İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/534 Esas 2023/233 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/534
Karar No: 2023/233
Karar Tarihi: 28.03.2023

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/534 Esas
KARAR NO:2023/233
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:19/02/2020
KARAR TARİHİ:28/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ..., 24/03/2017 tarihinde davalı sigorta şirketince sigortalanmış ... plakalı minibüs içerisinde yolcu konumundayken ... 1. Kısım ... Bulvarı üzerinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası dolayısıyla kalıcı olarak yaralandığını, trafik kazası sonrası ... CBS'nin 2017/... Sor. Sayılı dosyasıyla soruşturma başlatıldığını ve devamında da 2017/... iddianame numarası ile kamu davası açıldığını, kaza nedeniyle davalı sigorta kuruluşuna 18/12/2018 tarihinde hasar ihbarında bulunulduğunu ve ... numaralı hasar dosyası üzerinden yürütülen sulh görüşmelerinden sonuç alınamadığını, davalı sigorta şirketince müvekkili için hesaplanan tazminat tutarından tüm ihtirazı kayıtlarına rağmen %50 oranında kusur indirimi yapıldığını, müvekkili meydana gelen kazada yolcu konumunda olduğunu, kendisinin de soruşturma dosyasından alınan kusur bilirkişisi raporu uyarınca tali kusur atfedildiği (%25) aşikar olduğunu, neticeden sigorta şirketiyle kusur yönünden yapılan tespit ve değerlendirme üzerine uzlaşma sağlanamadığından uyuşmazlık konusu taraflarınca Sigorta Tahkim Komisyonuna taşındığını, komisyon başvurunun reddine karar verdiğini, ... plakalı minibüsün trafik kazası sonucu üçüncü kişiler nezdinde meydana getireceği ölüm, yaralanma ve sakatlık rizikoları ... numaralı trafik poliçesi ile davalı tarafından teminat ve güvence altına alındığından, müvekkilinin uğramış olduğu cismani zararın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigortası Genel Şartları ve Türk Borçlar Kanunu'nda düzenleme altında alınan haksız fiil sorumluluğu uyarınca davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, Sayın Mahkemenin re'sen takdir edeceği usul ve esaslar dahilinde, fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak üzere, davalarının kabulü ile HMK'nın 107. Maddesi uyarınca kesin olarak hesaplanmayan alacaklarının yönünden yargılama sırasında belirli hale geldiğinde dava değeri artırılmak üzere, şimdilik 6.000-TL tazminatın (1.000-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.000-TL cismani zarar toplamı) kaza tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, HMK m. 334 uyarınca adli yardım taleplerinin kabulünü, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ... plakalı kazaya karışan araç müvekkili şirkete, 27/01/2017-27/01/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ... numaralı Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalandığını, işbu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalısının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami 330-TL ile sınırlı olduğunu, poliçe limitini bildirmeleri davayı ve iddiaları kabul anlamında olmadığını, poliçeyi müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, keza masraf ve vekalet ücreti sorumlulukları da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığını, hiçbir surette işbu davayı kabul anlamına gelememek kaydıyla, zorunlu trafik sigortası sorumluluk sigortası olduğunu, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasına amaçlandığını, davanın öncelikle "dava şartı eksikliği" sebebiyle usulden reddi gerektiğini, davacıların müvekkil şirkete erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliğe uygun bir rapor sunmadığını, davacıların maluliyetiyle alakalı herhangi bir rapor dosyada bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuruda bulunmadan davacılar husumeti dava ettiğini, bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirkete trafik poliçesi ile sigortalı olan araç sürücüsünün, mezkur trafik kazasının oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığını, bu suretle haksız ve dayanaksız olarak ikame edilen işbu davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün mezkur kazada hiçbir kusurunun bulunmadığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesi raporunda belirtilen 2.durum ile sabit olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatından, geçici bakıcı gideri ve tedavi giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu hususta sorumluluk SGK'ya ait olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin davacıya tazminat ödemesi gerektiği kanaatine varılması halinde tazminat miktarının, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarınca benimsenin TRH-2010 Kadın/Erkek tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplanması gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkili sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 30/06/2020 tarih, ... sayılı kararında; "...Davacı tarafça dava açılmadan önce 28/10/2019 tarihinde aynı taleple Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunulmuş, hakem heyetince talebin itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminata ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından aynı kaza ve uyuşmazlığa ilişkin sigorta tahkim komisyonuna müracaat edildiği, komisyon tarafından uyuşmazlığın karara bağlandığı ancak kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür. Sigorta tahkim komisyonu kararlarının mahkeme kararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla tahkim komisyonuna yapılan başvurunun davamız açısından derdestlik teşkil ettiği, derdestliğin dava şartı niteliğinde olduğu, HMK'nun 114/1-ı maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 6456 sayılı kanunla değiştirilen 30. maddesinin 12. fıkrasında Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.
Buna göre aynı uyuşmazlığın Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince görüldüğü, aynı konu hakkında kesinleşmemiş bir karar olduğu ortadadır. HMK 114.maddesinin 1.fıkrasının (ı) bendi gereğince aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartlarındandır ve HMK 115/2 maddesi gereği mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Davacı tarafça daha önce tahkim komisyonuna başvurulduğu, komisyonca karar verildiği, davacı tarafından kararı tebliğe çıkartıp itiraz yoluna gidilmeden doğrudan iş bu davanın açıldığı, buna göre aynı uyuşmazlık hakkında süren iki dava olduğu, tahkim heyetine başvurunun iş bu dava tarihinden önce olduğu, bu sebeple derdestlik bulunduğu anlaşıldığından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/10944 E.- 2015/11934 K., sayılı içtihatları doğrultusunda davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ..." kararı verildiği,
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi'nin 27/04/2021 tarih, 2021/618 Esas ve 2021/669 Karar sayılı kararında; "... 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Eldeki dava 19/02/2020 tarihinde açılmış olup, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı bulunan ... plakalı aracın 24/03/2017 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralanması nedeniyle maddi tazminata karar verilmesi talep edilmektedir.
HMK'nın 114. maddesinin (ı) bendinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması olumsuz dava şartı olarak düzenlenmiştir. Aynı dava olduğunu söyleyebilmek için, birinci ile ikinci davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/12.maddesinde "Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir.Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir." düzenlemesi yer almaktadır.
Aynı Kanununun 30. maddesinin 23. fıkrasında, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun hükümlerinin sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanacağı belirtilmiş, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın tahkim usulüne ilişkin tebligatı düzenleyen 438. maddesinde de, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça tebligatın 11.02.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiştir. Bu itibarla hakem kararı kendisine verilen mahkeme, hakem kararının kendisine verildiğini ve kararın neden ibaret olduğunu iki tarafa da yazılı olarak tebliğ etmelidir. Her iki taraf hakkında da temyiz süresi ancak bu tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/8205 E. 2020/6039 K. Sayılı kararı )
Dosyada CD şeklinde bulunan 25/12/2019 tarih 2019E-97187 K-2019/103066 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem kararının incelemesinde; aynı kaza nedeniyle davacının davalıya karşı 28/10/2019 tarihinde uyuşmazlık hakemine başvurduğu, bedensel zararı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi tazminat talep ettiği, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvurunun, sigorta şirketine eksik evrakla başvurulduğu gerekçesiyle usulden reddine karar verildiği, karara karşı Komisyon nezdinde itiraz yolunun açık olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.Taraflarca karara karşı süresinde itiraz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır.
Bu durumda mahkemece sigorta tahkim dosya örneği tam ve eksiksiz olarak bu dosya içine getirtilmek suretiyle uyuşmazlık hakem kararına karşı taraflarca süresinde itiraz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak eldeki dava ile hakem dosyasının dava konusu ve sebeplerinin irdelenmesi, aynı talepler yönünden derdestlik dava koşullarının araştırılıp bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1-a/6'ncı maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine..." karar verildiği, İstinaf kaldırma kararı sonrası, mahkememize gelen dosyanın 2021/534 Esas sayıya kaydının yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
... 20.Asliye Ceza Mahkemesi’nin ... E. sayılı dosyası, trafik kayıtları, hastane kayıtları, kaza raporları, sağlık raporları, sigorta kayıtları, hasar dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK'nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazmini davasıdır.
Davacı, dava dışı ...’ın maliki olduğu, sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğunu, 24/03/2017 tarihinde, dava dışı sürücünün kusuru nedeniyle açık olan araç kapısından düştüğünü, meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını, bedensel zarara uğradığını, kazaya karışan ... plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketince ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle bedensel zarar miktarının tespiti ile maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK'nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK'nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ''mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş'' olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; "Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz." şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 04/02/2022 tarihli kusur raporunda; "...
I. Alternatif:
A) Sürücü ...'ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
B) Yolcu ...'in kusursuz olduğu,
II. Alternatif:
A) Sürücü ...'ın kusursuz olduğu,
B) Yolcu ...'in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu..." sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu tarafından hazırlanan 18/04/2022 tarihli kusur raporunda; "...
1.Durum
Kazanın indirme-bindirme için duraklayan minibüsün Davacı yolcu ...'in indiği sırada minibüsün harekete geçmesiyle düştüğünün kabulü halinde;
A) Sürücü ...'ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu,
B) Davacı yolcu ...'in kusursuz olduğu,
2.Durum
Kazanın davacı yolcunun, duraklayan minibüsten inmek istediği sırada dengesini kaybetmesiyle meydana geldiğinin kabulü halinde;
A) Sürücü ...'ın kusursuz olduğu,
B) Davacı yolcu ...'in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu..." sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 01/07/2022 tarihli maluliyet raporunda; "...Mevcut belgelere göre ... ve ... kızı 1963 doğumlu ...'in 24.03.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Kas İskelet Sistemi, Şekil 2.7’ye göre % 2, Tablo 2.3’e göre %1 olarak tespit edildiğine göre;
1-Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 1 (yüzdebir) olduğu,
2-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği..." sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, hesap bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, Aktüerya Uzmanı ...tarafından hazırlanan 30/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda; "...
A-Olay: 17.11.2017 günü saat 14.00 sıralarında sürücü... idaresindeki ... plakalı çekici ve buna bağlı ... plakalı yarı römork ile D.300-03 karayolu üzerinde ... istikametinden ... istikametine doğru seyir halindeyken km 32+500'de olay yerine gelip ilerisinde aynı yönde banketi takiben seyir halinde olan sürücü ... idaresindeki ... plakalı motosikleti geçmekte olduğu sırada, yarı römorkun sağ-yan arka kısımlarıyla motosikletin direksiyonuna çarpması, yarı römoktaki baranda lastiğinin de motosiklete takılıp motosikleti sürüklemesi sonucu davaya konu yaralanmalı olay meydana gelmiştir.
B-Adalet Bakanlığı Adli tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 2022/43828/4822 sayı ve 06.05.2022 tarihli Raporunda;
Olayda;
1.Durum
Kazanın indirme-bindirme için duraklayan minibüsün Davacı yolcu ...'in indiği sırada minibüsün harekete geçmesiyle düştüğünün kabulü halinde;
-Sürücü ...'ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu,
-Davacı yolcu ...'in kusursuz olduğu,
2.Durum
Kazanın davacı yolcunun, duraklayan minibüsten inmek istediği sırada dengesini kaybetmesiyle meydana geldiğinin kabulü halinde;
-Sürücü ...'ın kusursuz olduğu,
-Davacı yolcu ...'in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı,
C-Adalet Bakanlığı Adli tıp Kurumu Başkalığının 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen ... sayı, 29.06.2022 tarih ve 9694 Karar nolu Raporunda;
1963 doğumlu ...'in 24.03.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle
-Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 1 (yüzdebir) olduğu,
-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu,
D-Adalet Bakanlığı Adli tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen Kusur Raporunun takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
Davacı ...’in 24.03.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası;
-9 aylık geçici iş göremezlik dönem zararının 11. 649,00 TL,
-%1 maluliyet dönemi için sürekli iş göremezlik- efor kaybına ilişkin zararının 12.008,47 TL olmak üzere davacının toplam maddi zararının 23.657,47 TL olabileceği,
E-Davacı vekili,
18.12.2018 tarihli dilekçesi ile davalı ... Sigorta A.Ş. ye başvuruda bulunduğu,
28.01.2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yaptığı, başvuru eksik evrak nedeni ile usulden reddedildiği,
16.01.2020 tarihinde, dava şartı olan Arabuluculuğa başvuruda bulunduğu ve tarafların anlaşmadığı,
Huzurdaki dava 19.02.2020 tarihinde açıldığı,
F-Sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olacağı..." sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 14/12/2023 tarihli Bilirkişi ek raporunda; " ...
A-Olay: 24.03.2017 günü saat 07:30 sıralarında sürücü ... idaresindeki ... plakalı minibüsü ile ... 1. Kısım ... market önünde yolcu indirmek için yavaşladığı ya da durduğu sırada aracındaki yolcu ...'in araçtan düşmesi neticesinde dava konusu ...'in yaralandığı trafik kazası meydana geldiği,
B-Yargıtay Kararı doğrultusunda sürücünün %50 kusur oranına göre davacının maddi zararı hesaplandığı,
C-Adalet Bakanlığı Adli tıp Kurumu Başkalığının 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen ... sayı, 29.06.2022 tarih ve 9694 Karar nolu Raporunda;
1963 doğumlu ...'in 24.03.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle
-Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 1 (yüzdebir) olduğu,
-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu,
D-Davacı ...’in 24.03.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası;
-9 aylık geçici iş göremezlik gelirine, sürücünün %50 kusur oranı yansıtılması ile zararının 5.824,50 TL,
-%1 maluliyetine ilişkin gelirine, sürücünün %50 kusur oranı yansıtılması ile zararının 11.753,95 TL olmak üzere toplam maddi zararının 17.578,45 TL olabileceği,
E-Davacı vekili,
18.12.2018 tarihli dilekçesi ile davalı ... Sigorta A.Ş. ye başvuruda bulunduğu,
28.01.2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yaptığı, başvuru eksik evrak nedeni ile usulden reddedildiği,
16.01.2020 tarihinde, dava şartı olan Arabuluculuğa başvuruda bulunduğu ve tarafların anlaşmadığı,
Huzurdaki dava 19.02.2020 tarihinde açıldığı,
F-Sorumluluk, temerrüt tarihi ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olacağı..." sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
... Sosyal Güvenlik Merkezi'ne yazılan yazı ile davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması neticesinde bildirilen, 02/03/2020 tarihli cevapta, davacıya rücuya tabi herhangi bir iş göremezlik ödemesinin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin, 01/03/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 5.824,50-TL., sürekli iş göremezlik tazminatını 11.528,45-TL. olmak üzere toplam 17.578,45-TL. olarak artırarak, davalıdan tahsilini talep ettiği ve tamamlama harcını yatırdığı görülmüştür.
“… öğreti ve uygulamada kabul edilen görüşe göre, işletenlerden hangisinin kusurlu olduğunun kesin olarak tespit edilemediği durumda, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, zararın işletme tehlikeleri doğrultusunda, tehlikeler eşit varsayıldığından zarar ilke olarak yarı yarıya paylaştırılır. (Esasen somut olay bakımından böyle bir durumda her iki işleten açısından KTK’nın 57. maddesi ve Karayolu Trafik Yönetmeliğinin 109. maddesinin d bendi de tartışılmalıdır). Ne var ki, bu kuralın uygulanabilmesi için, gerekli araştırma ve incelemelerin yeterli biçimde yapılmasına karşın işletenlerden hangisinin kusurlu olduğunun tespit edilememiş olması koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir. Yeterli araştırma yapılmasına karşın işletenlerin hangisinin kusurlu olduğu kesin biçimde tespit edilememişse tehlikeler eşit varsayılarak zararın yarı yarıya paylaştırılması gerekir. Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 04.04.2007 tarihli ve 2007/11-104 E., 2007/180 K. sayılı kararında da benimsenmiştir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas: 2017 / 2112 Karar: 2020 / 850 Karar Tarihi: 10.11.2020)
Dosya kapsamı, düzenlenen kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, 24/03/2017 tarihinde meydana gelen davaya konu kazada, davacı ve davalı sigorta şirketine sigortalı ... plakalı aracın dava dışı sürücüsü ...’ın hangisinin kusurlu olduğunun kesin biçimde belirlenemediği, 2918 sayılı KTK 85/1.maddesi kapsamında, aracın işletilmesinden kaynaklanan tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca, zararın işletme tehlikeleri doğrultusunda, tehlikeler eşit varsayıldığından, zararın ilke olarak yarı yarıya paylaştırılması gerektiği, bu nedenle, davalı sigorta şirketinin meydana gelen zarardan, dava dışı sürücünün %50 kusuru oranının yansıtılması ile, teminat limiti kapsamında sorumluluğu bulunduğu, davalı sigortanın sigorta poliçesinin kişi başı ölüm/sakatlık için teminat limitinin 330.000 -TL. olarak belirlendiği, davacının, davalıdan bilirkişi tarafından hesaplanan geçici ve sürekli iş göremezlik, maddi tazminatı talep hakkı mevcut olduğu anlaşıldığından, davacının davasının kabulü ile, 5.824,50-TL. geçici iş göremezlik, 11.753,95-TL. sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 17.578,45-TL. maddi tazminatının 28/12/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile, 5.824,50-TL. geçici iş göremezlik, 11.753,95-TL. sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 17.578,45-TL. maddi tazminatının 28/12/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 1,200,78-TL. harçtan, peşin alınan 54,40-TL. + 198-TL. ıslah harcının toplamı 252,40-TL. harçtan mahsubu ile geriye kalan 948,38-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL. başvurma harcı + 54,40-TL. peşin harç + 198-TL. ıslah harcı + 1.500-TL. bilirkişi + 3.685,30-TL. ATK fatura bedeli + 550,90-TL. tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 6.043-TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın yatıran davacı iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda,miktara göre KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023
Katip ...
e-imzalıdır


Hakim ...
e-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy