İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/129 Esas 2023/70 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
Esas No: 2021/129
Karar No: 2023/70
Karar Tarihi: 11.04.2023

T.C. İstanbul Anadolu 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/129 Esas
KARAR NO:2023/70
DAVA: Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Önlenmesi ve Durdurulması ile Maddi Tazminat ve İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ: 26/07/2021
KARAR TARİHİ:11/04/2023
Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan davada yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacılar vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı ------ lisans sözleşmesi uyarınca dağıtım hakkına sahip olduğu ------- markasının ---- tescilli olduğunu, davacının markasının tanınmış marka olduğunu,---------- ürünlerinin markanın kapsamında bulunduğunu, davacıya ait ------- marka ile uzun süredir satışının yapıldığını, davalının kendi ürünü üzerinde kullandığı markasını da davacı ürünü üzerindeki markanın yazılışı ile benzer şekilde kullandığını, davacı ürünleri üzerinde yer alan -------markasının --------- şahsına münhasır -------- arada kullanılarak yazıldığını, ayrıca ambalaj üzerinde ürün görseline yer verildiğini, ------ kapağının kenarında ince boşlular bırakıldığını, bu marka ve tasarımın ayırt edici özelliklere sahip olduğunu, davalı tarafın da kendi ürünü üzerindeki -------- markasının ------ biçiminin birebir aynı olduğunu, davalının --------davacı tarafın ürün ambalajı ile benzer bir ambalajla satışa sunduğunu, her ne kadar davalının markası davacının markası ile birebir aynı değilse de, markanın yazılış biçimi,konumlandırılması, boyutu, arasında tire bulunması vb. unsurların birebir davacının ürün ambalajı ile aynı olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, tüketiciler tarafından markalar arasında irtibat kurulmasını amaçladığını, haksız yarar sağlamaya çalıştığını, bu konuda ---------- adresindeki--------işyerinde tespit yapıldığını, düzenlenen bilirkişi raporunda davalı tarafa ait ------- ürünlerinin davacı tarafa ait olanlarla iltibas yaratacak derecede benzer olduğuna dair görüş bildirildiğini, ayrıca aynı adreste ve davalı şirkete ait ---------------- adresinde de ürünlerin ------ tarafından tespitinin yapıldığını, düzenlenen raporda da ürün tasarımlarının davacı tarafa ait ürünler ile benzer olduğunun tespit edildiğini, davalının bu eylemlerinin marka ve tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, ------ ihtiyati tedbir kararı ile de haklılıklarının tespit edildiğini belirterek,-------- başvuru numaralı marka hakkına tecavüz teşkil eden davalı eylemlerinin durdurulmasına ve önlenmesine, davalı ürünlerinin imhasına, davalının haksız rekabet ve tasarım hakkına tecavüz fiilleri nedeni ile Müvekkili Şirketlerin uğramış olduğu fiili kayıplar ve yoksun kalınan kazanç (maddi zarar) nedeniyle fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydı ile tecavüz fiilleri tarihinden itibaren işletilecek olan avans faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL tutarında maddi tazminata hükmedilmesine; yoksun kalınan kazancın SMK’nın 151/2 vd. maddeleri uyarınca, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç , sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli olmak üzere kanunda sayılan değerlendirme usulleri kapsamında ayrı ayrı tespitine, mali müşavirlik alanında ve haksız rekabet ve sınai mülkiyet--------alanlarında uzman bilirkişiler eliyle hesaplanacak en yüksek miktar üzerinden tazminata hükmedilmesine, işbu talepleri uyarınca hüküm altına alınacak tazminatın ilk olarak yapılan tecavüz fiilleri tarihinden itibaren işletilecek olan avans faizi ile birlikte müvekkili Şirketlere ödenmesine, SMK’nın 150/2. maddesi uyarınca müvekkili Şirketin uğramış olduğu manevi zarar nedeniyle 10.000,00-TL itibar tazminatına hükmedilmesine; işbu talepleri uyarınca hüküm altına alınacak tazminatın ilk olarak yapılan tecavüz fiilleri tarihinden itibaren işletilecek olan avans faizi ile birlikte müvekkili Şirkete ödenmesine, tüm giderleri davalı tarafından karşılanmak üzere, hükmün Türkiye çapında günlük olarak yayın yapan ve tirajı 1.000.000’dan fazla olan bir gazetede ilanına,---------dosyası kapsamında ---- tarafından yapılan masrafların tespiti amacı ile ilgili mahkemelere müzekkere yazılmasına, toplam masraf tutarının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek------ ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde harca esas değerin 30.000,00 TL olarak belirtildiğini, harcın da bu değer üzerinden yatırıldığını, dilekçenin başlangıç kısmında 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerinin yazılmasına rağmen sonuç kısmında maddi hata nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini yazdıklarını belirterek, bu maddi hatanın düzeltilerek 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; dava dilekçesinin müvekkili --------tebliğ edilirken dava dilekçesinde gösterilen yazılı delillerin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, müvekkili şirketin savunma hakkının kısıtlandığını, dava dilekçesinin husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı ---- yalnızca satış yapan bir firma olduğunu, huzurdaki davanın yabancı bir firma olan diğer davacı ------ yetkilendirdiği yasal bir temsilci tarafından açılması gerektiğini, müvekkili şirketin adresinin--------olduğunu, huzurdaki davanın yetkisiz bir mahkemede ikame edildiğini, delil tespiti üzerinden uzun bir zaman geçtiği için davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı şirketin taleplerinin açık olmadığını, dava dilekçesinin konusunda gösterilen tazminat tutarı ile istem sonucunda gösterilen tazminat tutarının birbiriyle çeliştiğini, delil tespiti adresi olan ---- adresli ----müvekkili şirketin hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığını, müvekkili şirketin-----yürüttüğünü, her ne kadar dava dilekçesinde; davalı----------- adresinde de bir keşif gerçekleştirilmiş olduğu ve benzer ürünler olduğunun tespit edildiği iddia edilmiş ise de, bu iddia gerçek dışı olduğunu, zira müvekkili şirketin --------- hiçbir zaman keşif yapılmadığını, yine müvekkili şirkette iddia konusu hiçbir ürünün tespit edilmediğini, müvekkili şirketin ------ sayılı dosyasından ------- tarihinde bilirkişi raporunun tebliğiyle haberdar olduğunu, ilgili rapordan anlaşıldığı kadarıyla davacı şirkete ait ürünlerin taklitlerinin yapıldığını, söz konusu ürünler için kullanılan format ve görsellerde hem davacı tarafın, hem de müvekkili şirketin bilgilerinin kullanılmış olması ihtimali bulunduğunu, müvekkili şirketin ticari sahada saygın ve güvenilir bir firma olduğunu, müvekkili şirketin taklit ürün satmasını gerektirecek herhangi bir ihtiyacı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davacıların hak sahibi olduğu ----- markası ile satışa sunulan ------- ürünü ve ambalajı ile benzer olan ------- markalı -------- ambalajını satışa sunmak suretiyle meydana geldiği iddia edilen markaya tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulması ve önlenmesi ile maddi tazminat ve itibar tazminatının tahsiline ilişkindir.
Davacılar vekiline maddi ve manevi tazminat taleplerini açıklaması için kesin süre verilmiş, davacılar vekili dosyaya sunduğu 03/03/2022 tarihli dilekçesi ile; marka hakkına tecavüz nedeniyle; 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat, ambalaj tasarımına tecavüzden kaynaklanan haksız rekabet nedeniyle 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerine dair açıklama yapmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça husumet itirazında bulunulmuşsa da, davacı ----marka sahibi ve davaya konu ürünlerin üreticisi olan ----yetkili satıcısı olması nedeniyle, markaya tecavüz edilmesi veya haksız rekabette bulunulması halinde zarar göreceğinden, dava açmakta hukuki yararı ve taraf ehliyetinin mevut olduğu anlaşılmakla, husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
Yine davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuşsa da, dava zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu ve tecavüzün tespit edildiği tarihten bu yana 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, zamanaşımı itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu beyan edilerek yetki itirazında bulunulmuşsa da, dava marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası olup, SMK'nun 156/2. maddesi uyarınca davacının yerleşim yeri mahkemesi yetkili olduğundan ve davalı ------------ yeri Mahkememizin yargı sınırları içerisinde kaldığından, yetki itirazı da reddedilmiştir.
Dosyaya ---- getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı ------ markasının ---- sınıflarda tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davacılar tarafından davalı aleyhine------ dosyası ile ------ adresli ---- isimli iş yerinde delil tespiti yaptırıldığı, alınan bilirkişi raporunda; tespit isteyen tarafın tescilli markası olan ---- derecesinde------ibaresinin benzerlik ve iltibasa sebebiyet verdiği, bu durumun müşteriler nezdinde karıştırmaya sebebiyet vereceği, kullanımın haksız rekabet ve markaya tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Yine davacı tarafça ----- delil tespiti sırasında dava dışı kişiye ait iş yerinden elde edilen ------- markalı -------- ürünlerinin kutu ebatının, kutu üzerindeki belli başlı ifadelerin benzer oldukları,------- fraklı oldukları, ------- benzerlik göstermeseler de,---------- açısından tüketiciyi yanıltacak derecede benzer olduklarına dair ----tarihli rapor almış ve örneğini dosyaya sunmuştur.
Yine davacı tarafça ------- delil tespiti sırasında davalıya ait iş yerinden elde edilen -------markalı ------- ürünlerinin kutu ebatının, kutu üzerindeki belli başlı ifadelerin benzer oldukları,------ ------ gibi fiziksel özelliklerinin fraklı oldukları, marka ve logo olarak benzerlik göstermeseler de, endüstriyel tasarım açısından tüketiciyi yanıltacak derecede benzer olduklarına dair ------tarihli rapor almış ve örneğini dosyaya sunmuştur.
Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların delilleri toplandıktan sonra Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tasarım uzmanı------ oluşan bilirkişi heyeti ---- tarihli raporda; somut olayda gerek dava konusu ürünlerin üzerindeki yazılardan gerekse dosya kapsamında incelenen diğer belgelerden dava konusu ürünlerin kim tarafından üretildiğine ilişkin bir tespitte bulunulabilmesinin mümkün olamadığı, davacı ------- tescil numaralı ----- ibareli marka ile davalıya ait olduğu iddia edilen ------ ibareli marka arasında görsel, işitsel ve kavramsal açıdan herhangi bir benzerlik bulunmadığı, davacı tarafa ait tescilsiz ürün ve ambalaj tasarımı ile davalı tarafa ait olduğu iddia edilen tescilsiz ürün ve ambalaj tasarımı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yaratılan genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, davacı tarafa ait ürün ve ambalaj tasarımlarının davalıya ait olduğu iddia edilen ürün ve ambalaj tasarımlarıyla ayniyet derecesinde benzer olarak algılandıkları yönünde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmek suretiyle davaya konu edilen ------- satışlarının davalının kayıtlarında mevcut olup olmadığı, varsa davalının bu ürünleri satması nedeniyle davacının ticari kayıtlarında bu ürünlerin satış bedelleri ve davalının satmış olduğu ürün sayısına göre davacının mahrum kaldığı kar miktarının tespiti, bu mümkün olmazsa davalının elde ettiği gelirin tespiti konusunda rapor alınmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi ----- tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen ----- havale tarihli raporda; davacıların ibraz ettiği ------- yılları ticari defterlerinin yazılı oldukları, birbirlerini doğruladıkları, kanunlara uygun şekilde eksiksiz ve usulüne uygun tutuldukları, ibraz ettiği defterlerinin tümünün açılış tasdik/berat onaylarının ve yevmiye defter kapanış tasdik/beraat onaylarının yasal süresinde alınmış olduğu, TTK'nun 64/III.maddesinin nazara alınması ve ticari defterlerin HMK'nun 222. maddesine göre sahibi lehine delil olabilmesinin Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı tarafın ibraz edilen ------ ticari defterlerinin yazılı olduğu, birbirlerini doğruladıkları, kanunlara uygun şekilde eksiksiz ve usulüne uygun tutuldukları, ibraz ettiği defterlerinin tümünün açılış tasdik/berat onaylarının ve yevmiye defterinin kapanış berat onaylarının yasal süresinde alınmış olduğunun görüldüğü, TTK'nun 64/Ill. maddesine göre nazara alınabileceği, HMK'nun. 222. maddesine göre sahibi lehine delil olabileceğinin Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı şirketin dolayısı ilgili tarihler arasında ----- onaylı gelir vergisi beyannamelerine göre toplam -----olduğu, ortalama kâr oranının %0 olduğu ve zarar ettiği, dolayısı ile hesaplanacak bir geliri bulunmadığı, ----- yazısına göre hesaplanan lisans bedelinin -----olduğu yönünde görüş belirtilmiştir.
Davalı tarafça davalıya ait iş yerinde delil tespiti yapılmadığı, dava dışı---------- ait iş yerinde tespit edilen ürünlerin kendilerine ait olmadığı savunulmuşsa da, dava dışı kişiye ait iş yerinde incelenen ürünlerin üzerinde davalıya ait markanın yer aldığı, ayrıca dosyaya rapor sunan ------- raporuna ekli davalı şirketten yapılan 03/07/2020 tarihli ürün sipariş formunun da davaya konu ürünlerle ilgili oldukları görüldüğünden, davalının markası ile başka kişiler tarafından üretim yapıldığına dair savunması inandırıcı bulunmamış, ürünlerin davalıya ait olduğu sonucuna varılmıştır.
Sınai Mülkiyet Kanununun 29. Maddesinin yollamasıyla SMK'nun 7/2-b maddesinde tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.Markaların karıştırılma (iltibas) tehlikesi, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle, sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir. Diğer bir tanıma göre karıştırılma ihtimali, bir -tescilsiz- işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir
Yapılacak incelemede karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekir. Bunun için de ilk önce markalar arasında ayniyet veya benzerlik ve daha sonra mal ve/veya hizmetler arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı araştırılmalıdır. Burada iltibas tehlikesinin belirlenmesinde, benzerliğin vasat düzeydeki tüketicilerin ilk bakışta ürün veya hizmetin karıştırılmasına sebep olması veya karıştırma tehlikesinin bulunması ölçütü esas alınır. Ancak özel alıcı grubu olan hedef kitle de somut olayda nazara alınabilir.SMK'nun 55. maddesinde tasarım ------ olarak tanımlanmış, bu kanun uyarınca tescil edilmiş olması halinde tasarımın tescilli tasarım olarak korunacağı düzenlenmiştir. Yine SMK'nun 56. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı, 58. maddesinde ise tasarım sahibinin, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabileceği düzenlenmiştir. SMK'nun 81. maddesinde de tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için önerilerde bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak tasarım hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.Haksız rekabet ise Türk Ticaret Kanununun 54 ve devamı hükümlerinde düzenlenmiştir. TTK'nun 55/4.maddesine göre başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak haksız rekabet olarak sayılmıştır. Haksız rekabetten söz edebilmek için kusur, zarar, illiyet bağı unsurlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Yine haksız rekabeti düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 57. maddesinin hükmünün temeli kişilik haklarına tecavüzü düzenleyen Türk Medeni Kanununun 24. maddesine dayanır. Haksız rekabet hükümlerinin düzenlenme sebeplerinin başında, başkalarının emeğinden haksız bir şekilde yararlanmanın önüne geçmek yatar., Bir başkasının uzun uğraşlar sonucunda elde ettiği kazanımlardan ve değerlerden hiç bir emek ve çaba sarf edilmeden yararlanılması haksız rekabetin en önemli örneklerinden biridir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davalının ----- ürünleri üzerinde kullandığı -------- esas unsurlu markasının görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadıkları, bu nedenle markaların hitap ettikleri ortalama tüketici tarafından karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporları ile davalıya ait ---- markası ile satışa sunulan ------ ürünlerinin tasarımı ile ürün ambalajlarının tasarımının davacıların hak sahibi oldukları -------- esas unsurlu markasıyla satışa sunulan ------- tasarımı ve ürün ambalajı tasarımı ile benzer olduklarının tespit edildiği, bu benzerliğin tüketiciler tarafından ürünlerin karıştırılmasına neden olabileceği, ancak davacıların ürün ve ambalaj tasarımlarının------ olmadıkları, kamuya sunuldukları tarihin tespit edilemediği, davacılar tarafından bu tasarımların üç yıldan daha kısa süre önce kamuya sunulduklarına dair bir iddia ve delil sunulmadığı, bu nedenle SMK'nun 81. maddesi uyarınca tasarımların korunamayacağı anlaşılmıştır. Bu durumda davalının eyleminin TTK'nun 55/4.maddesinde tanımlanan başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak, yani haksız rekabet niteliğinde olduğu, davalının, belli bir bilinirliği olan davacıların hak sahibi oldukları tasarımları bilerek kendi ürünlerinde kullandığı, bu nedenle olayda kusurlu olduğu, haksız rekabet ile davacıların uğradıkları zarar arasında illiyet bağının da mevcut olduğu kanaatine varılmıştır. TTK'nın 56/1-d. maddesinde haksız rekabete maruz kalan bir kimsenin isteyebileceği şeylerden biri de maddi tazminattır. Bu isteğin kabul edilebilmesi için öncelikle davacının istediği zararı kanıtlaması gerekir. Asıl olan, davalının haksız rekabeti ile davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Ancak, böyle bir zararın, özellikle de miktarının kanıtlanmasındaki zorluğu dikkate alan kanun koyucu, haksız rekabetin varlığı halinde eylemin yaptırımsız kalmaması için, TTK'nın 56/1. maddesinde hakime, maddi tazminat olarak davalının elde etmesi mümkün bulunan menfaatin karşılığına hükmetmek yetkisi vermiştir. Haksız rekabette davacının maddi tazminat istemine konu ettiği zararı, davalının elde ettiği kar miktarı olmayıp, davalının haksız rekabeti nedeniyle davacının elde etmekten mahrum kaldığı kar miktarıdır. Bu zarar, kural olarak tarafların ticari defterleri ve diğer kanıtlarıyla beraber bilirkişi incelemesiyle tespit edilir. Bu şekilde bir tespit yapılamaz veya davacının kazanç kaybına uğramadığı anlaşılsa bile haksız rekabetin varlığında TTK'nın 57/2. maddesi uyarınca Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. Hakim Türk Borçlar Kanunun 50. maddesi gereğince, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarın hakkaniyete uygun olarak belirler. Davacıların davalının haksız rekabeti nedeniyle ne kadar gelirden mahrum kaldıkları dosyaya sunulan deliller ve davalının incelenen ticari kayıtları ile tespit edilemediğinden, davalının elde ettiği gelirin tespit edilmesine çalışılmıştır. Her ne kadar alınan bilirkişi raporu ile davalının incelenen dönemde zarar ettiği tespit edilmişse de, davacıların tasarımlarının bilinirliği, davacının kusur derecesi, haksız rekabetin devam ettiği süreye göre davacılar tarafından tasarım haklarına tecavüz nedeniyle talep edilen 5.000,00 TL maddi tazminatın Türk Borçlar Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacılar tasarım haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat talebinde de bulunmuşlarsa da, haksız rekabette TTK'nun 56/1-e maddesi uyarınca TBK'nun 58. maddesindeki koşullar mevcutsa manevi tazminata da hükmedilir. TBK'nun 58. maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarının zarara uğraması gerekir. Ancak dosya kapsamında yapılan incelemede davacıların haksız rekabet nedeniyle kişilik haklarının zarara uğradığına dair bir delil mevcut olmadığından manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacılar---------- sayılı delil tespiti dosyasında yaptıkları yargılama giderlerinin de faiziyle davalıdan tahsilini talep etmişlerse de, delil tespiti masrafları yargılama giderlerinden olup, faiziyle birlikte tahsili söz konusu olamayacağından, yapılan delil tespiti masrafları yargılama giderleri içinde değerlendirilmiştir.Tüm bu nedenlerle, davacının marka hakkına tecavüzün önlenmesi, marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi tazminat ve itibar tazminatı ile haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat taleplerinin reddine, haksız rekabetin önlenmesi ve haksız rekabet nedeniyle maddi tazminat taleplerinin kabulüne, hükmedilen maddi tazminata dosyaya sunulan ürün talep siparişinin tarihi olan 03/07/2020 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Davalının davacıların hak sahibi oldukları ------ markası ile satışa sunulan--------markalı ----- satışa sunmak suretiyle gerçekleştirdiği haksız rekabetin DURDURULMASINA VE ÖNLENMESİNE,
Haksız rekabet teşkil eden ------- ürünlerinin ve ambalajlarının MUHAFAZA ALTINA ALINARAK karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle İMHASINA,
Haksız rekabet nedeniyle 5.000,00 TL tutarında maddi tazminatın 03/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
TTK nun 59/1. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak üzere hükmün ----- çapında günlük olarak yayın yapan ve tirajı 1 milyondan fazla olan bir gazetede 1 kez ilanına,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
Alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 170,78 TL harcın isteği halinde ve karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Davacılar vekiline haksız rekabetin önlenmesi ve durdurulması davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar vekiline maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davalı vekiline markaya tecavüzün önlenmesi ve durdurulması davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davalı vekiline reddedilen itibar tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacılar tarafından yatırılan ve iadesine karar verilen tutar dışında kalan 341,55 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 400,85 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından---------dosyasında yatırılan 89,60 TL peşin harç ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 114,80 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Davacılar tarafından yapılan 145,85 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 5.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.145,85 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%38) 1.955,40 TL'nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye (%62) 3.190,45 TL'nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davacılar tarafından--------- delil tespiti dosyasında yapılan 30,50 TL tebligat ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.030,50 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%38) 391,60 TL'nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiye (%62) 638,90 TL'nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı11/04/2023

Full & Egal Universal Law Academy