplam 350.285.85 TL bedelli faturanın her iki tarafın da delil vasfında bulunan ticari defter vecari hesap kayıtlarında ve davalının Ba formlarında kayıtlı olduğu, takibe konu 23 adette toplam 350.285.85 TL bedelli fatura her iki tarafın ticari defter ve cari hesap kayıtlarında vedavalının Ba formlarında kayıtlı bulunduğundan takibe konu 23 adette toplam 350.285.85 TL bedelli faturanın davacı tarafından davalıya tebliğ edildiği ve faturalara konu mıcır ve taş tozunun davacı tarafından davalıya teslim edildiği anlaşılmış olup, bu kapsamda davacının davalı adına düzenlediği her iki tarafın ticari defter ve cari hesap kayıtlarında ve davalının Baformlarında kayıtlı olan takibe konu 23 adette toplam 350.285.85 TL bedelli faturadan davacı
----- davalı ----- iş ortaklığından 23.6.2020 takip tarihi itibariyle toplam
350.285.85 TL alacaklı olduğu, borçtan davalıların tahsilde tekerrür olmamak üzere
müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları,350.28585 TL alacak tutarına 23.6.2020 takip tarihinden itibaren %13.75 ve değişen oranlarda avans faizi talebinde bulunulabileceği,
DELİLLER
------ Esas sayılı icra dosyası
*Davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları,
*Taraf şirketlere ait BA-BS (vergi kayıtları) formları,
*Bilirkişi raporu,
*Tüm dosya kapsamı,
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali istemine ilişkindir.Taraflar arasında yer alan ticari ilişki nedeniyle fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.----İcra Müdürlüğünün------esas sayılı icra dosyası aslı celp edilmiş olup dosya arasına alınmıştır.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ---- İcra Müdürlüğünün----- Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 23/06/2020 tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlular aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği, huzurdaki davanın 03/01/2022 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre,Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtlarında yapılan bilirkişi incelemesinde davacının davalı adına düzenlediği ve davacının takip konusu yaptığı 23 adet toplam 350.285,85 TL bedelli faturanın her iki tarafın da delil vasfında bulunan ticari defter ve cari hesap kayıtlarında ve davalı BA formlarında kayıtlı olduğu, bu nedenle davaya konu faturaların davacı tarafından davalı şirketler ortaklığına tebliğ edildiği ve faturalara konu mıcır ve taş tozunun davacı tarafından davalıya teslim edildiği, davalı iş ortaklığı tarafından faturalara itiraz edilmediği anlaşılmakla davacının davalılar adi ortaklığından 350.285,85 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir. Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, -Davalının ---- İcra Müdürlüğünün ------ esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam 350.285,85-TL asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 23.929-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.230,58-TL harçtan mahsubu ile bakiye 19.698,42-TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(11) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ------ bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1505-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan toplam 4.431,38- TL harç toplamının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 52.040,42TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Full & Egal Universal Law Academy