İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/360 Esas 2023/281 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/360
Karar No: 2023/281
Karar Tarihi: 04.04.2023

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/360 Esas
KARAR NO: 2023/281
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/05/2022
KARAR TARİHİ: 04/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili ile davalı arasında 21.03.2019 tarihli makine satış sözleşmesi ile 11.000 USD + 11.000 Euro + 64.000 TL satış bedelli makinelerin satışı konusunda anlaşılarak taksitlendirmelerin TL olarak yapıldığını, ayrıca kur farkından doğacak farklar için 30.000 TL tutarlı teminat senedi alındığını, Kur farkının alınacağına dair yapılan sözleşme ve alınan teminat senedi sonrası davalıya 31.12.2021 tarihinde 19.574,76 TL tutarlı fatura kesildiğini, davalıya faturaların tebliğ edilmesine rağmen, borcun ödemediğinden, aleyhine ... 37. İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı şirketin kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemediğini ve borca itiraz ederek, aleyhine açılan icra takibini durdurduğunu, borçlunun borca itirazının iptaline, icra takibinin devamına, alacağın % 20 den az olmamak üzere İcra inkar tazminatının davalıya ödettirilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, icra dosyasının UYAP kayıtları, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasında 21/03/2019 tarihli makine satış sözleşmesinin imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı taraf sözleşmede kur farkı için 30.000,00 TL'lik teminat senedi verileceği konusunda anlaşma sağlandığını ve senet alındığını, bu kapsamda kesilen fatura bedelinin davalı tarafça ödenmediği ileri sürmekte, davalı taraf ise yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmayarak davacının iddialarını inkar etmiş sayılmaktadır. Bu kapsamda uyuşmazlık taraflar arasında yapılan 21/03/2019 tarihli sözleşmede belirtilen edimlerin taraflarca gereği gibi yerine getirilip yerine getirilmediği, davacının ... 37. İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyasına konu kur farkından kaynaklanan fatura miktarından davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunda toplanmaktadır.
Davaya konu ... 37. İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 19.574,76-TL fatura, 752,28-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.327,04 TL'lik ilamsız takipte bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 04/04/2022 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu vekili 11/04/2022 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 25/10/2022 tarihli ara kararı gereğince tarafların 2019-2022 yılı ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle rapor hazırlanmak üzere dosyamız Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 23/02/2022 tarihli raporda özetle;
"1. Taraflar arasında TTK 89. Madde anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesine rastlanmadığı, Taraflar arasında cari hesap benzeri ticari bir münasebet bulunmakta olup bu ticari münasebet açık hesap ilişkisidir. Açık hesap ilişkisi önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları bir ticari münasebet türü olup, bu ticari münasebette davacının, davalıya mal/hizmet satışlıları karşılığında fatura düzenlediği, davaya konu olan faturanın davalıya Temel fatura senaryosu ile tebliğ edildiği, Ssöz konusu faturaların ödendiğine dair dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmaması sebebiyle, davalının fatura borcunu davacıya ödemediği, bu itibarla borçlu temerrüdüne düştüğü,
2. Ayrıca celp edilen davalıya ait BA-BS formunda da dava konusu faturanın davalı şirket tarafından vergi dairesine vergi olarak beyan ettiği,
Yargıtay karalarında BA-BS beyannameleri ile verilen bir içtihatta;
BA BS Davalının BA formunda davacıdan satın aldığı mal/hizmet faturalarını vergi olarak bildirmiş olması karşısında davacı tarafça da faturaya konu alacağın varlığının ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 19.HD.'nin 10/04/2017 tarihli 2016/7490 E., 2017/2932 K.sayılı emsal kararı).
Bu durumda da;
3. Davacının, davalıdan ... 37. İcra Müdürlüğü ... Esas Sayılı Dosyası ile 30.03.2022 tarihinde başlattığı ilamsız takipte 20.327,04 TL talep ettiği,
Yapılan incelemede davacının, davalıdan 19.574,76 TL ( taleple bağlılık ilkesi ) alacaklı olduğuna dair yevmiye defterinde kayıt bulunduğu,
Davacının 752,28 TL takip öncesi işlemiş faiz talebinin fazla ve yersiz talep olduğundan reddinin gerekeceği,
Sayın mahkemece davacının kayıtlarında görülen alacak tutarı hakkında karar ittihazı halinde de, davacının 19.574,76 TL alacağına 3095 sayılı yasa gereği yıllık %15,75 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekeceği mütalaa edilmektedir." yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Raporda yapılan tespitlere göre, davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, lehe ve aleyhe delil vasfını haiz olduğu, davalı tarafça yapılan ihtarata rağmen inceleme gün ve saatinde ticari defterlerinin ibraz edilmediği, yerinde inceleme talebinde bulunulmadığı görülmüş, dava ve takip konusu kur farkına ilişkin faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının BA kayıtlarına göre de vergi müdürlüğüne vergi olarak bildirildiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 21/03/2019 tarihli makine satış sözleşmesinin ilgili kısımları şu şekildedir:
"TOPLAM SATIŞ BEDELİ11.000 $ + 11.000 € + 64.000 TL.
* SÖZLEŞMENİN MÜEYYİDELERİ VE ÖDEME ŞARTLARI:
ALICI; SATICI'ya aşağıda vade ve tutarları belirtilen Çekleri verecektir.
25.07.2019 VD.ÇEK9.000 TL.26.11.2019 VD.ÇEK 30.000 TL.
06.08.2019 VD.ÇEK11.000 TL.25.12.2019 VD.ÇEK 17.000 TL.
03.09.2019 VD.ÇEK20.000 TL.29.01.2020 VD.ÇEK 15.000 TL.
20.09.2019 VD.ÇEK20.000 TL.19.02.2020 VD.ÇEK 20.000 TL.
26.10.2019 VD.ÇEK30.000 TL.25.03.2020 VD.ÇEK 20.000 TL.
* Nakliye ücreti ALICI'ya aittir. Kurulum SATICI'ya aittir.
* Çeklerin vadesi geldiğinde Merkez Bankası Döviz Efektif Satış'tan Usd ve Euro “ya çevrilip Kalan bakiyeden düşülecektir. Bütün çekler tahsil edildikten sonra eksik çıkması durumunda SATICI, ALICI'dan talep edecektir. Fazla çıkması durumunda SATICI, ALICI'ya Fazla yapılan ödemeyi iade edecektir.
* SATICI, ALICI'dan Kur Farkı için 30.01.2020 Tarihine 30.000 TL. Teminat Seneti alacaktır."
Konuyla ilgili Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 26/01/2022 tarih, 2021/2990 Esas ve 2022/274 Karar sayılı ilamı şu şekildedir: "Uyuşmazlık kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 23.07.2013 tarihli "sipariş onay formu" başlıklı sözleşmenin 10. maddesinde iş bedeli 137.000€+KDV (Kur 1€=2,5292 TL) olarak düzenlenmiş olup, 12 no’lu “ödeme şekli” başlıklı maddesinde ise; 12.000€ mallar şantiyeye girdiğinde nakit, bakiye ödemesinin sipariş onay tarihinden başlayarak 8 ay vadeli 8 eşit çekle yapılacağı, ödemelerin TL olması durumunda kur riskinin müşteriye ait olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında temel ilişki yabancı para cinsinden kurulmuş olup, vadeli ödemelerin TL cinsinden yapılması halinde kur riskinin (kur farkının) müşteriye ait olduğu açıkça sözleşmede kararlaştırılmıştır. Bu durumda fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz. Ödeme aracı olan çekin TL olarak düzenlenmesi taraflar arasındaki mevcut sözleşme hükmünden vazgeçilmesi anlamına gelmemektedir.
Bu durumda mahkemece; davacının kur farkı talebi yönünden TL cinsinden yapılan ödemeler dikkate alınarak uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında bu hususta sözleşme olması nedeniyle dava konusu olayda uygulama olanağı bulunmayan 19. Hukuk Dairesinin 13.03.2019 Tarih 2018-1227 Esas, 2019-1611 Karar sayılı ilamı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, kararın bozulması uygun bulunmuştur."
Eldeki davada, yukarıda yapılan açıklamalar, ilgili sözleşme hükümleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda belirtildiği ve tarafların da kabulünde olduğu üzere, takip konusu faturaların davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça BA beyannamesi ile vergi müdürlüğüne bildirildiği, her iki tarafça imzaladığı ihtilafsız olan sözleşme hükümlerine göre kur farkının alıcı davalıya ait olduğunun kararlaştırıldığı, kural olarak çek ile yapılan ödemeden dolayı kur farkı talep edilemez ise de taraflar arasında imza edilen sözleşmenin sözleşme yapma özgürlüğü ilkesi çerçevesinde düzenlendiği, tarafların tacir, yapılan işin de ticari bir iş niteliğinde olduğu, tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğünün bulunduğu gözetilerek uyuşmazlığın sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ilkesi ve tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, buna göre kur farkının davalıya ait olduğunun açıkça sözleşmede kararlaştırılmış olması karşısında davacının dava ve takip konusu fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu, ancak işlemiş faiz yönünden davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ya da belgenin bulunmadığı gözetildiğinde bu talebin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalının ... 37 .İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 19.574,76-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 1.337,15 TL harçtan peşin alınan 245,50- TL harcın mahsubu ile bakiye ‭ 1.091,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre takdiren 1.502,26 TL'sinin davalıdan, geriye kalan 57,74 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Peşin alınan 245,50- TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 121,50 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.713,70 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 1.650,28 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince red olunan kısım yönünden hesaplanan 752,28 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 04/04/2023
Katip ...
¸e-imzalıdır



Hakim ...
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy